Balkondan çekilen görüntülerle serbest

İzmir'de DTP konvoyunda çıkan kavgada yayalar ve ambulansa çarpan şoför 4 aylık tutukluluğun ardından serbest bırakıldı.

İzmir'de 22 Kasım 2009 tarihindeki DTP konvoyunda yaşananlar günlerce gündemden düşmemişti.

Çıkan kavgada aracını aralarında polis memurunun da bulunduğu yayalar ile ambulansa doğru süren İrfan Duman, 4 aydır cezaevindeydi.

İzmir 6. Asliye Ceza Mahkemesi'nde görülen bugünkü duruşmaya, İrfan Duman ile avukatlar katıldı.

Duruşmada, Doğan İşin'in evinin balkonundan çekerek polise verdiği görüntüler bilirkişi nezaretinde izlendi.

Avukatlar, İrfan Duman'ın yönetimindeki araçta yasa dışı örgüt ya da partiyi simgeleyen bir ibare olmadığını, ambulansa çarpmadan önce ve sonrasında araca yönelik dışarıdan kişilerin taşlı, sopalı saldırısı olduğunu söyledi.

Duruşmada da tanık olarak ifade veren İşin, ''Ben konvoyda parti bayrakları dışında bir şey görmedim'' dedi.

DTP konvoyundaki kavganın duyulmasının ardından Özgürlük ve Dayanışma Partisi'nden (ÖDP) gözlemci olarak olay yerine giden avukat Ayşegül Altınbaş ise, ''İl Başkanımızın talebi üzerine gözlem yapmak için arabamla olay yerine gittim. Korkunç bir manzaraydı. Kızlar çığlık çığlığa küfür de içeren sloganlar atıyorlardı. Yerlerde tuğlalar, taşlar vardı. Ellerinde sopalar olan bir grup üzerime doğru geldi. Ben sizdenim gibi bir işaret yapınca geri gittiler'' diye konuştu.

Yargılanan İrfan Duman'ın kardeşi Narin Duman ise, ''Bizi öldüreceklerdi. Ben 'ağabeyi bizi buradan kurtar' diye bağırıyordum'' şeklinde konuştu.

Avukat Mehmet Bayraktar ise müvekkilinin tahliyesini talep ederek, ''Biz olayı İzmir'e mal etmiyoruz. Siyasi bir provokasyondur. Bu olayın faturası da müvekkilimize kesilmek istenmiştir. Müvekkilimiz eş ve kardeşlerini saldırıdan  kurtarmaya çalışmıştır. Saldıranlar da bu davada müşteki konumunda ifade vermişlerdir'' dedi.

Duruşma sonunda hakim, sanığın tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılmasına karar vererek, duruşmayı erteledi.

Cumhuriyet Savcısı Uğurcan Sevinç Kızıloğlu'nun hazırladığı iddianamede, sanığın iki kez basit yaralama, basit yaralamaya teşebbüs, kemik kırığına neden olacak şekilde yaralama, kamu malına zarar verme, trafik güvenliğini kasten tehlikeye sokma suçlarından cezalandırılması isteniyor.

İddianamede, konvoydakilerin zafer işaretleri ve başka el kol işaretleri yaptığı, terör örgütü lehine slogan attığı, PKK'yı temsil eden renklerde bezler salladığı ve böylece ''semt sakinleri'' ve işi nedeniyle oradan geçmekte olan kişilerin tepkilerini çektikleri belirtilerek şu ifadelere yer veriliyor:

''Şüphelinin konvoya ve konvoya katılan kişilere, semt sakinleri ve oradan geçmekte olan kişiler tarafından hem sözle hem de bir şeyler atmak şeklinde fiili tepkilerle karşılık vermesine sinirlendiği, konvoy araçlarının güvenlik içinde geçip gidebilmeleri için oluşturulan güvenlik şeridinden geçip gitmek yerine sırf kızgınlık, zarar vermek ve yaralamak maksadıyla aracı önce orada konvoydakilerin güvenliğini sağlamak için gelmiş Asayiş Şube Ekipler Amirliğinde görevli polis memuru Mustafa Ertuğ'un üzerine sürdüğü, Ertuğ kendisini kurtarınca Kamil Köse'ye, polis memuru Hüseyin Yılmaz'a, Bülent Pınarcı ve Gökhan Uçar'a, daha sonra da ambulansa çarptığı, tüm bu eylemleri  gerçekleştirdikten sonra kaçtığı, şüphelinin ise üzerine atılı eylemleri kasıtlı şekilde gerçekleştirmediği, araçtaki yakınlarını korumak istediği ve aracının ön kaputunun havaya kalkması nedeniyle önünü göremediğini iddia ettiği dosya kapsamından anlaşılmıştır.''

Sayfa Yükleniyor...