MHP lideri Bahçeli'dan 1 Kasım değerlendirmesi

Partisinin grup toplantısında konuşan MHP lideri Bahçeli, 1 Kasım sonuçlarını "Neticenin bir başarı olduğu iddiasında değilim ancak mağlup da olmadığımıza yürekten inanıyorum" sözleriyle değerlendirdi.

MHP lideri Bahçeli'dan 1 Kasım değerlendirmesi

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, " 1 Kasım'da aldığımız neticenin başarı olduğu iddiasında değilim ama mağlup da olmadığımıza yürekten inanıyorum" dedi.

1 Kasım seçimlerinin ardından ilk kez partisinin grup toplantısında konuşan Bahçeli, seçim sonuçlarına yönelik değerlendirmelerde bulundu.

Erdoğan'ın 7 Haziran sonucunu beğenmediğini ve bu nedenle 'nin tekrar seçime götürüldüğünü ifade eden Bahçeli, "AKP, tek başına iktidarı kaybetmenin korkusuyla kontrolden çıktı. Türkiye'yi şiddet döngüsüne hapsetti. Çünkü kayıp ve felaketlerden hesap sorulabilmesi için fırsat doğmuştu. AKP kadrolarının ürkmesinin nedeni buydu. 9 Temmuz'da hükümeti kurma görevini alan Davutoğlu tekrar bir seçimin ağlarını ördü. CHP bu oyuna adeta figüranlık yaptı" dedi.

Bahçeli, AK Parti'nin 7 Haziran sonrası koalisyon kurma isteğinin olmadığını söyleyerek şöyle devam etti:

"Sonuçta 1 Kasım'da AKP tek başına yetecek sonuca ulaştı. Kesin sonuçlar 12 Kasım'da açıklandı. Yemin merasimi bugün yapılacak. MHP 7 Haziran'da yüzde 16 oy oranı ile 80 milletvekili aldı. Ne var ki 1 Kasım'da beklentilerin altına düştüğümüz açık bir gerçektir. Yüzde 11 oy oranı ve 40 milletvekiliyle 26. dönemde miletimizin verdiği muhalefet görevini en iyi şekilde yapacağız.

İftira ve yıkıcı propagandaya rağmen bize destekleyen aziz vatandaşlarımıza teşekkür ediyorum. 1 Kasım'da aldığımız neticenin başarı olduğu iddiasında değilim ama mağlup da olmadığımıza yürekten inanıyorum."

"AKP NE YAPTI DA OYLARINI ARTIRDI?"

Seçim sonuçlarının etraflıca incelendiğini kaydeden Bahçeli, "Milli iradenin kararınza saygılı oluyoruz. Eleştirilere kulağımızı kapatmıyoruz. Daha iyisini yapmak hedeflediğimiz başarıyı yakalayabilmek için kuyumcu titizliğiyle çalışmalarımızı sürdürüyoruz" diye konuştu.

"7 Haziran'da ve 1 Kasım'da partimizin çıkaracağı dersler vardır. Siyasi mesajları daha iyi tahlil etmek zorundayız. 1 Kasım'da yapılan seçimlerin diğer seçimlere kıyasla farkları vardır. Demokrasinin kural ve ölçüleri çiğnenmiştir" diyen Bahçeli şöyle devam etti: 

"MHP, 7 Haziran'dan 1 Kasım'a kadar ne yapmıştır da 1 milyon 800 vatandaşımızın desteğini kaybetmiştir. AKP ne yapmıştır da oy kazanmıştır? 1 Kasım'da bizden kopan kardeşlerimizin tercihlerini saygıya karşılıyoruz. 

Türkiye'de ne değişmiştir? Dünyanın neresinde 4 ay 23 günde siyasi tutumlar bu kadar kesin bir şekilde dönüşmüştür? AKP'nin 49.5 oy oranı bizim göremediğimiz hangi siyasi icraatların sonucudur? Asayiş mi sağlandı, yolsuzlukların üzerine mi gidildi? AKP 4 ay 23 günde neyi başardı da tek başına iktidar olmaya hak kazandı?

Sipariş üzerine çalışan anket şirketleri bile çuvalladı, bu işin sırrı nedir? AKP ülkenin geleceğiyle oynarken, Türk milletinin birlik ve kardeşlik duygularıyla oynarken yine kazanmıştır.

Suruç'ta, Ankara'da canlı bombalar vatandaşlarımızın canlarını aldı. AKP'nin suç ortağı PKK oluk gibi kan akıttı. Asker ve polis canlı hedef haline getirildi. Türkiye şiddet diline resmen hapsedildi."

SİLVAN ELEŞTİRİSİ

Bahçeli Diyarbakır'ın Sivan ilçesinde yaşananlara da tepki gösterdi. İlçede 12 gün sokağa çıkma yasağı uygulandığını hatırlatan Bahçeli, "Yasak biter bitmez geri çekilen Mehmetçiğin terör yandaşlarının hakaretlerine maruz kalması herkes gibi bizi de etkilemiştir. Kahramanlarımızı aciz duruma düşürenlere, askeri işgalci gibi gösterenlere, olan biteni sineye çeken köksüzlere yedikleri içtikleri haram olsun diyorum" ifadelerini kullandı.

"AL-VER SÜRECİ BAŞLADI"

Seçimlerden sonra başkanlık tartışmalarının başladığını belirten Bahçeli, konuyla ilgili şu eleştirilerde bulundu:

"HDP'nin başkanlık sistemi tartışılabilir demesi tesadüf değildir. Al-ver sürecinin devreye alındığı anlaşılmıştır. Seçimin hemen ardından Türk tipi başkanlık modelinin dillendirilmesi, referandumdan bahsedilmesi milli iradenin saptırılması Erdoğan'ın parlatılması gayretidir. Başkanlık sistemiyle Türkiye'nin iki partili sisteme kayacağını söyleyen demokrasi düşmanlarının eline koz vermiştir."

"İŞGALE BIRAKILACAK PARTİ YOK"

Bahçeli'nin olağanüstü kurultay çağrılarında bulunan parti içi muhalefete de sert ifadelerle yüklendi:

"1 Kasım'da MHP'nin başarısız olduğunu söyleyenlere dikkat ediniz. MHP olağanüstü kurultaya gitmeliymiş, ilk seçimde baraj altında kalınırmış. Davutoğlu'na bakarsak kongreden korkmamıza gerek yokmuş. Sana mı soracağız? Demek ki içimizde kıpırdananlarla hedef birlikteliğin var. 

İçimizden ve dışımızdan MHP'nin çatısını uçurmak için çaba sarf eden ne kadar devşirme ve saray hafiyesi varsa devreye girmiştir. Bizde teslim edilecek, işgale bırakılacak parti yoktur. Bizim saray lejyonerlerine,işbirlikçilere devredilecek bir partimiz yoktur. MHP Türk milliyetçilerinin eseridir.

Kimse kaçak güreşmesin. 1 Kasım'da projelendirilen MHP'nin baraj altında kalmasıydı. Kaybetmemiz için her yol denendi. Asıl hedef Türk milleti ve Türklüktü.

Buzdolabına kaldırılan çözüm süreci müsibetinin tekrar konuşulması başlamıştır. Saraydan kulağına olağanüstü kurultay tavsiyesi fısıldananlar boy göstermeye başlamıştır. Bunlar AK trollerdir." 

"BATI'NIN İKİRCİKLİ BAKIŞI YENİ BİR NAMERTLİK DEĞİL"

Paris'te 132 kişinin hayatını kaybettiği terör saldırısını kınayan Bahçeli, Fransa yönetimine ise terör üzerinden eleştirilerde bulundu.

"Acı sadece Paris sokaklarında değildir. Masum canlara sadece Paris'te kıyılmamıştır" diyen Bahçeli, "Yıllardan beri PKK'nın Fransa'da beslenip Türkiye'de kan döktüğü bilinmektedir. Batı'nın terör örgütlerine ikircikli bakışı yeni bir namertlik değildir. Maalesef Fransa'nın bu kapsamdaki sicili hiç de iç açıcı değildir" ifadelerini kullandı.

Bahçeli sözlerini şöyle sürdürdü:

"Paris'te ölenlere elbette üzülelim, katillerin bulunması için işbirliği yapalım. Bağdat'ta Kerkük'te Musul'da Ankara'da kaybedilen terör kurbanlarına da aynı vicdan ölçüsüyle yaklaşalım. Fransa yönetimin düne kadar PKK'ya verdiği desteği gözden geçirip insalığın safında yer alacağını ümit ediyorum."

"YİNE HAYIR DİYORUM"

"Milliyetçi Hareket Partisi rüşvete, zillete ve mihnete hayır dedi. Milliyetçi Hareket Partisi harama, küresel cinayetlere, Müslüman katillerine, Türk kanının dökülmesini seyreden soysuzlara hayır dedi" diyen Bahçeli, şöyle konuştu:

"İşte şimdi yine söylüyor, yine tekrarlıyorum; bunların hepsine sonuna kadar hayır diyorum. Biz ilkelerimizden ödün mü verseydik? Biz ülkülerimizi, ülkemizin çıkarlarını görmezden mi gelseydik? Ya da biz yarım asra yaklaşan mazimizi bir iktidar uğruna çiğneyip kenara mı koysaydık? Nedir bizden istenen, nedir Milliyetçi Hareket’ten beklenilen? 7 Haziran öncesinde, 54 ayrı açık hava toplantısında 17-25 Aralığın hesabını soracağız; hırsızları adalete teslim edeceğiz dedik, yanlış mı yaptık? Anayasa’nın ilk dört maddesine toz kondurmayacağız; devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü ölüm pahasına da olsa savunacağız dedik, hata mı ettik?

Erdoğan’ın bile geri adım attığı, AKP’li bakanların bile eleştirilerimizi haklı gördüğü çözülme sürecini bitireceğiz, müzakereleri keseceğiz, ihanet edenlerin yakasından tutacağız dedik, yersiz mi konuştuk? Erdoğan, anayasal sorumluluklarını aşmasın, görevinin gerektirdiği hukuki sınırlara çekilsin dedik, çok şey mi istedik? Ya helal ya Bilal derken kuru gürültü yaptığımız mı zannedildi? Biz bunları söyledik, bunları vaat ettik ve de 7 Haziran’dan alnımız akıyla çıkmıştık. Asgari ücret hedefimizi eleştiren Erdoğan’a rağmen sosyal ve ekonomik vaatlerimizi milletimizle paylaştık. Şu işe bakınız ki, aynı Erdoğan bugün, AKP’nin 1300 liralık asgari ücret sözünden memnuniyet duyuyor, dahası işadamlarının gözünün içine baka baka daha az kazanın diyebiliyor. Ve hiç kimse çıkıp da, evet kefenin cebi yok; sen de daha az çal, daha az soy; fakiri tahrik etmek sözünü bırak da fakirliği bitirmek için atak ve aktif ol diyemiyor. Milyarlarca liraya kaçak Saray yaptırıyor, yetmiyor Yıldız Sarayı’nı mesken tutuyor. Milyonlarca masum insanımızın üzerinde ceketi yok, ayakkabısı yırtık, pantolonu yamalı, yoksulluk gözlerinden okunuyor. Fakat bunlar sarayla villa arasında saltanat sürenlere evet diyor, gerçek durum ve içler acısı hallerinin sorumluluğunu taşıyanlara şamarı indiremiyor. Biz milletimize ne dediysek onu yaptık. Biz ne söz verdiysek onun yanında durduk."

Sayfa Yükleniyor...