Ekonomiden Sorumlu Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, canlı gaste’ye konuk oldu.
İşsizlik, Avrupa’daki ekonomik kriz, Türkiye’nin AB yolculuğu ve eksen kayması konularında açıklamalarda bulunan Babacan, Almanya ve Fransa örnekleri ile Türkiye’nin AB’deki olası gücüne vurgu yaptı.
"Türkiye AB’ye girerse, Başbakan Erdoğan, Merkel ve Sarkozy gibi olacak" diyen Babacan şunları söyledi:
"İlişkilerde en büyük problem siyasi içerikli. Ekonomik ve teknik alanda müzakereler iyi gidiyor. Açılmayan pekçok faslın teknik yeterliliğini sağlamış durumdayız. Sarkozy’nin, Rumların ve Almanya’nın bloke ettiği fasıllar var.
33 FASILDAN 12'Sİ AÇILDI
Şu ana kadar 33 fasıldan 12’si açılmış durumda. Bir aksilik çıkmazsa, 13.sü de 30 Haziran’da açılacak. Kapatılan fasıl sayısı ise bir. Bu fasıl kapandıktan sonra, Kıbrıs sorunu diğer tüm fasıllarda engel teşkil etti. O sorun çözüldüğü takdirde, bu fasıllar da kapatılacak. Açmaya hazır olduğumuz fasıl sayısı ise 5-6 civarında. Sarkozy blokajı kaldırır, Kıbrıs sorunu da çözülürse, bunları hemen açarız.
"TÜRKİYE DİNAMO ROLÜ ÜSTLENECEK"
AB’nin Türkiye’nin üyeliği konusundaki tutumu dönem dönem değişiyor. Bir dönem ‘çok fakir, ekonomik yük mü olacak? tartışmaları yapılıyordu. Şu an ise böyle bir şey yok. Örneğin, üye ülkelerden Romanya ve Bulgaristan kişi başına milli gelirde bizden aşağı durumdalar. AB’nin genel ekonomik durumuna bakıldığında, Türkiye’nin AB’nin büyümesinde dinamo rolü üstleneceği görülür.
"ALMANYA VE FRANSA NE İSE..."
Bir başka neden de, kendinden korkma ve popülist liderler. AB’ye üye olduğumuz gün, Almanya ve Fransa neyse, biz de aynı olacağız; eşit ağırlıklı bir ülke olacağız. Yeni üyeler hiçbir zaman bu şartlarda girememişti. AB, Almanya-Fransa ekseninde büyüdü. Türkiye üye olduğu gün, Almanya ve Fransa neyse, Türkiye’nin de ağırlığı bu olacak. Yani o gün, bugünkü AB olmayacak.
İşte bu güç paylaşımı, Fransa ve Almanya için önemli bir kararı ifade ediyor. Merkel ile Sarkozy biraraya gelip karar alıyor (son alınan AB’ye ekonomi hükümeti kararı) ve diğer üyelere tebliğ ediyorlar. Biz üye olsak, o toplantıya bizi de çağıracaklar. Merkel, Sarkozy ve Başbakan Erdoğan kararları birlikte alacak. Buna tahammülleri olacak mı olmayacak mı bilmiyorum ama Türkiye AB’ye üye olmaz ise, gelecekte AB’nin dikkate alınmayan, sönen bir yağı olduğu görülecektir.
Geçmişte görünen şey, üye sayısında 6’dan 27’ye çıkışın AB’yi güçlü kılması oldu. Genişleme durduğu anda, AB’nin dünyadaki önemi kaybolacak..."
Bütçe ve işsizlik rakamlarına ilişkin, “sonuçlar daha iyi olmalı" diyen Babacan, “Nereden baksanız yüksek rakam. Geçen seneye göre iyiyiz ama yeterli değil. Genç işsiz rakamlarına ilişkin bizdeki oran AB'nin tam ortalaması. Gençlerdeki işsizlik sadece bizim sorunuz değil, AB genelinde de var. hatta ABD’de aynı durumda” diye konuştu.
3 ÇOCUK’UN ARKASINDA
Başbakan’ın ‘3 çocuk’ hedefini savunan Babacan, “AB'de bir çok ülkenin 100-200 yıl sonra nesli sona erecek. ‘İstihdam üretemedik, çocuk yapmayalım’ demek kolaycılık. Bugün nüfus bir güçtür.
Avrupa krizini değerlendiren ve Türkiye'nin krize karşı direnişiyle örnek olduğunu söyleyen Babacan şöyle konuştu:
“İngiltere’nin borcu yüzde 45'ten 80 yükseldi. ABD'de yüzde yüze yakın. Dünya için Avrupa için en önemli risk kaynağı borçlar. AB'de olağanüstü tedbir alma dönemi başlamış durumda. Krizde kredi notu artırılan bir ülkeyiz. İki kademe birden artırılan tek ülkeyiz. Bölgemizde en hızlı büyüyen ülke Türkiye. G-20'de masada dik oturabilen bir iki ülkeden biriyiz.
1 EURO 1 DOLAR OLUR MU?
“Eğer AB üye ülkeler akıllı politikalar uygularsa, Euro’nun değerini makul bir yerde tutabilirler. Ama yüksek borç ve karkşılıksız para basma uzun sürerse aşağı inelbilir. Ne olacağı Euro bölgesi ülkeleri ve AB Merkez Bankası’nın ne yapacağına bağlı.”
- Etiketler :
- Haberler
