Başbakan Yıldırım: Kirli pazarlık içinde olmayız

Başbakan Yıldırım, ''Afrin bölgesini de terör oluşumlarından temizleyeceğiz ve oradaki o bölgenin insanlarına tekrar topraklarına, yurtlarına dönmesini sağlayacağız. Bir kirli pazarlık içinde olmayız. NATO'da müttefikimiz, uzun yıllar 'stratejik ortak' diye düşündüğümüz Amerika'nın artık aklını başına toplayıp doğru dürüst bir karar vermesi lazım'' dedi.

Başbakan Yıldırım: Kirli pazarlık içinde olmayız

Başbakan Binali Yıldırım ve Makedonya Başbakanı Zoran Zaev, Çankaya Köşkü'ndeki baş başa ve heyetler arası görüşmelerin ardından ortak basın toplantısı düzenledi.

Zaev'i 'de ağırlamaktan duyduğu memnuniyeti dile getiren Yıldırım, ziyaretin iki ülke arasında, kökleri geçmişe uzanan, kuvvetli bağlar ve kardeşlik duygularının önemli bir göstergesi olduğunu vurguladı.

İki ülke arasındaki güçlü kardeşlik ve dostluk bağının en temel unsurlarından birinin Makedonya'da yaşayan soydaşlar olduğunu belirten Yıldırım, Zaev ve heyetiyle -Makedonya ilişkilerini bütün yönleriyle ele aldıklarını, gelecekte yeni potansiyellerin harekete geçirilmesi, ilişkilerin her alanda güçlendirilmesi konusunda mutabakata vardıklarını bildirdi.

Yıldırım, Türkiye ve Makedonya arasındaki mevcut ticaret hacminin iki ülke potansiyelini yansıtmadığının altını çizdiklerini aktararak, kısa süre içerisinde ticaret hacmini artırma konusunda mutabık kaldıklarını, bunu yaparken de ticaret dengesini sağlamayı önemsediklerini vurguladı.

Türk yatırımcıların Makedonya'daki yatırımlarının 1 milyar 300 milyon dolar seviyesine ulaştığını ve bundan memnuniyet duyduklarını ifade eden Yıldırım, Türk yatırımcıların ilgisinin artarak devam ettiğini, Başbakan Zaev'in Türk yatırımcıların önünü açacak çalışmalar konusunda kendilerine kapsamlı bilgi verdiğini kaydetti.

Mevkidaşı ile terörle mücadele ve Balkanlar'da işbirliğinin bütün bölge ülkelerinin katılımıyla daha da geliştirilmesi konularını kapsamlı bir şekilde ele aldıklarına işaret eden Yıldırım, "15 Temmuz darbe girişiminde Makedonya'nın ülkemize verdiği destekten dolayı kendilerine teşekkür ettik. Özellikle bu darbenin sorumlusu feto terör örgütünün faaliyetlerinin Makedonya'da sonlandırılması konusundaki talebimizi de bir kez daha yineledik" dedi.

Başbakan Zaev'in, 21 Aralık'ta Başbakan Yardımcısı Hakan Çavuşoğlu'nun da katıldığı, geniş katılımlı bir toplantıda "Türkiye'nin düşmanı bizim de düşmanımız" dediğini anımsatan Yıldırım, Zaev'in bu sözü söyleyerek FETÖ'ye karşı net tavrını ortaya koyduğunu ve bu kapsamda yapılan çalışmaları da takdir ettiklerini söyledi.

Yıldırım, "Bu feto terör örgütü sadece Türkiye'de darbe girişimine katılmış bir örgüt değil, küresel güçlerin kontrolünde, var olduğu ülkelerin bugün değilse yarın, yarın değilse orta vadede başına dert olacak, bela olacak bir örgüttür. Bu konuda da Sayın Başbakan ile bildiklerimizi paylaştık" diye konuştu.

Başbakan Yıldırım: Kirli pazarlık içinde olmayız - 1

Eğitim ve kültür alanları ile birçok konuda iki ülkenin önemli işbirlikleri olduğunu anımsatan Yıldırım, bölgede TİKA'nın önemli faaliyetlerinin bulunduğunu, Yunus Emre Enstitüsü ile Makedonya Kültür Enstitüsünün çalışmaları olduğunu, bunların iki ülke arasındaki ilişkilerin gelişmesine önemli katkı sağladığına işaret etti.

Yıldırım, Başbakan Zaev'e bölgesel konularda da kapsamlı bilgi aktarma fırsatı bulduğunu dile getirerek, "Özellikle Suriye, Irak alanında yaşanan ve Türkiye'nin bir süredir teröre karşı başlattığı Zeytin Dalı Operasyonu konusunda da kapsamlı bilgi verme fırsatım oldu. Esasen Türkiye'nin bölgede yaptığı sadece kendi vatandaşlarının can ve mal emniyetini sağlamak değil aynı zamanda bütün Avrupa Birliği'nin, Balkanların güvenliğini de sağlamaktan ibarettir. Eğer Türkiye buralara sahip olmasa hem mülteci kriziyle hem de terör dalgasıyla bütün Avrupa bu işten büyük bir bedel öder. Bunun ne yazık ki Avrupa Birliği tarafından yeterince görülmediğini, takdir edilmediğini de yaşamaktayız, bu da ayrı bir tespit" dedi.

"ÜMİT EDERİM MAKEDONYA'YI BİZİM KADAR BEKLETMEZLER"

Makedonya'nın Avrupa-Atlantik kurumlarıyla bütünleşmesine önem verdiklerini, Makedonya'yı anayasal ismiyle tanıyan ve ilk büyükelçi ataması yapan ülkenin Türkiye olduğunu anımsatan Yıldırım, "Dolayısıyla NATO ile entegrasyonu konusunda da desteğimiz bundan böyle devam edecektir. Aynı zamanda Avrupa Birliği üyeliğini de destekliyoruz. Her ne kadar biz de Avrupa Birliği üyesi değilsek de ümit ederim Makedonya'yı bizim kadar bekletmezler. Kısa sürede Makedonya da Avrupa Birliği'ne üye olur. Bizim Avrupa Birliği üyeliğimiz sizinki kadar karışık değil, uzun yıllara yayılı, inişli-çıkışlı bir süreci var. Ümit ederim ki Avrupa Birliği gelecek vizyonunu en iyi şekilde belirler, Türkiye ile devam edecek mi, etmeyecek mi bu konuda sağlıklı bir karar verir ve bu şekilde de ilişkilerimiz daha iyi bir düzeye gelmiş olur" diye konuştu.

Başbakan Zaev ve heyetine "Hoş geldiniz" diyen Yıldırım, "Burası sizin eviniz, öyle görmenizi istiyorum. Ümit ederim ki dün ve bugün gerçekleşen faaliyetler Türkiye ile Makedonya arasındaki ilişkilerin daha da ileri taşınması için önemli bir başlangıç olacaktır" ifadesini kullandı.

Başbakan Yıldırım ve Makedonya Başbakanı Zoran Zaev, gazetecilerin sorularını da yanıtladı. Yıldırım, Makedonya'nın isim tartışmalarıyla ilgili bir soru üzerine, Makedonya'yı anayasal ismiyle tanıyan ilk ülkenin Türkiye'ye olduğunu yineleyerek, "Bir ülkenin isminin ne olacağına o ülke karar verir. Başka ülkelerin o ülkeye isim tayin etmesi çok büyük bir yanlışlık olur. Bütün bunlara rağmen bu konuyla ilgili Yunanistan'la yaşanan sorunların konuşarak, görüşerek, tatlılığa, bir suhuletle çözüme kavuşturulması en büyük arzumuzdur" dedi.

Komşu ülkelerin aralarındaki sorunları görüşerek halletmelerinin esas olması gerektiğini vurgulayan Yıldırım, "Komşumuz Yunanistan'la aynı fikirde olmadığımız konular var. Bunların çözümünde her zaman diyaloğu önemsiyoruz. Diyalog yolunu tercih ediyoruz" ifadesini kullandı.

Yıldırım, "Türkiye'nin operasyonları durdurması konusunda ABD'nin YPG/PKK'yı pazarlık unsuru olarak kullanabileceği" iddialarına yönelik bir soru üzerine, bu konuda Türkiye'nin tutum ve tavrının çok net olduğunu söyledi.

"Terör örgütlerinin al birini vur ötekisine. İster PKK, ister YPG... Hangisi olursa olsun" diyen Yıldırım, "Bizim hudutlarımızı tehdit ediyorsa vatandaşlarımızın mal ve can güvenliğine tehlike teşkil ediyorsa sınırlarımız ötesinde ülkemizi tehdit edecek birtakım oluşumlar içinde oluyorlarsa bunların hepsinin üzerine amansız bir şekilde gideceğiz. Bu sadece Türkiye'nin Türkvatandaşlarının huzuru için değil bölgede yaşayan günahsız insanların geleceği için de bizim bir sorumluluğumuz" görüşünü kaydetti.

"KİRLİ PAZARLIK İÇİNDE OLMAYIZ"

Yıldırım, 3,5 milyon Suriyeli'nin canını kurtarmak, terör tehdidinden ve rejim baskısından kurtulmak için Türkiye'ye geldiğini anımsatarak, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bizim amacımız, Fırat Kalkanı'yla Münbiç, Azez arasını nasıl temizlediysek Afrin bölgesini de terör oluşumlarından temizleyeceğiz ve oradaki o bölgenin insanlarına tekrar topraklarına, yurtlarına dönmesini sağlayacağız. Bir kirli pazarlık içinde olmayız. Terör bizim için en büyük tehdittir. En büyük baş belasıdır.

NATO'da müttefikimiz, uzun yıllar 'stratejik ortak' diye düşündüğümüz Amerika'nın artık aklını başına toplayıp doğru dürüst bir karar vermesi lazım. Terör örgütlerini yanına alıp terörle mücadele etmenin, devlet ciddiyetiyle bağdaşmadığını artık Amerika'nın görmesi gerekiyor. Görürse güzel, görmezse biz yapmamız gereken neyse onu yapmaya devam ederiz. Hem Afrin'de hem de diğer bölgelerde terör tehdidini sona erdirmek için atılması gereken adımları kararlılıkla atarız. Bunun için de herhangi birinin icazetine ihtiyacımız yok. Uluslararası hukukun bize tanıdığı bütün imkanları sonuna kadar kullanırız."

Başbakan Yıldırım, HDP'nin hafta sonu yapılan kongresinde, terör örgütü PKK'nın elebaşı Abdullah Öcalan'ın afişlerinin salona asılması ve Zeytin Dalı Harekatı'na yönelik ifadeler nedeniyle soruşturma başlatılmasına ilişkin bir soru üzerine de şunları kaydetti:

"Savcılık, yapılması gerekeni yapmış. Türkiye'de siyasi faaliyet gösteren siyasi partinin, her şeyden önce terörle bağını açık bir şekilde kestiğini milletimize ilan etmesi lazım. Biz bunu bekliyoruz. Biz terörü sonlandırmak için büyük mücadele veriyoruz. Şehitlerimiz, gazilerimiz, sivil vatandaşlarımız terör saldırılarıyla hayatını kaybediyor. Hal böyleyken, siyasi parti kimliğinde bir oluşum terör örgütüyle iç içe terör örgütünün baskısından kendisini kurtaramamışsa o zaman meşruiyetini kaybetmiş demektir. Hiç kimsenin suç işleme lüksü yoktur. Türkiye bir hukuk devleti, hukuk devleti içerisinde işlenen her türlü suçun, yapılan her türlü kanunsuz eylemin karşılığı vardır. Hukuk, yargı gereğini yapacaktır."

Sayfa Yükleniyor...