Başbakan Yıldırım: Pusula bozulmuş, iş görmüyor

Partisinin Düzce mitinginde konuşan Başbakan Yıldırım, ''82 model darbe anayasası ile artık bu büyük ülke, yönünü belirleyemiyor. Çünkü anayasa bir ülkenin pusulasıdır, pusula bozulmuş, iş görmüyor'' dedi. HDP için ''Kandil'in taşeronları'' ifadesini kullanan Yıldırım, ''O Kandil'i de başlarına yıkacağız, taşeronlarının da gereğini yapacağız'' şeklinde konuştu.

Başbakan Yıldırım: Pusula bozulmuş, iş görmüyor

AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan , anayasa değişikliği halk oylaması sürecinde partisince Anıtpark Meydanı'nda düzenlenen mitingde konuştu.

Ülkenin tüm vatandaşlarını kucaklayacak çoğulcu demokrasiye dayalı anayasa sözü verdiklerini, anayasayı değiştireceklerini söylediklerini, vekiller olarak sözlerini tuttuklarını ve görevlerini tamamladıklarını anlatan Yıldırım, şunları kaydetti:

"Şimdi artık söz de karar da sizin. AK Parti olarak milletin yolundan başka bir yola asla girmedik. 82 model darbe anayasası ile artık bu büyük ülke yönünü belirleyemiyor. Niye belirleyemiyor? Çünkü anayasa bir ülkenin pusulasıdır, pusula bozulmuş, iş görmüyor. Allah korusun, bozuk pusulayla gemi ya batar ya da karaya oturur. İki başlı yönetimler pusulayı ele aldı, zannettiler ki bu işi yapacağız. Yapamazsınız kardeşim. Zaten yapamadınız. Kavga kavgayı, o da kara günleri getirdi. Mevcut anayasada cumhurbaşkanı da başbakan da güçlü. Bu yüzden çoğu zaman bu iki makam arasında anlaşmazlık oluyor. Bu, bazen o kadar ileri gidiyor ki iki makam birbiriyle kavga ediyor. 2001 krizi neden oldu hatırlayın."

"BU KAVGA YENİ DEĞİL"

Yıldırım, 2001 krizinin anayasa kitapçığını cumhurbaşkanının başbakana fırlatması ve birbirlerine hakaret etmeleri üzerine çıktığını, bunun bedelini de milletin ödediğini anımsattı.

O dönemde ülkenin muz cumhuriyetine döndüğünü, acı tecrübeleri birlikte yaşadıklarına dikkati çeken Yıldırım, şöyle devam etti:

"Bu kavga yeni değil. 1950'de tek parti dönemi, rahmetli Bayar, Adnan Menderes ve arkadaşlarının kurduğu siyasi hareketle sona erdi. 'de her 5 yılda bir seçim olsaydı şu anda 19. hükümet iş başında olacaktı. Şimdi 65. Hükümet var. İsrafa bak, bu, Türkiye'ye yakışmıyor. 1950'den bu yana 48 hükümet kurulmuş. Her bir hükümetin süresi bir yıl 3 ay. Bu süre zarfında, 50 yılda, bugüne kadar İngiltere sadece 15 hükümet kurmuş. Amerika sadece 17 başkan seçmiş, biz 48 hükümet kurmuşuz. Bu kalsa neyse. Bir de darbeler, muhtıralar, milli iradeyi tehdit, kumpaslar almış başını, gitmiş. Neyse ki yıllar sonra milletin sinesinden AK Parti çıktı. Onun kurucu genel başkanı, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan çıktı."

Yıldırım, alandakilerin "Recep Tayyip Erdoğan" sloganları üzerine Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın selamını vatandaşlara iletti.

AK Parti ile de uzun süre uğraştıklarını, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın milletvekilliği yapmasını yasakladıklarını belirten Yıldırım, bunun da yetmediğini, 2007'de muhtıra verdiklerini ifade etti.

Vesayet odaklarının o dönemde "Siz cumhurbaşkanı seçemezsiniz" dediğini hatırlatan Yıldırım, "Biz ancak muhtırayı milletten alırız. Milletten başka kimse bize muhtıra veremez. O muhtırayı aynen iade ettik ve 'Siz misiniz bize cumhurbaşkanı seçtirmeyen?' dedik. O zaman millete gittik ve millet referandumda 'Evet' verdi. Düzce, yüzde 79 'Evet' verdi. Düzce, şimdi en az plakanız kadar 'Evet' istiyoruz" şeklinde konuştu.

Başbakan Yıldırım, geçmişte yaşanan siyasi krizleri anımsatarak, var olan sistemde yaşanan sıkıntılara değindi.

"Milletin kendini temsil etme yetkisi ile Meclise yolladığı vekiller cumhurbaşkanını seçemiyor ama millet doğrudan sandığa gidiyor, cumhurbaşkanını seçiyor. Yetmedi e-muhtıralarla millete ayar veriyorlar" diyen Yıldırım, 17-25 Aralık kumpasıyla hükümetin alaşağı edilmek, başbakanın görevden uzaklaştırılmak istendiğini belirterek, bunun sonrasında da 15 Temmuz'da darbe girişiminin yapıldığına dikkat çekti.

Başbakan Yıldırım, milletin buna karşı gelerek, tankların, mermilerin, uçakların önüne göğsünü siper ederek alçaklara dünyaya dar ettiğini, Hakk'ın ve halkın gücünün tankın gücünü alaşağı ettiğini ifade etti.

"Demokrasinin zincire vurulmak istendiği o gün her gencimiz birer Ulubatlı Hasan, her kadınımız birer Nene Hatun oldu" ifadesini kullanan Yıldırım, vatandaşların tarihten aldığı miras ve sorumlulukla ülkesini savunduğunu, teröristlere boyun eğmediğini vurguladı.

Yıldırım, "Vatanın, Cumhurbaşkanının, demokrasisinin yanında durarak meydanları doldurdunuz. Şehitler verdik, gazilerimiz oldu. Çanakkale'deki ecdadı selamlayarak, şehadet şerbetini içtiniz" diye konuştu.

"MİLLETE DEVAMLI ABA ALTINDAN SOPA GÖSTERİYORLAR"

Başbakan Yıldırım, bu sözleri sırasında vatandaşların "Vatan sana canım feda" sloganları atması üzerine, "İşte bu gençliğe siyaseti çok gören, milletvekilliğini çok gören Kılıçdaroğlu dinle. İşte gençlik, işte gelecek. Demek ki birileri darbe anayasasının mevcut sisteminden nemalanıyor. Millete devamlı aba altından sopa gösteriyorlar. Demek ki bu sistemin bir yanlışı var. O yanlış da yetkinin doğrudan milletten alınmaması" sözlerine yer verdi.

Yapılan değişiklikle temsil sorunlarının, siyasi tıkanıklıkların geride bırakılacağını vurgulayan Yıldırım, "Yeni anayasa, 79 milyonu kucaklayan, kutuplaşma yerine kucaklaşmayı öngören, çatışma yerine birlikte çalışmayı sağlayan bir anayasa olacak. İstiyoruz ki, artık hep baharı yaşayalım. Çocuklarımız, gençlerimiz umut dolu yarınların inşa edildiği bir ülkede yaşasın. Onun için bu sistemle Türkiye milletin istikametinde ilerlemeye devam edecek" ifadelerini kullandı.

Mitingin yapıldığı meydanda toplanan kalabalığa, "Bu kutlu yolculukta birlikte yürümeye var mısınız " sorusunu yönelten Yıldırım, vatandaşların "Evet" yanıtını vermesi üzerine, "Memleket için aydınlık bir gelecek için kutuplaşmak değil, kucaklaşmak için milletin egemenliği için gücümüz millet, kararımız 'Evet.' Sevdamız millet, kararımız 'Evet.' Daima millet, kararımız Evet" dedi.

''BAKAN PAZARLIKLARI, AYAK OYUNLARI ARTIK GERİDE KALIYOR"

Başbakan Yıldırım, konuşmasında anayasa değişikliğine ilişkin bilgileri paylaşarak, şu değerlendirmede bulundu:

"Artık yetki doğrudan millete geçiyor, vekillerden alınıyor, asıllara veriliyor. Vatandaş, milletvekilliği seçimiyle cumhurbaşkanlığı seçimini aynı gün yapıyor, önünüze iki tane sandık geliyor. Birinci sandığa vekillerin, ikinci sandığa da cumhurbaşkanının oyunu atıyorsunuz. Sandıklar açılıyor memleketi kim idare edecek belli oluyor. Efendim, 'Biz seçip gönderiyoruz Ankara'ya. Ankara'da Cumhurbaşkanı görevi kime verecek Hangi partiye verecek Kurulan hükümet onaylanacak mı?' Bakan pazarlıkları, çeşitli ayak oyunları artık geride kalıyor. İlk günden hükümeti de kuruyorsunuz, güven oyunu da veriyorsunuz. Sen sağ, ben selamet. Herkes işine bakıyor. 5 yıl kulağınız rahat."

Yeni sistemle art arda seçimlerin, zaman israfının olmayacağını belirten Yıldırım, "İşimize, gücümüze, geçimimize bakacağız. Cumhurbaşkanı ve milletvekilleri doğrudan halktan aldığı yetkiyle belirlenmiş oluyor" ifadelerine yer verdi.

Yıldırım, cumhurbaşkanını hükümetin kurması sonrasında Meclisin de kabinenin ihtiyacı olan kanunları çıkaracağını anlattı.

Meclisin cumhurbaşkanının iş ve işlemlerini denetleyeceğini, soruşturma, genel görüşme yapabileceğini, yazılı soru sorabileceğini de aktaran Yıldırım, "Meclisin etkinliği kayboluyor" yönündeki eleştirilerin "yalan dolan" olduğunu vurguladı.

"BİZİM ANLATAMADIĞIMIZ İŞİ BİR DAKİKADA ANLATTI"

Yıldırım, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun anayasa değişikliğine yönelik geçen günlerde bir radyo programında yaptığı konuşmayı anımsatarak, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Şimdi biz ne güzel kapı kapı, meydan meydan dolanıyoruz. Kılıçdaroğlu bir gün öyle bir laf etti ki, bizim anlatamadığımız işi, bir dakikada anlattı. Nasıl biliyor musunuz, aynen fıkra gibi. 'Siz bu sistemi getiriyorsunuz da, yeni değişiklik gelirse, cumhurbaşkanı bir partiden olursa başbakan başka partiden olursa, bunlar geçinemezse ne olacak ' diyor. Yahu biz de zaten bunu anlatmaya çalışıyoruz Kemal Bey. Bizim anlatamadığımızı, sen en güzel şekilde anlattın. Aslında teşekkür de etmek lazım ama yardımcısı çıktı 'Kemal Bey onların hepsini biliyor. Yanlış konuşmadı, tersinden okudu.' dedi. Bu da doğru. Bunlar zaten her şeyi tersten okuyorlar. İşleri, güçleri tersinden gitmek. Eller aya, bunlar yaya."

Yıldırım, konuşması sırasında alanda toplananların "Başbakan Binali Yıldırım" sloganı atması üzerine, "Gençler fazla da ağzınızı alıştırmayın" diyerek espri yaptı.

"GİDERLERSE HEP BERABER, DURURLARSA HEP BERABER"

Başbakan Yıldırım, CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu'nun bu durum tutmayınca "çevir kazı yanmasın" düşüncesiyle, "Ben onu öyle demek istemedim" dediğini ifade etti.

Kılıçdaroğlu'nun "Cumhurbaşkanı bir partiden seçilince Meclis'teki çoğunluk da başka partiden olursa o zaman ne olacak " ifadelerini kullandığını belirten Yıldırım, "Öbürü tutmayınca bu sefer bu tarafa döndü. Hani sen demiyor muydun, 'Tek adam olacak' diye. Nerede kaldı Demek ki Meclis de var. Tek değil. Meclis, cumhurbaşkanı birbirini dengeliyor. Birisi yasama, denetleme yapıyor. Diğeri de ülkeyi de yönetiyor. 5 yıl boyunca her iki kurum da milletten aldığı yetkiyle vazife yapıyor" diye konuştu.

Yıldırım, "Bunlar anlaşamazsa ne olacak?" denildiğini de belirterek, şöyle dedi:

"Bunların hepsi düşünüldü. Siz orada, burada zaman kaybederken, kürsüleri işgal ederken, ona buna taciz ederken biz bunların hepsini hesap ettik. Meclis, cumhurbaşkanı, her iki kurumun da seçime götürme yetkisi var ama bir şartla, Meclis seçim kararı alırsa kendileri de gidiyor, cumhurbaşkanını da götürüyor. Cumhurbaşkanı karar alırsa, Meclis de, kendi de seçime gidiyor. Dolayısıyla giderlerse hep beraber, dururlarsa hep beraber. Ne olacak Anlaşacaklar, uzlaşacaklar, krizi çözecekler. 5 sene milletin önüne sorun getirmeyecekler. Sistemin güzelliği bu. Sizin bunu anlamanız asırlar alır, asırlar."

Yıldırım, anayasa değişikliği halk oylaması sürecinde partisince Anıtpark Meydanı'nda vatandaşlara hitap etti. Yıldırım, ana muhalefet partisinin her şeye karşı olduğunu belirterek, "Marmaray yaparsın bunlar karşı. Avrasya Tüneli'ni yaparsın bunlar karşı. Yavuz Sultan Selim Köprüsü'nü yaparsın bunlar karşı. Hızlı tren yaparsın bunlar yine karşı. Maşallah 'çarşı her şeye karşı' diyorlar. Bunlar onları da geçti" diye konuştu.

"Yeni anayasada yargı tarafsız olsun" dediklerini, ancak CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun buna da karşı olduğunu ifade eden Yıldırım, "Ama niye olduğunu anladık. Meğerse Kılıçdaroğlu anayasa değişikliği metnini okumamış. Dolayısıyla artık onu mazur görüyoruz. Daha fazla da Kılıçdaroğlu ile de vaktimizi doldurmayalım, işimize bakalım. Yapacak çok işimiz var" dedi.

Kılıçdaroğlu'nun geçen halk oylamasında hangi sandıkta oy kullanacağını unuttuğunu ve oy kullanmaya gidemediğini söyleyen Yıldırım, "Bu sefer de gitsin hiç değilse 'Evet' versin. Bizim söylediğimizi söylüyor. İşi tamamlasın" değerlendirmesinde bulundu.

''BU BAYRAKLAR İNMEZ, BU EZANLAR DİNMEZ"

"Bu 'Hayır' diyenlere bir bakalım" diyen Yıldırım, şunları söyledi:

"CHP'yi söyledik, bir de HDP var. Bunlar bölücü, bunlar Kandil'in taşeronları. O Kandil'i de başlarına yıkacağız, taşeronlarının da gereğini yapacağız. Kimsenin bu büyük ülkeyi bölmeye, parçalamaya, kardeşliğimizi bozmaya gücü yetemez. Kürt de bizim, Türk de bizim, Laz da bizim, Çerkez de bizim, Alevi de bizim, Sünni de bizim, ay yıldızlı bayrak bizim. İşte Türkiye, 81 vilayet, 79 milyon ay yıldızlı bayrak bizim gururumuz. Rengi şehidimizin kanı, hilali bağımsızlığımızın alevi. Her bir yıldız şehitlerimizin sembolü. Ey şanlı hilal dalgalan gökyüzünde, bu bayraklar inmez, bu ezanlar dinmez. Burada Düzce meydanından söz veriyorum; ülkenin doğusu, batısı, kuzeyi, güneyi her tarafı 780 bin kilometrekarenin her karış toprağı bizimdir. Biriz, beraberiz, biz birlikte Türkiyeyiz."

''BİZ BU GÜCÜ KULLANIYOR MUYUZ?''

"16 Nisan 'Evet' oylarınızla yeni anayasayı yürürlüğe sokacağız ve ülkemizi bölmeye çalışan PKK bölücü terör örgütü, FETÖ'cü örgüt, DEAŞ örgütü, bilumum örgütlerin de defterini sürüyeceğiz. Kimse bu ülkeyi bölmeye asla ve asla cesaret edemeyecek." diye konuşan Yıldırım, şöyle devam etti:

"Düzce hazır mısınız Terörü kökünden bitirmek için bağımsız ve güçlü Türkiye için çoğulcu demokrasi için iş için aş için kararımız net. İşte Düzce 'Evet' diyor. Bu 'Evet'ler birken bin, binken milyon olacak. Demokrasi treninden inmeden, 16 Nisan'a kadar durmadan, yorulmadan çalışmaya hazır mısınız Varsın birileri bu demokrasi treninden insin. Varsın Avrupa'nın bazı ülkelerinde Türkiye'ye karşı engellemeler yapılsın. Bu bizim değil, bu engellemeleri yapan ülkelerin ayıbıdır. Dost ülke kavramına yakışmayan, utanç verici uygulamalardır. 2. Dünya Savaşı'nın siyasi zihniyetinin yansıması olan bu yasaklamalar bu engellemeleri yapan ülkelerin demokrasiyi, özgürlükleri hazmetmediklerini gösterir.

Her fırsatta düşünce özgürlüğü, farklı görüşe saygı kavramını ağzından düşürmeyen şu Avrupa ülkelerine bir bakalım. Bakanlarımızın orada memleket sevdalılarıyla vatandaşlarımızla buluşmasına ve demokrasi içerisinde görüşlerini ifade etmelerine bile tahammül edemiyorlar. Almanya'da seçim oluyor Türkiye'nin orada milyonlarca oy kullanacak vatandaşı var. Onları etkileme gücü var. Biz bu gücü kullanıyor muyuz Asla yapmayız. Bizim başka ülkenin seçimlerine, iç işlerine karışmak gibi bir düşüncemiz olamaz. O zaman aynı hassasiyeti dost bildiğimiz ülkelerden de biz bekliyoruz. Bazı ülkeler bu halk oylamasına engel çıkararak, taraf olmuştur. 'Hayır'cılardan yana taraf olmuşlardır. Bunun böyle bilinmesini istiyorum."

Sayfa Yükleniyor...