Başer: Demokrasi havariliğine soyunulmasın

Emekli Orgeneral Edip Başer “İrtica Eylem Planı" belgesinin gerçek olup olmadığının anlaşılmadan sivil yargıya taşınması girişimini eleştirerek ”Kimse demokrasi havariliğine soyunmasın” dedi.

Başer: Demokrasi havariliğine soyunulmasın

Emekli Orgeneral Edip Başer, Taraf gazetesinde yayımlanan “İrtica ile Mücadele Eylem Planı”yla ilgili NTV’ye konuştu.

Edip Başer, şunları söyledi:

"Emir komuta zinciri içinde böyle bir faaliyetin olmadığını Genelkurmay Başkanlığı ifade etti. Silahlı Kuvvetler içinde de yanlış yapabilecek insanlar çıkabilir. Ama TSK onları kendi içinde bir şekilde bertaraf eder, etkisiz hale getirir. Genelkurmay’ın bilgisi dahilinde kendi planlaması olarak böyle bir belgenin hazırlanması kesinlikle söz konusu değil. Hatta Genelkurmay Başkanı böyle bir sorunun sorulmasını bilir hakaret kabul ediyor. Adalet belgenin gerçekten var olup olmadığını ortaya koyacaktır. Eğer gerçekten varsa onunla ilgili bazı varsayımlar öne sürülebilir. Böyle bir olayın içine bir veya bir kaç askeri personelde dahil olmuş olabilir. Eğer öyleyse onların gereği hiç kuşkusuz Genelkurmay Başkanlığı’nca yapılır.

Son zamanlarda çok bilinçli sistemli ve planlı biçimde Türk Silahlı Kuvvetleri’ni yıpratmaya yönelik arka arkaya olaylar gündeme getirildi. Özellikle 'Ergenekon' adı verilen adli soruşturmayla ilgili işlemler içinde TSK’yı rencide edecek çok peşin hükümlü, gerçeklere dayanmayan ve tamamen hayal ürünü bazı senaryolar üretilerek bunlar bir kısım medyada yer buldu ve kamuoyunu çok yanlış istikametlerde yönlendirmeye çalışıldı. Hepsi TSK’ya olan güveni sarsmaya yönelik çalışmalardı. Ancak çok önemli yaşamsal konuların olduğu zamanlarda ‘Cambaza bak’ diyerek milleti başka taraflara baktırıp oyalamanın bir yolu gibi bir his var.

"DARBEYİ SAVUNMAYIZ"
Ne Silahlı Kuvvetler’deki bir kimse, ne de ben hiçbir zaman darbe savunuculuğu yapmadık, yapmamız da mümkün değil. Darbeleri bu ülkeye layık olaylar olarak görmek mümkün değil. Geçmiş darbeler sırasında ülkedeki koşulları düşünmeliyiz. O koşulları yaratan yönetimlerin hiç mi kusuru yok, bunu sorgulamalıyız. Ülke çok iyi yönetildi de asker durup dururken, biraz da ben yöneteyim hevesiyle mi darbe yaptı yoksa üniversite öğrencileri sağcı-solcu diye ikiye bölünmüş, birbirlerini boğazlıyorlardı. Böyle bir güvensizlik ortamını yaşatmaya hiç kimsenin hakkı yoktu.

"MEDYADA BİLGİ KİRLİLİĞİ VAR"
Özellikle bölücü terör sorunu başta olmak üzere ekonomik sorunlar vb olmak üzere ülkenin çok önemli sorunları var. Bu sorunlar iktidar partisinin tek başına halledeceği sorunlar değil. Sorunları en geniş düzeyde bir anlayış birliği sağlayarak çözmeye çalışmak gerekir diye düşünüyorum. Ülkemizde çok büyük sıkıntılardan biri de medyamızdaki bilgi kirlenmesidir. Bu kirlenme için akılları karışan toplumda tabii ki birçok değer alt üst oluyor. Dolayısıyla bu değerlerin korunabilmesi için toplumun zamanında ve doğru bilgilendirilmesinin gereği var. Bu bilgi kirliliğinin bir an evvel ortadan kaldırılması gerekiyor.

"AVUKATIN OFİSİNDEN NASIL ÇIKAR?"
'Belge bizimdir' demesi için o belgenin altında imzası olan adı geçen albayın gerçekten o imzanın sahibi olup olmadığının kanıtlanması gerekir. Eğer o albay bu imza ban ait değil diyorsa o zaman bunun en azından şu anda yapılmakta olduğu gibi askeri savcılığın yapmakta olduğu gibi kriminal inceleme sonucunda bunun kanıtlanması gerekir. O albaya ait ise onun tarafından hazırlanmış ve imzalanmış bir belge olabilir. Böyle bir belge gidiyor Ergenekon dediğimiz adli süreçte tutuklu bulunan bir şahsın avukatının yazıhanesinde ele geçiriliyor. Bunun insanın kafasında yarattığı çok sayıda soru işaretleri var. Bir avukat böyle bir belgeyi ofisinde nasıl tutar?

"KİMSE DEMOKRASİ HAVARİLİĞİNE SOYUNMASIN"
Hiçbir kurumu suçlamak veya itham etmek durumunda değilim. Ama yargı dediğiniz bir bütündür. Yargının askeri olan tarafı var, yetkileri bellidir. Onlar kendi yetki alanlarında gerekli incelemelerini yaparlar, eğer sivil yargıya intikali gereken bir durum söz konusuysa sorumlulukları gereği sivil yargıya aktarırlar. Ama eğer askeri yargının içinde hallolacak bir konu ise bunu da askeri yargı halleder. Buna da sivil yargının saygı göstermesi gerekir ki, hep böyle olur. Askeri yargıya karşı bir güvensizlik var mıdır, doğrusu bunu cevaplayamayacağım. Ortada kesin bir şey yokken, belgenin doğru olup olmadığı kanıtlanamamışken meseleyi sivil yargıya taşımanın da takdiri yine taşıyan taraflardadır. Kimse bu olayı büyüterek kendisini demokrasi havarisi görünümüne koyup, demokrasi kahramanlığına soyunmamalı”

Sayfa Yükleniyor...