Başka köylerde katliam olabilir

Mardin'in Bilge köyündeki katliamın ardından sosyologların bölgede yaptığı araştırmanın raporu açıklandı. Araştırmanın özeti ''kardeş kardeşi hem bıçaklar hem kucaklar'' atasözü.

Mardin'in Bilge Köyü'nde 4 Mayıs'ta düğün evine düzenlenen silahlı saldırıda 44 kişi katledilmiş ve katliam günlerce 'nin gündeminde kalmıştı.

Mardin Valiliği'nin desteğiyle Atatürk Üniversitesi Sosyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Yıldız Akpolat yönetiminde yapılan ''Mardin Saha Araştırması''nın ön değerlendirme raporu açıklandı.

Bilge köyü ile diğer husumetli köylerin de bulunduğu 15 köyde 636 ile kişiyle yüz yüze görüşme yapıldı.

Anket ve gözleme dayalı yapılan araştırmanın ön değerlendirme raporunda toprak üzerindeki feodal aile mülkiyetine dikkat çekildi ve kağıt üzerinde tapuların ayrı olmasına rağmen erkek kardeşlerin toprak üzerindeki kullanım haklarını büyük olana devrettiğine vurgu yapıldı.

KIZ ÇOCUKLARINA MİRAS VERİLMİYOR
Kız çocuklarına miras hakkı tanınmadığı ifade edilen raporda, bunun nedeninin akraba evliliği olduğu belirtildi. Bölgede evliliğin daha çok amca çocukları arasında yapılarak malın bölünmesinin engellendiği ifade edilen raporda, bu yüzden kullanımı ortak olan topraktan kız çocuklarına miras verilmesinin ''gereksiz'' görüldüğü vurgulandı.

Bölgede ailelerin çok çocuk yaptığı ve çok çocuklu aile yapısının oluşmasında akraba toplulukları arasındaki rekabet ve çekişmenin de etkili olduğu ifade edildi. Rapora göre, her bir sülale diğerine karşı gücünü artırmak için çok çocuk yapma yolunu seçiyor.

HUSUMETİN KAYNAĞI
Köylerin birer akraba topluluklarından oluştuğu, bu nedenle insanların bireysel değil akraba topluluğunu gözeterek hareket edebildiği ifade edilen raporda, şöyle denildi:

''Bölgede kan bağı esaslı bir toplumsal dayanışma tipi görüldüğüne göre bu toplum mekanik toplumdur. Bu dayanışma insanı grup içinde alabildiğine sarmakta, kuşatmaktadır. Nereye bakılsa bir akraba ile burun buruna gelinmektedir. Güvenliği için onlara muhtaçtır ama bu bağımlılık aynı zamanda husumetlere de neden olabilmektedir. Özgür olma istemine kaçamadığı bu insanlar ve kurumlar tehdit oluşturmaktadır. Çünkü insanoğlu en bağımlı olduğuna karşı en fazla nefret geliştirir.''

KARDEŞ KARDEŞİ HEM BIÇAKLAR HEM KUCAKLAR
Anket çalışmasında akrabalık ve aile ilişkilerinin atasözleri ile de sınandığı açıklanan raporda, ''kardeş kardeşi hem bıçaklar hem kucaklar'' atasözüne ankete katılanların yüzde 55.5'i ''katılıyorum'' diye görüş belirtti.

Ankette, ''akrep etmez akrabanın ettiğini'' atasözüne katılımcıların yüzde 60'ı, ''et tırnaktan ayrılmaz'' atasözüne ise yüzde 94.5'i ''katılıyorum'' diyerek onay verdi.

''Cana can, dişe diş, göze göz'' atasözüne ise ankete katılanların yüzde 36.8'i ''katılıyorum'' diye yanıtladı.

VATANDAŞ DEVLETE DOĞRUDAN ULAŞAMIYOR
Vatandaş ile devlet arasında doğrudan bir iletişimin kurulamadığına da dikkat çekilen raporda, şöyle denildi:

''Köylünün devleti ile kendisi arasına giren ve feodal tahakkümü yeniden üreten aracılardan oldukça rahatsız olduğu görülmüştür. Türk modernleşmesinin bu tampon mekanizmaları her bölgede modernleşme hızına bağlı olarak zaman zaman
ortaya çıkmaktadır ve modernleşme önündeki temel engellerdir. Hem bireyin vatandaş olarak bireyselleşmesi bu şekilde engellenmekte hem de devlet köylüye istenilen biçimde tanıtılmakta ve arada güven kaybı oluşabilmektedir. Köylerde Valilik tarafından direkt olarak görevlendirildiğimizi söyleyince köylülerin içleri rahat ve samimiyet ile sorularımızı cevaplandırdıkları ve sıkıntılarını da ifade etmekte beis görmedikleri gözlemlenmiştir. Aracı kimseler ile yıpratılan  köylü ile devleti arasındaki ilişkilerin tamir edilmesi elzemdir.''

DEVLET MÜDAHALESİ KAÇINILMAZDIR
Araştırmayı yürüten Yrd. Doç. Dr. Yıldız Akpolat, bölgedeki sorunların çözülmesinde devlet kurumunun ve memurlarının idari planda sorumluluğunun çok büyük ve vazgeçilmez olduğunu bildirdi.

Özellikle husumetli köylerin kendi içlerinde güven kaybına uğradıklarını gözlemlediğini ve şehrin mülki amirlerinin direkt müdahalesinin kaçınılmaz hale geldiğine inandığını dile getiren Akpolat, şöyle dedi:

''Bölgede, Bilge köyünde yaşanan katliama benzer olayların yaşanma olasılığı yüksek köyler var. Daha fazla canın heba olmasını tek engelleyecek güç, bölge şartlarında devletin topluluğa dışardan müdahalesidir. Akraba evliliği sorunların kökünde yer almaktadır, bireyi eritmektedir. Aynı zamanda yoğun bir özürlüler sayısının artışına neden olmaktadır. Çok çocuk olayın diğer vahim yönüdür. Çok çocuk köy içinde savunma ve saldırı aracı olarak şiddeti körüklemekte dış göçte ise kentte kapkaççılığın emek deposu olmaktadır.

Akraba evliliğinin ve çok çocuk üretmenin bir şekilde engellenilmesi oldukça elzemdir. Topluluk dışa açıldıkça kan davalarının oranı da düşmektedir. Mülkiyetin kağıt üzerinde bireyselleşmesi bölgede aile mülkiyetini yok edememiştir. Kız  çocuklarının köyde eğitimi önemlidir çünkü çoğu aile taşımalı sistem ile kız çocuklarını başka köy ve ilçeye göndermeye yanaşmamaktadır.''

Sayfa Yükleniyor...