Berlistanbul 25 yaşında

Berlin’in ve İstanbul’un kardeş şehir olmalarının 25. yılı çeşitli etkinliklerle kutlanacak.

Berlistanbul 25 yaşında

Bu sene Berlin ve İstanbul’un kardeş şehir olmalarının 25. yılını kutlama etkinlikleri başlıyor. Festival her iki şehrin underground sahnesinden canlı müzik ve DJ performanslarının yanında film gösterimleri dans ve görsel işitsel performansları sunmayı, bunun yanında sosyopolitik gelişmeler üzerine söyleşiler yapıp her iki şehirden sanatçıları birleştirmeyi amaçlıyor.

Kolektif Eylül ayında Berlin’e ilkini gerçekleştirdikleri festivalin ikinci edisyonu için 12 – 16 Kasım tarihleri arasında İstanbul’a geliyorlar. Berlin ve İstanbul’lu sanatçılar ve katılımcıları Salt Galata’nın sineması, Arsen Lüpen ve KargArt gibi canlı klüplerin yanı sıra ünlü gece kulübü Wake Up Call’da her iki metropoldeki çeşitlilik ve yaratıcılığı kutlamaya çağırıyorlar.

SubOrient Productions Ipek Ipekçioglu, Jamila Al-Yousef ve Begüm Karahan tarafından kurulmuştur. Berlin merkezli kollektif transkulturel sanat üretiminde farklı sanat disiplinlerinde ceşitliliğe dikkat çekmekte ve alt-kültür hareketinin kültür yaratıcıları ve çalışanlarına sosyo-kültürel konularla tartışma alanı yaratmaktadır.

Program:

Çarşamba, 12. Kasım

Film'n'Talk: Danube Sounds, Saat 19.30 @ Salt Galata

Danube Sounds –Sınırlardan sıkılmış, nehri takip eden, yeni seslerin peşinden“ Tuna nehri 2857 Kilometre uzunluğunda Karaorman’dan Karadenize kadar... 2011 yılının yazında Berlin’li müzisyen ve yönetmen Ben Mergelsberg, Bastian und Raphael Kaletta Almanya’dan başlayıp Avusturya, Macaristan, Sırbistan üzerinden Romanya’ya kadar yol aldılar. Nehir kenarından ilerleyip Avrupa’yı aşan müzisyenlerin „Danube Sounds“ müzik belgeseli de bu sayede oluştu.

Film gösteriminden sonra Raphael ve Bastian Kaletta film hakkında seyircilerle söyleşi yapacaklardır.

Konser: Jamila and the other Heroes, Saat 22.30 @ Arsen Lüpen

Berlin duvarını yıkıldığı gün dünyaya gelmesi Jamilla’nın devrimci havayı solumasına sebep oldu. Mülteci olarak Almanya’ya yerleşen babasından etkilenerek adaletsizliğe karşı kültür aktivizmiyle savaşma isteği edindi. Genç yaşta kendi şarkılarını yazmaya başlayan Jamilla Soul, Funk, Pop, Hip Hop ve Disko tarzlarından etkilendi. Londra ve Hildesheim’da müzik eğitimi aldıktan sonra Berlin’e geri döndü ve "The other Heroes" adlı muhteşem grupla tanıştı. Johannes Steidle (Keyboard), die Kalettabrüder Raphael (davul) ve Bastian (Bas) ile beraber soul tarzında dans odaklı şarkılar üretmektedirler.

Cuma, 14. Kasım

Konser: Cümbüş Cemaat, Saat 20.00 @ KargArt

Cümbüş Cemaat’in hikayesi 2005 yılında beraber yapılan bir jam sessionla başladı. O zamandan beri bu yedi multi-enstrumentalist bir çok klüp ve festivalde 500’den fazla konser verdiler. Beraber farklı kökenlerden gelen geleneksel şarkı ve melodiler üzerine üretim yapmaktalar.

Konser: Bukahara, Saat 21.30 @ KargArt

Gipsy-Swing, Reggae, Funk und Balkan ezgilerinin arasında bambaşka birşey. Bu gizemli karışım Bukahara’yı farklı kılmakta ve müzik severlerin kalplerine taşımakta. İngilizce, Almanca, Arapça ve Balkanca söyleyen çok sesli enstrümancılar etkileyici bir hafiflik ve özveriyi başarılı bir şekilde dengeliyorlar. Belki de Bukahara-evreninin açıklaması onların özel transkültürlü altyapısında yatıyor: İsveç yahudisi bir kemancı, Blues sesi yarı Tunuslu bir gitar virtiözü, Kontrabasıyla dans eden bir Filistinli.

Konser: Cats & Breakkies, Saat 23.00 @ KargArt

Berlin’li müzik grubu Cats & Breakkies renkli müzik tarzlarını Berlin klüp sahnesinin saf elektronik dans müziğiyle harmanlanmış „Organic Electro“ olarak tanımlıyorlar. Müziklerini yenilik arayışıyla oluşturdukları Dj’li klüp programı şeklinde oluşturuyolar ama bir farklılık dışında: Cats & Breakkies’in müziği 100% canlı ve önceden hazırlanmıyor ve altı entstrümentalcının önceden tanımlanamayan bir ekip oyunuyla gelişiyor: hareket dolu davul Bass oyunlarıyla renkli seslerin alt yapısını oluşturuyor. Ek olarak piyanistin oluşturduğu küresel sesler, virtuözlük dolu gitar çalışı ve Jazz baritonun soul bazlı sesiyle kavuşuyor.

Cumartesi, 15. Kasım

Party: Schmeckefuchs, Saat 23 & 1.30 @ WakeUpCall

Schmeckefuchs kariyerine Damaskus’un eski şehrinde savaş öncesi yıllarda Souq-al-Haramein’in eski ses sistemleri ile Dj olarak başladı.

Assad rejiminin gölgesinde entellektüeller, ıraklı savaş mültecileri ve hedonistleri Suriye gecelerini sabah etmek için etrafında topladı.

Schmeckefuchs kendine Klezmer, Dubfunk, Ska türlerinden oluşan bir eklektik soundtrack topladı. Damaskus çatılarında Filistin çöllerine yaptığı yolculuk sonunda müziğinin kendine özgü elektronik değişime sokan Berlin’e geldi.

Party: Ipek Ipekcioglu feat. SoSo, Saat 00.30 @ WakeUpCall

Uluslararası üne ve sayısız ödüle sahip DJ İpek İpekçioğlu Eklektik Berlinİstan diye tanımladığı tarzı ile farklı geleneksel müzik türlerini; türküleri, oyun havaları, balkanları, break beat, electro, house, Berlin minimal-techno, drumn Bass gibi elektronik müzik türleriyle harmanlayıp, ve dünya müziğine farklı bakış açısıyla ve sınırları zorlamasıyla tanınmakta. Gecede klarnet virtiözü SoSo ile beraber sahne alacaklar.

Live: Skinnerbox, Saat 2.00 @ WakeUpCall

Olaf Hilgenfeld ve Iftah Gabbai diğer adıyla "Skinnerbox" 2003 yılında Berlin’de tanıştılar. Müzik evliliklerinin ilk yılları Neo-Hippy rönesans Berlin’in trenlerinde ilerleyen kendi ürettikleri synthlerle oluşmuş soyut, elekro-akustik bir yolculuktu. Berlin merkezli elektronik müzik label’ı BPitch Control’den çıkardıkları albümleriyle dikkat çeken Skinnerbox’u farklılaştıran kendi bireysel kimlikleri ve trendlerden uzak olan kendine özgü deep-house ve jazz’den oluşan tek seferlik canlı improvizasyonlarıdır.

Party: Dieter Polen, Saat 3.30 @ WakeUpCall

Ruhr havzasında yetişen Dorian Mazurek diğer adıyla Dieter Polen 90’ların sonunda Berlin’e yerleşti. O zamanlarda müzik yazarlığı yaptığından müzik endüstrisinden gelen ilk işler onun için çok önemliydi. Müziğin çekirdek bileşen olduğunu ve bir endüstri olmadığı gerçeğini öğrendikten sonra, asıl amacını başarısız kılan bu kariyer deneyimi birkaç sene sonra sona erdi. Daha sonrasında gelen tazminat kendi label’ı Klangsucht’un ayakları üzerinde durmasını ve ilk partilerini depolar, boş bankalar, sinemalar ve gösterilerde yapmalarını sağladı. ‚Klangsucht’ sonunda teknonun ve kaçak çocukların bağımlılığı haline geldi.

Party: Baba the Knife, Saat 4.00 @ WakeUpCall

Baba the Knife diğer adıyla Sebastian Tillmans Berlin müzik sahnesine kök salmış bir DJ, Grup müzisyeni, booker ve organisatör. Gerçek tutkusu kültürü şekillendirmek olan Baba, çok yönlü yaratıcı hayatını sürdürmek için Berlin’i kendine yaşam şehri olarak seçti. Dj olarak Tekno ve house arasında gidip gelirken farklı tarzlarıda müziğinde harmanlayıp kendi tarzını oluşturmuş ve "The Mouse Folk" grubunda şarkıcı ve gitaristi olarak müziğin farklı taraflarını yaşamaktadır. Her sene kültür festivali düzenleyen Hans & Gloria Kollektiv’in baş kurucularından olan Baba, aynı zamanda booker ve organizatör olarak "Kellerklänge" ve "Sisyphos" başta olmak üzere başkentin birçok klubü için çalışmıştır.

Party: Evrim, Saat 5.30 @ WakeUpCall

Istanbul’un eğlence sektörüne orijinal fikirleriyle renk katan Evrim Tüfekçioğlu, 2009’da DearHead’in diğer yarısı Bengi Ünsal ile DJ’lik kariyerine start verdi. Tüfekçioğlu Berlin’de yaşadığı senelerde DearHead’i yurtdışında sayısız partide temsil etti. Wake Up Call ve Suma Beach gibi Berlinli ve Berlinli hissedenlerin müziğine yabancı olmayan iki özel mekanın arkasındaki isim olan Evrim İstanbul gece hayatının aranılan kadın Dj ve prodüktörlerindendir.

Festival VJ Karajan

İstanbul doğumlu Berlin’li sanatçı Karajan görsellerini sosyal ve kültürel fenomenlerden ve kent yaşamının renklerinden etkilenerek üretiyor. Fas, Fransa, Ermenistan, Macaristan ve Brazilya başta olmak üzere birçok farklı etkinlikte sahne almıştır.

Sayfa Yükleniyor...