Bir hüzün çiçeği

Binboğa dağlarında sadece 20 gün açan ters laleyi görüntülemek için fotoğrafçılar 4 saatlik yorucu bir yolculuk yaptılar.

Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinin bazı kesimlerinde yetişen ve halk arasında, ''ağlayan gelin'' olarak da anılan ters lale, doğayı süsledi.

İlkbahar mevsiminde sadece 15-20 gün çiçek açan ters lale, turuncu, kırmızı ve sarı renkleriyle, eşsiz bir güzellik sunuyor. Dağlık bölgelerin yanı sıra, mezarlıklarda da açan ters lale, yerli ve yabancı ziyaretçilerini bekliyor.

Ters laleye yönelik araştırma yapan Yüzüncü Yıl Üniversitesi (YYÜ) Gevaş Meslek Yüksek Okulu Bahçe Bitkileri Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Şevket Alp, bu bitkinin Van, Hakkari, Bitlis, Muş, Bingöl, Tunceli, Elazığ ve Kahramanmaraş'ın bazı kesimlerinde yetiştiğini söyledi.

Ters lalenin, dışında Irak'ın kuzey kesimi ile İran ve Afganistan'da görüldüğünü belirten Alp, ''Bizim bölgedeki ters laleler çiçek açtı. Nisan sonu Mayıs başında burayı görmek isteyen misafirleri bekliyoruz. Ters laleler 15-20 gün çiçekli kalacak. Tur operatörlerinden özellikle tarihi ve turistik mekanları ziyarete gelen turistlere, bu görsel şöleni de izletmelerini isteriz'' dedi.

Doğu Anadolu Bölgesinde, bu doğal popülasyonu tüm güzelliğiyle görmenin mümkün olduğunu ifade eden Alp, şöyle konuştu:''Bu bitkinin doğal olarak korunması için bir takım çalışmalar yapmaktayız. Yaptığımız çalışmalardan biri, TÜBİTAK tarafından desteklenmektedir. Bölgede daha çok turuncu ve kırmızı renkte ters laleler görülmektedir. Bazı sarı türlerin üzerinde kırmızı desenler mevcuttur. Bu türleri kayıt altına alıyoruz. Bizim için doğal bir kaynak. Ancak şimdiye kadar hep doğadan sökülerek piyasaya sürüldü.''

Türkiye'de sahip olunan değerlerin korunamadığını savunan Alp, şöyle konuştu:''Geç kaldık aslında. Bu kaynağımızı ülkemizin kalkınmasında çok rahat kullanabilecekken, bunu sadece ham madde olarak gördük ve ham olarak pazarladık. Oysa bizim bunu standart çeşitler arasına alıp satmamız gerekiyordu. Biz ters lale bitkisini, tek tip bir örnekle çoğaltabilir ve dünyayapazarlayabilirdik.''Ters lalenin yetiştiği alanların korunması gerektiğini vurgulayan Alp, ''Bu tür alanların planlı bir şekilde turizme kazandırılması gerekmektedir. Ters lale, çiçek açtığı dönemde turizme kazındırılmalıdır. Bu görsel şölen ziyaretçilerde güzel bir anı bırakır. Buraya daha fazla turistin gelmesine katkı sağlayabilir. Ters laleyi ham madde olmaktan çıkarıp artı bir değer olarak dünyaya pazarlamalıyız'' dedi.

Ters lalenin, Biyolojik Zenginliği Koruma Kurulu tarafından koruma altına alındığını ifade eden Alp, ''Ama alanların korunmasına yönelik bir çalışma yok. Böyle zengin alanların da kontrol altına alınması gerekiyor'' diye konuştu.Ters laleleri dağlık kesimlerin yanı sıra, mezarlıklarda da görmenin mümkün olduğunu vurgulayan Alp, şunları kaydetti: ''Geçmiş dönemlerde ölen kişiye hüzünlerin ifade edilmesi için mezarlıklara ekilmiş ve günümüze kadar ulaşmış. Mezarlıklarda çiçek açan ters laleler, adeta ölümün güzelliğini gösteriyor. Bu ters lalelerin günümüze kadar gelmesi mezarlıklar sayesinde olmuştur. Vatandaşlar, 'günah' olduğu gerekçesiyle ters laleleri koparmamış ve tahrip etmemişlerdir.''
        
BİNBOĞA DAĞLARI TURUNCUYA BOYANDI
         
Binboğa dağlarında da yetişen turuncu renkli ters laleler doğa severlerin ve fotoğraf sanatçılarının ilgi odağı oldu.Kahramanmaraşlı bir grup fotoğraf sanatçısı, Binboğa dağlarında sadece 20 gün açan bu bitkiyi görüntülemek için 4 saatlik yorucu bir yolculuk yaptı. Fotoğraf sanatçısı Arif Avize, yorucu ve heyecanlı bir yolculuk yaptıklarını belirterek, ''Uzun zamandır ters laleleri görüntülemek istiyorduk. Türkiye'ye özgü bu endemik tür, Binboğa dağlarını adeta turuncuya boyamış vaziyette. Çoğu insan bu nadide çiçeğin farkında değil. Umarım yaptığımız çalışmalarla bu çiçekler doğada daha fazla yaşama şansı bulur'' dedi.Ters lalenin yüzyıllardır hüznün sembolü olduğunu anlatan Avize, ''Ters laleler çok uzun yıllar Müslüman mezarlıkta hüznü sembolize eder. Hristiyanlarca da kutsal sayılan bu çiçeğin Hz. İsa çarmıha gerildiğinde Hz. Meryem'in gözyaşları ile yetiştiğine inanılmaktadır'' diye konuştu.

Sayfa Yükleniyor...