BM uyarıyor

2011 İnsani Gelişme Raporu’na göre çevresel riskler önemli boyutlara ulaştı...

BM uyarıyor

BM Kalkınma Programı tarafından İstanbul Bilgi Üniversitesi’nde açıklanan 2011 İnsani Gelişme Raporu’na göre, iklim değişikliğini yavaşlatmak, daha fazla çevresel yıkıma neden olmamak ve süregiden eşitsizlikleri azaltmak için tüm dünyada hemen cesur adımlar atılmadığı takdirde yüzyılın ortasına gelindiğinde dünyanın en yoksul ülkelerindeki ilerlemeler durabilecek, hatta gerileme başlayabilecek.

Raporda, insani gelişme alanında son yıllarda kaydedilmiş olan gelişmelere rağmen, gelir dağılımının daha da bozulmuş olduğu, ciddi boyutlarda toplumsal cinsiyet eşitsizliklerinin devam ettiği, diğer bir taraftan giderek artmakta olan çevresel yıkımın en yoksul haneler ve toplulukların omuzlarına bir de iki misli ağırlaşmış bir ‘yoksunluk’ yükü eklediği ifade ediliyor. Dünyadaki yetersiz beslenme vakalarının yarısı su kirliliği ve kuraklığa bağlı kıtlık gibi çevresel nedenlerden ileri geliyor ve kısır bir yoksullaşma ve ekolojik yıkım döngüsü sürüp gidiyor.

Raporda yüksek yaşam standartlarının özellikle karbon yakıtlara bağımlı olmak zorunda olmadığı ve son on yıllar içinde karbondioksit salımlarının ulusal gelir artışıyla yakından ilişkili olduğu en zengin ülkelerin örnek alınabileceği, fosil yakıtların yaşam süresi ve eğitim gibi temel insani gelişim önlemleriyle örtüşmediği ifade ediliyor. Aslında, ileri düzeyde sanayileşmiş pek çok ülke bir yandan büyümeyi sürdürürken bir yandan da karbon ayak izlerini de azaltıyor.

“Fosil yakıt tüketimine dayalı bir büyümenin geniş anlamıyla insani gelişme açısından daha iyi bir hayatın önkoşulu olmadığını” söyleyen UNDP başkanı Helen Clark, “örneğin, yenilenebilir enerji, su, sağlık hizmetleri ve üreme sağlığına erişimde eşitliği arttıran yatırımların hem sürdürülebilirliği hem de insani gelişmeyi ileriye taşıyacağını” ifade ediyor.

Rapor, günümüzde şebeke dışında yaşamakta olan 1,5 milyar insana elektrik hizmeti sağlanması yönünde çağrıda bulunuyor, ayrıca bunun uygun masrafla ve sürdürülebilir şekilde ve karbon salımlarında kayda değer bir artışa neden olmaksızın yapılabileceğini ortaya koyuyor. Rapora göre BM tarafından desteklenen yeni ‘Evrensel Enerjiye Erişim Girişimi’ hâlihazırda fosil yakıt sübvansiyonlarına harcanmakta olan meblağın (raporun bulgusuna göre bu rakam 2009 yılı itibarıyla 312 milyar dolar) sekizde biri oranında bir yatırımla hayata geçirilebilir.

Rapor, aynı zamanda iklim değişikliği ve aşırı yoksullukla mücadele girişimlerini finanse edebilmek için uluslararası döviz işlem vergisi ya da parasal işlem vergisi gibi daha kapsamlı parasal olanaklar yaratılması yönündeki önerileri destekliyor. Raporda belirtilen tahminlere göre döviz işlemlerinden alınacak yüzde 0.005’lik bir vergiyle bile yılda 40 milyar dolarlık hatta belki daha bile fazla bir kaynak oluşturmak mümkün. Bu şekilde, küresel mali kriz nedeniyle önceden belirlenmiş olan düzeylerin altında kalan yoksul ülkelere sağlanan (ve 2010 yılında 130 milyar dolar olan) kalkınma finansmanının önemli oranda artması sağlanabilir. 

Raporda, “Bu vergiyle birlikte küreselleşmenin yararlarından en çok istifade edenlerin aynı yararları en az seviyede yaşayabilenlere yardım edebileceği” belirtilerek özellikle Güney Asya ve Sahra Altı Afrika’da sadece iklim değişikliğine uyum için yılda yaklaşık olarak 105 milyar dolara ihtiyaç olduğu ifade ediliyor.

Sayfa Yükleniyor...