Boyner: Dink kararı şoke etti

TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Ümit Boyner, Hrant Dink suikatiyle ilgili mahkeme kararının duyarlı kamuoyunu şoka soktuğunu söyledi.

Boyner: Dink kararı şoke etti

TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Ümit Boyner, ''Bu toprakların ve toplumun sevdalısı bir vatansever'' olarak nitelediği Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink'in 5 yıl önce bugün katledildiğini anımsattı.


Ümit Boyner, sözlerini şöyle sürdürdü:

''Aradan geçen zaman zarfında örtbas etme çabaları ortaya çıkarılmasına, eldeki delillere ve bulunan bağlantılara rağmen bu cinayetin gerisindeki asıl sorumlulara erişmek mümkün olmadı. İki gün önce açıklanan mahkeme kararları ise duyarlı kamuoyunu şoka soktu, vicdanları sızlattı. Bir yandan bu kararlara doğru ilerlenirken, diğer yandan cinayetin arka plan bağlantılarını bazı görevlilerin cinayetin işlenmesindeki ya da önlenmemesindeki sorumluluklarını ortaya çıkaran bir gazeteci, deşifre ettiğini sandığı yasa dışı örgütlenmenin parçası olduğu iddiasıyla tutuklandı.''

Hrant Dink davasının, bir gazetecinin öldürülmesinden daha büyük anlamlar taşıyan, temsili bir olay olduğunu ifade eden Boyner, bu davanın seyrinin, alınan kararların Dink'in avukatlarının her aşamada gerçeğe ulaşmak için dişleriyle, tırnaklarıyla mücadele etmek zorunda bırakılmasının, davanın adil bir sonuca ulaşmasını sağlamak için getirdikleri taleplerin geri çevrilmesinin neredeyse sistematik denilebilecek özellikler taşıdığını söyledi.

Boyner, şu görüşleri paylaştı:

''Bu davanın akışında önümüze çıkan şey en somut haliyle 'de adalete olan inancın sarsılması, hukuk anlayışımızın zaaflarıdır. Dink cinayetine ve onun davasının seyrine dönüp göz ucuyla bakmamış olanlar bile, kamuoyunda dikkat çeken başka birçok davada adalet mekanizmasının işleyişini sorgulamak zorunda kaldılar. Masumiyet karinesi, delillerin sağlam dayanakları bulunması, tutukluluğun istisnai bir hal sayılması konularında şikayetler çığ gibi büyüdü.

Bir zamanlar 'Olur böyle şeyler, kurunun yanında yaş da yanabilir' diye düşünenler ateş ocağa düştüğünde, yargıda usulün önemini daha iyi kavramak zorunda kaldılar. Bu olgular ışığında hukukun üstünlüğü, yargının işleyişi ve adalet duygusunun zedelenmemesi konularında ciddi adımlar atmamız gerektiğine inanıyorum. Kıssadan hisse, çok sıradan da gelse hukukun hepimize gerekli olduğudur. Eğer Türkiye kendi büyük iddialarının altında ezilmeyecekse, o zaman önündeki belki de en önemli hedef gerçek anlamıyla bir hukuk devleti olmayı başarmaktır.''

Sayfa Yükleniyor...