NTV Ankara Temsilcisi Nilgün Balkaç, 4+4+4 düzenlemesini, terörle mücadelede yeni stratejiyi ve PKK’ya yönelik operasyonları Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ'a sordu.
CHP’nin Tandoğan mitinginin bir fiyasko olduğunu öne süren Bakan, “On bin rakamının biraz altı biraz üstünün tartışıldığı, çok az sayıda, bildirilmiş kıtalardan oluşmuş bir topluluk buldular. Biz Cumhuriyet Halk Partisi’nin halka gitmesinden hep mutluluk duyarız. Dün indi ama yine bildik Cumhuriyet Halk Partisi olarak indi. Halka emreden, halka dayatan, kendi anlayışını halka pompalayan bir anlayışla gitti. Halka gidin ama halkı dinlemek, halkın talimatını almak için gidin, halkın istediklerini öğrenmek için gidin” şeklinde konuştu.
CHP ideolojik bir tartışma yaptığını ve aslında imam hatip liselerinin orta kısımlarının açılacak olmasından rahatsız olduklarını söyleyen Bozdağ, seçmeli Kuran dersi için bir önerge vermediklerini ve bu konunun yasaya yazılmasının gerekli olmadığını kaydetti.
‘SURİYE’DEKİ GAZETECİLER YAŞIYOR’
Bozdağ ayrıca Suriye’de kayıp Türk gazetecilerin hayatta olduklarını bildiklerini, Suriye yönetiminin bu konuda bilgisinin olduğunu da açıkladı.
Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ'ın dikkat çeken açıklamaları şöyle:
-Baykal’la Kemal Kılıçdaroğlu arasında bir fark yok ama Baykal’ın hakkını yememek lazım Cumhuriyet mitinglerinde Kemal Kılıçdaroğlu’ndan daha fazla kalabalıkları toplayabilmişti. Bunlar onların onda birini ancak toplayabildiler.
-Parlamentoda Cumhuriyet Halk Partisi kendi ideolojik duruşu üzerinde bir tartışma yapıyor. Tam da imam hatip liselerine karşı duruşunu kamufle etmek için bir tartışma yaratıyor. “Ben imam hatip liselerine çocukların daha fazla rağbet etmesinden rahatsızım o yüzden bu duruşu yapıyorum” dese herkes daha rahatlayacak.
‘MHP 4+4+4’E KARŞI’
-Sayın Bahçeli de bu teklife karşı ama tabanından çekindiği için duruşunu net olarak ortaya koyamıyor. Bu teklifin mecliste görüşülmemesi için Cumhuriyet Halk Partisi ne kadar mücadele verdiyse MHP en az onun kadar mücadele verdi.
KURAN DERSİNDE BAŞÖRTÜSÜ TARTIŞMASI
-MHP, “Kuran-ı Kerim dersini seçmeli ders olarak koyacağız var mısınız yok musunuz” tartışmasına getirdi. İşin esasında istismarı cephesinde yer alıyor. Hâlbuki teklifin 9.maddesi ilköğretimin ikinci kademesi ortaokul olarak nitelendiriliyor orada seçmeli derslere imkân veriyor. Seçmeli ders olarak Kuran dersi veya başka bir dersi Talim Terbiye Kurulu koyabiliyor. Bunda bir yasa filan yok. Ama ille bu iş istismar konusu yapılırsa oraya da yazılabilir.
-Şu anda imam hatip liselerinde kuran dersi ve öğrenciler okuyorlar ve bir tartışma söz konusu değil. Şu andaki uygulama imam hatipte neyse diğer okullarda da aynı. Orta okulda neyse lisede de aynı. Bir ayrım yok.
İMAM HATİPLERE OLAN İLGİ
-Din eğitimi konusu anayasada var ama uygulamada yok. Bu düzenlemeden sonra bu imkân olabilir. Aileler imam habiplere çocukları imam olsun diye göndermiyor. Düzenleme sonrası imam hatiplere olan ilgi azalabilir da artabilir de. Biz yasayı bunun için çıkarmıyoruz.
SİVİL ŞEHİTLİK
-Bizim yaptığımız bir şehitlik tanımı değil. Ben hoca efendilere de bu konuyu sordum, nedir ne değildir diye. İslam açısından baktığınızda esasında bir kişinin şehitlik makamını vermek veya almak bizim elimizde değil. Takdir Allah’a aittir. İslam eşit davranmayı emreder.
-Terörle mücadele sırasında hayatını kaybeden ve bizim toplumumuzun şehit olarak kabul ettiği, bizim de öyle kabul ettiğimiz insanlarımıza yakınlarına nasıl sahip çıkabiliriz onlara ne imkânlar verebiliriz bunu düşünüyoruz.
-Bir ülke düşünün iki askeri var birisi gayrimüslim birisi Müslüman. Terörle mücadele ederken Müslüman olan askerin yakınlarına şu hakları veriyorum, öbürüne senin dinin başka ben sana bu hakları vermiyorum demeyi İslam da, adalet de, vicdan da onaylamaz.
-Şimdiye kadar şehit cenazelerini mitinge çeviren MHP şehit yakınları için bir şey yapmadı. Sayın Bahçeli’ninki çarpıtmaya yönelik bir yaklaşım.
-Yasa çıktıktan sonra bunlarla ilgili değerlendirmeler yapılacak. Eğer terör saldırıları sırasında hayatını kaybetmişse buna bir yetkili yapı karar verecek. Konut edinme hakkı, işe girme hakkı gibi hakların çerçevesini çiziyoruz. Terörden mağdur olanların ailelerine sahip çıkmak bizim görevimiz.
BDP İLE MÜZAKAERELER
-Söylediklerimiz yeni değil. Sayın Başbakanımız “Terörle mücadele, siyasetle mücadele” sözünü daha önce söyledi. Biz demokratik açılım sürecini başlattığımızda da o zaman DTP’yle görüştük ve görüşmenin faydalı olduğunu deklare ettik. Ama biz onlara PKK ile aralarına mesafe koymalarını istedik. ‘İnisiyatif kullanın’ dedik. Eğer BDP parti olarak kendi iradeleriyle hareket ederse, bugün parlamentoda çok önemli tartışmalar yapılıyor orada kanaatlerini söylüyorlar. BDP’nin bu çizgide olmasının hem BDP hem Türkiye açısından yararlı olacağını düşünüyoruz.
-Türkiye’nin Irak’ın kuzeyindeki bölgesel yönetimle ilişkileri var biliyorsunuz. Barzani ile PKK konusunda başka konularda ilişkilerimiz var. Bu olumlu bir noktada devam ediyor. Bundan sonraki süreçte de devam edecektir.
MİT-EMNİYET ÇATIŞMASI
-Esasında bir kriz yok, kriz yaratma çabası var. Uzunca bir zamandır Türkiye'de emniyet, MİT, askeriye bütün istihbarat ve güvenlik birimleri adeta tek bir birim gibi hareket ediyorlar ve bunun ortaya çıkardığı sonuçları da görüyoruz. Onun için de bu birliktelikten rahatsız olan çevreler var. Biz bu çabaya izin vermedik, bundan sonrada izin vermeyeceğiz.
MİT’ÇİLERİN İFADEYE ÇAĞIRILMASI
-Başbakanımıza Cumhuriyet Savcılığı bir talep yazısı gönderdi. Orada bir değerlendirme yapıldıktan sonra bir karar verilecektir. MİT’le ilgili bir spesifik bir düzenleme yapıldı. Şu anda gündemimizde kapsam genişletici bir düzenleme çalışması yok.
-İnsanlar canlarını ortaya koyarken onları yasal olarak korumazsanız görevlerini tam olarak yapamazlar.
- Etiketler :
- Haberler
