Başbakan Yardımcısı Bozdağ'dan Münbiç açıklaması

Başbakan Yardımcısı Bozdağ, Münbiç'te izlenecek yol haritasıyla ilgili, "Elimizde bir takvim var. Bir hafta içerisinde, 2 hafta içerisinde ne yapılacak, 1 ayda ne olacak, 90 günlük bir takvim var. Şu anda Türk askeri birlikleri ve ABD askeri birlikleri Münbiç'te bağımsız bir devriye gezmeye başladılar" dedi.

Başbakan Yardımcısı Bozdağ'dan Münbiç açıklaması

Son dakika haberi! 

Yozgat'ın Sorgun ilçesinde seçim çalışmalarına devam eden Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Bekir Bozdağ, burada gazetecilerin sorularını yanıtladı.

Münbiç'te Türk askerinin devriye faaliyetine başlamasının, ABD ile varılan anlaşma kapsamında mı yürütüldüğü sorusuna Bozdağ, Münbiç'te diplomatik bir çözüme ulaşıldığını belirtti.

Münbiç'te ABD ve arasında bir takvim belirlendiğini ifade eden Bozdağ, şunları kaydetti:

"Bildiğiniz gibi ABD ile , Münbiç'te Fırat'ın doğusu konusunda uzun zamandır müzakereler yürütüyordu. En son Dışişleri Bakanımız Mevlüt Çavuşoğlu ile ABD Dışişleri Bakanı Pompeo arasında varılan mutabakat çerçevesinde şu anda Münbiç'te diplomatik bir çözüme ulaşıldı ve yol haritası çok net bir şekilde belli edildi. Bir takvim de konuldu ve bu takvim çerçevesinde adım adım çalışmalar başlatıldı. Bildiğiniz gibi şu anda ABD birlikleri ve Türk birlikleri Münbiç'in içerisinde bağımsız devriyeye başladılar. Yani Münbiç'e girilmiş durumda. Orada bağımsız devriye başladı. Şu anda adım adım devriye içeri doğru girecek ve karma devriyeye dönecek. Daha sonra da o bölgedeki PYD, YPG'li teröristlerin bölgeyi terk edip terk etmediği hem bizim askerlerimiz hem ABD askerleri tarafından takip edilecek, kontrol edilecek. Alanın tamamen temizlenmesi sonrasında da o bölgedeki bütün işler aramızdaki mutabakat çerçevesinde devam edecektir."

"TÜRKİYE, MASADA DA GÜÇLÜ"

Bölgenin teröristlerden arındırılmasının ardından bölge yönetimi ve güvenliği konularında çalışmalara devam edileceğini aktaran Bozdağ, şöyle konuştu:

"Bir yandan bölgeyi teröristlerden arındırmak için ortak çalışma yürütülürken öte yandan da eş zamanlı teröristlerin bölgeden uzaklaştırılmasından sonra bölgenin yönetimi ve güvenliği gibi konular da eş zamanlı bir şekilde çalışılmaktadır, çözüme kavuşturulmaktadır. Münbiç'te diplomatik çabalarımızın netice vermesi Türkiye'nin sadece arazide değil, aynı zamanda masada da güçlü olduğunu ve netice aldığını göstermektedir. Biz tabii silahlı bir çözümü son çare olarak gördük, arzu ettiğimiz bir çözüm değil ama Türkiye mecbur kaldığında Fırat Kalkanı, Zeytin Dalı Harekatı'nda olduğu gibi bu adımı atmakta da tereddüt etmedi ama diplomatik yollarla sorunlara çözüm bulunması bizim her zaman tercihimiz olmuştur. Şu anda biz diplomatik bir çözümü adım adım hayata geçiriyoruz."

"ABD VE TÜRKİYE BERABER KARAR VERECEKTİR"

Münbiç'te nasıl bir yol haritası izleneceğine yönelik soruya Bozdağ, "Elimizde bir takvim var ne kadar sürede çıkarılacağına dair. Bir hafta içerisinde ne yapılacak, 2 hafta içerisinde ne yapılacak, 1 ayda ne olacak 90 günlük bir takvim var. Şu anda hem Türk askeri birlikleri, ABD askeri birlikleri Münbiç'te bağımsız bir devriye gezmeye başladılar" yanıtını verdi.

Münbiç'te bağımsız ayrı ayrı devriye gezme olayının bir kademeden sonra birlikte bu bölgede devriye gezmeye döneceğini dile getiren Bozdağ, sözlerini şöyle sürdürdü:

"O bölgedeki YPG'li, PYD'li teröristlerin bölgeden ayrılmasını birlikte kontrol edecek. Orası temizlendikten sonra da orada yeni bir düzen kurulacak. Tabii bu düzenin kurulmasına ilişkin çalışmalar da şu anda teknik heyetler arasında devam ediyor. Yani bir güvenlik gücü oluşturulacak orada. Bu güvenlik gücünün kimlerden oluşacağını Türkiye, ABD beraber karar verecek. Karşılıklı itirazlar olabilir, onaylar olabilir ama sonuçta orada yeni bir güvenlik birimi oluşturulacak. Tabii Münbiç'in yönetimi nasıl olacak Şu anda onunla ilgili de teknik çalışmalar devam ediyor. O da varılan mutabakat çerçevesinde yerel halka bırakılacak ama bu yerel halktan yerel yönetimde kimlerin yer alacağını yine ABD ve Türkiye beraber karar verecektir. Şu anda eş zamanlı yürüyor. Bu çalışmaları kısa sürede içerisinde neticelendirmeyi hedefliyoruz. En geç 90 gün içerisinde bitmesi planlanıyor."

"TÜRKİYE'NİN BU BÖLGEDEKİ MÜCADELESİ DEVAM EDECEKTİR"

Bir gazetecinin, "Münbiç'ten sonra Fırat'ın doğusundaki PYD-YPG'li teröristler de temizlenecek mi Buradaki teröristler de etkisiz hale getirilecek mi?" sorusuna Bozdağ, şu cevabı verdi:

"Bu mutabakat sadece Münbiç'le alakalı bir mutabakat. İçerisinde ileriye dönük ABD ile Türkiye arasında, DEAŞ'tan temizlenen bütün yerlerde ortak çalışma ve çözüm önerileri arama iradesi de var. Bunun anlamı şu, DEAŞ'tan temizlenen yerler neresidir, Fırat'ın doğusu da öyle, Rakka'da öyle, diğer yerler de öyle. Dolayısıyla bundan sonra Türkiye ve ABD, DEAŞ'tan temizlenen Fırat'ın doğusu dahil diğer yerlerde de birlikte çalışmaya kararlıdır. Bununla ilgili adımlar da atılacaktır. Bu bir nevi Fırat'ın doğusu için de Münbiç'teki çalışmalar bir model olacaktır, oluşturacaktır. Biz Münbiç'teki neticenin Fırat'ın doğusuna da uygulanabilir bir model oluşturabileceğini düşünüyoruz. Bunun üzerinde de iki ülke yetkilileri teknik düzeyde çalışmalarını devam ettiriyor. Şunun altını çizmekte fayda var, 'Türkiye, Münbiç'te sadece masada bir netice aldı, diğer tarafları ABD'nin isteği doğrultusunda terk etti' şeklinde bir değerlendirme kesinlikle doğru değildir. Böyle bir şey söz konusu olamaz. Türkiye ne dediyse aynı şeyi tekrar ediyor. Fırat'ın doğusu da PYD-YPG'li teröristlerden temizleninceye kadar Türkiye'nin bu bölgedeki mücadelesi devam edecektir. Şu anda ABD ile vardığımız mutabakat çerçevesinde Münbiç'te oluşturduğumuz çözümün Fırat'ın doğusu için de bir örnek olabileceğine inanıyoruz. Bu mutabakatın içinde DEAŞ'tan arındırılan her yerde ABD ve Türkiye akdinin, Türk Silahlı Kuvvetleri ve ABD Silahlı Kuvvetleri'nin işbirliğini öngörüyor. Bu doğal olarak Fırat'ın doğusunu da kapsamaktadır."

Bozdağ, "CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, 'üniversitelerdeki başörtüsü sorununu ben ortadan kaldırdım' dedi. Kılıçdaroğlu'nun açıklamasını nasıl değerlendiriyorsunuz?" sorusuna "Onu kargalara sormak lazım, herhalde epey gülüyordur kargalar" diye yanıt verdi.

Türkiye'deki başörtüsü zulmünün baş mimarının CHP zihniyeti ve bu zihniyete sahip olan siyasiler, yargı görevlileri ve üniversite görevlileri olduğunu herkesin bildiğini belirten Bozdağ, "Türkiye'deki başörtüsü zulmünü 28 Şubat'ta, ondan önceki dönemde körükleyen kimdi? 2007 yılında 'eşi başı örtülü birisi bu ülkede cumhurbaşkanı olmaz' diye bas bas bağıran kimdi? diye sordu.

Başbakan Yardımcısı Bozdağ, şunları söyledi:

"Kemal Kılıçdaroğlu ve arkadaşlarıydı. Onlar engellemek için uğraştılar. 27 Nisan e-bildirisi, eşi başörtülü birisi Türkiye'ye cumhurbaşkanı seçilmesin diye verilmiş bir bildiridir ve biz onu yırtıp çöpe attık. Ama CHP biliyorsunuz o bildiriye büyük destek verdi. Hatırlarsanız 2008'de biz üniversitedeki başörtüsü sorununu çözmek için MHP ile bir anlaşma yaptık. Anayasa'nın 11. ve  42. maddelerini değiştirdik. Bunu Anayasa Mahkemesine götürüp, 'rejimin temellerini yok ediyorsunuz, laiklik ilkesini yok ediyorsunuz, hukuk devletini yok ediyorsunuz' deyip, Anayasa Mahkemesi'ne iptal ettiren yine Cumhuriyet Halk Partisi'dir. Bunları unutmadık, daha dün oldu."

''CHP NE YAPTI?''

Meclis'te başörtüsü sorununu çözdüklerinde, CHP'nin itiraz etme hakkı olduğu halde bunu yapmadığını anlatan Bozdağ, şöyle devam etti:

"Ama itiraz edecek gücü var mıydı? Yoktu. Dün her şeye itiraz etti, mahkeme mahkeme taşıdılar ama netice alamadılar. AK Parti'nin gücü, kararlılığı ve iradesi karşısında ve milletimizin başörtüsü zulmüne karşı koyduğu tavır karşısında CHP ne yaptı? Sesini çıkaramaz hale geldi. Ama bazı vekilleri, bazı kişiler Danıştaya gidip bizim yönetmeliğin iptali için itirazda bulundular. Şu anda eğer üniversitelerde, yargıda, Meclis'te, kamuda başörtüsü hürriyeti varsa, herkes dilediği kıyafeti giyiyorsa, bu Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan ve onun liderliğindeki AK Parti sayesindedir. Eğer cumhurbaşkanımız olmasaydı, AK Parti olmasaydı şu anda ne Meclis'te başörtülü bir hanımefendi olurdu, ne üniversitelerde başörtülüler bugün okuyabilirdi, ne yargıda, ne de kamuda başörtülü bir vatan evladı çalışma fırsatı bulabilirdi. bunların hiçbiri olmazdı."

Bunların hepsini kendilerinin hayata geçirdiklerini ancak Cumhuriyet Halk Partisi'nin sahip çıktığına işaret eden Bozdağ, sözlerini şöyle tamamladı:

"İşte biz dedik de veyahut biz yaptık da. Yahu siz yaptıysanız 1990'lı yıllarda niye yapmadınız? O zaman iktidardınız. Niye 28 Şubat döneminde yapmadınız? O zaman iktidardınız. Niye 2008'de biz Anayasa'yı değiştirdiğimizde, Anayasa Mahkemesine gittiniz, 'devlet yıkılıyor' dediniz, 'rejim gidiyor' dediniz. Bunların hepsi 'laf ola, beri gele', milleti aldatmaya dönük şeylerdir. Cumhuriyet Halk Partisi Türkiye'deki başörtüsü zulmünün altında mührü olan partidir. Bu kadar öğrencinin, bu kadar ailenin geleceğini karartmıştır. O karanlığı aydınlığa çeviren AK Parti'dir. Ama şimdi başörtüsünü savunur hale gelmelerini önemsiyoruz. Çünkü AK Parti'nin değiştirme gücü var, daha önce ifade ettim. Cumhuriyet Halk Partisi bugün başörtüsünü savunur hale geldiyse emin olun bu Recep Tayyip Erdoğan ve AK Parti sayesindedir. CHP'nin bu köhnemiş zihniyetini değiştirebildiğimiz için de biz kendimizi daha başarılı hissediyoruz."

NTV, MÜNBİÇ DEVRİYE GÜZERGAHINDA

Sayfa Yükleniyor...