TEMA Vakfı Rize Temsilciliği Senoz Vadisi ile ilgili bir açıklama yaptı. Açıklamada şu sözlere yer verildi:
Rize İli Çayeli İlçesi sınırları içerisinde yer alan Senoz Vadisi’nin doğal SİT alanı olması yönünde yapılan başvuru Trabzon Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu’nca reddedildi.
Senoz Vadisi’nde yer alan 12 köyün 11’nin muhtarı 25.06.2008 tarihinde Trabzon Kültür ve Tabiat Varlıkları Koruma Bölge Kurulu’na başvurarak; “vadilerinin bitki çeşitliği, yaban hayatı, görselliği, coğrafyası, sosyal ve kültürel yapısı gibi özellikleriyle doğal SİT Alanı olarak tescil edilmesini talep etmişlerdi. Senoz muhtarlarının bu talebini değerlendiren Kurul; “Senoz Vadisi’nde halen faaliyet gösteren taş ocakları ile yapımı devam eden HES Projelerinin vadiyi olumsuz etkilediğinden, söz konusu alan doğal SİT özelliklerini yitirmiştir” şeklinde karar vermiştir.
Bilindiği gibi Rize’de yapımına başlanılan ilk iki HES projesi Senoz Vadisinde bulunmaktadır. Uzundere 1, Uzundere 2 adı verilen her iki proje planlanmasından bugüne kadar ciddi tartışma konusu olmuştur. Çevre ve Orman Bakanlığı; 43 MW ve 20 MW gücündeki her iki projeye de “ÇED Gerekli Değildir” kararı vererek, inşaatlara başlanılmasının yolunu açmıştır. Yöre halkı ve ilgili STKların itirazları dikkate alınmamış adeta bir dere soykırımı yaşanmaya başlamıştır.
Yöre halkı her iki projenin de iptali için yargıya başvurmuş, konuyu inceleyen Rize İdare Mahkemesi önce yürütmeyi durdurma, ardından da 26.02.2009 (Uzundere2), 24.03.2009 (Uzundere1) HES Projelerinde “ÇED Gerekli Değildir” kararlarını iptal etmiştir. Ne yazık ki Senoz Vadisinde mahkeme kararları uygulanmamış, “inşaat faaliyetlerinin durdurulması sel-heyelan riskini artıracağı, projede kapasite artışı” gibi gerekçelerle inşaat faaliyetlerine devam edilmiştir.
Senoz Vadisi daha önce 1.derecede Doğal SİT Alanı ilan edilen Fırtına (Çamlıhemşin), Çağlayan (Fındıklı) Vadileriyle benzer özellikler göstermektedir. Deniz seviyesinden başlayan ve kısa sürede 3000-3500 metrelerin üzerine çıkan derin vadileri, şelaleler yaparak denize ulaşan dereleri, doğal yaşlı ormanları, binlerce bitki türü ve yaban hayatı, ilginç coğrafyası, yöreye özgü mimarisi ve doğayla bütünleşmiş sosyal ve kültürel özellikleriyle Doğal SİT Alanı olduğu açıktır. Nitekim Kurul kararında “söz konusu alan HES Projelerinin olumsuz etkisiyle doğal sit özelliğini yitirmiştir” denilerek bu durum doğrulanmaktadır.
Trabzon Kültür ve Tabiat Varlıkları Koruma Kurulu Kararı bir çok açıdan büyük önem taşımaktadır.
-Doğal SİT karekteri taşıyan bir alanda HES Projelerine kolaylıkla “ÇED Gerekli Değildir” kararı verilmektedir.
-Bir çok uluslararası sözleşme, yasa ve yönetmeliğe rağmen doğal varlıklar üzerindeki baskı artarak sürmektedir.
- İlgili kurum ve kuruluşlar görevlerini yapmamıştır. Doğal ve kültürel varlıkları korumak, geliştirmek bir yana , her iki proje için verilen iptal kararları uygulanmamış, bu duruma göz yumulmuş, hatta nedeni olunmuştur.
- Binlerce yıldır vadide yaşamını sürdüren yöre halkı hiçe sayılmış, ÇED süreçlerinden, kararlara katılımdan dışlanmıştır.
-Koruma Kurulu’na doğal SİT Alanı istemiyle yapılan başvuru, vadide bulunan 12 köy muhtarından 11’i nin imzası ile verilmiştir.. Bu durum halkın kararını göstermektedir. Vadi halkı, muhtarlıklar ilan edilecek SİT kararının kendilerine getireceği önemli mağduriyetleri bilerek bu başvuruyu yapmıştır.
TEMA Vakfı Rize Temsilciliği olarak; ilgilileri vadide yıkıma neden olan kişi-kurum ve kuruluşları ortaya çıkarmaya, acilen yargı kararlarını uygulamaya davet ederken, doğal ve kültürel değerlerine sahip çıkan, kısa vadeli çıkarları reddeden, bütün ülkeye doğa koruma dersi veren yoksul Senoz köylülerinin bu onurlu mücadelesini takdirle karşıladığımızı bildiriyor , saygılarımızı sunuyoruz..
- Etiketler :
- Haberler