"Bu karar bir emsal"

Doğa Derneği Başkanı Güven Eken, Rize İdare Mahkemesinin, yapılması planlanan iki hidroelektrik santrali ile ilgili verdiği kararın, tüm Türkiye'de yargıya taşınmış çevre davalarına emsal teşkil edici nitelikte olduğunu savundu.

Eken, düzenlenen basın toplantısında, hidroelektrik santrallerinin, bölge halkı, hukuk alemi ve bilim insanlarının tepkisini çeken, 'de su kaynaklarını tehdit eden ciddi bir sorun olduğunu öne sürdü.

Bu konuyla ilgili verilen hukuk mücadelesinde geçen haftalarda Rize İdare Mahkemesince ciddi kararların alındığını ifade eden Eken, bu kararların ''halka, bilime ve hukuka rağmen alınan kararların ve yapılan uygulamaların hiçbirinin kamunun yararına olmadığını ortaya koyduğunu'' söyledi.

Türkiye'de hidroelektrik santrallerinin kamu yararına aykırı uygulamalar olduğunun mahkemece de tespit edildiğini ileri süren Eken, ''Ortadaki tablo, derelerin soykırımıdır ve hukuk bu soykırımın karşısında olduğunu son kararlarıyla ortaya koymuştur'' dedi.

Eken, yargı kararında, HES ile ilgili projelerde bölge halkı ve sivil toplum örgütlerinin görüşünün alınmasını, bölgenin sit özelliğine bakılması, Çevresel Etki Değerlendirmeleri (ÇED) ve havza planlaması bazında yönetim planlamasının olması gerektiğinin ortaya konulduğunu, bu konuda Çevre ve Orman Bakanlığının yaklaşımının da eleştirildiğini öne sürdü.

''Rize Fındıklı Paşalar ve Senoz hidroelektrik santralleri ile ilgili mahkeme kararlarının, Türkiye'de yargıya taşınmış tüm çevre sorunlarına emsal olacağı'' görüşünü savunan Eken, ''Türkiye'deki tüm hidroelektrik santralleri faaliyetleri, havza planları yapılıncaya kadar durdurulmalıdır'' dedi.
        
KARARIN GEREKÇESİ-        

Avukat Yakup Okumuşoğlu da Rize İdare Mahkemesince verilen kararların Türkiye'de yapılması planlanan 1600 adet nehir tipi hidroelektrik santrali yakından ilgilendirdiğini söyledi.

Okumuşoğlu, mahkemenin Abu Çağlayan Deresi'ndeki Paşalar Hidroelektrik Santrali ile ilgili verdiği yürütmeyi durdurma kararının gerekçesinde, Türkiye'de yürüyen hidroelektrik santralleri ile ilgili sürecin eksikliklerini, Çevre ve Orman Bakanlığının konuya yaklaşımını gösteren değerlendirmelerde bulunduğunu ifade etti.Gerekçeli kararda, Türkiye'de ÇED süreçlerinin formatsal veya prosedür olarak yerine getirildiğinin ortaya konulduğunu ve ÇED sürecinin asli amacı doğrultusunda doğayı ve çevreyi koruyacak şekilde ele alınmasının istendiğini belirten Okumuşoğlu, enerji nakil hatlarının da HES projelerinin planlamasında dikkate alınmasının istendiğini öne sürdü.Okumuşoğlu, kararda ayrıca, bir dere üzerinde yapılması planlanan hidroelektrik santrallerinin ayrı ayrı değil, bir bütün olarak ele alınmasının gerektiğine ve bu açıdan bütüncül havza planları yapılmasının gerekliliğine dikkat çekildiğini belirterek, bu konunun Çevre ve Orman Bakanlığının görevleri arasında bulunduğunun hatırlatıldığını söyledi.

Türkiye'de planlanan nehir tipi hidroelektrik santrallerinin ÇED ve havza planlamasının bulunmadığını ileri süren Okumuşoğlu, bu karar gereğince hidroelektrik santrallerinin tümünün ivedilikle durdurulması gerektiği görüşünü ifade etti.

Sayfa Yükleniyor...