'Bu milliyetçilik tehlikeli bir hastalıktır'

''Böyle bir ortamda 'biz bayrak isteriz, özerklik isteriz' demek istismar etmektir'' diye konuşan Egemen Bağış, ''İşte bu milliyetçilik tehlikeli bir hastalıktır, ırkçılığa dönüşebilir.'' dedi.

Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, katıldığı bir televizyon programında çeşitli konulara ilişkin soruları yanıtladı.

Diyarbakır'da düzenlenen ''1. Demokratik Özerklik Çalıştayı'' ve ardından yaşanan süreçle ilgili soru üzerine Bağış, AK Parti hükümetinin bu konuda konuşmadığını iddia edenlerin haksızlık yaptığını belirterek, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın bugünkü bütçe konuşmasının iyi takip edilmesi önerisinde bulundu.

Bağış, ''Bizim hükümet olarak konuşmadığımızı iddia etmek haksızlık. Bu ülkede hiçbir parti, hiçbir siyasetçi, hiçbir başbakan, Sayın Erdoğan kadar, bizim hükümetimiz kadar tek millet, tek bayrak, tek devlet sloganını kullanmamıştır. Biz bunu her yerde dile getirdik, dağlara taşlara bilbordlara bu sloganı yazdırdık ama biz bunu derken herkesin etnik kökenini sabitleştireceğiz anlamında demedik. Millet bağı bizi birbirimize bağlayan bağdır. İçimizde Kürt kardeşlerimiz olacak, Çerkes, Boşnak, Zaza kardeşlerimiz olacak. Farkılıklarımız zenginliktir ama bizi birbirimize bağlayan, bizi Cumhuriyeti vatandaşı yapan ortak yarınlara, ortak adımlarla yürümemizi sağlayan özelliğimiz de o bayrağın altında o devlete sahip çıkmayı gerektirir. Biz bunu hep vurguladık'' diye konuştu.

Egemen Bağış, milli birlik ve kardeşlik duygularına kimsenin zarar verdirmemesi ve milli birlik konularına herkesin sahip çıkması gerektiğini ifade ederek, farklı kültürler, dinler, inançlar, etnik kimlikler ve siyasi görüşlerin Türkiye'de birlikte yaşayabildiğini kaydetti.

''Bu kadar kardeşçe yaşamış, etle tırnak olmuş bir toplumun içine fitne, nifak sokmanın kimseye bir hayrı yok'' diyen Bağış, ''demokratik özerklik'' taleplerinin birilerinin istismar çalışması olduğunu bildirdi. Bağış, ''Benim Kürt kardeşimin özerklik diye bir iddiası, talebi, bir beklentisi olduğuna ben inanmıyorum ama birileri bir şeyleri kaşıyarak bu ülkede kendilerine bir rant yaratmaya çalışıyor'' dedi.

Türkiye'de eskiden köylerin okulu, hastanesi, yolu, suyu bulunmadığını ama artık her köyün yolu, suyu, okulu, sağlık ocağı bulunduğunu belirten Bağış, şunları kaydetti:

MİLLİYETÇİLİK TEHLİKELİ BİR HASTALIKTIR
''Böyle bir ortama gelmişken, tutup da (yok biz bayrak isteriz, yok şunu, bunu, yok özerklik isteriz) bunu birileri istismar ediyor ve malesef işte bu milliyetçilik tehlikeli bir hastalıktır, ırkçılığa dönüşebilir. Vatanseverlik apayrı bir şey. Vatanı sevmek, bu ülkenin kişi başına düşen gelirini artırmakla olur, itibarını artırmakla olur, Türkiye'nin teknolojisini, okulunu artırmakla, demokratik haklarını yükselterek olur. Yoksa 'şunu bunu isterim' demekle, abuk sabuk bıyıklar bırakıp el kol işaretleri yaparak vatan sevgisini göstermeye çalışmak da bu ülkenin insanına haksızlıktır. Birilerinin içinde düştükleri acziyetten dolayı toplumu kaşımak için gösterdikleri bir çaba olarak görüyorum ben. Bir tehlike görmüyorum ben, bu milletin terazisi hiç şaşmamıştır, et-tırnak olmuşuz nereye ayrışıyoruz?''

Bağış, Kürtleri temsil ettiğini iddia eden partide 20 kişi bile bulunmadığını ancak AK Parti'de 60 kadar Kürt kökenli vekil bulunduğunu anımsatarak, BDP'deki vekillerin de yarısının Kürtçe bile bilmediğini bildirdi. Bağış, ''Hiçbir partinin, hiçbir etnik kökeni hiçbir inancı, hiçbir ulusal duyguyu tek başına temsil etme hakkı yok bu ülkede. Bu bayrak da bizim, bu kutsal kitabımız da hepimizin'' dedi.

AK Parti için önemli olanın bu ülkenin huzuru, kan dökülmemesi ve kardeşin kardeşe düşmemesi olduğunu belirten Bağış, ''Birileri dışardan fitnelerle, kumandası dışardan yönetilen aygıtlarla bu ülkenin içinde huzuru bozmak istiyorlarsa, müsaade etsinler biz onlarla nasıl muhatap olunacağını biliyoruz ama muhalefet patileri (bana ne görev düşer) demelidir'' diye konuştu.

Bağış, Başbakan Erdoğan'ın bugünkü konuşmasının yakından takip edilmesi gerektiğini bir kez daha tavsiye etti ve ''Biz devlet olma geleneği 1000 yılı aşmış bir milletiz'' dedi.

YUMURTA ATMAK HER YERDE SUÇ
Bağış, kendisine yumurta atan öğrenciler için devam eden yargı sürecine ilişkin soru üzerine de ''Benim hiçbir kardeşimin burnunun kırılmasına, bebeğinin düşmesine gönlüm razı olmaz ama bu ülkenin gençlerinin de yasaları çiğneyerek, insanlara saldırmasına da gönlüm razı olmaz'' dedi.

Yumurta atmanın AB ya da ABD olsun dünyanın her yerinde suç olduğunu söyleyen Bağış, bu öğrencilerin arkasında başka istismarcılar ve örgütlenme bulunduğunu kaydetti. Basının bu olayların perde arkasını irdelemesi gerektiğini belirten Bağış, ''Anadoludan gelen öğrencilerin genç dimağlarının yıkanarak, bazı kesimlerce istismar edildiğini'' iddia etti.

Bağış, polis fazla şiddet gösteriyorsa bunun yanlış olduğunu ama gençlerin de yumurta atmanın demokratik bir eylem olmadığını bilmeleri gerektiğini belirterek, Türk polisinin aslında AB ülkelerinin emniyetiyle kıyaslanınca daha merhametli ve daha vicdanlı olduğunu da kaydetti.

HEVES ÇOCUKTA OLUR
AB ile sürdürülen müzakerelere ilişkin soru üzerine Bağış, ''Türkiye'nin hevesinin azaldığı'' yönündeki eleştirilere ''Heves çocukta olur'' karşılığını verdi. Müzakerelerdeki son duruma ilişkin bilgi veren Bağış, fasıl açınca kimsenin boyunun uzamadığını ancak şu an itibariyle kendilerini 27 faslı açıp 13'ünü kapayabilmiş noktada kabul ettiklerini bildirdi.

Bağış, müzakerelerden bıkmadıklarını, uzun ince bir yolda olunduğunu belirterek, siyasi engellere rağmen kararlı olduklarını, diklenmeden dimdik durduklarını, AB sürecini sonuçtan daha çok önemsediklerini kaydetti. Egemen Bağış, müzakereler bitince millete gidip AB'ye üye olup olmamak istediğini soracaklarını da söyledi.

AB Dönem Başkanlığı'nın 2012'de Kıbrıs Rum kesimine geçeceğinin hatırlatılması üzerine Bağış, dönem başkanlıklarının süreçlerde çok fazla bir yaptırım gücü bulunmadığını, bunun için Rum kesiminin başkanlığının da Türkiye'nin sürecine derin bir etki yaratmayacağını kaydetti.

Bağış, Türkiye'nin üyeliğine çok olumlu bakan İspanya, Belçika ya da Finlandiye gibi ülkelerin başkanlıklarında fasıl açılamadığını ya da beklenenden az açıldığını, buna karşılık Almanya ve Fransa gibi nispeten olumsuz seslerin yükseldiği ülkelerin başkanlıklarında daha çok fasıl açıldığını örnek vererek, AB'de kararların oybirliği ile alındığını, dönem başkanlıklarının çok da etkili olmadığını bildirdi.

Egemen Bağış, önemli olanın fasıl açılması olmadığını da belirterek, ''Sürecimizi fasıl açılmasına kitlersek, sırtımızdaki davulun tokmağını Brüksel'e vermiş oluruz'' dedi.

RUMLARIN DEVLET OLMADIĞINI HER YERDE SÖYLEDİK
Kıbrıs Rum kesiminin Apoel Takımı ile Pınar Karşıyaka arasında Rum kesiminde yapılan FIBA Erkekler Eurochallange Kupası maçında yeşil-kırmızılı ekibe yönelik saldırının hatırlatılması üzerine Bağış, o gece Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın talimatıyla Türk sporculara zarar gelmemesi için çok sayıda temasta bulunduklarını, uluslararası camiadan kıllarına zarar gelmemesi için güvence aldıklarını belirterek, Rum kesimindekilerin bu saldırıları 'holigan' diyerek basite indirgemeye çalıştığını ancak 3 bin kişinin 10-15 kişinin üzerine saldırmasının basit bir iş olmadığını kaydetti.

Bağış, Rumların devlet olmadığını ve bunu kendilerinin yıllardır her yerde söylediklerini belirterek, ''Sporcuyu korumak için illa ki olay mı çıkması gerekiyor? Bunların devlet olmadığını her yerde söylüyoruz ama inanmıyorlardı, bunlar devlet değil kabile bile olamamışlar'' dedi. Saldırının görüntülerini Rum televizyonlarından istettiklerini ancak hiçbirinin vermediğini dolayısıyla elde delil bulunmadığını belirten Bağış, ''Medyaları öyle bir ulusalcılık yaptılar ki hiçbir Rum kanalı o görüntüleri paylaşmadı, bizim medyamızın da bundan çıkaracağı ders olmalı diye düşünüyorum'' diye konuştu.

Sayfa Yükleniyor...