Bu sette herkes birbirine hayran

'Yeraltından Notlar' için bir araya gelen yönetmen Zeki Demirkubuz ile oyuncular Engin Günaydın ve Sırrı Süreyya Önder, filmi, Ankara'yı ve birbirlerini anlattı.

Bu sette herkes birbirine hayran

Yönetmen Zeki Demirkubuz, Dostoyevski'nin ''Yeraltından Notlar'' romanından sinemaya uyarladığı yeni filmini basına tanıttı.

Tunalı Otelde gerçekleştirilen basın toplantısına yönetmen Demirkubuz, filmin başrol oyuncusu Engin Günaydın ve filmin oyuncularından Sırrı Süreyya Önder katıldı.

Demirkubuz, Dostoyevski'nin romanından esinlenerek başladığı çalışmanın zaman içerisinde serbest adaptasyona dönüştüğünü belirterek, ''Çünkü senaryoya, meseleye, oradaki adamın karakterine yoğunlaştıkça romanı daha çok keşfettim ve keşfettikçe de en çok da anlatım konusunda sorunlar yaşadığım zamanlar hep romanın dünyasına daha çok döndüm. Filmin 4. haftası bitmek üzere ve hala elimde kalın bir senaryo var'' dedi.

''Bugüne kadar hep bir hikayeden çok, insanın akıldışı bir varlık olmasını anlamaya çalışan filmler yaptığını'' ifade eden Demirkubuz, ''Yeraltından Notlar''ın bu anlamda gidilebilecek en son nokta olduğunu söyledi. Filmin konusu için, ''bir insanın yaşamak zorunda kaldığı fiziksel hayatla, yine yaşamak zorunda kaldığı iç dünyasıyla ilgili bir tür sondaj çalışması'' denilebileceğini aktaran yönetmen, ''Aslında bir hikayesi yok filmin. Sadece bir karakterin iç dünyasına girebilmenin yollarını aradım. Hikaye aşağı yukarı böyle birşey'' diye konuştu.

'ANKARA'DA İNANILMAZ BİR SİNEMATOGRAFİ VAR'
Demirkubuz, orijinalinde 19. yüzyılda Petersburg'da geçen bir hikaye olan ''Yeraltından Notlar''dan kültürel ve ulusal özellikleri olarak çok uzakta ve uyarlamasını çektiğini hatırlatarak, ''Kahramanın işini de düşünerek -Engin'in oynadığı Muharrem karakteri memur- Ankara'ya kadar geldim. Burada film çektiğim için abartıyorum zannedilmesin. Ankara'da inanılmaz bir sinematografi var. Sinemacılar, kısa filmciler bunu nasıl keşfetmiyorlar bilmiyorum'' şeklinde konuştu.

Düzlüğü ve simetri duygusundan kaynaklı olarak Ankara'nın kendisine sinematografik açıdan mükemmel geldiğini dile getiren Demirkubuz, film bittiğinde Ankara'nın bu anlamdaki güzelliğini izleyicinin de görmüş olacağına dikkati çekti.

Senaryonun son hali ortaya çıktığı zaman okuyan herkesin başroldeki karakterin Engin Günaydın olması konusunda ortak bir fikir oluşturduğunu anlatan yönetmen, şöyle devam etti:

''Özellikle büyük rollerin seçiminde ne kadar iyi oyuncularla çalışılırsa çalışılsın, ben hep 'acaba' sorgulamasını yapıyorum. Bu açıdan Engin Günaydın elbette bir güven verdi ve daha çok rahatlamama neden oldu. Engin'in senaryosunu yazdığı ve başrolünde oynadığı 'Vavien' filmini de çok beğenmiştim ama zaten gerek reklam filmleri gerek eski filmlerinden Engin'in potansiyelini biliyordum ve nerede oynarsa oynasın o güveni veriyor zaten.''

Filmde kahramanın ahlak anlayışını, ahlaki çelişkilerini ve bunun karşısında nasıl konumlandığını ortaya koymaya çalıştığını vurgulayan Demirkubuz, böyle bir sorgulamaya girişilince zaten devletle de toplumla da düzenle de bu tür bir hesaplaşmaya girildiğini belirtti.

Oyuncu Engin Günaydın da Demirkubuz'la ilk defa 6-7 ay önce senaryo hakkında konuştuklarını dile getirdi.

GERÇEK HAYATIN EGZERSİZLERİ
Zeki Demirkubuz'un oyuncuya gerçek hayatın ritmini hatırlatmak konusunda çok yardımcı olduğunu dile getiren Günaydın, ''Sahne üzerinde gerçek herhangi bir his olduğunda biz problemi çözmüş oluyoruz. Ben oyunculuğu daha köşeli ve yapılması gereken kurallar zinciri olarak görüyordum. Sonrasında başka bir kanalın olabileceğini Zeki Bey sayesinde öğrendim. Bir anlamda başka bir hocalık oluştu aramızda. Zaman zaman herhalde onun 'gerçek hayatın egzersizleri' kampına girmek gerekiyor'' ifadelerini kullandı.

''Ben kahramanlardan çok anti-kahramanları seviyorum. Onların ruh dünyalarını kendime daha yakın buluyorum'' diyen Günaydın, şunları söyledi:

''Çünkü ben de bir kahraman değilim. Ondan dolayı anti-kahramanları oynamak hoşuma gidiyor. Bu hikayedeki kahraman da böyle bir kahraman. Kendi iç dünyasında yaşayan, kendi başına olmadık işler açan, bunların sıkıntı ya da başarılarından gurur duyan, sıradan bir karakter aslında. Özelliği de burada...''

Sırrı Süreyya Önder ise yönetmen Zeki Demirkubuz ile hem duygusal hem de fiziksel anlamda komşu olduklarını ve zamanlarını sıklıkla beraber geçirdiklerini kaydetti. Zeki Demirkubuz'un kendisi için üretimi, dünyaya bakışı, kimliği ve kişiliğiyle rehber olarak referans aldığı bir insan olduğunu söyleyen Önder, filmin setinde de tam bir atölye havasının olduğunu anlattı.

Önder, ''Yeraltından Notlar''ın onur duyduğu işlerden birisi olduğunun altını çizdi.

Sayfa Yükleniyor...