Bülent Arınç, Akman'ın istifasını istedi

Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, RTÜK Başkanı'ndan istifasını istediğini, Zahit Akman'ın da görev süresi bittiğinde yeniden aday olmayacağına dair söz verdiğini açıkladı.

Bülent Arınç, Akman'ın istifasını istedi

Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, RTÜK Başkanı Zahid Akman'a ''Halk nazarında RTÜK Başkanı ile ilgili olarak Deniz Feneri bağlantısı artık kurumları yıpratır hale gelmiştir. Ben sizin görevinizden ayrılmanızı istiyorum. Ayrılsanız iyi olur'' dediğini, Akman'ın da kendisine ''Ben de aynı kanaatteyim'' diyerek karşılık verdiğini söyledi.


Arınç, Haberturk'ün Teke Tek programında soruları yanıtladı.

Bülent Arınç, ''RTÜK Başkanı'nın bu olayla ilgilisinin olduğunun yönünde karar ortaya çıkması durumunda ne yapacağının'' sorulması üzerine, ''İlk defa açıklıyorum. Ben bakan olduktan sonra Zahid Akman ile görüştüm. O beni tebriğe geldi. Görüşmemizde bu konuları kendisine sordum: Bir, mal bildirimiyle ilgili. İkincisi Deniz Feneriyle ilgili... Bu konudaki ithamları, konuşulanları, yazılanları biliyorsunuz, benim görevim size güvenmektir. Bu konuda ben sizi temiz, namuslu, ahlaklı bir bürokrat olarak biliyorum. Ama bütün bu yazılanlar ve çizilenler karşısında siz ne diyorsunuz?

Bana söylediği şu oldu: Bunların hepsi iftiradır. Beni bunlarla suçlayamazlar. Mal bildirimimi de günü güne verdim. Deniz Feneriyle ilgili olarak da bütün ithamlara karşı kendimi savunacağım. Tekrar tekrar sordum. Bunu bana aynen söyledi. Ondan sonra ben kendisine bir şey söyledim. Dedim ki; 'Sayın Akman, biz de siyaset yapıyoruz. siz de bürokrasidensiniz. Siz seçilmişsiniz, biz sizi Meclis olarak seçtik. Bu seçimlerde de kılı kırk yarıyoruz. Kendi elimle üyeler seçtim ve onların ülkem için yararlı insanlar olmasını arzu ettim. Sizin seçimlerinizde katkısı olan bir insan olarak söylüyorum ki; Bu ithamlar sizi yıpratıyor, kurumunuzu yıpratıyor, hükümeti yıpratıyor.

Şimdi RTÜK'ten sorumlu Başbakan Yardımcısı olarak beni de yıpratabilir. Çünkü böyle bir kanaat oluşmuştur. Halk nazarında RTÜK Başkanı ile ilgili olarak Deniz Feneri bağlantısı artık kurumları yıpratır hale gelmiştir. Ben sizin görevinizden ayrılmanızı istiyorum' dedim. Bir hafta önce konuştum kendisiyle. Sağ olsun anlayış gösterdi ve 'Ben de aynı kanaatteyim' dedi'' ifadelerini kullandı.

AKMAN'IN GÖREV SÜRESİ
Arınç, ''İstifasını mı istediniz?'' sorusu üzerine, ''Ayrılsanız iyi olur, en azından soruşturma neticeleninceye kadar'' dediğini aktardı.

Bülent Arınç, '''Ben de aynı kanaatteyim' dedi. Sonra oturduk. Bu aralarda RTÜK'ün üç üyesinin seçimi var. Kuralar çekildi. Sanıyorum önümüzdeki günlerde bu seçim yapılacak. 'O seçimi bir geçirelim' dedi. Zaten Akman'ın görev süresi Temmuz'un başlarında bitiyor. İki yıl doldu. İki defa seçildi. 'Şimdi RTÜK'e üyeler seçilsin göreve süremin bitmesine yakın ya da bittiğinde ben tekrar aday olmayacağım ve başkanlıktan da ayrılacağım' diye bana söz verdi. Ben kendisine teşekkür ettim.

Halbuki bunun tersini de yapabilirdi. 'Bunların hepsi iftira kampanyasıdır, bunların hepsine karşı ben kendimi savunacağım ve görevimin başımda kalacağım' diyebilirdi... Ama ben rica ettim. 'Çekilmeniz sizin kurum için hükümetin için her şey için hayır olur' dedim. 'İnşallah yargı süreci bir şekilde olacaksa o da en kısa sürede biter ve siz o kurumu da yıpratmamış ve kendine yöneltilen bütün suçlamaları reddetmiş ve bu suçlamalardan beraat etmiş birisi olarak alnınız açık başınız dik tekrar görevinize isterseniz devam edebilirsiniz' demiştim.

Temmuz da görev süresinin bitimiyle tekrar aday olmama ve başkan olmamak üzere benden rica etti. 'Ben de şu üyeler seçimi yapılsın dediklerinize katılıyorum' dedim. Sayın Akman bu ithamlar karşısında kurumu yıpratmamak adına böyle bir şeyi kabul etti'' şeklinde konuştu.

Arınç, ''Hem Zahid Beyin daha fazla yıpranması da doğru değil, kurumunda daha fazla yıpranması doğru değil. Umarım ki, bir yargı süreci olursa oradan en kısa zamanda alnı açık olarak çıkacaktır. Bundan sonra artık hayat çizgisi en güzel şekilde devam eder ümit ediyorum. Dileriz, inşallah böyle olur'' dedi.

Bülent Arınç, ''Aynı şeyi Ergenekon sanıkları için de söyler misiniz?'' sorusuna, ''Tabii, iyi bir adli süreçten sonra cezasını çekmesi gerekenler çekmeli. Beraat etmesi gerekenler beraat etmeli'' yanıtını verdi.





Arınç, Almanya'daki Deniz Feneri davasıyla ilgili olarak, ''Böyle bir olayın ile bağlantısı bir yargı kararıyla tespit edilirse onu Türkiye'ye yansıması mutlaka olacaktır'' dedi.

Almanya'daki Deniz Feneri davasıyla ilgili bir soru üzerine Arınç, ''Olay neresinden bakarsanız bakın çok acı bir olaydır. Suç olmaktan da öte gerçekten ahlak dışı bir harekettir'' dedi. ''Bunu kabul etmenin mümkün olmadığını'' ifade eden Arınç, ''Merhamet saikiyle insanlardan para toplayacaksınız. Haklı bir şöhreti olan bir derneğin ismini kullanacaksınız. Ondan sonra o paraları bir şekilde iç edeceksiniz veya birilerine havale edeceksiniz. Bu hiçbir zaman, hiçbir insanın insani duruşu itibariye kabul edebileceği bir hareket değildir'' diye konuştu.

ÜÇ BEŞ EDEPSİZİN İŞİDİR DEMEDİM
Bu konuyla ilgili olarak ''Üç beş edepsizin işidir'' demediğini anlatan Arınç, ''(Çok ahlak dışı bir harekettir, suç olmasa bile mutlaka takibi gerekir. Üç beş edepsizin işi değil. Suç olmasa bile bu bir edepsizliktir, ahlak dışı bir olaydır) dedim. Dolayısıyla üç beş kişiye havale ederek (hadi edepsiz) diyerek olayı küçültmüyorum'' diye konuştu.

''Böyle bir olayın Türkiye ile bağlantısı bir yargı kararıyla tespit edilirse onu Türkiye'ye yansıması mutlaka olacaktır'' diyen Arınç, ''Bu kararın Türkiye'ye getirilmesi, oradaki delillerin incelenmesi ve(Türkiye ile bağlantısı var) dendiğinde hangi isimler varsa onların soruşturulması Türk adaletinin de işidir. Bu konuda Adalet Bakanlığı harekete geçti. Ben Mehmet Ali Şahin'i çok eskiden tanırım ve en az kendim kadar dürüst bilirim. Burada kimseyi kuşatıcı, himaye edici bir tavrı olmamıştır. (Yavaş ilerliyor) derken bürokraside yan odadan bile evrakın yedi günde geldiğini hepimiz biliriz. Hele hele ülkeler arasında olunca bu hukuki yardımlaşma süreciyle olur" şeklinde konuştu.

BAYKAL RANT PEŞİNDE DEĞİL
"Bir gecikme olduğu söylendi" diyen Arınç, "Özelikle sayın Baykal ve arkadaşları, bu konunun özel takipçileri gibi, yani hukuk içerisinde bu takibi yapmalarını da çok doğru buluyorum. Siyasetçi olarak da takdir ediyorum. Bundan bir iç politikaya yönelik rant elde etme düşüncesinin ben şu ana kadar şahidi değilim. Yani Türkiye dışında işlenmiş bir olayın, aldatılmış insanların hukukunu müdafaa etmek, bu paraların Türkiye'ye transferi söz konusu olmuşsa kimlere ne şekilde transfer edildiğini öğrenmek her yurttaşın vazifesidir''

Bülent Arınç, Almanya Büyükelçisi'nin dün açıklama yaptığını ve "Deniz Baykal'ın bu konuyla ilgili elindeki dosyanın Almanya'daki adli makamların ve devletin dosyası olmadığını'' söylediğini aktaran Arınç, ''Ama Sayın Baykal (Deniz Feneri dosyası burada) diye seçim meydanlarına çıkmıştı'' dedi.

SUÇLUNUN ARKASINDA DURMAYIZ
Cumhuriyet Başsavcısı'nın bugün yaptığı açıklamalardan bu konuyla ilgili sürecin son noktaya geldiğini anladığını belirten Bülent Arınç, ''Zannediyorum sayın üç savcı bu işi takiple görevlendirilmiştir. Yeterli delil ve emareler varsa dava açacaklar. Hepimizin bunu beklemesi gerekiyor. Bu süreç içerisinde kim suçlu çıkarsa hiç birisinin arkasında hiç birimiz duramayız. Ama şimdiden RTÜK Başkanı için söylenen, başkaları için söylenen şeyleri masumiyet karinesine karşı bulurum. Bir insanı yıpratmak için dosya bile malum olamadan, içeriğini bile bilmediğimiz bir konuda suçlamaya gidersek herkes herkesi suçlayabilecek demektir'' diye konuştu.

''Gecikme olup olmadığının soruşturmayla ortaya çıkacağını'' ifade eden Arınç, ''Benim bildiğim bir kanaattir. Sayın Şahin ve Ergin de bu konuda bilerek savsaklama yapabilecek insanlar değillerdir. Ama bu kanaattir. Bu kanaatin aksine bir şey ortaya çıkarsa bunu da kabullenmek durumundayız'' dedi.

Sayfa Yükleniyor...