Cazın yeni merkezi Washington Büyükelçiliği

ABD'de ırkçılığın yaygın olduğu 1930'larda kapılarını caz müzisyenlerine sonuna kadar açan Türkiye'nin Washington Büyükelçiliği, "Ertegün Caz Serisi"yle, tekrar caz müziğin merkezi olmaya başladı.

'nin Washington Büyükelçiliği, rezervasyon için telefonlarının kilitlenmesine neden olan ve hayli ilgi gören ilk caz konserinin ardından, yeni kuşak caz müzisyenlerini ağırlamaya devam ediyor. Serinin ikinci konseri de Boeing firmasının sponsorluğu ve Jazz at Lincoln Center'in işbirliğiyle, büyükelçiliğin cazın tarihinde önemli bir yeri olan rezidansında yapıldı.

Çok sayıda konuğun ağırlandığı gecede, Helen Sung, Ben William, John Ellis ve Kendrick Scott'tan oluşan "Helen Sung Quartet" sahne aldı.

Performanslarıyla seyircileri hayran bırakan grup, 1930 ve 1940'larda, ırkçılığın yaygın olduğu dönemde, kendilerine "sıcak yuva" ve "eşit düzeyde birliktelik" sağlayan büyükelçiliğin rezidansında eşsiz müziklerini yapan ünlü caz ustalarının kulaklarını çınlattı.

Türkiye'nin Washington Büyükelçisi Namık Tan da konser öncesinde yaptığı konuşmada, caz müziğin büyükelçilik rezidansı tarihindeki önemini anlatarak, bu etkinliği düzenlemenin kendileri için çok özel olduğunu belirtti.

Konserin ardından konuklar ve sanatçılar, Türk mutfağının birbirinden güzel lezzetlerini tadarken, Büyükelçi Tan, geçmişte caz müziklerinin yapıldığı salonun atmosferine uyarak piyanonun başına geçti. Eşi Fügen Tan'ın da sesiyle eşlik ettiği gecede, Tan çifti "mini Türk sanat müziği konseri" verdi.

CAZIN TARİHİNDE TÜRK BÜYÜKELÇİLİĞİ...
"Ertegün Caz Serisi" konserleri, ırkçılığın "hayal edilemeyecek kadar katı" olduğu 1930 ve 1940'lı yıllar Washingtonu'nda Büyükelçilik kapısını caz müzisyenlerine açan Türkiye'nin ikinci Washington Büyükelçisi Münir Ertegün ile oğulları Ahmet ve Nesuhi Ertegün'ün onuruna veriliyor.

Siyahilerin mekanlara arka kapıdan alındığı, birçok yerde beyazlarla yan yana oturamadığı, ırkçılığın "hayal edilemeyecek kadar katı" olduğu belirtilen 1930 ve 1940'lı yıllar Washingtonu'nda sadece bir yer, eşitliğe ve müziğe inanarak, kalbini ve yuvasını siyahilere açmıştı.

Türkiye'nin ikinci Washington Büyükelçisi Münir Ertegün'ün caz müziğe gönlünü veren ve daha sonra Atlantic Plak Şirketi'ni kuran oğulları Ahmet ve Nesuhi Ertegün, başkente adım atar atmaz, hem siyahilerin sahne aldığı Howard Tiyatrosu'nda cazın derinlerine daldı hem de büyükelçilik rezidansını saksafon, piyano, kontrbas gibi enstrümanların uyumundan doğan, doğaçlama müziğin müthiş ritminin yankılanıp şehre yayıldığı bir mekan haline dönüştürdü.

Rezidansta, Washington'da ilk kez 1940 yılında Ertegün kardeşler, beyaz ve siyahların birlikte sahne aldığı bir konser düzenledi.

Tüm bu nedenlerle, o dönem bir güneyli senatör, öfkeyle, Büyükelçi Ertegün'e bir mektup göndererek, "Herkes bu siyahların ne olduğunu ve nasıl muamele edilmesi gerektiğini biliyor ama siz bunları ön kapınızdan sürekli içeri alıyorsunuz. Bu garip bir durum değil midir?" sorusunu yöneltirken, Büyükelçi Ertegün senatörü hayretler içerisinde bırakan şu cevabı verdi: "Evet, biz ön kapıdan alırız dostlarımızı her zaman, siz de gelirseniz kabulümüzsünüz ama arka kapıdan alır, ağırlarız..."

İşte, Türkiye'nin ırkçılık yapmaksızın, tüm insanları kucakladığının önemli göstergelerinden olan bu hikaye, şimdilerde Büyükelçi Namık Tan tarafından tozlu kitap sayfalarında kalan ve unutulmaya yüz tutan bir anı olmaktan çıkartılıp, aynı müzikle tekrar tüm Washington'a hatırlatılıyor.

Sayfa Yükleniyor...