Çelik: Darbe şakşakçılarının yolunu kapattık

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Ömer Çelik, ''Bu ülkede darbe şakşakçılığı yapanların, sandıkla iktidara gelemeyeceklerini bildikleri için başka yollar arayanların yollarını kapattık'' dedi.

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Ömer Çelik, partisinin, Adana'nın merkez Sarıçam ilçe teşkilatının, düzenlediği 11. Olağan Danışma Meclisi toplantısının açılışındaki konuşmasında, AK Parti iktidarı öncesine işaret ederek, ''Faizlerin bilmem kaç binlere ulaştığı, siyasetin kötürüm hale geldiği günleri geçirdik. Milletin oy verdikleri, o emanete sahip çıkamadılar. Birincisi samimiyet açısından, ikincisi vizyon açısından, üçüncüsü kararlılık açısından sahip çıkamadılar'' dedi.

Ömer Çelik, sahip çıkılamayan değerler konusunda, ''Samimiyet açısından sahip çıkamadılar; çünkü tutamayacakları sözleri verdiler. Vizyon açısından sahip çıkamadılar; çünkü sürekli olarak o günü idare etmek üzere politikalar ürettiler. Üçüncüsü kararlılık açısından sahip çıkamadılar; milletin verdiği emanetin arkasında durmayı şeref olarak addetmediler. O zaman ne oldu? Millet ile siyaset arasına ayrım girdi. Milletin verdiği oyun siyasette yeterince temsil edilemediği görüldü. 'yi iyi yönetemediler'' diye konuştu.

AK Parti öncesindeki iktidarların, ''bırakın alın terinin karşılığını vermeyi, milletin hakkı olanları da milletin elinden aldıklarını'' ifade eden Çelik, şunları söyledi:

''Milletten aldıkları emanetin arkasında duramadıkları için çeşitli muhtıralara boyun eğdiler ve bu emaneti çarçur ettiler. Bizim hükümetimiz ise sizin verdiğiniz emanete sahip çıktı.

Birincisi, size asla yapamayacağımız şeyleri söylemedik, 'yapacağız' dediklerimizin de arkasında durduk. İkincisi, çeşitli zamanlarda çeşitli popülist politikalar önümüze konulduğunda, bunlardan uzak durduk. Çünkü, bunun bir sonraki adımının sizleri hukuksuzlukla baş başa bırakmak olduğunu biliyorduk. Sizin verdiğiniz emaneti koruma konusundan, Başbakanımızın liderliğinde hiçbir zaman geri adım atmadık. Bunlara nasıl karşı durduk? Sizin verdiğiniz yetkiyle karşı durduk.

Bu ülkede darbe şakşakçılığı yapanların, sandıkla iktidara gelemeyeceklerini bildikleri için başka yollar arayanların yollarını kapattık. Milletimizin dışında hiç kimsenin takip edebileceği bir yol söz konusu değildir. Yol milletimizin yoludur. Bu salonları doldurarak, bize verdiğiniz emanetten güç aldık, sahip çıktık, arkasında durduk.''

Çelik, ''Dışarıdaki birtakım korku odakları, bu ülkenin siyasilerine korku salmışken, kendilerinin adalete, hukuka bakarak, zalime zalim, katile katil dediklerini'' belirterek, şöyle devam etti: ''Çünkü, bu yetkiyi siz verdiniz bize. Bize bu yetkiyi vermemiş, biz sahip çıkmamış olsaydık korku imparatorluklarını yıkamazdık.

Mısır'da görevden ayrılan Mübarek'in temsil ettiği gibi bir rejimi kurmaya çalışanlar, özgürlüklerden yana tavır koymayanlar, bugün 'Türkiye'de korku imparatorluğu var' diyorlar. Hiçbir şekilde bunların samimiyetine güvenemeyiz.

Bugün 'adalet mülkün temelidir' diyoruz. Adaletin mülkün temeli olması için adalet mekanizmasının adalet dağıtması lazım. İşte bunun için reformlar yapıyoruz. Biz bunları yaparken, bu kez 'yargıyı ele geçiriyorsunuz' diyorlar.

Postmodern darbe zamanlarında bazı yargı mensupları darbe yapanların karşısında selam durduğunda kimsenin sesi çıkmadı. Geçmişte hatırlayın, bu ülkede kız çocukları hayat tarzlarının gereği olarak başlarını örttükleri için üniversitelere sokulmadığında, bugün 'hayat tarzlarımız tehdit altında' diyenlerin onlara sahip çıktıklarını gördük mü?''


Çelik, bir süre önce CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun Adana'da toplantı yaptığını ve AK Parti için bazı ifadeler kullandığını anımsattı.

Kılıçdaroğlu'nun aynı sözleri daha sonra grup toplantısında da tekrarladığını belirten Çelik, ''İşsizlikle ilgili bir şeyler söyledi. İşsizlik dünyada yapısal bir problemdir. İşsizlik bir şehrin, iki tane kasabanın, dört-beş şehrin bir araya gelerek çözeceği mesele değil. İşsizlik yapısal problemdir. Bunun da Türkiye'de problem olduğunu kabul ediyoruz. Bu problemi çözme konusunda hükümetimiz, en ciddi adımları atıyor'' dedi.

'MERDİVENE TERS BİNEN ADAM...'
Çelik, dünyada olumsuz bir tablo yaşanırken Türkiye'nin işsizlik konusundaki rakamların daha iyi noktaya geldiğini ifade ederek, şunları söyledi:

''Adana'nın, hükümetin hizmetlerinden faydalanmadığı yönündeki iddialara gelince; hükümetin hizmetleri açısından Adana diğer illerden daha gerilerde değildir. Gerek tarım konusunda, gerek diğer konularda, CHP Genel Başkanı'nın verdiği tüm rakamlar yanlıştır.

Yakın zamana kadar hakim olan yerel yönetimin burada kurduğu yolsuzluk düzeni yüzünden Adana'ya aktarılan kaynaklar buraya yansımamıştır. Buraya gelen yatırımcılar ve onların temsilcileri Adana'dan uzaklaştırılmıştır. Burada kurulan bu yerel yapı yüzünden Adana'nın alması gereken kaynaklar, metro meselesinde görüldüğü gibi bir yolsuzluk çetesi tarafından toprağın altına gömülmüştür. Bu yolsuzlukla yine biz mücadele ediyoruz.


Adana geçen seneye göre bu yıl işsizlik konusunda da daha iyi konumdadır. Bunları zikrederken CHP Genel Başkanı enteresan ifadeler kullanıyor. Her cümlesinin sonunda 'senin nerene ak diyeyim' diyor. CHP Genel Başkanı'nın bize bunu söylemesi, bizim doğru yaptığımızı gösteriyor. Merdivene ters binen adam bize ak derse biz kara oluruz, o bize kara diyorsa bilin ki biz akız.

'SENİN NERENE CUMHURİYET HALK PARTİSİ DİYEYİM'
Her işi ters yapan bu adamın, partimizle ilgili söylediği sözlerin arkasına 'neren ak' şeklinde kullandığı ifadelere karşı ben de şunu söylemek istiyorum; Senin partinin adında da cumhuriyet var. Cumhuriyet milletin kendi kendini yönetmesidir. Ama, genel başkan yardımcın çıktı, ordunun darbe yapamamasına üzüldüğünü belirterek, orduya 'kağıttan kaplan' dedi. Darbe, bir hukuk devletinde en büyük ahlaksızlık ve suçtur. Milletin vergileriyle alınmış silahların, millete doğrultulması demektir. Türkiye'de darbe olmadığı için ordumuza dil uzatmaya cüret etti. Senin genel başkan yardımcın çıkıp da darbeye destek verdiğinde, yani bu millete silah çekilmediği için üzüldüğünü belirttiğinde, sen bu genel başkan yardımcın hakkında gereken işlemi yapmıyorsan, ben senin nerene Cumhuriyet Halk Partisi diyeyim.

Yine bir diğer genel başkan yardımcın çıktı; hükümet, demokratik açılım konusunda analar ağlamasın diyor dedi. Böyle şey mi olur dedi. Dersim'de isyan bastırılırken analar ağlamasın dendi mi diyor. Yani Dersim'deki katliamı destekliyor. Muhsin Batur anılarında, bir asker olarak 'o günlerdeki anılarımı hatırlamak istemiyorum' diye geçiştiriyor. Ama CHP'nin o zamanki temsilcisi, sanırım grup başkanvekiliydi hatırladığım kadarıyla, 'analar ağlamasın söylemi yanlış bir söylemdir, Dersim'de isyan bastırılırken analar ağlamasın denilmedi' diyor.

Şimdi soruyorum, bir parti yetkilin çıkıp da 'analar ağalamasın söylemi yanlıştır' diyerek, senin de doğup büyüdüğüm bölgedeki katliamı savunduğunda, sen bu katliam karşısında ses çıkarmadığında, ben senin nerene cumhuriyet, nerene halk partisi diyeceğim.'

Sayfa Yükleniyor...