Cemal Kaşıkçı davası Suudi Arabistan'a devredildi

Suudi gazeteci Cemal Kaşıkçı'nın öldürülmesi davasında durdurma kararı verildi. Dosya, Adalet Bakanlığı'nın olumlu görüşü üzerine Suudi Arabistan'a gönderildi. Kaşıkçı'nın nişanlısı Hatice Cengiz, davanın devredilmesi kararının iptali için Ankara 14'üncü İdare Mahkemesi'ne başvurdu.

Cemal Kaşıkçı davası Suudi Arabistan'a devredildi

Washington Post yazarı Suudi gazeteci 'nın, 'ın İstanbul Başkonsolosluğu'nda öldürülmesine ilişkin 26 sanığın yargılandığı davada mahkeme, durma kararı vererek yargılamanın Suudi Arabistan adli makamlarına devrine hükmetti.

Karar, Adalet Bakanlığı'nın görüşü doğrultusunda alındı.

İstanbul 11. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmaya, haklarında yakalama kararı bulunan firari 26 sanık katılmadı.

İstanbul Barosu tarafından görevlendirilen bazı avukatların sanıkları temsil ettiği duruşmada, Kaşıkçı'nın nişanlısı müşteki Hatice Cengiz ile avukatı da hazır bulundu.

Mahkeme Başkanı, Adalet Bakanlığı'nın olumlu görüşünün mahkemeye ulaştığını belirtti.

Duruşmada kararını açıklayan mahkeme heyeti, Adalet Bakanlığı'nın olumlu görüşü üzerine dosya hakkında durma kararı verilerek, yargılamanın Suudi Arabistan adli makamlarına devrini kararlaştırdı.

Geçtiğimiz hafta savcı, yargılamanın durmasını ve dosyanın Suudi Arabistan'a devredilmesini istemişti.

Mahkeme heyeti, dosyanın Suudi Arabistan adli makamlarına devri hususunda görüş bildirilmesi için Adalet Bakanlığı'na yazı yazılmasına karar vererek duruşmayı ertelemişti.

KARARIN İPTALİ İÇİN MAHKEMEYE BAŞVURU

Cemal Kaşıkçı'nın nişanlısı Hatice Cengiz, avukatı Gökmen Başpınar aracılığıyla, Adalet Bakanlığı Dış İlişkiler ve Avrupa Genel Müdürlüğü aleyhine İdare Mahkemesi'ne kararın iptali için dilekçe verdi.

Dilekçede, Adalet Bakanlığı'nın mahkemeye gönderdiği ''olur'' yazısına yer verilerek, Anayasa'nın 125'inci maddesinde, ''İdarenin her türlü eylem ve işlemlerine yargı yolu açıktır'' hükmünün bulunduğu ve bu işlemin hukuka uygun olması gerektiği belirtildi.

Dilekçede ile Suudi Arabistan arasında ceza kovuşturmalarının devredilmesine ilişkin olarak herhangi bir sözleşme veya ikili anlaşma bulunmadığı, ancak 6706 sayılı kanunun 24’üncü maddesi uyarınca Bakanlığın ''olur'' görüşü verdiği aktarılarak şu ifadelere yer verildi:

"Bu aşamada kanun hükmünün yanlış yorumlandığı, öncelikle Suudi Arabistan’da devralınacak bir kovuşturmanın kalmadığı, zira yargılamanın sonlandığı ve bir kısım sanıkların beraat ettiği açık iken yargılamanın yekün olarak devri filen de hukuken de mümkün değildir. Üstelik Suudi Arabistan’da yargılamanın hukuk ilkeleri gözetilerek yapılmadığı Sayın Cumhurbaşkanımızın da bahse konu dönemde uluslararası basına verdiği demeçlerde de defaatle vurgulanmış olup, ülkemizde işlenen bu cinayette Türk yargısının emin ellerinde maddi gerçeğin ortaya çıkması gerekmektedir.''

''DEVİR KARARI ÜLKEMİZİN EGEMENLİK HAKLARINI ZEDELER''

Dilekçede, kamu düzeninin sağlanması, vatandaşların idareye olan güveninin korunması için idari işlemlerin hukuk ilkelerine ve kanunlara bağlı olması gerektiği belirtilerek, "Cinayet Türkiye'de İstanbul'da işlenmiştir. Soruşturma ve yargılama yetkisi Türk yargı makamlarına aittir. Yargılamanın devrine karar verilmesinin ülkemizin egemenlik haklarını zedeleyeceği tartışmasızdır. İdari işlemlerde maksat daima kamu yararıdır. Ancak bahse konu işlem açıkça kamu yararına aykırılık teşkil etmektedir. Bu nedenle davalı idarece verilen idari işlemin yürütmesinin durdurulmasına karar verilmelidir" denildi.

Davayla ilgili kararı, Ankara 14'üncü İdare Mahkemesi değerlendirecek.

Sayfa Yükleniyor...