"Çernobil’i unutmak mümkün mü?"

Çernobil felaketinin 25. yıldönümünde endişeler artıyor...

Derelerin Kardeşliği Platformu Çernobil felaketinin yıldönümü ile ilgili bir açıklama yaptı. Açıklamada şu sözlere yer verildi:

"Bilindiği gibi 25 yıl önce bugün, 26 Nisan 1986 tarihinde, Ukrayna’nın Çernobil kentindeki Nükleer Enerji Reaktörünün patlamasıyla büyük bir nükleer facia yaşanmış, adına radyasyon denen ölüm bulutları insan yaşamını ve gelecek nesilleri, doğal yaşam koşullarımızı tehdit ederek, ölümcül sonuçlar doğurmuştu.

Çernobil’in bu etkileri hala devam ediyor!
Aradan geçen 25 yıllık süreçte, yurdumuz insanı ve özellikle de Doğusuyla, Batısıyla ve Ortasıyla Karadeniz insanı Çernobil’i unutmadı, unutamaz ve unutmayacak!

Çünkü Çernobil’in bu olumsuz etkileri hala insanlarımızın içinde, genlerinde yaşıyor…
Doğu Karadeniz’in hemen her evinde, Çernobil’in etkileriyle yaşanan kanserden ölümler devam ederken, çocuklarımız sakat doğmaya ve amansız kanser hastalıklarıyla mücadeleye devam ederken, insanlarımız Çernobil’i unutabilirler mi?.....

.....Bütün bu yaşananlar, dayatma ve tehlikelerin etkisi, vurdumduymaz tavrı ve saldırganlıkları devam ederken; hemen yanı başımızdaki, Çernobil’in bir benzeri olan Erivan’daki Metsamor Nükleer Santralinde de aynı tehlike bizleri beklemektedir.

Yıllardır, patlamaya hazır bir bomba gibi hemen ülkemizin sınırında, yaşam alanlarımızın etki sınırlarında bulunan Metsamor santralinde yaşanan sızıntılar özellikle Doğu Bölgelerimizde etkisini göstermiş ve bu yönde tehlike boyutunda ölçümler yapılmıştır.


Hemen başımızın ucundaki bu tehlike göz ardı edilerek, neredeyse hiçbir önlem alınmazken; ülkemizdeki yaşamın vazgeçilmezi sularımız, derelerimiz, vadilerimiz, doğa ve bütün bunların ayakta tuttuğu ve var ettiği yaşamlarımız, iktidarların ve şirketlerin topyekûn saldırılarıyla karşı karşıya…

Bugün, başta Doğu Karadeniz Bölgesi olmak üzere, yurdumuzun bütün bölgelerindeki doğal yaşam alanlarımıza geri dönüşümsüz zararlar vererek, insan yaşamını ve doğal yaşamı tehdit etmekte olan Hidroelektrik Santralleri (HES’ler) de bizim için bir başka Çernobil vakasıdır!...

HES projeleriyle, Termik Santrallerle, Güvenlik Amaçlı Sınır Barajlarıyla, Nükleer Santrallerle, Maden Aramalarıyla; Mera, Kıyı ve Orman Kanunlarıyla insanca yaşam hakkımız elimizden alınıyor. Hayatlarımız sermaye sahiplerinin insafına teslim ediliyor. Atalarımızın, dedelerimizin yüzyıllardır koruyup kolladığı, bizlere emanet ettiği yaşam alanlarımızdan göçe zorlanarak yurtsuzlaştırılıyoruz…

....Çernobil’in etkilerini halkımızdan saklayan, HES projelerini dayatmacı bir zihniyetle, aynı Çernobil’de olduğu gibi üzerimize salan bütün siyasileri, kamu görevlilerini, bürokrat ve sözde bilim adamlarını protesto ediyoruz.

Metsamor Nükleer Santraline bir kez daha dikkat çekerken; Çernobil’in etkileri ve Fukuşima’da yaşanan felaketler sonucunda yaşamlarını kaybedenlerin yakınlarına başsağlığı, hastalıkla mücadele edenlere de acil şifalar diliyoruz."

Sayfa Yükleniyor...