Çetin Doğan: Belirli çevreler beni hedef seçti

'Balyoz Darbe Planı' davasının bir numaralı sanığı emekli Orgeneral Çetin Doğan, "Belirli çevreler beni hedef seçmiştir. Benim potansiyel olarak bir yere gelmemi engellemek istediler" diye konuştu.

İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmada çapraz sorgusu yapılan tutuklu sanıklardan eski 1. Ordu Komutanı emekli Orgeneral Çetin Doğan'a, avukat Şule Nazlıoğlu Erol tarafından ''haksız yere suçlandığını ve bu olayların arkasında kimin olduğunu bildiği'' şeklinde açıklama yaptığı hatırlatılarak, ''Konuyu tam açıklamadınız. Burada açıklar mısınız? Kim bu kişi?'' diye soruldu.

Adil yargılama yapılabilecek bir ortam olduğunda bunu açıklayabileceğini söylediğini ifade eden Doğan, ilk bulunan sözde ''Balyoz Güvenlik Planı'' ile Gölcük Donanma Komutanlığında bulunan planı son kaydeden kişiler ile son kaydetme tarih ve saatleri karşılaştırılıp arada farklılık olup olmadığı ve varsa neden olduğunun açıklanmasını istedi.

Doğan, ''Şu an bu güveni hissetmediğim için bir açıklama yapmayacağım'' dedi. Sanıklarda Levent Erkek'in avukatı Yılmaz Yazıcıoğlu'nun ''Müvekkilim, Gölcük bölgesindeki subay ve astsubay listesini hazırladığı iddia edilen tarihte Akdeniz'de görevdeydi. Akdeniz ortasındaki fırkateyn ile nasıl iletişim kuruluyor?'' diye sorduğu Doğan, ''İçinde tutarsızlıklar olan konulara ilişkin bana soru sormasınlar. Ben bunları gerçek kabul etmiyorum. Bir iletişimim yok'' dedi.

Doğan, ''Niçin darbe hazırladığınız iddia ediliyor?'' şeklindeki soruya ise ''Çok eskiden beri TSK'da rijit bir insan olarak görünüyorum. Bundan dolayı hedef gösteriyorlar'' diye cevap verdi.

Doğan, ''Batı Çalışma Grubu''nda 6 ay başkanlık yaptığını, bunun hedef olmasının nedeni olduğunu ileri sürdü. Üye Hakim Ali Efendi Peksak da Doğan'a savunmasında dönemin Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral Hilmi Özkök ile bir görüşme yaptığını anlattığını hatırlatarak, görüşmenin bir şahidi olup olmadığını sordu.

Çetin Doğan ise soruyu şöyle yanıtladı:

''Bu görüşmenin şahidi yok. O dönemde belirli çevreler beni hedef seçmiştir. Benim potansiyel olarak bir yere gelmemi engellemek istediler. O dönem kuvvet komutanlarına, Genelkurmay Başkanına birtakım ihbar mektupları gitmiş. Ben her zaman meşru bir zeminde olduğumu ve olacağımı söyledim. Aklımdan bile geçirmediğim bir şey. 'Üzüldüm' dedim ve ayrıldım. Bunu kendime yediremedim. Onun da üzüldüğünü anladım. O günden sonra resmi ilişkimiz dışında iki samimi arkadaş olarak ilişkimiz olmamıştır.''

Hakim Peksak, Doğan'a endişe duyduğu konuları Başbakan ve Genelkurmay Başkanı'na ilettiğini söylediğini hatırlatarak, bu konuların kendi fikri olup olmadığını sordu. Bahsettiği konuşmaların Başbakan ilk iktidara geldiğinde ve kendisi emekli olduğu sırada yapıldığını, samimiyetten kaynaklandığını, dini öne çıkarmamaları gerektiğini, bunu yaparlarsa bölüneceklerini söylediğini anlatan Doğan, emekliye ayrılırken Başbakan, Milli Savunma Bakanı ve diğer şura üyelerine madalyon hediye ettiğini kaydetti.

Doğan, şaka yollu ''Ben İstanbul dukasıyım, para pul oldu, size altın para getirdim bunu altın yapan üzerindeki sözlerdir'' dediğini belirterek, madalyonun ön ve arkasında yazılı olan Atatürk'e ait sözleri okuduğunu ifade etti. Çetin Doğan, madalyonun bir yüzünde Atatürk'ün ''Gerçekte bütün amacımız bu milli sınırlar içindeki milletimizin rahatını, refahını ve bu milli sınırlar ile belirlenmiş vatanımızın bütünlüğünü korumaktan ibarettir'' sözlerinin, diğer yüzünde ise '' Cumhuriyeti Devleti'ni kuran Türkiye halkına Türk milleti denir'' ifadesinin yer aldığını söyledi. ''Konuşmamda, 'Macera aramıyorum, Amerika (Irak'ta) batağa battı. Bunun hiçbir meşru zemini yok' dedim. 'Öne çıkaracağınız ulus devletidir, bunun üzerinde durun' dedim'' diye konuşan Doğan, kendi yazdığı ''Ateşi ve İhaneti Gördük'' adlı kitabı heyete göstererek, bu kitapta bütün düşüncelerinin yer aldığını, Türkiye'nin iç ve dış politikalarıyla ilgili konulara değindiğini, dava sürecinde yaşadıkları hukuksuzlukları anlattığını dile getirerek, kitabın dosyaya konulmasını istedi.

Üye Hakim Peksak'ın, seminerde görüntü kaydı alınıp alınmadığını sorması üzerine Doğan, görüntü kaydının maliyetinin pahalı olması nedeniyle bunun yapılmadığını söyledi. Hakim Peksak'ın, ''Göreviniz döneminde kaç seminer yapıldı?'' sorusuna Doğan, ''Bir seminer yapıldı'' yanıtını verdi.

Üye hakim Hakim Murat Üründü'nün, ''1. Ordu Komutanlığı'nın ekonomik sıkıntısı mı var ki görüntü kaydı yapamadınız?'' sorusuna Doğan, ''Şöyle söyleyeyim, o dönem 1. Ordu'nun görüntü kaydı imkanı ve kabiliyeti yoktu'' dedi. Hakim Üründü'nün, ''Seminerde konuşulan konular hayali senaryo değildir herhalde'' şeklindeki ifadesine Doğan, ''Hayali olmaz olur mu? O zaman irtica ayaklanması mı vardı bir kere? Türkiye tarihi darbeler tarihi değil, isyanlar tarihidir aynı zamanda. Böyle bir şey olursa nasıl tertibini alırız, süratle söndürülmesine yönelik, bertaraf edilmesine yöneliktir. Yoksa isyan yoktur'' dedi. O dönemde orta sağın çöktüğünü, orta sol için ise yabancıların ''Çok şef var, çalışan adam yok'' sözünün geçerli olduğunu belirten Doğan, ''Partinin (AK Parti) iktidara gelmesini bir şans olarak düşündük. 'Değiştik' dediklerine göre 'değişmiştir' dedik. 'Bunlar iktidara gelir gelmez hemen ihtilal yapabilir miyiz?' düşüncesi yok'' şeklinde konuştu.

Doğan, bu konuşmada, gördüğü ve endişe ettiği konuları dile getirdiğini anlattı. Duruşma, Doğan'ın çapraz sorgusuyla devam ediyor.



Doğan, tutuklu sanık Tümgeneral Halil Helvacıoğlu'nun, ''Şahsıma hiç görev tebliğ ettiniz mi?'' sorusuna, kendisini hiç tanımadığını, doğrudan böyle bir tebliğ yapmasının da mümkün olmadığını söyledi.

Tutuklu sanık Dursun Çiçek'in ''Çetin Doğan, iddianameyi hazırlayan kamu görevlileri hakkında suç duyurusunda bulunmuştu. Acaba aynı kişilerin akıl ve ruh sağlığından endişe duyuyor mu?'' sorusu üzerine Mahkeme Heyeti Başkanı Ömer Diken araya girerek ''Sorunuz hakaret içermektedir. Bu nedenle sorunuz kabul edilmemiştir'' dedi.

Müdahil Hamza Türkmen'in ''Bu emir-komuta şeklinde bir plan mıdır, yoksa jenerik, harp oyunu mudur? Bu şekilde olsa bile iç düşman tehdidi neye göre yapılmaktadır? İç düşman tehdidi gazete haberleri veya dedikoduya göre mi yoksa polis ve jandarma teşkilatından gelen istihbarata mı dayanmaktadır? Yoksa Çetin Doğan ve onun içinde olduğu 28 Şubat postmodern darbesinin yasa dışı bilgi ve belgelerine mi dayanmaktadır? Bu belgeler 28 Şubat'ın izlerini taşıyor. Özellikle bu konunun açıklanması istiyorum'' sözlerine Doğan'ın avukatı Celal Ülgen itiraz etti.

Bunun üzerine heyet başkanı Diken de 28 Şubat'ın bu davanın konusu olmadığını ve ''iç düşman'' tabiri de bulunmadığı için soruyu reddetti.

Çetin Doğan'ın çapraz sorgusunun tamamlanmasının ardından söz alan avukat Celal Ülgen, dönemin Genelkurmay Başkanı Hilmi Özkök, Kara Kuvvetleri Komutanı Aytaç Yalman ve yine dönemin Jandarma Bölge Komutanı Abdülkadir Eryılmaz, Bursa Jandarma Komutanı Tahsin Baltacı ile plan seminerine gözlemci olarak katılan subayların tanık olarak dinlenilmesini talep etti.

Ülgen, dava konusu delillerin yasal olup olmadığı konusunda mahkeme heyetince bir bilirkişi seçilmesini istedi.

Sayfa Yükleniyor...