Çetin Doğan: Ehli hıyar sahipleri delil ekti

'Balyoz Planı' davasının tutuklu sanığı emekli Orgeneral Çetin Doğan, ''Sahte Balyoz Planına ilişkin dijital belgeleri, TSK çapında bir çerçeveye oturtulmasında savcı ve hakimlerin zorlandığını gören 'ehli hıyar sahipleri' Donanma Komutanlığı'nda müsait bir odaya delil ekmişlerdir" dedi.

İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki duruşmada savunmasına devam eden emekli Orgeneral Çetin Doğan, sahte olduğu kadar çok iğrenç olan ''Çarşaf'' ve ''Sakal'' eylem planlarının hemen hemen birbirinin kopyası niteliğinde olduğunu ifade etti.

Her iki planın imzasız ve dijital belge niteliğinde olduğunu, imza bloğunda sadece isimlerin yer aldığını ancak isim sahiplerinin makamlarının belirtilmediğini kaydeden Doğan, ''Çarşaf Eylem Planı''nda J. Yzb. Hüseyin Topuz'un, ''Sakal Eylem Planı''nda ise J. Bnb. Hüseyin Özçoban'nın adlarının var olduğunu, ancak TSK'da böyle bir uygulamanın olmadığını belirterek, şöyle devam etti:

''Garabet şurada ki darbe planlarının sözde provasının yapılacağı seminer, 05-07 Mart tarihinde icra edilecek, ancak tedhiş eylemleri 28 Şubat 2003'de başlayacak. Bu tuhaflığı ancak üretici çete mensubunun biri tarafından 'sehven yazdık' şeklinde mazereti olabilir.

Askeri yazım usul kaidelerine uymayan adeta dava dosyasında yer alan tespit tutanaklarına üslup yönünden benzeşen bu planların en erken 2009 tarihinde çete tarafından imal edildiğinin kesin kanıtı bulunmaktadır. Bu kanıtlar 'Çarşaf Planı' için iddianamenin 356. sayfasında, 'Sakal Planı' içinse yine iddianamenin 362. sayfasında 'Komuta' ve 'Muhabere' başlığı altında yer alan 'b' fıkralarında bulunmaktadır.''

Savunmasında Gölcük Donanma Komutanlığı’ndan çıkan belgelere de değinen emekli Orgeneral Çetin Doğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

''Sahte Balyoz Darbe Planlamasına ilişkin dijital belgeleri, bir bütünlük içerisinde TSK çapında bir çerçeveye oturtulmasında savcı ve hakimlerin zorlandığını gören 'ehli hıyar sahipleri' çete marifetiyle Gölcük Donanma Komutanlığı'nda müsait bir odaya 'delil ekerek', Balyoz davasının başlamasına 10 gün kala bunları gün yüzüne çıkartmışlardır.

Gün yüzüne çıkan hazineyi, sözde yeni deliller bulundu, delillerin karartılması tehlikesi, bizlerin de kaçma tehlikesi var diye yapay gerekçeler de bularak mahkemeniz bizi tekrar demir parmaklıklar arkasına atmada hiç tereddüt göstermemiştir.

Oysa şimdiye kadar tutumlarımızda ispatlandığı gibi, ne kaçma tehlikemiz vardı ne de delilleri karartma imkanımız. Gerçekte ise yandaş basının kopardığı kıyamete karşılık, Donanma Komutanlığı'nın 14 Ocak 2011 tarihli bilirkişi raporu, balonu çoktan söndürmüş, Gölcük'te bulunan hazinenin, sadece tabiri caiz ise kalp paralarla sahte dijital verilerin kayıtlı olduğu CD'ler ve hard diskten ibaret olduğu anlaşılmıştır.''

Doğan, raporun yayınlanmasından bu yana bir ay geçtiğini belirterek mahkemenin neden bu rapora bakma ihtiyacını hissetmediğini sordu.

''Gölcük'ten 43 klasör darbe belgesi çıktı'' haberleriyle kamuoyunun yanıltılmak istendiğini ileri süren Doğan, medyada sansasyonel haber ve yorumların yer aldığını, ancak bu sefer Donanma Komutanlığı Askeri Savcılığı'nın oldukça süratle konuya ilişkin kapsamlı bir 'Askeri Bilirkişi Raporu' hazırlayarak ele geçirilen belgelerin nelerden ibaret olduğunu açıkça ortaya koyduğunu savundu.

43 klasör halinde sanık avukatlarına verilen dokümanların içeriğine bakıldığında iki polis memurunun hazırladığı tespit tutanaklarının sayfa hacmi olarak 40 klasörü aştığını kaydeden Doğan, ''Belirli çevrelerin kahramanı olduğu anlaşılan bu iki polisimiz, kendilerine herhangi bir görev verilmeden meşhur tabiriyle durumdan vazife çıkartarak, delil toplama dışında kendilerini hem hakim hem savcı yerine koyarak, sayfalarca tespit tutanakları yazmışlar ve bunları çoğaltarak, sanıkların dosyalarına konmak üzere hazır etmişlerdir'' diye konuştu.

Doğan, geriye kalan 3 klasörün ise 11 No'lu CD'de yer alan belgeler dışında, sınırlı sayıda dijital belgeyi içerdiğini, hepsini bir tek klasöre toplamanın mümkün olacağını belirterek, ''Bu yeni belgelerle sözde Balyoz darbe girişimine, TSK çapında bir bütünlük kazandırılması, bu bağlamda deniz ve hava boyutunda sözüm ona eksiklikleri gidermek amacını taşıdığı açıkça görülmektedir. Çete bu görevi yaparken yüzüne gözüne bulaştırmış, ürettikleri dijital malzemede bolca zaman mekan çelişkilerine ve maddi hatalara düşmüştür'' dedi.

Bu arada, Doğan'ın savunmasında iddianameden alıntılar yaptığı bölümleri avukatı Hüseyin Ersöz okudu.

Sayfa Yükleniyor...