Çevik Bir Meydanı'nda '28 Şubat' protestosu

İzmirli göstericiler Çevik Bir Meydanı'nın adının değiştirilmesini istedi. İstanbul'da İstiklal Caddesi üzerinde yürüyen ''Darbelere Karşı 70 Milyon Adım Koalisyonu''nun açıklamasını sanatçı Lale Mansur yaptı. Çanakkale'de ise araba vapurunda gösteri yapıldı.

13. yıl dönümünde 28 Şubat süreci birçok ilde protesto edildi. İzmir'in Buca ilçesindeki Orgeneral Çevik Bir Meydanı'nda toplanan Özgür-Der İzmir Şubesi üyesi grup, darbe karşıtı pankart açtı ve slogan attı.

Grup adına açıklama yapan şube yönetim kurulu üyesi Özlem Öz, 28 Şubat sürecinde insanların inanç ve ifade özgürlüğüne darbe vurulduğunu ileri sürdü.

Erkek ve kadınların ayrı durduğu grup, açıklamanın ardından dağıldı.

''Darbelere Karşı 70 Milyon Adım Koalisyonu'' adlı grubun protesto güzergahı İstanbul İstiklal Caddesi'ydi.

28 Şubat'ı protesto için Tünel'den Taksim Meydanı'na yürüyenler arasında sanatçı ve gazeteciler de vardı.

Göstereciler, ellerinde ''Darbeye Karşı Sivil Direniş'', ''27 Mayıs, 12 Mart, 12 Eylül, 28 Şubat, 27 Nisan Bir Daha Asla'' yazılı pankartlar ve ''Darbeci Şefler Yargılansın'', ''Darbeye Karşı Ses Çıkar'', ''Özgürlük İstiyoruz'' yazılı dövizler taşıyarak, İstiklal Caddesi boyunca davullar ve düdükler eşliğinde Taksim Meydanı'na kadar sloganlar eşliğinde yürüdü. Grup, İstanbul Barosu ile CHP İlçe Binası önünden geçerken de baro ve parti aleyhine sloganlar attı.

LALE MANSUR: DARBE ARTIK SEVİLEN MODA DEĞİL
Taksim Meydanı'nda grup adına basın açıklamasını okuyan sinema ve tiyatro oyuncusu Lale Mansur, 28 Şubat'ın üzerinden 13 yıl geçtiğini, o süreçte milyonlarca insanın fişlendiğini söyledi.

Başörtülü öğrencilerin darbecilerin şiddetine maruz kaldığını ve okul kapılarından içeri alınmadığını, aşağılandıklarını ifade eden Mansur, ''28 Şubat'ın yarattığı ırkçı iklimde tetikçilerin harekete geçtiğini, Akın Birdal'ın 13 kez kurşunlandığını'' belirtti.

Mansur, şu açıklamayı yaptı:

''28 Şubatta belki o meşhur emir komuta zinciri içerisinde ordu yönetime el koymadı, ama bir hükümeti devirerek, tüm özgürlüklerin üzerinde şiddetli bir baskı uyguladı. Askerler, 28 Şubatın gerekirse 1000 yıl süreceğini ilan ettiler. 28 Şubat, bir korku imparatorluğu yaratmayı hedefledi. Uğruna özgürlüklerimizi askıya almamız gereken bir korku imparatorluğu.''

''Ayışığı'', ''Yakamoz'', ''Sarıkız'', ''Eldiven'' adı verilen darbe planlarının ortaya çıktığını hatırlatan Mansur, ''1990'lı yılların başından beri, topluma korku salmak, 'laik/şeriatçı' bölünmesini yaratmak için Uğur Mumcuları öldürdüler, Sivas'ta insanları yaktılar. 2000'li yıllarda Hrant Dink'i öldürdüler. Kaos yaratmak cuntacıların becerebildiği tek iş'' iddiasında bulundu.

Lale Mansur, dünyanın eski dünya, 'nin eski Türkiye olmadığını ifade ederek, ''Direniyoruz ve darbeyi Türkiye'de sevilen bir moda olmaktan çıkartıyoruz. Sadece darbecileri değil, darbeye zemin hazırlayan siyasileri de moda olmaktan çıkartıyoruz'' dedi.

Grup, açıklamaların ardından olaysız dağıldı.

İstanbul'daki protestoların bir diğer adresi Beyazıt Meydanı'nda aralarında İHH İnsani Yardım Vakfı, Mazlumder, Özgür-Der ile Eğitim-Bir-Sen'in de bulunduğu bazı sivil toplum kuruluşlarının üyeleri biraraya geldi.

Grup adına yapılan açıklamada, 28 Şubat sürecinde rolü olanların yargılanmaları istendi.

Çevik Kuvvet Şube Müdürlüğüne bağlı polislerin yoğun güvenlik önlemleri aldığı eylem, açıklamanın ardından olaysız sona erdi.

GÜVERTEDE PROTESTO
Çanakkale'de ise İnsan Haklar Derneği (İHD) ile Memur-Sen üyesi bir grup, 28 Şubat sürecini protesto etti.

Göstericiler, Çanakkale ile Eceabat arasında sefer yapan araba vapurunda basın açıklaması yapmak için İskele Meydanı'nda bir araya geldi.

Bilet alıp turnikelerden geçen grup üyeleri, ''Lapseki'' adlı araba vapurunun güvertesine çıktı.

Güvertede yapılan açıklamada, Türkiye'nin bugüne kadar sorgulanmayan, yargılanmayan dördüncü darbesini 13 yıl  önce 28 Şubat 1997'de yaşadığı hatırlatıldı ve şu görüşler dile getirildi:

''28 Şubat süreçleri 'Hepimiz aynı gemideyiz' yaklaşımıyla aşılabilir. Askeriyle, siviliyle, Alevisiyle, Sünnisiyle, Türküyle, Kürdüyle, Rumuyla, Ermenisiyle, Çingenesiyle, dindarıyla, dinsiziyle, sağcısıyla, solcusuyla hepimiz aynı gemideyiz. Bu gemi ancak insan haklarından aldığı rüzgarla yelkenlerini şişirebilir.''

Sayfa Yükleniyor...