CHP: Deniz Feneri bağışıyla bir parti desteklenmiş

CHP Merkez Yürütme Kurulu Üyesi Ali Kılıç, Alman Maliyesi'nden Alman Savcılığına gönderilen belgede,  Deniz Feneri Derneği'ne yönelik bağışlarla Türkiye'deki bir siyasi partinin desteklendiği bilgisinin yer aldığını öne sürdü.

CHP: Deniz Feneri bağışıyla bir parti desteklenmiş

Ali Kılıç CHP Genel Merkezi'nde yaptığı basın toplantısında daha önce Almanya'dan getirdikleri Deniz Feneri davası dosyasının 'çakma dosya' olarak nitelenerek görmezden gelindiğini söyledi.

Kılıç, Alman Maliyesi'nden Alman Savcılığına gönderilen belgede, Deniz Feneri Derneği'ne yönelik bağışlarla 'deki bir siyasi partinin desteklendiği bilgisinin yer aldığını öne sürdü: "Alman Maliyesi soruşturma başlatmak üzere emniyete bir yazı yazıyor ve bu belgeyi koyuyor. Diyor ki; Almanya'da son 9-10 yıl içerisinde 900 milyor euro toplanmış, bu ciddi bir rakamdır ve bu nedenle soruşturmanın başlatılması gereği ortaya çıkmıştır.

Yine bu belgeye göre bu paranın büyük çoğunluğunun 'ye aktarıldığı burada bir siyasi düşüncenin, bir siyasi partinin desteklendiği bu belgede yer almaktadır. Bunlar tekrar ediyorum bizim ifadelerimiz değil Alman Maliyesinden savcılara intikal ettirilen belgedeki ifadelerdir."

Ali Kılıç şöyle konuştu:
"Deniz Baykal’ın talimatlarıyla bundan birkaç ay önce Deniz Feneri e.v dosyasını Türkiye'ye getirmiştik. Çevirisini yapmıştık ve burada yaptığımız bir basın toplantısında da konunun detaylarını sizlerle paylaşmıştık.

O gün yaptığımız basın toplantısında demiştik ki 'Adalet Bakanlığı arzu ederse biz bu dosyayı kendilerine verebiliriz.'

Ne var ki birileri bu dosyayı görmezlikten geldi, hatta 'çakma dosya' diyerek olayı geçiştirmeye ve Türk kamuoyun yanıltmayı yeğlediler. O dönemde sorduğumuz 10 ayrı soruya bugüne kadar hiç bir muhatabımızdan yanıt gelmedi:

Tam tersine bizleri yıldırmak adına peş peşe bazı davalar açıldı. Bu davalar da Türk yargısının gündeminde hala. Aradan geçen zaman bizi haklı çıkardı. Çünkü biz demiştik ki; Deniz Feneri’nde ikinci dalga geliyor. Ve ikinci dalgada geldi, start verildi. Bu arada yeni bakanlarımızdan Sayın Bülent Arınç iki gün önce yaptığı bir açıklamada aynen şunu demişti; bu iş bir kaç edepsizin işidir.
Alman yargısına göre yurtdışında tutuklanan cezasını çekenler sadece birer piyon. Şimdi eğer bu piyonlar edepsiz ise ki yine yargıca göre söylüyorum esas ana sorumlular Türkiye'de demişti. O zaman sayın Arınç, Türkiye'deki ana sorumlular için hangi ifadeyi kullanacak.

Deniz Feneri davasının Yimpaş’a ve Kombasan’a uzandığı çok net bir şekilde artık belgelerle ortaya konulmuş bulunmaktadır. Hatırlarsanız Başbakan bundan aylar önce yurtdışına yaptığı bir ziyaretinde Yimpaş’a Kombasan’a milyonlarca Euro para kaptıran gurbetçilerimizle karşılaşmıştı. Gurbetçilerimiz seslerini Başbakan'a duyurabilmek için toplantı yaptığı salona gitmişlerdi ve sayın Başbakan da bu vatandaşlarımızı 'Parayı verirken bana mı sordunuz' diye azarlamıştı.

Türkiye Cumhuriyeti’nin sayın başbakanı vatandaşlarını böyle azarlarken Avrupa Parlamentosunun milletvekilleri geçen hafta Yimpaş ve Kombasan mağdurlarını bizzat Brüksel’de kabul ederek sorunlarına yakından ilgilendiğini ortaya koymuştu.

Şimdi burada yeri gelmişken soruyoruz Avrupalı parlamenterler Türklerin bu sorunu ile bu kadar yakından ilgilenirken Türkiye Cumhuriyeti hükümeti ne yapıyor? 

Şimdi gelelim soygunun Türkiye'deki uzantılarına. Dava nedeniyle açıklamaların yapılması yasak olduğu için ben daha çok iddialarımızı sorularla dile getireceğim. Buna göre;

1- Deniz Feneri Derneğine Müslüman kardeşler örgütü bağış yaptı mı?
2- Yimpaş dosyası Deniz Feneri dosyası ile birleştirildi mi?
3- Kanal 7 Almanya, Deniz Feneri paraları ile mi finanse edildi?
4- Zekeriya Karaman soruşturmayı yürüten Alman başkomiser Aleksander Böhm’ü Türkiye'ye gizli gelmesi için davet etti mi?
5- Zekeriya Karaman Almanya Deniz Feneri baskınından sonra Nuri Yılmaz kod adıyla mail adresi kullandı mı?
6-Nostalji75 mail adresi kime aittir?
7- Kanal 7 adına yapılan vize başvurularında Deniz Feneri mührü kullanıldı mı?
8- Zekeriya Karaman Kanal 7 için Mehmet Gürhan’a danışmanlık ücreti adı altında her ay 9 bin Euro ödeme sözleşmesi yaptı mı? Yaptıysa bu ücreti hangi hesaba yatırdı vergisi ödendi mi?
9- Almanya Deniz Feneri’nin Türkiye'deki personeli ve ofisi olmadığına göre sahte ve aynı imzalar olduğu kriminal laboratuarda ortaya çıkan 'alındı ve teslimat belgeleri'ni Türkiye'deki Deniz Feneri yöneticileri mi organize etti? Bu faturaları kesen kuruluşlardan sadece bir tanesi olan Anadolu Tekstil’in sahibi Zekeriya Karaman’ın bacanağı mı?
10- Türkiye Deniz Feneri aynı adı ve aynı logoyu kullanan Almanya’daki Deniz Feneri Derneği hakkında isim hakkıyla ilgili herhangi bir dava açmış mıdır?
11-'Hakkımda hiç bir soruşturma yoktur' diyen RTÜK başkanı Zahit Akman, Alman savcının 'el izini alın, işyerini basın' şeklindeki adli yardım talebinden sonra istifa etmeyi düşünüyor mu?
12- Aytaç firması kurban kesmek için Deniz Feneri’nden para aldı mı? Aldıysa ne kadar aldı, karşılığında kaç kurban kesildi?

Bunlarla ilgili belgeleri ve bilgileri önümüzdeki günlerde de kamuoyuyla paylaşacağız şimdi bu sorularımızın yanıtlarını bekleyeceğiz. "

ALMANYA'NIN ANKARA BÜYÜKELÇİSİ: SÜREÇ İŞLİYOR
Öte yandan  Almanya'nın Ankara Büyükelçisi Eckart Cuntz, Deniz Feneri soruşturmasıyla ilgili sürecin normal şekilde işlediğini, Türk ve Alman makamları arasında çok iyi bir işbirliğinin olduğunu söyledi. Cuntz "Konuyu siyasallaştırmanın, politikaya alet etmenin hiçbir anlamı ve getirisi yok" dedi.

Büyükelçi Cuntz, iki dosyanın söz konusu olduğunu, birinci dosyanın Türkiye'nin Almanya'dan adli yardım talebi çerçevesinde ve tercümesiz, ikinci dosyanın ise Almanya'nın Türkiye'den adli yardım talebi nedeniyle tercümeli gönderildiğini belirtti.

Sayfa Yükleniyor...