CHP'de İstanbul için seçim günü

CHP'de Cemal Canpolat ve Canan Kaftancıoğlu'nun yarıştığı İstanbul İl Başkanı'nın seçileceği kongre devam ediyor. Kongrede Sarıyer'deki mahalle seçimlerinde usülsüzlük iddialarıyla ilgili gerginlik yaşandı.

CHP'de İstanbul için seçim günü

CHP İstanbul 36. Olağan İl Kongresi, Bostancı Gösteri Merkezi'nde düzenleniyor.

CHP İstanbul İl Başkanlığı için il başkanı Cemal Canpolat ve Canan Kaftancıoğlu adaylıklarını açıkladı. 

Kongrede, 654 delege oy kullanacak. Sonuçların gece saatlerinde açıklanması bekleniyor.

Sabah erken saatlerden itibaren delegeler Bostancı Gösteri Merkezi'ne gelmeye başladı.

Kongreye milletvekilleri, ilçe başkanları ve belediye başkanları da katılıyor.

Kongrenin yapıldığı salona Türk bayrakları, Mustafa Kemal Atatürk ve Kemal Kılıçdaroğlu'nun fotoğrafları asıldı.

Üzerinde Maltepe Ceza İnfaz Kurumu'nda tutuklu bulunan CHP Milletvekili Enis Berberoğlu'nun fotoğrafı ve “Buluşacağız özgürlükte, yarınlar bizim” yazısının bulunduğu pankart da yer aldı.

Kongre, saygı duruşu ve İstiklal Marşı'nın okunmasıyla başladı.

GERGİNLİK YAŞANDI

Bu arada İl Başkan Yardımcısı Muharrem Aktaş'ın, konuşmasında Sarıyer'deki mahalle seçimlerinde usulsüzlük olduğu iddiasına, Sarıyer İlçe Teşkilatı üyesi bir grup tepki gösterdi. "Hak, hukuk, adalet” şeklinde slogan atan grup, "Hak, hukuk, adalet nerede?" yazılı bir pankart açtı. Bunun üzerine grubu uyaran Divan Kurulu, tüzük gereği il yöneticilerinin kongrede konuşma hakkı olmadığına işaret ederek, Aktaş'tan konuşmasını bitirmesini istedi. Bu sırada, Aktaş'ın konuşmasına tepki gösteren gruptakileri sakinleştirmek isteyen kişilerle grup arasında arbede yaşandı.

Daha sonra Aktaş, delege sıfatıyla konuşma hakkı olduğunu belirtip, konuşmasını sürdürmek istedi. Salondan gelen tepki üzerine Aktaş, "İl delegelerinin gerçeği öğrenmesine misafirlerimiz tarafından engel olunmuştur." diyerek, kürsüden ayrıldı.

"DERTLERE DERMAN OLMAK İÇİN ADAYIM"

İl başkan adayı Canan Kaftancıoğlu, delegelere seslendiği konuşmada, "Ben İstanbul'u, haramilerin saltanatından kurtarmaya adayım. 'nin en büyük örgütünün başkanı olmaya adayım. Katılım ve dayanışmayı hayata geçirmek, saydamlık ve hesap verilebilirliği hakim kılmak için adayım. Sokak sokak, ev ev dertlere derman olmak için adayım" dedi. 

CHP'de İstanbul için seçim günü - 1 CHP lideri Kılıçdaroğlu, Cemal Canpolat (solda) ve Canan Kaftancıoğlu (sağda) ile birlikte.

"BİR ARADA OLMAYA İHTİYAÇ VAR"

Adaylardan CHP İl Başkanı Cemal Canpolat ise da konuşmasında, il başkanı seçildikten sonra İstanbul'un arka yakasına gidip, "umutsuzlarla", "sahipsizlerle" buluştuklarını ve onlarla "hayır" cephesini oluşturduklarını dile getirdi. Ulusal bütünlüğe ve bir arada olmaya ihtiyaç duyulduğunu ifade eden Canpolat, "Biz, bunu yapıyoruz, yapmaya devam edeceğiz" dedi.

KILIÇDAROĞLU'DAN AYM ELEŞTİRİSİ

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu kongrede konuşma yaptı. Kılıçdaroğlu özetle şunları söyledi:

"Neden 718 liraya düştü asgari ücret üzerinden? Peki, daha önce kaç liraydı? Daha önce, yani 01.10.2008’de “Biz Sosyal Güvenlikte reform yapıyoruz” demişlerdi. Eğer reformu yapmasalardı, bu asgari ücretli bugün 1822 lira aylık alacaktı, 1822 lira aylık alacaktı.

Bir grup 179 milyar dolar yurt dışındaki tefecilere para ödüyor. 

Milli değil gayri milli bir iktidarla beraberiz. Man Adası'nda şirket kuranlar milli de yerli de olamazlar onlar gayri millidir. 

1940'ların Almanyası'nda hangi koşullar varsa bugün Türkiye'de aynı koşullar vardır. Bu düzeni yıkacağız derken, Hitler Almanyası'nı Almanlar nasıl yıktıysa, direnme hakkımızı kullanarak biz de bu düzeni yıkacıağız. Biz boşuna kilometrelerce yürümedik. Bu ülke için herkes için yürüdük. Adalet olsa o kadar yolu yürür müydük? Adalet soylu bir kavramdır, üzerinde hepimizin titremesi gerekir. Adaletin olmadığı bir yerde devlet, insan hakları, düşünce özgürlüğü ol  maz; kaos, kavga, kargaşa, darbe olur. Adalet bunların hepsini engeller. Hitler'in Almanyası'nda Adalet Müşaviri vardı. Dönemin hakimlerine şunu söylüyor: 'Vereceğiniz her kararda önce kendinize şunu sorun. Benim yerimde Führer olsa nasıl karar verirdi?' Bugün Anayasa Mahkemesi kararını tanımayan bazı hakimler, Führer yargısı benzeri hareket içindeler. Biliyorum bunu söyledim diye şimdi hemen fezlekeler düzenlenecek, savcılar harekete geçecek. Geçmezseniz namertsiniz siz.

CHP'de İstanbul için seçim günü - 2

Kuvvetler ayrılığı ilkesini ayağa kaldıran biz olacağız" diyen Kılıçdaroğlu, "Yargı... İflas eden bir yargı sistemi ile karşı karşıyayız.

Dünyanın bütün demokrasilerinde kimin suçlu olup olmadığına hakim karar verir. Bugün geldiğimiz noktada suçluyu belirleyan organ sarayda oturan zevattır. Hitler Almanyası'nda hangi koşullar varsa bugün de o koşullar var. Direnme hakkımızı kullanarak bu düzeni yıkacağız.

CHP Lideri, "Boşuna kilometrelerce yol yürümedik. Bu ülke için, çocuklarımız için yürüdük. Adalet isteyen herkes için mücadele edeceğiz. Adalet üzerine hepimizin titremesi gerekir. Sanıyorlar ki üzerimize gelince geri adım atacağız. Hak, hukuk ve adalet için sonuna kadar mücadele edeceğiz. Bizim gibi düşünmeyenlerle beraber yaşamak istiyoruz. Aç ve açıkta kimse kalmasın istiyoruz.

Adaletin olmadığı bir yerde kaos olur. Mücadele edeceğiz. Haklı olmasak bu kadar direnmeyiz. Direnme hakkımız var. Beraber özgürce tartışmak istiyoruz. 

CHP'de İstanbul için seçim günü - 3

Dün birisi TBMM'de üzerine gazyağı döküp kendisini ateşe verdi, niçin? Geçinemediği için. Gazetelerde birinci sayfada bile yer almadı kardeşim git Saray'a orada yak kendini.

Suriyeliler için 30 milyon dolar harcanmış neden Suriyeliler sokaklarda dileniyorlar?

Size söz veriyorum 2019'da Süleyman Şah Türbesi'nin aynı yere götürüp Türk bayrağını oraya dikeceğiz.

CHP'li olmak demek bir dava adamı olmak demektir. Bu parti bir dilekçeyle kurulmadı tarihi savaş meydanlarında yazıldı. "Ben bilirim, ben yaparım diyorsan" kardeşim buradan ayrılıp gideceksin. Biz dava adamıyız. Biz cebimizi değil vatandaşın cebini düşünürüz.

"2019'DA ÖNÜMÜZDE İKİ SEÇENEK VAR..."

2019'daki seçimler Türkiye'nin gelceği açısından önemli. 2019'da önümüzde iki seçenek varDemokrasiden yana olanlar ve diktatörlükten yana olanlar. Demokrasiden yana olanların ortak ses çıkarması lazım. Demokrasiyi savunmak bu ülkede yaşayanların namus borcudur. Otoriter rejimi savunmak Türkiye'yi geriye götürür."

Sayfa Yükleniyor...