Çiçek: Gerekirse oturumu açık yaparız

Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek, 'demokratik açılım'ın Meclis'te kapalı oturumda görüşülmesi düşüncesine MHP'den gelen tepkiye, 'gerekirse açık da yaparız' yanıtını verdi.

Çiçek: Gerekirse oturumu açık yaparız

Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Cemil Çiçek, Bakanlar Kurulu toplantısı sonrası açıklamalarda bulundu.


Kurulda konuşulan konular hakkında basın mensuplarına bilgi veren Çiçek, 'Demokratik açılım'la ilgili de MHP'ye yanıt verdi.

Cemil Çiçek demokratik açılım konusunda yapılması düşünülen gizli oturum hakkında MHP lideri Bahçeli'den gelen 'gizli oturum yapılırsa konuşulanları açıklarız' açıklamasıyla ilgili, "Gizli oturum ilk defa gündeme gelmiyor. Biz böyle önemli bir konuda tribünlere oynanmasınnı önüne geçmek için böyle düşündük. Gerekirse bu oturum açık da yapılabilir" dedi.

"GEREKİYORSA AÇIK YAPARIZ"
Çiçek, ''Bunun kendine göre bir mantığı ve gerekçesi var. Bizim o noktada bir endişemiz yok. Üzerinde durduğumuz, karar verdiğimiz, yürütmekte olduğumuz çabaları kamuoyu önünde açık da kapalı oturumda da tartışırız. Kapalı oturumda daha soğukkanlı, daha derli toplu konuşmanın avantajları var. Yoksa bir çekincemiz olduğundan, milletimizden herhangi bir şeyi sakladığımızdan dolayı değildir. Gerekiyorsa biz bunu açık da yaparız, bunda hiç tereddüt yok.

Ancak üzerinde durmamız gereken şey şu; bir yöntemi, bir talebi beğenmiyor olabilirsiniz ya da sizin buna karşılık bir kısım taleplerimiz olabilir ama bunların hepsinin yürürlükteki mevzuat çerçevesinde yapılması lazım.

Eğer insanlar yürürlükteki mevzuatı 'ben tanımam' demeye getiriyorsa o zaman bu ülkede hukuk devletini nasıl tesis edeceğiz? Yani kapalı oturumlardaki değerlendirmelerin 10 yıl geçmeden hiçbir şekilde yayınlanamayacağı ortada iken, bu mevzuat hükmü iken ben 'bunu tanımam, buna rağmen açıklama yaparım' diyorsa, o zaman söylenebilecek ne vardır diye doğrusu düşünürüm.


"TRİBÜNLERE OYNAYARAK KONUŞMAK"
Açıkça ifade edelim, bizim kapalı ya da açık herhangi bir endişemiz yok, gerekiyorsa biz bu oturumu açık da yaparız. Ama böylesine hassas bir konunun tribünlere oynayarak konuşulması yerine daha soğukkanlı, daha derli toplu konuşulması için söylenmiş bir fikirdir, bir yöntemdir. Nitekim bunu ilk defa biz de gündeme getirmiyoruz. Geçmişteki insanlar bu toplantılar yapıldığında, Cumhuriyetin ilk kurulduğu günlerden bugüne kadar kapalı oturumlarda dile getirilen hususlar, milletten saklanan, gizlenen hususlar değildi. O formatta, o şekilde konuşulması konunun önemi ve varılmak istenen amaç açısından daha doğru bulunduğu için iç tüzüğe böyle bir hüküm konulmuştur.

İcap ediyorsa biz açık da konuşuruz. Bizim milletimizden saklayacağımız, milletimize söylemeyeceğimiz, kapalı kapılar arkasında bu işleri konuşacağız diye bir konu da yok. Biz milletimizle her zaman iç içeyiz ve açıkça da konuşuruz'' şeklinde konuştu.

"TAKVİM İŞLİYOR"
''Demokratik açılım çalışmalarında baştaki hızın ve temponun düştüğünün'' ifade edilmesi ve ''takvim konusunda değişiklik olup olmadığının'' sorulması üzerine, Çiçek, ''bunun bir algılama meselesi'' olduğunu söyledi.

Çiçek, ''Bizim kararlılığımızda ve yapmak istediğimiz konuda herhangi bir yavaşlama, işi ağırdan alma söz konusu değil. Tam tersi biz bunun uzun bir süreç olduğunu, Sayın Başbakanımız, bizler yaptığımız konuşmalarda hep ifade ettik. Zaten kısa sürede bu sorun çözülebilecek nitelikte olsaydı bugüne kadar bu işin çözülüyor olması lazımdı.

Cumhuriyetin kuruluşundan beri 60 tane hükümet gelmiş. Biz 60. hükümetiz. Konunun iki boyutu var. Bir demokratik standartlarla ilgili kısmı, bir de terörle ilgili kısmı var. Özellikle etnik, bölücü terör açısından bakıyorsan ilk eylem konulduğu tarihten, 1984'ten 2009'a kadar 25 yıl geçmiş, 15 tane de hükümet geçmiş iş başında. Öbür açıdan bakarsak 60 hükümet. Dolayısıyla bu konu eğer kamuoyundaki yüksek beklenti hilafına çok kolay olabilseydi şimdiye kadar çözülebilirdi. Biz bu işin zorluğunun farkındayız ama çözümsüzlüğün de bu işi daha da zor hale getirdiğini, işi ağırdan almanın, yarına, bir başka hükümete bırakmanın 'ye nelere mal olduğunu, ne tip acılara mal olduğunu her gün hem görüyoruz hem de yaşıyoruz.

Bu sorunun çözülmesi lazım. Çözüm için gayret gösteriyoruz ama bu işin de kendi tabiatından kaynaklanan bir hızı var. Onun için aşırı beklentiye girmek yerine kendi tabi seyri içinde bunun götürülmesi lazım.

Biz kendi yönümüzden bu çalışmalarımızı aralıksız sürdürüyoruz. Toplantılar yapılıyor. Size bazen bilgi veriliyor, belki bazen bilginiz olmuyor olabilir. Bu toplantılara devam ediyoruz. Nitekim 1 Ekim'de TBMM açılacak, işin Meclis boyutu var. İdari tasarruflarla yapılacak işler var. Başka türlü yapılması gereken çalışmalar var. Bunların hepsini çok kapsamlı ve çok yönlü olarak yapıyoruz. Onun için bizim kararlılığımızda ve konuya verdiğimiz önemde en ufak bir değişiklik yok'' şeklinde konuştu.




Çiçek, ''Bazı basın yayın organlarında Abdullah Öcalan'ın geçen hafta İmralı'da kız kardeşiyle yaptığı görüşmeyi Kürtçe gerçekleştirdiği yönünde haberler yansıdı. Bu konuda size bir bilgi ulaştı mı?'' sorusunu, şöyle yanıtladı:

''Hayır, ulaşmadı. Zaten biz bu konuya olumlu bakıyoruz. Neticede dil iletişim içindir, insanların birbirlerini anlamaları, ilişki kurmaları, meramlarını karşılıklı söylemeleri bakımındandır.

Geçmişte bazı yasaklar geldiyse bunu engellemekten ziyade, başka sebeplerden dolayı gelmiştir, kişiye mahsus da bir kısıtlama değildir. Onun da özellikle altını çizeyim; bunlar genel ve eşit düzenlemelerdir. Doğruluğu, yanlışlığı tartışılabilir ama genel ve eşit düzenlemedir. Kişiye mahsus bir düzenleme değil. Zaman içerisinde zaten o alanda önemli ilerlemeler kaydedilmiştir. İhtiyaç hasıl oldu mu yeni kararlar alınabiliyor, o çerçevede değerlendirilmesi gereken bir husustur. Şayet söylendiği tarzda bir şey gerçekleştiyse bu Adalet Bakanlığı'nın bilgisi dahilinde olan bir husus.''

Sayfa Yükleniyor...