Cumhurbaşkanı Erdoğan, başkanlık sistemi hakkında konuştu

Cumhurbaşkanı Erdoğan, cumhurbaşkanı seçildiği tarihe işaret ederek, "Cumhurbaşkanlığı sistemi, 10 Ağustos 2014 tarihi itibariyle çöktü'' dedi. Başkanlık modeli sempozyumunun ardından şoförlere seslenen Erdoğan, parlamenter sistem için "Bu arabanın yakıtı bitmek üzere" örneğini verdi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, başkanlık sistemi hakkında konuştu

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, '''de Hükümet Sistemi Tartışmaları ve Başkanlık Modeli Sempozyumu''nda konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, başkanlık sistemi tartışmalarıyla ilgili ''Kendini şartlara göre güncellemeyen sistemler kriz yaşamaya mahkumdur. Korkmaya, çekinmeye gerek yok'' dedi.

Ankara'da konuşan Erdoğan'ın açıklamalarından öne çıkan satır başları şöyle:

''Başkanlık sistemi talebinin temelinde istikrar arayışı geliyor. Amerikan başkanlık sistemi de İngiliz parlamenter hükümet sistemi de esasında bu ülkelerin kendi şartlarının ürünüdür. Birebir diğer ülkelere uyması oturması beklenemez.

''KORKMAYA GEREK YOK''

Son yıllarda sıkça yaşanan mali ve temsil krizleri sorunu daha da derinleşmiştir. Güncellemeyen sistemler bu krizi yaşamaya mahkumdur. Her kriz reformun da kapısını açıyor. Bu arayışların mevcut sistemlerden hareketle yürütülmesini mahsuru yok. Korkmaya, çekinmeye gerek yok.

Atanmış bürokratların seçilmiş siyasetçilerden daha güçlü olduğu kanaati sıkça dile getirildi. Cumhurbaşkanı ile başbakanının farklı görüşte olması durumunda bürokrasideki atamalarda sıkıntı yaşandı.

'de cumhuriyet, demokrasi, laiklik, çağdaşlık gibi kavramlar belli zümrelerin kullandığı birer zırh haline dönüştü. Bu kavramların çarpık kullanımı ister istemez karşıt kavramların da türetilmesine yol açtı. Türkiye'de bürokratik oligarşiye dayalı bir anlayışla sistem tahkim edilmeye çalışırken halkın demokrasiyle etkin katılımına yeterli önem verilmemiştir.

''BUNA MECBURUZ''

Şu tespiti yapmamız gerekiyor, buna mecburuz. Türkiye'nin şekil olarak  Anglosakson, ruh olarak Fransız kökenli bir demokrasisi bulunuyor. Bu da demokrasi ile cumhuriyetin birbirine karışmasına yol açıyor. Daha açık bir ifadeyle Türkiye'de bürokratik oligarşiye dayalı bir anlayışla sistem tahkim edilmeye çalışılırken, halkın demokrasi yoluyla bu sürece etkin katılımına yeterli önem verilmemiştir.

''TÜRKİYE'NİN ÖNÜNDE ZENGİN BİR SİYASAL TARİHİ VAR''

Türkiye'nin önünde, kendini tartmasını eksiklerini görmesini ve yeni hedefe yürümesini sağlayacak zengin bir siyasal tarihi bulunuyor. Buna rağmen başkanlık sistemi konusundaki tartışmaların, büyük ölçüde 150 yıllık yanlışların tekrarı olarak ifade edilebilecek sathi, ideolojik değerlendirmeler üzerinden yürütülmeye çalışıldığını görüyoruz. İlkeler ve veriler değil, kişiler üzerinden yürüyen bir başkanlık sistemi tartışmasından gerçekçi ve işlevsel sonuçların çıkması elbette mümkün olamaz.

''SİSTEM DEĞİŞİKLİKLİKLERİ ELBETTE SANCILI OLUR''

Değişim siyasal sistemden başlamalı. Başkanlık sistemini, Türkiye'de siyasal sistemin değişiminde köklü bir reform, radikal bir adım olarak görüyoruz. Sistem değişiklikleri elbette sancılı olur. Ancak arkalarında büyük toplum desteği olan güçlü liderler eliyle gerçekleştirilebilir. Bu liderler toplumda sağladıkları büyük güven ile bunu en aza indirirler.

''KÖKLÜ BİR REFORM, RADİKAL BİR ADIM OLARAK GÖRÜYORUZ''

Ülkemizde, yapısal değişimleri gerçekleştirmesi beklenen siyasal sistemin bizatihi kendisi, değişimi engelleyen bir yerde durmaktadır. İşte bu bakımdan da başkanlık sistemini, Türkiye'de siyasal sistemin değişiminde, köklü bir reform, radikal bir adım olarak görüyoruz.

''O  SİSTEM 10 AĞUSTOS'TA ÇÖKTÜ''

Biz sadece devletin temsilcisi bir cumhurbaşkanlığı değil, devlet ile birlikte milletin de temsilcisi olacak bir devlet başkanlığı istiyoruz. Rejimin muhafızı olarak tasarlanan ve milletin temsilcisi durumundaki hükümeti yola getirmekle vazifeli olarak konumlandırılan cumhurbaşkanlığı sistemi, 10 Ağustos 2014 tarihi itibariyle çöktü.  Eski sistemde ısrar edenler kendi mevcut pozisyonlarını koruma çabası içinde olanlardır. Biliyorlar ki başkanlık sistemi gelirse artık biz bu pozisyonları koruyamayacağız.

''AKILLARINA PADİŞAHLIK GELENLERE ŞUNU HATIRLATMAK İSTERİM...''

Başkanlık sistemi denince akıllarına hemen padişahlık gelenlere şunu hatırlatmak isterim. Dünyada başkanlık sisteminin olduğu hiçbir ülkede monarşi yani krallık yokken, parlamenter sistemlerin pek çoğunda bunu görmek mümkündür. Bunu nereye koyacaksın Aynı şekilde başkanlık sistemi denince hemen güçler ayrılığı konusunu gündeme getirenler de şu tespitime herhalde katılacaklardır. Parlamenter sistemde, yasama ve yürütme iç içe geçtiği için güçler ayrılığı üç değil, iki ayak üzerine oturur. Halbuki başkanlık sisteminde yasama, yürütme ve yargı çok keskin hatlarla birbirinden ayrılmıştır. Güçler ayrılığı sistemi başkanlıkta çok daha sağlıklı ve etkin şekilde kurulabilir.

''BUGÜN TÜRKİYE, ARKASINDA YÜZDE 52'LİK HALK DESTEĞİNE SAHİP CUMHURBAŞKANI İLE...''

Bugün Türkiye, arkasında yüzde 52'lik halk desteğine sahip bir Cumhurbaşkanı ile sistem değişikliğine daha önce hiç olmadığı kadar uygun bir iklime sahiptir. Elbette bu sistem Amerika Birleşik Devletleri'ndeki başkanlık sisteminin kopyası veya Güney Amerika'daki örneklerinin de benzeri olmayacak.

''BU SİSTEM, BİZE ÇOK FARKLI BİR BALI TATTIRACAK''

Şüphesiz bu sistemin asla Afrika ve Asya'da aynı ismi taşıyan diktatörlüklerle de benzer yanı bulunmayacak. Bu sistem, Türkiye'ye özgü ama adeta bir arının balı oluşturması gibi her çiçekten alacak, bize hakikaten çok farklı bir balı tattıracak.''

Erdoğan ardından otobüs ve minibüs esnafıyla yapılan buluşmada konuştu:

"Hergün milyonlarca insanın evlerine iş yerine ulaşmasını sağlıyorsunuz. Her iş zordur ama her gün trafikte direksiyon sallamak zordur.2002 yılında 8.5 milyon araç vardı, bu rakam bugün 19 milyona ulaşmış durumda. Artı yük değil, konfor haline dönüştü.

Ankara'yı anlamak isteyen önce şoför esnafına bakmalı. Oturduğu yerden ahkam kesenlerden hiçbiri bu ülkenin gerçeklerine sizin kadar vakıf değildir.

Bizim kültürümüzde şoför esnafı delikanlı adamdır, adam gibi adamdır, baba adamdır. Diğer tüm şoförlere ve esnafa örnek olan kişidir. Bu imaja zarar verenler varsa onları yola getirmek isin görevinizdir. 

Hepimizi derinden yaralayan bir Özgecan cinayeti yaşandı. Bunun münferit bir olay olduğunu biliyorum. Cani canidir. Caninin mesleği olmaz, eğitimi olmaz, sıfatı olmaz. 

Özgecan'ın katili başka bir mesleğin esnafı da olabilirdi. Şoförlere yöneltilen eleştirileri haksız buluyorum. Mesleğin adabına uygun davranmayanları, çürük elmaları ayıklamanızı istiyorum.

Türkiye içeride ve dıaşrıda çok kritik bir döneden geçiyor. Çevremiz ateş çemberine dönüştü. Suriye, Irak ve Ukrayna'da yaşananlar bizi yakından ilgilendiriyor. 

Bu ülkede, bizim dini sorunlarımızın yürütüldüğü yer neresidir  Diyanet İşleri Başkanlığımızdır değil mi  Eğer bir siyasetçi, sözde siyasetçi, biz gelince Diyanet İşleri Başkanlığını kaldıracağız diyorsa bunların dine yaklaşımı nedir  Bu ülkede eğer bizim dini değerlerimize, inancımıza eğer hakaretler, saldırılar yapılıyor da bütün bunlara karşı eğer birileri sessiz kalıyorsaş, işte bu millet bunu en iyi şekilde değerlendirecektir diye inanıyorum.

Bunların gereken cevabı alacakları yer sandık. Biz hiçbir zaman silahı tavsiye etmedik. Birileri silahla oy temin etme peşindedir. Ülkemizi ve dünyayı okumaktan aciz partiler eski Türkiye'yi getirme peşinde. Ne diyorlar imam hatip okullarını kapatacağız. Milletin açtığı okullarını nasıl kapatırsın. Bir taraftan Atatürk'ün partisiyiz diyorlar, Atatürk'ün açtığı okulları kapatacaklarmış. Kısa bir süre önce imam hatiplerin orta kısımları kapatıldı, öğrenci sayısı 60 bine düştü. Yeniden açılınca sayı 1 milyona yükseldi, halk sahip çıktı. 

Türkiye'nin 2023 hedeflerine ilerleyebilmesinin tek şartı, istikar ve güven ortamıdır. 8 senede 9 hükümet kuruldu. Böyle bir ülkede istikrar olabilir mi? Güven iklimi tesis edilebilir mi? Böyle bir ülkeye kim yatırım yapar? halkımızın geleceğine güvenle bakabilmesi için istikrar şart.

Bugüne kadar uygulanan parlamenter sistem miadını doldurdu. Yeni Türkiye artık bir zemine otruması lazım. Bu nedir, yeni anayasa.

Yeni anayasayla birlikte, gayret ettik yapalım diye. Ama anamuhalefet, maalesef, her türlü engeli koydu. Diğerleri aynı şekilde her türlü engeli koydular. Ortada artık bir gerçek var, demek ki 400'ün verilmesi lazım. 400'ü verin ve yeni anayasa rahatlıkla kurulsun. Ben her partiye eşit mesafedeyim, kime verecekseniz verin, ama 400'ü verin.

Milletimizi parçalamak isteyenlere, bayrağımızı maalesef yakmak isteyenlere, vatanımızı bölmek isteyenlere, devletimizin içine maalesef virüsler sokmak isteyenlere, paralel yapı gibi. İşte dün Milli Güvenlik Kurulu toplantısında artık Milli Güvenlik Siyaset Belgesinin içerisine girmesiyle ilgili tavsiye kararını aldık ve hükümete gönderdik. Artık asla bunlara taviz yok. eski Türkiye bunların işine geliyor olabilir ama milletimin faydasına değil.

Başkanlık sistemi, Türkiye'nin akıntıya karşı kürek çekmeye çalışmak yerine, akıntının gücünü arkasına almasının adıdır. Artık motoru tekleyen, kaportası dökülen, her tarafından ses gelen bu arabayla yolumuza devam edemeyiz. Hele bir de bu arabanın benzini, mazotu, gazı bitmek üzereyse onunla en fazla yakındaki bir akaryakıt istasyonuna gidebilirsiniz. Zorlarsanız yolda kalırsınız. Türkiye, şu anda her tarafı dökülen ve yakıtı da bitmek üzere olan bir sistemle yoluna devam etmeye çalışıyor.

Suriyeli misafirlerimizi kapı dışarı etmekten bahsediyorlar. Bunlar ne diyor, biz bunları zalim Esed'e teslim edeceğiz, o da bunları bildiği gibi yapsın. Biz olduğumuz sürece Suriyeliler bizim misafirimizdir."

Sayfa Yükleniyor...