Cumhurbaşkanı Erdoğan: Bu katil sürüsünün peşini bırakmayacağız

Cumhurbaşkanı Erdoğan, ''Son FETÖ'cü de hukuk önünde hesap verene kadar bu katil sürüsünün peşini bırakmayacağız'' dedi. Erdoğan, CHP Lideri Kılıçdaroğlu'nun, Doğu Kudüs'teki konsolosluğun büyükelçiliğe çevrilmesi çağrısına ilişkin ise ''Bizim şu anda başkonsolosluğumuz bile büyükelçi ile temsil ediliyor. Fiili olarak biz bu işi yapmışız. O günler yakın büyükelçiliğimizi ayrıca da orada açacağız'' ifadesini kullandı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan: Bu katil sürüsünün peşini bırakmayacağız

Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı , Karamanoğlu Mehmetbey Üniversitesi Spor Salonu'nda gerçekleştirilen AK Parti 6. Olağan İl Kongresi'nde partililere seslendi.

Karamanlıları selamlayan Erdoğan, burada yaptığı konuşmada, 16 Nisan halk oylamasında yüzde 64 ile cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine "evet" dedikleri için tüm Karamanlılara teşekkür etti.

Erdoğan, üç senelik bir aranın ardından tekrar 'da bulunduğunu, bugün kentin bir başka güzel olduğunu belirterek "Karşımda şu an iradesine, geleceğine, demokrasisine canı pahasına sahip çıkan bir Karaman görüyorum. Bu salonda genç yaşlı, kadın erkek demeden kalbi Kudüs için, Filistin için çarpan dava arkadaşlarımı görüyorum. Sizlerin aracılığıyla buradan tekerlekli sandalyesinde kalleş kurşunlarla şehadete yürüyen Filistinli gazileri selamlıyorum. Cesaretleriyle korkaklar ordusuna kabus yaşatan Filistin'in başı dik gençlerini, Fevzi el-Cuneydileri selamlıyorum" diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "AK Parti Karaman İl Kongresi'nin şehrimiz için, ülkemiz, milletimiz için, hepsinden önemlisi Kudüs için hayırlara vesile olmasını Rabbimden niyaz ediyorum. Bu salondan yükselen duaların Filistinli kardeşlerime güç vermesini, umut olmasını temenni ediyorum" dedi.

Kuruluşundan bu yana AK Parti Karaman teşkilatlarında çalışan tüm partililere şükranlarını sunan Erdoğan, ahirete irtihal edenlere de Allah'tan rahmet diledi.

"Rabbim inşallah bizleri cennetinde buluştursun" ifadesini kullanan Erdoğan, 15 Temmuz gecesi Cumhurbaşkanlığı Külliyesi önünde şehit edilen Karamanlı Muhammet Yalçın'ı da rahmetle andı.

Muhammet Yalçın'ın 22 yaşında umutlarla dolu bir üniversite öğrencisi iken şehit olduğunu anımsatan Erdoğan, şöyle konuştu:

"Muhammet darbecilerin bombalarının hedefi olduğunda telefonla babasıyla görüşüyordu. Tıpkı diğer 250 şehidimiz gibi Muhammet de kalleşçe, alçakça, tam da Fetocu müptezellerin karakterine yaraşır bir şekilde vuruldu. Şimdi bu Muhammet'in kanını döken insan müsveddeleri mahkemelerde işledikleri cinayetlerin tek tek hesabını veriyor. Namuslarına emanet edilen silahlarla bu millete kurşun sıkmanın ne demek olduğunu şimdi çok daha iyi anlıyorlar, anlayacaklar ve acımak yok, acırsak acınacak hale geliriz. Son FETÖ'cü de hukuk önünde hesap verene kadar bu katil sürüsünün peşini bırakmayacağız. Dünyanın neresine kaçarlarsa kaçsınlar, nereye sığınırsa sığınsınlar nefesimizi daima enselerinde hissedecekler."

"RUHUNU SATAN SOYSUZLAR"

Hukuk, demokrasi ve meşruiyet içinde adaletin tecellisi için çalışmaya, gayret göstermeye devam edeceklerini dile getiren Erdoğan, "Elbette tarih Muhammet gibi ezanına, bayrağına, iradesine sahip yiğitleri de kimi 1 dolar, kimi 50 bin dolar karşılığında ruhunu satan soysuzları da sayfalarına kaydediyor. Tıpki Çanakkale, Kudüs, Yemen, Medine ve terörle mücadele şehitleri gibi 15 Temmuz şehitlerimiz de milletimizin derin hafızasına kazınmıştır, kaydedilmiştir" ifadelerini kullandı.

Erdoğan, "Karaman'ın yiğit evladı" olarak nitelendirdiği şehit Muhammet Yalçın'ın daima hayırla anılacağını ve gönüllerde yaşatılacağını vurguladı.

"Vatandaşların şehitler ölmez vatan bölünmez" şeklindeki tezahüratları üzerine Erdoğan, "Rabbimiz ne buyuruyor? 'Allah yolunda öldürülenlere 'ölüler' demeyiniz, onlar diridirler ancak siz anlayamazsınız, bilemezsiniz.' Olay bu, işte buna inananlar, bunu anlayanlar, bunu bilenler o zaman nereye yürüyorlar? Şehadete yürüyorlar, Allah'a yürüyorlar, mesele bu" dedi.

"O gece, biz çağrımızı yaptığımızda o çağrıya karşı eğer binler, onbinler meydanlara yürüdüyse bunun sebebi var" ifadesini kullanan Erdoğan, şunları kaydetti:

"Ama birisi de ne diyordu, 'Darbe olsa tankların önüne önce ben çıkarım.' diyordu. Sanki Rabbim söyletmiş. O gece 23.17, İstanbul Atatürk Havalimanı'na iniyor, o birisi ve orada onbinler var, onbinler bir çağrıya karşı oraya gelmiş. Biz biliyorsunuz, Dalaman'dan çağrımızı yaptık ve 'sokaklara, meydanlara' dedik. Hakikaten benim milletim onbinler, yüzbinler genelinde sokaklara döküldü ama o kişi Atatürk Havalimanı'nda öyle korktu, öyle korktu ki adamları hemen tanklara gittiler, tankların başındaki sorumlularla konuştular, onlarla anlaştılar. Anlaştıktan sonra da Bay Kemal tıpış tıpış tankların arasından otomobiline bindi ve Bakırköy Belediyesine gitti. Bakırköy Belediyesine gittikten sonra oturdu, oradan maç seyretmeye başladı. Çayı geldi, kahvesi geldi, neyse, darbeyi izliyor. Ne dedi? 'Otellere baktık, oteller doluydu.' dedi. Oteller doluymuş, bizim otel boştu gelseydin. Biz ondan 1,5 saat sonra falan havaalanına indik. 'Bize haber verseydi' diyor, yani adeta böyle adrese kayıtlı beyefendiye haber vereceğiz, Bay Kemal sen de gel... Biz milletimize çağrıyı yaptık. Milletimiz oraya geldi demek ki sen milletin olduğu yerde yoksun, sen milletin olmadığı yerde varsın ve kaçtın Bakırköy Belediyesi'ne sığındın ama biz oradaydık."

Cumhurbaşkanı Erdoğan, kendisinin beraberindekilerle bulundukları yerden tüm süreci yönettiklerini aktararak, "Hamdolsun Rabbimin lütfuyla işte bugüne geldik. Eğer bunların hesabı tutsaydı belki bu kardeşiniz bugün karşınızda olmayacaktı. Fakat dakikalar meselesiydi, 15 dakika geç kalksaydık belki o yaptıkları atışlar bizi vuracaktı ama öyle olmadı. Çünkü onlar bir şeyi bilemiyordu, 'Ve mekeru ve mekerallah, vallahu hayrul makirin. (Onlar hesabını yaparlar ama asıl hesap yapıcı Allah, Allah'ın hesabı tüm hesapların üzerindedir.)' Bunu bilmiyorlardı" değerlendirmesinde bulundu.

Erdoğan, İslam inancında şehitliğin peygamberlikten sonra taşınabilecek en şerefli, en aziz payelerden olduğunu belirtti. Karaman'ın merkezindeki 630 yıllık Hatuniye Medresesi'nin kitabelerinde Hazreti Peygamber'in asırlara sarih müjdesinin nakşedildiğini anımsatan Erdoğan, "Kıyamet gününde şefaat eden üçtür. Peygamberler, sonra alimler, sonra şehitler.' Peygamber olamayacağımıza göre iki şey kalıyor. Ya alim ya şehadet şerbetini içenlerden olacaksınız. Karaman'da karşımda böyle bir kitleyi görüyorum. İlmiyle amil olmaya namzet ve şehadete namzet bir kitle görüyorum karşımda" diye konuştu.

"MANEVİ REHBERLERİMİZİ DE TAZİMLE ANIYORUZ"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Mevlana Celaleddin-i Rumi'nin 744'üncü vuslat yıl dönümünün idrak edildiğini anımsatarak, şunları kaydetti:

"Şeb-i Arus'un 744'üncü yıl dönümünde sevgi ve aşk medeniyetinin coşkun pınarı, büyük mütefekkir, büyük mutasavvıf Mevlana Celaleddin-i Rumi hazretlerini bir kez daha rahmetle yad ediyorum. Yüzyıllardır Anadolu topraklarını ilmi, idraki, irfanı, hikmetiyle nakış nakış dokuyan ariflerimizi, alimlerimizi, manevi rehberlerimizi de tazimle anıyor, Allah hepsinden razı olsun diyorum."

Hazreti Mevlana'nın, "Allah'a ulaşacak birçok yol var, ben aşkı seçtim" sözünü hatırlatan Erdoğan, Hazreti Mevlana'nın yaktığı aşk ateşinin yedi buçuk asır geçmesine rağmen halen bu topraklarda ve yüreklerde yanmaya devam ettiğini vurguladı.

Erdoğan, dünya telaşıyla zaman zaman daralan kalplerin Mevlana Hazretlerinin öğretilerinden, tavsiyelerinden sızan hikmet damlalarıyla tekrar feraha kavuştuğunu söyledi.

"Şeb-i Arus'ta Hazreti Mevlana'yı yad ederken aynı zamanda bu ülkeyi bize vatan kılan, bizi biz yapan değerleri ve hasletleri de hatırlıyoruz" diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu:

"Her Şeb-i Arus'ta Hz. Mevlana'nın geride bıraktığı o engin hazinenin yeniden idrakine varıyoruz. Özellikle millet olarak içinden geçtiğimiz bu imtihan günlerinde Hz. Mevlana, Yunus Emre, Hacı Bektaşı Veli, Hacı Bayramı Veli, Karamanlı Alaaddin Halveti, Molla Fenari, Şeyh Edebali gibi manevi kandillerimizin tavsiyelerine daha sıkı sarılmamız gerekiyor. Hazreti Mevlana adeta bugünlere ayna tutarcasına 'Sabır sıkıntıların anahtardır' buyuruyor."

Mevlana'nın hayatının inişli çıkışlı serencamında, zorluklar karşısında pes etmemeyi, umudu daima diri tutmayı tavsiye ettiğine dikkati çeken Erdoğan, karanlığın en koyu anının şafak sökmeden önce olduğunu, her imtihanın ve sınamanın aynı zamanda bir imkan olduğunun farkında olduklarını kaydetti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Allah'ın izniyle iman, sabır, azim ve mücadele oldukça üstesinden gelinmeyecek hiçbir engel olmadığını vurgulayarak, "Bu millet birbirine kenetlendikçe, önüne set kurabilecek tek bir güç dahi yoktur. İstiklal Marşı şairimiz Mehmet Akif'in ifadesiyle 'Girmeden tefrika bir millete, düşman giremez. Toplu vurdukça yürekler, onu top sindiremez.' Mesele her gün aynı kıbleye dönen, aynı mukaddes kitaba, aynı peygambere inanan insanların yüreklerinin de topluca vurmasıdır. İşte karşımda bu topluluk var" ifadelerini kullandı.

Salondakiler arasındaki öğrencilerin "İmam hatip seninle gurur duyuyor" sloganı üzerine Erdoğan, "Gençler, ben de sizinle gurur duyuyorum. Daha çok çalışacağız, çok gayret edeceğiz. Mesele aynı safta buluşan müminlerin arasına tefrikanın girmesine müsaade etmemektir. Fitne girişimlerine pirim vermemektir. Kardeşi kardeşe, komşuyu komşuya düşürmek isteyenlerin oyunlarına asla gelmemektir" değerlendirmesinde bulundu.

Erdoğan, yüzyıllardır aynı şehirde, mahallede barış içinde yaşamış insanların birbirlerine düşmanlaştırılmaya, komşunun komşuyu boğazladığı bir atmosferin oluşturulmaya çalışıldığını belirtti.

Bunun için de DEAŞ ve PKK/PYD/YPG gibi proje terör örgütlerinin silah ve mühimmata boğularak palazlandırıldığını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi:

"4 bin TIR'ı aşkın silah Amerika'dan bunlara ulaştırılıyor. Bunların içinde zırhlı taşıyacılardan tank, top çok çeşitli ağır silahlara varıncaya kadar hepsi var. Bunları kendilerine söyledik, 'Hayır' diyemiyorlar. Bu silaha boğma kimi zaman 4 bin TIR'lık sevkiyatlarla göstere göstere kimi zaman da başka örneklerdeki gibi güya kazayla oluyor. Ancak her iki durumda da Suriye halkını katleden, ülkeyi büyük bir enkaz yığınına çeviren silahların menşei hiç değişmiyor."

Rakka'da geçen haftalarda yaşananları "sahnelenen kepazelik bu işbirliğinin ilk değil son örneğidir" sözleriyle tanımlayan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"DEAŞ'lı teröristler kimliği herkesçe malum bir elin devreye girmesiyle Rakka'dan ellerini, kollarını sallayarak çıkmışlardır. Rakka tiyatrosu DEAŞ ile YPG'nin bir madalyonun iki yüzlü olduğunu artık inkarı mümkün olmayacak şekilde ortaya koymuştur. Suriye'de DEAŞ'a 'kaç', YPG'ye 'tut' diyen aynı merkezdir.

DEAŞ'ın, Suriye'nin PKK'ya altın tepside sunulmasının sadece bir aracı olduğunu artık hepimiz çok iyi biliyoruz. Suriye'nin parçalanması misyonunu yerine getiren DEAŞ'ın farklı isimler, kılıflar altında başka bölgelerde de devreye alınması bizim için asla şaşırtıcı olmayacaktır. Çünkü terör birilerinin gözünde yok edilmesi gereken bir bela değil, çıkar hesaplarının vasatı durumundadır. Bunlar kendi çıkarları için kullanabildikleri sürece terör örgütlerini gerçek anlamda tehdit olarak görmezler."

Bunu ABD Başkanı Donald Trump'a da söylediğini vurgulayan Erdoğan, "Dedim, 'Biz karada her türlü desteği veririz. Siz de bizlere havadan desteği verin, Rakka'yı birlikte bitirelim ama siz bir terör örgütünü bir başka terör örgütüyle bitirmeyi tercih ettiyseniz buna söyleyecek bir şey bulamıyorum, o da sizin demokrasi anlayışınızı ortaya koyar.' Bunu bizzat kendisine söyledim" diye konuştu.

"BİZ DE SİZİ TANIMIYORUZ"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, yeni bir durumun ortaya çıktığını, Kudüs'te yaşananları herkesin gördüğünü belirterek, "Kudüs'te evanjelist, siyonist bir anlayış 'Ben yaptım oldu' mantığıyla Kudüs'ü İsrail'in başkenti ilan ediyor ve kendi büyükelçiliklerini de oraya alıyorlar. 1980 yılı 478 sayılı Birleşmiş Milletler kararına rağmen bu adımı atanlar 'Biz sizi tanımıyoruz, biz yaptık oldu' mantığıdır. Öyle mi diyorsunuz? Biz de sizi tanımıyoruz" dedi.

İslam İşbirliği Teşkilatı Dünya Liderler Zirvesi'nin olağanüstü toplandığını anımsatan Erdoğan, şöyle konuştu:

"Bu arada Hristiyan dünyasının lideri Sayın Papa Hazretlerini de aradım. Onun da bizimle aynı düşüncede olduğunu gördüm, o da Hristiyan dünyasını aradı, mesajını da açık, net verdi. Bir taraftan da Bağlantısızlar lideri Venezuella Devlet Başkanı'nı davet ettim, sağolsun o da toplantımıza katıldı ve orada mesajını çok açık, net verdi. O da yetmez, öbür taraftan Arap Ligi'nin dönem başkanı Ürdün Kralı 2. Abdullah'ı da davet ettim, o da geldi ve birlikte mesajlarımızı verdik.

Bu mesajda oybirliği, ittifakla dünyaya şu duyuruldu: Burayı, Müslümanların bir başkenti olan Kudüs'ü kesinlikle siz, Musevilere veya Yahudilere mal edemezsiniz. Burada Müslüman ve Hristiyanların bir kadim tarihi vardır ama diğerlerinin yoktur. Siz de lütfen yerinizde durun ve siyonist bir operasyon yapmaya kalkmayın. Kalkarsanız bunun da bedeli ağır olur."

"ÇIKMIŞ KEMAL KONUŞUYOR"

'nin bölgede attığı adımlarla kirli hesaplara çomak soktuğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Ülkemiz gerek diplomatik gerekse askeri alanda gerçekleştirdiği başarılı operasyonlarla terör devletinin kurulmasına engel olmuştur" ifadesini kullandı.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nu da eleştiren Erdoğan, şunları kaydetti:

"Çıkmış Kemal konuşuyor, 'Orası hemen Filistin'in başkenti olarak ilan edilmeli' diyor. Yahu biz zaten Filistin'in başkenti olarak Kudüs'ü çoktan ilan ettik. Fakat Kudüs şu anda işgal altında olduğu için ne yapamıyoruz? Oraya gidip büyükelçiliğimizi açamıyoruz. Ama bizim şu anda başkonsolosluğumuz bile neyle temsil ediliyor? Büyükelçiyle temsil ediliyor. Fiili olarak biz bu işi yapmışız ama inşallah o gün de yakın, bizzat resmi olarak da Allah'ın izniyle o günler yakın büyükelçiliğimizi ayrıca da orada açacağız."

Erdoğan, lafa gelince objektifliği kimseye bırakmayan Batı medyasının bölücü teröristlerin cinayetlerini gündeme getirmediğini belirtti.

Teröristlerce göçe zorlanan Suriyelilerin dramlarına tek bir satırın bile ayrılmadığına dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bunu yapmadıkları gibi bir de bu katil sürülerini kendi ülkelerinde pazarlamaya çalışıyorlar. Teröristleri parlatma kervanına son olarak Alman ordusuna ait bir derginin katıldığını gördük" diye konuştu.

Daha önce de başka dergilerin teröristleri kapak yaptığını anımsatan Erdoğan, "Hatta bir televizyon kanalı Fransız sokaklarındaki reklam panolarını bunların resimleriyle donatmıştı. Batılı kurum ve kuruluşların teröristlere verdiği destek sadece medya boyutunda da kalmıyor. Hemen her gün terör örgütünün saflarında ölen Batılıların haberleriyle karşılaşıyoruz. Emin olun terörün bu kadar meşrulaştırıldığı, hatta alenen desteklendiği bir başka dönem yoktur" ifadelerini kullandı.

"YALANIN EN GÜÇLÜ PANZEHİRİ HAKİKATLERDİR"

Erdoğan, "Yavuz hırsız ev sahibini bastırır" atasözünü hatırlatarak, şöyle konuştu:

"Bunlar da aynaya bakmadan bize çamur atmaya çalışıyorlar ama bu işi öyle beceriksizce öyle pespaye bir şekilde yapıyorlar ki her seferinde ellerine, yüzlerine bulaştırıyorlar. Biz bunların şantajlarına elbette boyun eğmedik, eğmeyeceğiz. Biz bunların yalan ve iftiralarla köşeye sıkıştırma yöntemlerine de asla rıza göstermeyeceğiz. Şunu unutmayın, yalanın en güçlü panzehiri hakikatlerdir."

Filistin'in işgalinin kronolojisini salondaki dev ekranlara yansıtılan haritalarla anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Filistin ne kadar kalmış Yüzde 12. Kurt-kuzu bile, kurt böyle bir paylaşım yapmaz" diye konuştu.

Erdoğan, bu süreçte Birleşmiş Milletler'in bir şey yapmadığına dikkati çekerek, ABD'nin Kudüs'ü İsrail'in başkenti olarak tanıma kararının ardından yaşanan süreçte "terör devleti İsrail'in askerlerinin" yaptıklarına ilişkin fotoğrafları dev ekranlardan paylaştı.

Anadolu Ajansı (AA) foto muhabiri tarafından çekilen ve gözleri bağlanarak gözaltına alınan Filistinli Fevzi el-Cüneydi'nin fotoğrafının dev ekranlarda yer almasının ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan, "20 asker, terörist, Cüneydi'nin ağzını burnunu kırmışlar, gözlerini o bantla kapatmışlar ve sürükleye sürükleye kafesin içine götürüyorlar. Şuraya bak. Demek ki o kadar korkuyorlar ki... 14 yaşındaki genç bunları nasıl korkutuyor anlayın. Ya bu gencin elinde silah yok ama bu gencin imanı var, imanı. Bu genç Allah'ın izniyle, gün ola harman ola, hesabını çok ağır soracak ben bunu biliyorum" ifadelerini kullandı.

Down sendromlu bir gencin gözaltına alınışını anlatan bir başka fotoğraf karesine de dikkati çeken Erdoğan, şunları kaydetti:

"Bunlar, down sendromlu çocuklardan bile korktular. Şu hale bak. Ya bu genç, down sendromlu. Bundan bile bunlar korkacak kadar korkak, ürkek, pısırık. İşte İsrail bu. Ey ABD, Ey Trump sen bunları görmedin mi Şu kafeslerin içindeki çocukları görmedin mi Bunları göre göre, ondan sonra da 'Dünyanın en güçlü devleti benim'. Senin her yerin güç olsa ne olacak ya Elinizde nükleer başlıklı silahlar var. Şu anda ABD tüm dünyaya ne diyor, 'Nükleer başlıklı silahınız olmayacak'. Peki senin elinde 16 bini aşkın nükleer başlıklı silah var, senin silahlar ne olacak Sen dünyaya diyorsun ki 'Bu silahları kaldırın, gömün, yok edin'. Peki sendeki silahlar ne olacak O duracak, o dursun. Avrupa, diğer ülkeler öyle, peki seninkiler ne olacak Adalet, bu mu adalet Onun için kendi göbeğimizi kendimiz keseceğiz, başka bunun lamı cimi yok. Ülkemizin önünde iki yol var, ya boyun eğeceğiz ya mücadele edeceğiz. Türkiye ya paryalığa rıza gösterecek ya da bağımsızlığına sıkı sıkıya sarılacaktır. Biz 40 yıllık siyasi hayatımızın her döneminde olduğu gibi bugün de mücadeleyi seçtik."

Cumhurbaşkanı Erdoğan, devlet yönetmenin dikensiz bir gül bahçesi olmadığını çok iyi bildiklerini belirterek şöyle devam etti:

"Zira bu ülkede millete hizmet etmek, yıllardır milletin kaynaklarıyla kendilerine saadet zinciri kuranlara 'dur' demektir. Türkiye'yi büyütmek, iddia ve vizyon sahibi bir ülke yapmak, senelerdir bu ülkenin kaynaklarını sömürenlerin hortumlarını kesmek demektir. Bu hortumları kestiğiniz an elbette birilerinin ayağına basıyorsunuz. Milli ve bağımsız politikalar izlediğiniz zaman senelerdir size emir kipiyle 'Yat, kalk, otur' diyenlere siz ne yapıyorsunuz; haddini bil. Bunu dediğiniz için rahatsız oluyorlar."

"MERKEZ BANKASI'NIN REZERVİ 120 MİLYAR DOLAR CİVARINDA DOLAŞIYOR"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 15 yıl önce Türkiye'nin IMF’ye 23,5 milyar dolar borcunun olduğunu anımsatarak, şöyle konuştu:

"Davos'ta toplantıdayız. Son toplantım benim Davos'ta. O gün IMF'nin başındaki zata dedim ki 'Sen ülkeyi mi yöneteceksin, Türkiye'ye verdiğin parayı mı tahsil edeceksin Biz sana borcumuzu zamanında ödüyor muyuz, ödüyoruz. Sen paranı takip et, Türkiye'de siyaset bana aittir. Türkiye'yi ben yönetirim'. Tabii IMF'nin başındaki memur gitti ama biz yerimizdeyiz Allah'ın izniyle. Sene 2013, IMF'ye borç bitti ve 27,5 milyar dolar Merkez Bankası rezervi vardı. O da şimdi hamdolsun 120 milyar dolar civarında dolaşıyor. Bir ara biz 136 milyar doları bulduk, yine bulacağız. Hiçbir şeye bakmaya gerek yok. Karaman'a bak bunu anla. Artık 15 sene öncesinin Karaman'ı var mı? Nereden nereye geldik."

Bazı çevrelerin milyarlarca liranın faiz lobileri yerine yatırım, proje ve eser olarak Karamanlılara sunulmasından rahatsızlık duyduğunu dile getiren Erdoğan, "Onlar rahatsız olsa da biz hizmet yolculuğumuza devam edeceğiz. Önümüzdeki 2019 seçimlerini de yeni bir rekorla kazanarak Türkiye'yi büyütmeyi, kardeşliğimizi güçlendirmeyi sürdüreceğiz. İl kongrelerimizde şimdiden 2019 seferinin hazırlıklarını yapıyoruz. Şimdiden kadrolarımızı güncelliyor, yeni isimlerle saflarımızı takviye ediyoruz. AK Parti Karaman İl Kongresi'nin bu açıdan yeni bir dirilişe, yeni bir şahlanışa vesile olmasını diliyorum" dedi.

''AFRİN'İ, MÜNBİÇ'İ, TEL ABYAD'I TERÖRİSTLERDEN TEMİZLEYECEĞİZ''

Daha sonra ise toplu açılış töreninde konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, özetle şu ifadeleri kullandı:

''Ülkemizin çevresinde yaşanan hadiselerin hiçbiri diğerinden bağımsız değildir. Suriye'de sergilenen insan ve medeniyet katliamı ile Kudüs'te kesintisiz şekilde süren zulümlerin, atılan provokatif adımların amacı aynıdır. Irak'ta, Yemen'de, Körfez Bölgesi'nde yaşanan krizler, hep aynı projenin ayakları mahiyetindedir.

Türkiye'nin de içinde bulunduğu bu kadim coğrafya, belli birtakım güçlerin yeniden tanzim etmeye çalıştığı senaryodur. Bölgedeki birtakım muhtelif yönetimler de bunlara destek veriyor. Terör örgütleri bu oyunun en acımasız, en kanlı, en ahlaksız araçlarıdır. Biz, bu oyunu gördük, deşifre ettik. Sadece bununla kalmadık, bu oyunu bozacak adımları birer birer atıyoruz.

Afrin'i teröristlerden temizleyeceğiz, Münbiç'i teröristlerden temizleyeceğiz, Tel Abyad'ı, Rasulayn'ı, Kamışlı'yı teröristlerden temizleyeceğiz, Şemdinli'den Yayla Dağı'na kadar tüm sınırlarımızı teröristlerden temizleyeceğiz. Sınırlarımızın dibinde terör yuvaları kurulmasına izin vermeyeceğiz."

Sayfa Yükleniyor...