Cumhurbaşkanı Erdoğan: DEAŞ da var, PKK da PYD de

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Ankara'da 102 kişinin hayatını kaybettiği terör saldırısının "kolektif bir terör eylemi" olduğunu söyledi ve "Burada DAEŞ de var, PKK da var, burada el Muhaberat da var, burada PYD terör örgütü de var" dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan: DEAŞ da var, PKK da PYD de

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, HAK- İŞ 13. Olağan Genel Kurulu ve 40. Kuruluş Yıldönümü etkinliklerine katıldı.

Burada bir konuşma yapan Erdoğan, Ankara'da 102 kişinin hayatını kaybettiği terör katliamına değindi.

Saldırının "kolektif bir terör eylemi" olduğunu söyleyen Erdoğan, "Kalkıyorlar 'Burayı DAEŞ yaptı, bilmem kim yaptı'. Bu tamamen kolektif bir terör eylemidir. Burada DAEŞ de var, PKK da var, burada el Muhaberat da var, burada Suriye'nin kuzeyindeki PYD terör örgütü de var. Hepsi beraber ortak olarak bu eylemi planlamışlardır" diye konuştu.

Diyarbakır'da Yenişehir Belediyesinin Hz. Muhammed'e hakaret karikatürünü kullanmasını da eleştiren Erdoğan, hukuki sürecin başlatıldığını söyledi ve şöyle devam etti:

"Bunu kimin yaptığı önemli değil. Burada mesele zihniyettir. Bir insan olarak, bir Müslüman olarak bu benim kanıma dokunuyor. Ben bu makamda, 'şuna oy verin, buna oy verin veya vermeyin' diyemem. Kime oy verdiğinize iyi bakın, düşünün. Ben Kürt kardeşimle her zaman gönül diliyle konuştum. Şimdi de diyorum ki teröre, teröriste, terör örgütlerine karşı cesur olun. En kutsal değerlerimize dahi pervasızca hakaret eden bu densizlerle aranıza cesaretle mesafeyi koyun."

Erdoğan'ın konuşmasından öne çıkan başlıklar şöyle:

"HAK-İŞ, 70'li, 80, 90'lı yılların zor zamanlarında sadece emek ve ücret mücadelesi değil, yeni güçlü Türkiye, özgür ve bağımsız Türkiye mücadelesi veren bir örgüt oldu.

Bizim neslimiz,  HAK-İŞ'in nasıl bir umut olduğunu eminim ki takdir edeceklerdir. 80 darbesinde değerlerimizin, kutsallarımızın silindir gibi çiğnendiği dönemden sapasağlam çıkabildiysek bunda HAK-İŞ'in payı vardır.

Geride bıraktığımız 40 yılda HAK-İŞ bir okul işlevi gördü. 2001'de partimizi kurarken HAK-İŞ'ten arkadaşlar yardımcı oldular. HAK-İŞ'ten yetişmiş çok sayıda arkadaşımızla birlikte çalıştık. Bu 40 yılda ismi öne çıkan tanınan mücadelenin bayraktarlığını yapan arkadaşlarımız oldu. Ama hak mücadelesinin ismi bilinmeyen on binlerce yüzbinlerce isimsiz kahraman üzerinden yürüdüğünü hepimiz biliyoruz. 

"28 ŞUBAT'TA NEREDEYDİNİZ?"

Bundan 40 yıl önce bir mevki bir makam elde etmek için kurmadılar. Bu ülkenin kadınlarının gençlerinin dertlerini kendilerine dert ettiler. Zulümlere direndiler, darbelere direndiler. 28 Şubat'ta 3'lü 5'li çetelere direndiler.

Tehditlere rağmen dik durdular ve hakkı söylediler. Acımasızca diktatör kavramını kullananlar var. Siz 28 Şubat'ta neredeydiniz? 12 Eylül'de neredeydiniz 12 Eylül'ün paşası cumhurbaşkanlığı yaparken bir kez olsun bu kelimeyi, bu kavramı kullanabildiniz mi? Gerçek diktatörlere bir kez olsun diktatör diyebildiniz mi Diyemezler, diyemediler. Çünkü bunlar cennetmekan Sultan Abdülhamit Han'a diktatör diyenlerin adeta neslidir, onların devamıdır.

Seçimle gelmiş cumhurbaşkanına bu tür sıfatlar kullanan kişiler iki yüzlüdürler. Bunlar hiçbir zaman milletve konuşmadılar. Bu iki yüzlü tavırlarını millete yutturamazlar. Bunlar başka yerlerde iş tutuyorlar. Uluslararası medya ile söylem birliğine girip burada algı operasyonu yapacaklar, onların kimlerle yürüdüklerini biz çok iyi biliyoruz. 

Ama biz milletle yürüdük, milletle yürümeye devam edeceğiz. Biz akşam olduğunda çevresine bakıp bize şu neyi demiş diye soranlardan değiliz. Biz akşam olduğunda bugün Allah için ülken için ne yaptın diye soranlardanız. Bu saldırılar karşısında geri adım atarsak şu 40 yıllık emeğe haksızlık ederiz. Biz elbette onların araçlarını kullanamayız. Onlar hergün yalan söyleyecek biz doğruyu savunacağız.

Onlar sırtlarını paralel yapılara dayayacaklar. Bir takım medya kuruluşlarına, silahlı terör örgütlerine dayayacaklar. Ama biz sırtımızı önce hakka sonra halka dayayacağız. Kapatma davalarını, Gezi olaylarını, 17-25 Aralık darbe girişimlerini aştık. 

"GELDİKLERİ GİBİ GİDECEKLER"

Tabanı ibadet olan kardeşlerime sesleniyorum. Sizin tavanınızdakiler, bu ülkede 'biz sırtımızı PKK'ya dayıyoruz' diyenlerle nasıl beraber olabiliyorsunuz. Kişi arkadaşının dinindendir. Biz bunu biliriz. Kimse tedirgin olmasın, 100 yıl boyunca Çanakkale'de nasıl geldikleri gibi gittilerse, bugün de yarın da geldikleri gibi gidecekler. Bu millet ağır başlı, vakurdur. Bu millet sabırlıdır. Ama bu aziz millet istiklali söz konusu olduğunda anlayana anladığı dilden konuşmasını bilir. 

ANKARA'DAKİ TERÖR SALDIRISI

Gar'ın önünde yaşanan olay, terörün nasıl kolektif uygulandığını gösteren bir olaydır. Kalkıyorlar 'Burayı DAEŞ yaptı, bilmem kim yaptı'. Bu tamamen kolektif bir terör eylemidir. Burada DAEŞ de var, PKK da var, burada el Muhaberat da var, burada Suriye'nin kuzeyindeki PYD terör örgütü de var. Hepsi beraber ortak olarak bu eylemi planlamışlardır.

"ÜLKENİN YANGIN YERİNE DÖNMESİNE İZİN VERMEYECEĞİZ"

Kimse kimseyi aldatmasın. Suruç'ta, Diyarbakır'da yaşananlar belli. Benim Kürt kardeşlerim bu oyunu iyi ayırt etmeli. Bunlar için insan canının kıymeti yoktur. Eylemden sonra bunu saray yaptı diyenlerin mantığını anlayın. Beraber çalışıyorlar, terör kan akıtacak onlar da terörü himaye edecekler. Onlar kendi rantlarını düşünüyor olabilir. Biz bu ülkenin yangın yerine dönmesine müsaade etmeyeceğiz. 

"AİLEME YAPILAN SALDIRILAR MİLLİ İRADEYE YÖNELİK"

Benim şahsıma aileme yönelik saldırılar aslında milli iradeye yöneliktir. Bunlar şahsımdan değil sizden rahatsızlar. Emekçiden rahatsızlar, emekçinin alın terinden rahatsızlar. Emekçinin ter kokusundan, işine başlarken bismillah diyen dilinden rahatsızlar. Bayrak sevdasından rahatsızlar. Kimsenin endişesi olmasın. Terör örgütlerinin, manşetlerin, paralel yapıların ülkeye istikamet çizmesine izin vermeyeceğiz. 

"BİR İNSAN OLARAK KANIMA DOKUNUYOR"

Diyarbakır'da bir belediye Peygamber efendimizi son derece ahlaksızca resmeden bir karikatürü duvarına astı. Hukuki bir süreç başlatıldı eminim ki gereken yapılacaktır. Diyarbakır, Mekke ve Medine'den sonra en çok sahabe kabrinin olduğu yerdir. Bu edepsizlik yapılmamalıydı ama Diyarbakır'da hiç yapılmamalıydı. Bunu kimin yaptığı önemli değil. Burada mesele zihniyettir. 

"KİME OY VERDİĞİNİZE İYİ BAKIN"

Bir insan olarak, bir Müslüman olarak bu benim kanıma dokunuyor. Ben bu makamda, 'şuna oy verin, buna oy verin veya vermeyin' diyemem. Kime oy verdiğinize iyi bakın, düşünün. Ben Kürt kardeşimle her zaman gönül diliyle konuştum. Şimdi de diyorum ki teröre, teröriste, terör örgütlerine karşı cesur olun. En kutsal değerlerimize dahi pervasızca hakaret eden bu densizlerle aranıza cesaretle mesafeyi koyun."

Sayfa Yükleniyor...