Cumhurbaşkanı Erdoğan: El Bab'dan sonra istikamet Mümbiç

Pakistan dönüşü uçakta gazetecilere açıklama yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "El Bab'dan sonra istikametin Mümbiç olacağını" söyledi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan: El Bab'dan sonra istikamet Mümbiç

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Pakistan ziyareti dönüşünde uçakta gazetecilerin gündemdeki konularla ilgili sorularını yanıtladı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’a soru soran gazetecilerden NTV Genel Yayın Yönetmeni Nermin Yurteri, cumhurbaşkanının yanıtlarını canlı yayında aktardı.

Suriye'de sürdürülen Fırat Kalkanı harekatıyla ilgili bir soruya yanıt veren Cumhurbaşkanı Erdoğan, El Bab'dan sonra hedefin Mümbiç olduğunu dile getirdi.

"RUSYA'DAN TALEP GELİRSE MÜCADELEYİ BİRLİKTE YÜRÜTEBİLİRİZ"

Talep etmesi durumunda operasyona Rusya Federasyonu'nun da katılabileceğini ifade eden Erdoğan, "El Bab’da temizlik harekatı sürüyor. El Bab’dan sonra sırada Mümbiç var. Eğer ABD başta olmak üzere koalisyon güçleriyle müşterek adımlar atabilirsek Rakka sürecini birlikte yürüteceğiz. Eğer Rusya’dan da talep gelmesi durumunda DEAŞ’e karşı mücadeleyi hep birlikte sürdürebiliriz" diye konuştu.

"TERÖR ÖRGÜTLERİYLE YAN YANA OLMAYIZ"

“ABD yönetimi PYD ve YPG’yle birlikte operasyon yapar mı? 'nin buna tavrı ne olur? Verilen silahlar Türkiye’ye karşı kullanılır mı?” sorusuna Erdoğan, şöyle yanıt verdi:

“ABD yeni yönetiminin Münbiç ve Rakka konusunda netleşmiş bir kararı bence yok. Henüz karar aşamasındalar. Terör örgütünün silahlı ve siyasi ayağını teşkil eden bu yapılanmalarla bizim yan yana olmamız, birlikte yürümemiz mümkün değildir. Rakka’da 2 bin 500 civarında DEAŞ’li olduğunu düşünüyoruz. ÖSO, Türkiye ve koalisyon güçleri bu iş halledebilir. YPG ve PYD derhal orayı terketmesi gerekiyor. Münbiç ve Rakka tamamiyle Araplarındır.”

Erdoğan, "TSK ve güvenlik güçleri kaynağında bu tehditleri vurma ve bertaraf etme konusunda oldukça başarılı çalışmalar yapıyor. Bu konuda neticede alıyoruz. Biz stratejimizi birilerinin memnuniyetine ya da memnuniyetsizliğine göre kurgulamıyoruz. Biz, yaptığımız iş doğru mu değil mi ona bakıyoruz" dedi.

"HEDEFİMİZ SURİYE TOPRAKLARINA YERLEŞMEK DEĞİL"

El Bab'da DAEŞ'e karşı yürütülen mücadelede başarılı olunmasının yansımaları da Cumhurbaşkanı Erdoğan'a soruldu.

Erdoğan, "Bizim hedefimiz Suriye topraklarına yerleşmek değil. Hedefimiz Türkiye’ye yönelik saldırı ve tehditleri durdurmak. İkinci hedefimiz mülteci akınını durdurmak. Terörden arındırılmış bölge, güvenli bölge, uçuşa yasak bölge ile riskler minimalize edilecek, güvenlik büyük ölçüde sağlanacak" diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın referandum sürecine ilişkin değerlendirmeleri de oldu. 

"MİLLETİMİZ DÜZENLEMEYİ ANLAMAYA BAŞLADI"

"AK Parti teşkilatlarında bir rehavet var mı, siz alanlara çıktığınızda 'evet' oyları yükselecek mi?" şeklindeki soruları yanıtlayan Cumhurbaşkanı, “Ben üzerime düşeni yapıyorum, yapmaya da devam edeceğim. Mitinglerim devam edecek" dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, kapalı spor salonlarındaki programların devam edeceğini ve televizyon programlarına katılarak neden “evet” denmesi gerektiğini tüm ayrıntılarıyla anlatacağı kaydetti.

"AK Parti'nin tüm teşkilatları da diri ve sahada" ifadesini kullanan Erdoğan, "Biz evet için çalışan bir heyetiz, bir grubuz. 18 maddelik anayasa değişikliğiyle ülke ne kazanacak, asıl anlatmak istediğimiz bu. Meydanlar da gördüğüm kadarıyla hareketleniyor. Demek ki millet bu düzenlemeyi artık anlamaya başladı" dedi.

CHP'NİN REFERANDUM SÜRECİNDEKİ TAVRI

CHP'nin referandum sürecindeki "pozitif" olarak nitelendirilen tavrı da Cumhurbaşkanı'na soruldu.

CHP'nin "pozitif" tavrını olumlu bulduğunu belirten Erdoğan, "Pozitif söylemler güzel şeyler. Ancak aslolan bu işe gönül verenlerin bu politikadan ne çıkaracağı... Sevgili Peygamberimizin bir sözü var; ameller niyetlere göre şekillenir. Yani sizin yaptığınız işte niyetiniz nedir, halk çok iyi bilir. Halk niyetleri çok iyi okur. Halk çok zekidir, hafıza kaydınızı ilmik ilmik dışarıya döker" ifadelerini kullandı.

Sürecin birlik ve dayanışma içerisinde tamamlanması gerektiğinin altını çizen Erdoğan, "Herkes birbirine saygı duymalı" dedi.

"HAYIR' OYUNUN GİDECEĞİ YER KANDİL'DİR"

"10 Ağustos'ta ben cumhurbaşkanı seçildiğimde 14 parti benim karşıma tek adayla çıktı. Onlar yüzde 36 oy aldı, biz yüzde 52 oy aldık" ifadesini kullanan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti:

"Mesela Kandil 'Oylarımız hayır' diyor, 'hayır verin' deyin diyor. Biz bunu vatandaşa anlatmak zorundayız. Bir defa kişi sevdikleriyle birlikte hareket eder. 35 bin kişinin ölümünden sorumlu bir terör örgütü 'hayır' diyorsa bizim de bu konuda vatandaşı bilgilendirme hakkımız var."

Erdoğan, "Hayır dersem, oyumun gideceği yer Kandil'dir. Güven ortamının ortadan kaybolması demektir hayır demek. Hayır demek çukur demektir" dedi.

Mardin'deki operasyonlarda güvenlik güçleri girdikleri evlerin altında tüneller bulduğunu tünellerin altında da bin 500 kişinin rahatça barınabileceği şehirler inşa edildiğini söyleyen Erdoğan, "Bunları biz vatandaşa anlatmayacak mıyız? Dolayısıyla terör örgütü, Kandil 'hayır' diyorsa ben bunu vatandaşa anlatırım, sonra da vatandaş kendi kararını kendisi verir. Bütün bunları halk bilmeli" şeklinde konuştu.

"EDEPSİZCE, AHLAKSIZCA BİR BAŞLIK"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Hürriyet gazetesinin tartışmalara neden olan "Karargah rahatsız" manşetine yönelik değerlendirmeleri de oldu.

28 Şubat süreci hatırlatılarak "Bu haberi duyunca ne hissettiniz?" sorusuna Erdoğan, "Ben bunu 28 Şubat'a benzetmek istemiyorum. Çünkü biz 28 Şubat iktidarı değiliz" yanıtını verdi.

Erdoğan, Külliye'nin ve Başbakanlığın bakışının 28 Şubat bakışı olmadığının da altını çizerek "Biz bu yola kefenimizi giyerek çıktık" değerlendirmesini yaptı.

Manşetlerle kimsenin kendilerini yönlendiremeyeceğini söyleyen Erdoğan, "Edepsizce, ahlaksızca bir başlık" ifadesini kullandı.

“KOMUTANLAR DAVA AÇMALI”

Haberin "7 iddia 7 cevap" başlığını da değerlendiren Erdoğan, bu iddiaları da teker teker yanıtladı.

"Genelkurmay Başkanı'nın benimle yurtdışı gezisine gelmesinden daha doğal ne olabilir?" diye soran Erdoğan, Genelkurmay Başkanı'nın Kardak'a gidişinin "turistik geziye" benzetilmesine "Bu benzetmeyi yapanlara bence Genelkurmay Başkanı, kuvvet komutanları dava açmalı. Nasıl siz bir Genlkurmay Başkanı'nı turist olarak gösterirsiniz?" şeklinde tepki gösterdi.

TSK’DAKİ BAŞÖRTÜSÜ İZNİ

TSK'ya başörtü izni getirilmesine de değinen Erdoğan, "Amerikan ordusunda, Batı'da, İngiltere'de pek çok ülkede başörtüsü var. Oralarda varken yüzde 99'u Müslüman olan Türkiye'de neden olmasın? Başörtülü de olsa eğer bir vatandaş oraya girmeye hak kazandıysa hakkı teslim edilmeli" diye konuştu.

Anayasa Mahkemesi ve Yargıtay dışında HSYK'da, Danıştay'da ve ilk derece mahkemelerinde başörtülü kadınların çalıştığını söyleyen Erdoğan, "Bundan neden rahatsız oluyorlar? Bunlara alışılacak. Ayrımcılık yapılmasın. İnanç ve düşünce özgürlüğünden bahsediliyorsa herkes bundan istifade etmeli" şeklinde konuştu.

Hasan Karakaya için taziye mesajı yayımlanmasına yönelik eleştirileri de çok yadırgadığını belirten Cumhurbaşkanı, Genelkurmay Başkanı'na madalya verilmesi konusunda ise "Madalyayı veren kendiliğinden vermiyor. Bir makam adına veriyor" değerlendirmesini yaptı.

Erdoğan, Org. Hulusi Akar'ın 15 Temmuz sanıklarından Şaban Dişli ile ortak arsa aldığına yönelik iddiaların ise Genelkurmay Başkanlığı'nda yalanlandığını hatırlattı.

Manşetle ilgili Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı'nca başlatılan soruşturmada "cunta" ifadesinin kullanılmasına Erdoğan, "Bizim Karadeniz'de iplik karmakarışık olunca hohol derler. Aynı onun gibi. Olaylar öyle bir hale geldi ki iyice birbirine girdi. Kim ne dediğinin farkında değil" dedi.

BATI’YA FETÖ ELEŞTİRİSİ

Batı'nın Fetullahçı Terör Örgütü'ne (FETÖ) sahip çıktığını kaydeden Erdoğan, "Bunu normal bir sahiplenme olarak değerlendirebilir miyiz? Hayır" diye konuştu.

"Üst akıl"ın burada da devrede olduğunu savunan Erdoğan, KHK'lar ve görevden almalarla ilgili Batı'dan yapılan eleştiriler için şunları söyledi:

"Size ne? Siz gidin Fransa ile uğraşın. Onlarla ilgilenin. Orada da OHAL ile düzenlemeler yapılıyor. Onlarla ilgili neden hiçbir şey söylemiyorsunuz? Türkiye'de bir darbe girişimi oldu. Külliye bombalandı, Meclis bombalandı, Genelkurmay Başkanlığı aynı şekilde... Sanki bunlar hiç yaşanmamış gibi kalkıp bizden hesap soruyorlar."

KHK ve ihraçlarla ilgili sürecin ne kadar devam edeceğine ilişkin ise Erdoğan, "Bunun sayısını onlar belirleyemez. Her şey durulana kadar, her şey yerli yerine oturana kadar bu süreç devam edecek. Devlet niye var? Devlet işte tam bunları düzene sokmak için var" diye konuştu.

“REJİM DEĞİŞTİRMİYORUZ”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "tek adamlık" ve "evet çıkarsa ülke bölünür" söylemlerine de tekrar tepki gösterdi.

Bu söylemlerin halkta bir karşılığının olmadığını dile getiren Erdoğan, şöyle devam etti: "Biz rejim falan değiştirmiyoruz. Sadece sistem değişikliğine gidiyoruz. Geçmişte Cumhuriyet Halk Partisi böyle bir zihniyet içerisindeydi. Bir patinaj yapan sistem var ve bizim amacımız bu patinaj yapan sistemi değiştirmek. Eğer Meclis'te 339 el bunun için kalktıysa buna saygı duymak lazım. Millet bu değişiklik için yüzde 50 artı bir oy verirse bu iş bitmiştir. Bunun tek adamlıkla falan hiçbir ilgisi yok. Biz tek adamlığı CHP zihniyetinde gördük. İl başkanları valiydi hatta bunlar 'egemenlik CHP eliyle kullanılır' ifadesini bile kullanıyorlardı. Menderes'i bile ipe götürdüler."

SEÇİLME YAŞININ 18'E İNDİRİLMESİ

Seçilme yaşının 18'e indirilmesiyle ilgili de Erdoğan, "Seçme hakkı olan 18 yaşındakilerin, seçilme haklarının da olması lazım. Bu yeni bir ufuk getirecektir. Gençler için çok olumlu sonuçlar verecektir" diye konuştu.

"DÖVİZDEKİ DÜŞÜŞ SÜRECEKTİR"

Ekonominin bundan sonraki sürecine ilişkin genel bir değerledirme yapan Erdoğan, "Kurdaki düşüş başladı, devam edeceği kanaatindeyim" dedi.

İşverenlerin istihdam konusunda verdiği sözlerinin takipçisi olacağını belirten Erdoğan, mevsimsel işsizliğin yaz dönemiyle birlikte azalacağının da altını çizdi.

Sayfa Yükleniyor...