Cumhurbaşkanı Erdoğan: İran yaptırımlarını doğru bulmuyoruz

Cumhurbaşkanı Erdoğan, İran'a yaptırımları doğru bulmadıklarını belirterek, "Çünkü bize göre bu yaptırımlar dünyanın dengesini bozmaya yönelik yaptırımlardır" dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan: İran yaptırımlarını doğru bulmuyoruz

Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, partisinin TBMM Grup Toplantısı'ndaki konuşmasına, kendisini dinleyenleri selamlayarak başladı.

Grup toplantılarının AK Parti ve için hayırlara vesile olması dileğinde bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan, geçen Cumartesi günü önemli bir yıl dönümünü, 3 Kasım itibarıyla 2002 seçimleriyle başlayan AK Parti iktidarının 16'ncı yılını geride bırakarak, 17'nci yılına girildiğini hatırlattı.

Bugün geriye doğru bakıp, 16 yılda yaşananların bir film şeridi gibi göz önünden geçirildiğinde, ortaya çıkan manzaranın tarihi bir değişime işaret ettiğini anlatan Erdoğan, "Bu dönemin en önemli özelliği, milli iradenin, demokrasinin, milletin kararına saygının tam hakimiyetinin tesis edilmiş olduğudur" dedi.

Milletin her seçimde tercihini AK Parti'den yana koyarak 'yi büyütme, güçlendirme, muasır medeniyet seviyesinin üzerine çıkarma hedeflerine destek verdiğini vurgulayan Erdoğan, sadece seçim tarihlerine ve aldıkları oy oranlarına göz atıldığında bile bu gerçeğin görülebileceğini kaydetti.

Erdoğan, 3 Kasım 2002 Milletvekili Genel Seçimleri'nde yüzde 34'ün üzerinde oy alarak, büyük bir güç elde ettiklerini anımsatarak, 28 Mart 2004 Mahalli İdareler Seçimleri'nde büyükşehir belediye başkanlıklarında yüzde 46, 22 Temmuz 2007 Milletvekili Genel Seçimleri'nde de yüzde 46,6 oy oranına ulaştıklarını aktardı.

Anayasa Değişikliği Halk Oylaması'nın yapıldığı 21 Ekim 2007'de yüzde 69'luk bir "evet"le başarılı çıktıklarına değinen Erdoğan, 29 Mart 2009 belediye başkanlığı seçimini büyükşehir belediye başkanlıklarında yüzde 42,2 oy oranıyla neticelendirdiklerini, 12 Eylül 2010 Anayasa Değişikliği Halk Oylaması'nda yüzde 57,8'lik "evet" oranı ile başarılı bir netice elde ettiklerini belirtti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 12 Haziran 2011 Milletvekili Genel Seçimleri'nde yüzde 49,8 oy oranıyla tarihi bir rekor kırdıklarına işaret ederek, şöyle konuştu:

"30 Mart 2014 belediye başkanlığı seçimini yine büyükşehir belediye başkanlıklarında yüzde 45,5 oy oranıyla geride bıraktık. Ülkemizde ilk defa doğrudan halkın oylarıyla gerçekleştirilen 10 Ağustos 2014 Cumhurbaşkanı seçimini yüzde 51,8 oy oranıyla biz kazandık. 7 Haziran 2015 milletvekili genel seçimlerini de yüzde 40,9 oy oranıyla, yine birinci parti olarak kapattık. Meclis'te Hükümet kurulamaması üzerine 1 Kasım 2015 tarihinde tekrarlanan seçimlerde, oy oranımızı yüzde 49,5 seviyesine yükselttik. 16 Nisan 2017 Anayasa Değişikliği Halk Oylaması'nda yüzde 51,4 'evet' oranıyla Türkiye tarihinin en önemli yönetim reformunu hayata geçirdik. Yeni yönetim sisteminin ilk uygulaması olan 24 Haziran 2018 Cumhurbaşkanı seçiminden yüzde 52,6 oy oranıyla yine alnımızın akıyla çıktık."

"DÖRT TEMEL SÜTUN ÜZERİNDE YÜKSELTME SÖZÜ VERDİK"

Erdoğan, 24 Haziran 2018 Milletvekili Genel Seçimleri'ni de yüzde 42,6 oy oranıyla tamamladıklarını hatırlatarak, "Görüldüğü gibi 16 yılda, 14 seçimde milletimizin karşısına çıktık ve hamdolsun her defasında 'durmak yok yola devam' mesajı aldık" dedi.

Türkiye'ye ve millete kazandırdıkları hizmetlerin kısa bir özeti yapıldığında, bu teveccühün boşa olmadığının daha iyi görüldüğüne işaret eden Erdoğan, AK Parti olarak 3 Kasım 2002 seçimlerinin ardından, "Bismillah" deyip kolları sıvarken, Türkiye'yi dört temel sütun üzerinde yükseltme sözü verdiklerini anımsattı.

Bunların eğitim, sağlık, adalet ve emniyet olduğunu belirten Erdoğan, bu dört alanda yaptıklarını anlattı.

Eğitim davasının, Türkiye'nin ve milletin asırlardır tartıştığı, konuştuğu, üzerinde durduğu ama bir türlü istediği neticeyi alamadığı bir melese olduğuna vurgu yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Biz, öncelikle eğitimin altyapısıyla ilgili eksikleri, mazeretleri, talepleri ortadan kaldırmaya yönelik bir hamle başlattık. Eğitime ayrılan kamu kaynağını üniversiteler dahil 10 milyar liradan bu yıl itibarıyla 120,2 milyar liraya çıkartarak bütçede ilk sıraya yükselttik. 12 kat artırdık. Derslik sayısını 288 bin ilaveyle 575 bine, öğretmen sayısını 607 bin ilaveyle 920 bine çıkartarak bu alandaki sorunları büyük ölçüde çözdük. Öyle palavra yok. Çıkıyor atıyor, işte 'Öğretmenler açıkta, sınıflar boş.' dünyadan haberi yok. Millet bu gerçekleri görüyor."

"70-75 KİŞİLİK SINIFLARDA OKUDUK"

Sadece bu yıl 166 milyon ders kitabını öğrencilere ücretsiz dağıttıklarını anlatan Erdoğan, üniversite sayısını 130 ilaveyle 206'ya, akademik personel sayısını 82 bin ilaveyle 158 bine çıkardıklarını bildirdi.

"Kardeşlerim, aziz milletim ben sizlere gerçekleri anlatıyorum. Sizlere havadan sudan konuşmuyorum" diyen Erdoğan, konuşmasına şu sözlerle devam etti:

"Öğrencilik yıllarımızda 70-75 kişilik sınıflarda biz okuduk ama ülkemin genelinde 100 kişilik sınıfların olduğunu da iyi biliyorum. Bunlar, CHP'nin, diğerlerinin iktidarlarının olduğu dönemlerdi. Bunlardan böyle bir mirası devraldık ama hamdolsun bizim şimdi ortalamamız 30 civarında. Buralara kadar bunu indirdik. Öğretmenlerimizin sayısını artırdık. Biz kitap alamıyorduk, teksir kağıtlarıyla okuduk. Ve bu genç nesil teksir nedir onu da bilmez zaten. Ve abilerimizden teksir kağıtlarını satın almak istediğimiz zaman, abilerimiz bize teksir kağıtlarını da satmazlardı. Yani o saman kağıdından mürekkebin adeta her tarafını boyadığı o kağıtlar... Şöyle bir makinada çevrilir, oradan bunlar çıkarılır, çoğaltılırdı ama genç kuşak bunu bilmiyor. Dolayısıyla biz kuşe kağıtta, birinci hamur kağıtta ders kitaplarını sıraların üzerine koyduk, ücretsiz olarak öğrencilerimize bunları dağıttık. Bu bir iane değildi, bu bir lütuf değildi, bu sadece bizim milletimizin emanetini sahibine teslim etmekti."

Erdoğan, eğitimde Iğdır'da, Kars'ta, Ağrı'da, Muş'ta, Hakkari'deki öğrencilerin artık okumak için Ankara, İstanbul gibi illere gelmek zorunda kalmadığını, üniversitelerin buralardaki öğrencilerin ayağına götürüldüğünü belirtti.

"Oxford'u Hakkari'ye getirdiniz de okumadık mı?" sözünü anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu bölgelerde de üniversiteler açıldığını, üniversite sayısının 75-76'dan 206'ya çıkarıldığını ifade etti.

Erdoğan, bu çalışmalarla hem eğitim-öğretimin maliyetini düşürdüklerini hem de fiziki imkanların sağlandığını vurgulayarak, "Biz bunu sağladık, okumayı da siz başaracaksınız. Böylece üniversiteli öğrencilerimizin sayısını 1 milyon 650 binden 7 milyon 600 bine ulaştırarak neredeyse her bir evladımız için bu eğitim kapısının açık kalmasını sağladık" diye konuştu.

Almanya seyahatine değinen Erdoğan, bu ülkenin nüfusunun 82 milyon civarında olduğuna ve üniversitelerde enstitülerle beraber 3 milyon üniversiteli öğrencinin bulunduğuna işaret ederek, "Nitelik olarak onların seviyesinde şu anda olmayabiliriz ama 5,10 yıl sonra Allah'ın izniyle biz o seviyeyi de yakalayacağız ve aşacağız. Buna da inanıyorum" dedi.

"İSTER BURSA MÜRACAAT ET İSTER KREDİYE AMA ET"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Yükseköğrenim öğrencilerimizin kredi burs rakamı geldiğimizde ne veriliyordu, 45 lira. Şimdi 1 Ocak'tan itibaren bu rakam 500 lira. Ya kredi ya burs, her müracaat edene bu verilecek" ifadesini kullandı.

Bazı öğrencilerin burs almak konusunda ısrarcı olduğunu anlatan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Evladım illa da burs yok, sen krediye de müracaat etsen şunu bilesin ki faiz uygulaması yok, size en düşük taksitlerle ve sigortalı olarak işe girdiğin anda bunu devlet senden tahsil edecek. İster bursa müracaat et ister krediye ama et. İnanın Bay Kemal'e bunları sorun bilmez, haberi yoktur. Ne oluyor, ne gidiyor bu ülkede, haberi yoktur."

Yurt yatak kapasitesini de 182 binden 664 bine yükselttiklerini, katsayı, okul katkı puanı gibi engelleri ortadan kaldırarak her öğrencinin adaletli bir şekilde, eşit şartlar altında yükseköğrenime geçişini temin ettiklerini aktaran Erdoğan, zorunlu eğitimi 12 yıla çıkartırken, 4+4+4 sistemiyle de meslek liseleri ve imam hatip okullarında yapılan haksızlığa son verdiklerini vurguladı.

Erdoğan, "FATİH Projesi kapsamında yaklaşık 1,5 milyon öğretmenimize ve öğrencimize tablet bilgisayar dağıttık. 432 bin sınıfımıza etkileşimli tahta kurduk. Ortaokuldan itibaren Kuran-ı Kerim, Siyer-i Nebi, Arapça gibi dersleri seçmeli bir şekilde öğrencilerimizin istifadesine sunduk. Yeni dönemde enerjimizi kalitenin yükseltilmesine teksif ederek, evlatlarımızın zihniyle birlikte gönüllerini doyuracak bir talim terbiye sistemini kurmanın çabası içinde olacağız" dedi.

"ÜLKEMİZDE GENEL SAĞLIK SİGORTASI ŞEMSİYESİNİN DIŞINDA KALAN KİMSE YOKTUR"

Sağlık alanında yürütülen çalışmalara da değinen Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu alanın Türkiye'de en büyük reformların gerçekleştirildiği alanın başında geldiğini bildirdi.

Erdoğan, eski Türkiye'nin hastanelerinde, sağlık ocaklarında, eczanelerinde yaşanan utanç verici görüntülerin orta yaş üzeri vatandaşlar tarafından çok iyi hatırlanacağını belirterek, "Bunlar, bu Bay Kemal'in genel müdürlüğü döneminde ölülerimizi bile rehin aldılar, SSK'nın genel müdürüydü" diye konuştu.

Bu esnada salonda "Ağrı seninle gurur duyuyor" şeklinde tezahüratta bulunan gençlere "31 Mart'ta Ağrı'da belediye başkanlığını AK Parti'ye teslim etmeye var mısınız?" diye soran Erdoğan, bunu başaracaklarına işaret etti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, sağlık sistemini baştan sona değiştirdiklerini vurgulayarak, şunları söyledi:

"Bugün ülkemizde genel sağlık sigortası şemsiyesinin dışında kalan kimse yoktur. Hastane yatak kapasitemizi 136 bin ilaveyle 240 bine, sağlık çalışanı sayımızı 550 bin ilaveyle 928 bine ve böylece doktor sayımızı da 94 ilaveyle 231 bine çıkardık. Sağlık birimlerimizi tomografisinden MR'ına, diyalizinden röntgenine kadar en modern cihazlarla donattık. Ambulans sayımız 618'di, şu Türkiye'de 618 çürümüş ambulans. Biz bunu 5 bine çıkardık."

Artık ambulans helikopterlerin, uçakların hizmet verdiğine değinen Erdoğan, "Daha önce Bay Kemal genel müdürken bu ülkede ambulans yok muydu, minibüs ambulanslar filan yok muydu? Niye bu çürük, içinde herhangi bir tedavi imkanı olmayan ambulanslara mahkum ettiler?" ifadelerini kullandı.

Geçmişte bir seçim çalışmasına giderken Bolu Dağı'nda arkadaşlarıyla beraber trafik kazası geçirdiğini anlatan Erdoğan, eski Gençlik ve Spor Bakanı Osman Aşkın Bak'ın o olay esnasında elinde serum şişelerini taşıdığını, hastanede durumlarına bakılmaksızın kendilerine "sigortalı mısın, emekli misin" diye sorulduğunu anımsattı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "İşte Bay Kemal'in genel müdürlüğü buydu. Biz damdan düştük Bay Kemal. Ama şu anda hamdolsun sağlıkta kimsenin kalkıp da kapıdan çevirme hakkı yoktur. Herkesi alacaklar, müdahaleyi yapacaklar ve ondan sonra da gereği yoluna koyulmak suretiyle yürüyecek. Kaldı ki biz artık çeşitlendirdik, sadece 'emekli-sigortalı' yok. Artık vakıf, özel hastaneler de anlaşmalıysa bu hizmeti verebiliyor" bilgisini paylaştı.

Erdoğan, 112 Acil Sağlık İstasyonu sayısının da 481'den 2 bin 668'e yükselterek, ihtiyaç anında her vatandaşa ulaşılabilmesini sağladıklarını bildirdi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, sağlık alanında çığır açtıklarını ifade etti.

Sağlık alanındaki yatırımları anlatan Erdoğan, Yozgat, Isparta, Mersin, Adana, Kayseri, Elazığ şehir hastanelerinin hizmete sunulduğunu bildirdi.

Yakında Ankara Bilkent, Eskişehir ve Manisa şehir hastanelerinin de hizmete alınacağını bildiren Erdoğan, toplamda 44 bin 400 yatağa ulaşacak şehir hastanelerinde, vatandaşların sağlık hizmetlerinde bir üst sınıfa taşınacağını vurguladı.

Erdoğan, "Halk içinde muteber bir nesne yok devlet gibi. Olmaya devlet cihanda bir nefes sıhhat gibi" sözünü hatırlattı.

Adalet hizmetlerinin kalitesinin ve güven düzeyinin, halkın devletine bağlılığının temel kriterlerinden biri olduğuna işaret eden Erdoğan, geçmişte darbecilerin, vesayet güçlerinin altında en çok ezilen, zarar gören kurumların başında adalet sisteminin geldiğini söyledi.

Erdoğan, adalet teşkilatının vatandaşa en iyi hizmeti verebilmesini temin etmek için düzenlemeler hayata geçirdiklerini anlatarak, temel kanunların ihtiyaçlara uygun şekilde baştan sona yenilendiğini aktardı.

Adalet teşkilatının toplam personel sayısının 61 binden 139 bine çıkartıldığını, sistemin insan kaynağının zenginleştirildiğine dikkati çeken Erdoğan, yüksek yargının kapasitesinin genişletildiğini hatırlattı.

İstinaf mahkemelerini hayata geçirerek, UYAP sistemini modernleştirerek davaların sonuçlanma süreçlerinin hızlandırıldığını kaydeden Erdoğan, 245 adalet sarayı inşa edilerek yargı mensuplarının çalışma mekanlarını yapılan işin önemine uygun hale getirdiklerinin altını çizdi.

"HEPSİNİ TEPELEDİK, TEPELİYORUZ"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Anayasa Mahkemesi'ne bireysel başvuru hakkıyla, arabuluculuk sistemiyle, ihtisaslaşmayla, insan hakları ve kişisel verilerin korunması yollarıya vatadaşlarımıza ilave hak arama yolları açtık" ifadesini kullandı.

Emniyet konusunun öncelikler arasında yer almaya devam ettiğini anımsatan Erdoğan, şunları söyledi:

"Türkiye, terör örgütleriyle, çetelerle, uyuşturucu tüccarlarıyla, asayişi bozmaya yönelik her türlü eylemle mücadelede tarihinin en başarılı neticelerini bizim dönemimizde almıştır. Terör örgütlerine sınırlarımız dahilinde ve haricinde vurulan darbeler sayesinde milletimiz huzur içinde hayatını sürdürebilmektedir. PKK'dan DEAŞ'a, FETÖ'den DHKP-C'ye kadar karanlık güçlerin beslediği, büyüttüğü, üzerimize saldırdığı ne kadar örgüt varsa hepsini tepeledik, tepeliyoruz, tepeleyeceğiz. Sadece 2016 Temmuz ayından bu yana yapılan operasyonlarda yurt içinde 761, Kuzey Irak'ta bin 92, Fırat Kalkanı Harekatı'nda 3 bin, Zeytin Dalı Harekatı'nda 4 bin 500'ün üzerinde teröristi etkisiz hale getirdik."

FETÖ ihanet çetesi mensuplarından 15 bine yakınının tutuklu, 17 bine yakınının hükümlü olarak demir parmaklıklar ardında cezalarını çektiğini ifade eden Erdoğan, "DEAŞ ile irtibatlı 2 bin kişi tutukluyken, 7 bin kişi sınır dışı edilmiş, 70 bine yakın kişiye ülkemize giriş yasağı konmuştur" diye konuştu.

Suriye'den gelen 3,5 milyon kişiye ev sahipliği yapıldığını belirten Erdoğan, bu yıl yasa dışı bir şekilde Türkiye'ye giren 200 binin üzerinde kişinin de sınır dışı edildiğini bildirdi.

Organize suç örgütlerine karşı yürütülen mücadelede yaklaşık 33 bin kişinin yakalandığına işaret eden Erdoğan, uyuşturucu tüccarları ve satıcılarına göz açtırılmadığını, son 16 yılda 87 bin şüphelinin yakalandığını, 30 bin kişinin ise tutuklandığını anlattı.

Şehirlerin güvenli hale getirilmesi amacıyla yaklaşık 76 bin kameranın devreye alındığını kaydeden Erdoğan, plaka tanıma sistemi, kiralık araç bildirimi, kayıp alarmı gibi ilave tedbirlerin devreye sokulduğunu dile getirdi.

"YÜZLERCE DEV ESERİ ÜLKEMİZE BİZ KAZANDIRDIK"

AK Parti'nin en başarılı hizmet alanlarından birinin ulaştırma olduğuna işaret eden Erdoğan, bugüne kadar bölünmüş yol uzunluğunu 20 bin kilometre ilaveyle 26 bin 107 kilometreye, otoyol uzunluğunu 943 kilometre ilaveyle 2 bin 657 kilometreye çıkardıklarını aktardı.

Kara yolları üzerindeki tünel sayısını 265 ilaveyle 348'e yükselttiklerine vurgu yapan Erdoğan, aralarında Marmaray, Osmangazi, Yavuz Sultan Selim Köprüsünün bulunduğu yatırımları hayata geçirdiklerini hatırlattı.

"Yüzlerce dev eseri ülkemize biz kazandırdık" diyen Erdoğan, demir yollarının yüksek hızlı ve hızlı tren hatlarıyla donatmaya başladıklarını bildirdi.

Ankara, İstanbul, Konya, Eskişehir hızlı tren hatlarının hizmet verdiğini anımsatan Erdoğan, birkaç yıla kadar Bursa, Yozgat, Sivas, Erzincan, Karaman, Kayseri, Mersin, Osmaniye, Gaziantep hatlarının da devreye alınacağını söyledi.

"KISKANSAN DA ÇALIŞACAĞIZ"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, çok sayıda hızlı tren hattıyla ilgili de etüt ve proje hazırlıklarının sürdüğünü bilgisini verdi.

Tren yollarının yenilendiğini ifade eden Erdoğan, hava yollarında katedilen mesafenin iftihar vesilesi hizmetler arasında yer aldığını söyledi.

Recep Tayyip Erdoğan, havalimanı sayısının 30 ilaveyle 56'ya çıkartıldığını belirterek, sözlerine şöyle devam etti:

"Evinden çıkıyorsun, yarım saatte, bilemedin 45 dakikada havalimanındasın. Bu, medeni bir dünyanın yaşanmasıdır, modern bir toplum olmanın ileri adımlarıdır. Bizden önce gelen CHP zihniyeti ve diğerleri siz ne yaptınız? Yurt dışı uçuş noktalarımızın sayısı 60'tı. Şimdi ne oldu 316 ve dünyada bir numarayız. Yani yurt dışı destinasyonlarda Türkiye, bir numara. Büyük gövdeli uçak sayımızı 162'den 506'ya, uçak kargo kapasitemizi 303 tondan bin 866 tona, sektörün cirosunu 2,2 milyar dolardan 25 milyar dolara yükselttik. Bay Kemal, çalışıyoruz, üretiyoruz. Daha çok çalışacağız. Kıskansan da patlasan da çalışacağız. "

Erdoğan, ilk etabının resmi açılışı Cumhuriyet Bayramı'nda yapılan yılda 90 milyon yolcu kapasiteli İstanbul Havalimanı sayesinde, bu sektördeki güç ve kapasitenin çok daha yüksek bir seviyeye çıkarıldığını belirtti.

"Beyefendi, ne diyor? 'Cumhuriyet Bayramı kutlamaları, resepsiyonu Ankara'da yapılır, Ankara dışında yapılmaz' diyor. Sen bizim, nice, birçok kutlamamıza katılmadın. Sen, çıktın Tandoğan'da yürüdün, Kızılay'da yürüdün, asıl devletin icrai faaliyet ettiği bu tür kutlamalara katılmadın. Niye? Senin hayatın zaten bu tür meşru olmayan, resmi olmayan yollarla geçti. Devlet nedir, devlet adamı olmak nedir, sen bunları unuttun, bunları yapamıyorsun." diyen Erdoğan, açılış yapıldığı gün salondaki 10 bine yakın vatandaşla kutlama yapıldığına dikkati çekti.

Erdoğan, "O, 29 Ekim Cumhuriyet kutlamasına bir hediyemiz oldu. Neydi o? İstanbul Havalimanı. Bundan daha güzel ne olabilir ama işte sen o güzelliği, heyecanı, coşkuyu taşımaktan, yaşamaktan mahrum oldun. Nasibin yok, nasibin..." diye konuştu.

Denizcilikte, tersane sayısının 41 ilaveyle 78'e, limanların yük kapasitesinin 281 milyon ton ilaveyle 471 milyon tona, konteyner elleçleme kapasitesinin 18,8 milyon ilaveyle 21,8 milyon TEU'ya, yat bağlama kapasitesinin ise 10 bin ilaveyle 18 bin 500 ulaştırıldığını belirten Erdoğan, inşası süren Kilyos Limanı ile projeleri tamamlanmak üzere olan Çandarlı ve Mersin limanlarıyla deniz ticaretindeki gücün daha da artırılacağını bildirdi.

Ekonomide gerçekleştirilen hamlelerle kişi başına düşen milli gelirin 3 bin 500 dolardan 11 bin dolara yükseltildiğini anımsatan Erdoğan, Türkiye’nin dünyada milli gelir sıralamasında 17'inci, satın alma paritesinde ise 13'üncü sırada yer aldığını söyledi.

İhracatın ekim ayı itibarıyla yıllık 167 milyar dolara yaklaştığına işaret eden Erdoğan, yıllık otomobil satışının 91 binden 723 bine, buzdolabı satışının 1 milyondan 3 milyona, çamaşır makinesi satışının 824 binden 2,5 milyona, bulaşık makinesi satışının 282 binden 1,8 milyona, fırın satışlarının ise 339 binden 1 milyona yükseldiğini anlattı.

"ARTIK HAYVAN İTHALİNE DE İHTİYACIMIZ OLMAYACAK”

Çalışanların sayısının 19,6 milyondan 28,8 milyona çıktığına değinen Erdoğan, şunları kaydetti:

"16 yılda, 9,2 milyon yeni istihdam ortaya çıkmış oluyor. İşçisinden emeklisine, engellisinden yaşlısına kadar tüm kesimlerin gelirlerinde yüzde binlere, 2 binlere varan artışlar sağladık. Kamu borç stokunun milli gelire oranını yüzde 60'tan son dönemdeki tüm olumsuzluklara rağmen yüzde 9'a düşürmeyi başardık. IMF’ye geldiğimiz zaman 23,5 milyar dolar borcumuz vardı. 2013’te ne yaptık? Bunu sıfırladık. Şimdi IMF'ye borcumuz var mı? Yok. Bay Kemal bunlar bize sizlerden geldi. Sıfırladık. Tarıma verdiğimiz destek ödemelerini yıllık 1,9 milyar liradan 15 milyar liraya çıkardık. Böylece, genel bitkisel üretimi yıllık 98 milyon tondan 115 milyon tona yükseltmeyi başardık. Özellikle katma değeri yüksek ürünlerde bu artış oranı yüzde 40'ı buldu. Büyükbaş hayvan varlığımız 9,9 milyon adetten 16 milyon adedin üzerine, küçükbaş hayvan varlığımız ise 32 milyon adetten 44 milyon adedin üzerine çıktı. İnşallah kısa bir zamanda artık hayvan ithaline de ihtiyacımız olmayacak. Bütün bunlara rağmen, halen ülkemizde et fiyatlarının yüksek seyretmesinin genel refah seviyemizin artması sebebiyle talepte yaşanan yükselişle ilgili olduğunu düşünüyorum. Ama şunu da söylüyorum, biz bu fiyatları bir defa şöyle rantabl seviyeye düşürmek için gerekirse cari açığı bile düşünmeden ithale gider ve piyasayı biz balans ederiz. Çünkü vatandaşımıza ucuz et, kıyma, kuşbaşı yedirmekte kararlıyız. Zaman zaman da bunu yapıyoruz. İnşallah bu meseleyi de yeni dönemde kalıcı bir şekilde çözeceğiz."

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye'nin orman varlığını 1,5 milyon hektar artırarak bu konuda dünyadaki nadir ülkeler arasına girdiğini ifade ederek, barajların sayısının 276'dan 538'e, hidroelektirik santrallerin sayısının 105'ten 533'e, içme suyu tesislerinin sayısını 31'den 210'a çıkarıldığını söyledi. Erdoğan, ülkenin iftihar projesi olan GAP'ın özel bir eylem planı ile bitme aşamasına getirildiğini, Ilusu ve Silvan barajlarının tamamlanmasıyla GAP Projesi'nin zirveye ulaşacağını bildirdi.

"SAVUNMA SANAYİSİ ATILIMLARI KESİNTİSİZ DEVAM EDİYOR"

Savunma sanayinde, destek programlarının hayata geçirildiğini ve KOBİ'lere, araştırma, geliştirme ve tasarım merkezlerine, TEKNOPARK'lara, organize sanayi bölgelerine özel önem verildiğini ifade eden Erdoğan, "Savunma sanayi AK Parti döneminde, en büyük ilerlemeyi sağladığımız stratejik alanların başında geliyor. Türkiye'nin bölgesinde ve dünyada büyük mücadeleler verdiği süreçte, savunma sanayisindeki yerlilik oranı yüzde 20'den yüzde 65'e çıkarmış olmamızın çok hayati katkılarını gördük. Helikopterlerden zırhlı araçlara, insansız hava araçlarından uçaklara, gemiler ve denizaltılardan uydulara, füzelerden elektronik haberleşme sistemlerine kadar her alanda savunma sanayimizin atılımları kesintisiz devam ediyor" dedi.

Erdoğan, kalkınmanın temel unsuru olan enerjide, kurulu gücü yaklaşık 32 bin megavattan 87 bin megevata yükselttiklerini dile getirerek, bunun bir devrim olduğunu bildirdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu kapasitenin 49 bin megevatına yakınının da yerli kaynaklarla ortaya çıkmasını sağladıklarını belirtti.

Türkiye'nin tüm şehirlerinin doğalgazın konforundan ve temizliğinden yararlanabilmesini sağladıklarını, nüfusun yüzde 80'inin doğalgaz kullanabilir hale geldiğini kaydetti.

Erdoğan, toplu konutta inşa ettikleri 837 bin konut ile şehirlerin çehresini değiştirdiklerini vurgulayarak, "İmar barışı ile devletimiz ile vatandaşlarımız arasında ihtilaf konusu olan, idareyi de yargıyı da uzun yıllar meşgul eden sorunlara köklü bir çözüm getiriyoruz" dedi.

Sosyal yardımları, Türkiye'nin zenginliğini tüm kesimlere yayma aracı olarak gördüklerini ifade eden Erdoğan, kimsesiz çocuktan yaşlısına, kadınından engellisine, genç kızından madde bağımlısına, terör mağdurlarından Romanlara kadar toplumun her kesimini kucaklayan bir sosyal yardım politikasını uyguladıklarını anlattı. Erdoğan, bu anlayışla iktidara geldiklerinde yılda 2 milyar lira olan sosyal yardım ödemelerini, bu yıl itibariyle 38 milyar liraya çıkardıklarını bildirdi.

"YURT DIŞI TEMSİLCİLİKLERİMİZİN SAYISINI 163'TEN 240'A ÇIKARDIK"

Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Yurt dışı hizmetlerimizde, özellikle Dışişleri Bakanlığımız yanında, TİKA, Yurtdışı Türler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı, Yunus Emre Enstitüsü, Maarif Vakfı gibi kurumlarımız aracılığıyla çok ileri bir noktaya taşıdık. Yurt dışı temsilciliklerimizin sayısını 163'ten 240'a, büyükelçiliklerimizin sayısını 93'ten 140'a çıkardık. Ülkemizin en önemli yurt dışı kalkınma kuruluşu olan TİKA'nın ofislerinin sayısını 12'den 61'e yükselterek, 170 ülkeyi kapsayan bir faaliyet genişliğine ulaştık. Bugün TİKA, yılda yürüttüğü 2 bin projeyle kendi alanında tüm dünyaya örnek olan başarı hikayeleri yazıyor.

Ülkemizde burslu olarak eğitim gören öğrenci sayısı şu anda 17 bini buldu. Yabancı öğrencileri söylüyorum. Her yıl 5 bin kişilik kontenjanla açılan Türkiye burslarına yapılan başvuru sayısı 10 binden 132 binin üzerine çıktı. Maarif Vakfımız 32 ülkedeki 165 okuluyla Türkiye'nin dünyadaki eğitim gücü olarak her yıl büyüyerek yoluna devam ediyor. Yunus Emre Enstitümüz dünya genelinde faaliyet gösteren 54 merkezi ile medeniyetimizi, tarihimizi ve kültürümüzü tüm dünyada tanıtıyor. "

"İNSAN SİYASET ARENASINA ÇIKTIĞINDA..."

Erdoğan, millete verdikleri tüm sözleri yerine getirmek için gece, gündüz çalıştıklarını belirterek, bu icraatları yaparken Türkiye'deki siyaset anlayışının Türkiye'nin geldiği seviyeyle çok da orantılı bir gelişme gösteremediğini vurguladı. CHP'yi eleştiren Erdoğan, "Ana muhalefet partisinin gerçekten çapsız, kalitesiz, kifayetsiz, içi de altı da boş siyaset tarzı ülkemizin en büyük handikabıdır. Halbuki insan siyaset arenasına çıktığında en büyük alternatifi olarak şöyle az çok ele gelecek, mücadele etmesi tat ve heyecan verecek bir rakip görmek istiyor" diye konuştu.

"PSİKİYATRİ Mİ NÖROLOG MU YOKSA PENSİLVANYA'DAKİ ŞARLATAN MI OLUR"

Eğer güçlü muhalefet yoksa o zaman demokrasinin güç bulamayacağına işaret eden Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti:

"Bizim karşımıza da çıka çıka CHP ve onun başındaki Kılıçdaroğlu gibi bir avane çıktı. Tabii Rabbimizin hikmetinden sual olmaz. Belki de hakkımızda böyle hayırlısı. Ama inanın ülkemiz ve milletimiz adına üzülüyoruz. Nasıl üzülmeyelim ki. Bu zat geçen perşembe günü bir televizyon programının canlı yayına katılıyor, orada epeyce bir esip gürlüyor ama söylediği şeylerin aslı astarı yok. Mesela, CHP'nin belediyecilikte başarılarını anlatırken Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı'nı örnek veriyor. Bu Belediye Başkanı'nın, Muğla'nın tüm ilçelerinde okul yaptırdığını, her yeri ana sınıfları, kreşlerle donattığını söylüyor. 'Araştırın, gerçekten böyle bir şey var mı?' dedim. Arkadaşlar araştırdılar, aradılar, taradılar, sordular, soruşturdular, Büyükşehir Belediyesinin Muğla'da yaptırdığı tek bir okul dahil bulamadılar. Hatta Muğla'nın yerel basını da seferber olmuş, onlar da epeyce aramışlar. Fakat sözü edilen eserlerden hiçbirini ortaya çıkartamamışlar. Hani birkaç okulu, tüm ilçeler diye söylersiniz, mübalağa etmiş der geçeriz. Ancak hiç olmayan bir şeyi dakikalarca ballandıra ballandıra anlatmanın adı nedir, doğrusu biz bilmiyoruz.

Konuyu erbabına havale ediyoruz, artık psikiyatrist mi olur psikolog mu olur nörolog mu olur yoksa Pensilvanya'daki şarlatan mı olur, orasını kendileri bilir. Sorunu çözecek birisini bulup bu işi bir neticeye bağlarlar herhalde. Bu zatın yalanlarını, palavralarını ortaya dökmekten, mahkeme önünde hesaplaşıp, tazminat almaktan yoruldum. Sadece bu örnek, değil önümüzdeki mahalli iradeler seçimlerinde CHP'li belediyeler tarafından yönetilen şehirlerde yaşayan halkımızı, maruz kaldıkları zulümden kurtarma sorumluluğumuzu göstermeye yeterlidir."

"12 KASIM'DA BAŞVURULAR SONA ERECEK"

AK Parti olarak dün itibariyle belediye başkan adaylıkları için başvuruları almaya başladıklarını anımsatan Erdoğan, 12 Kasım'da adaylık başvurularının parti programı çerçevesinde sona ereceğini bildirdi.

Erdoğan, hedeflerinin öncelikle mevcut belediye başkanlarından yeniden aday göstereceklerini kesinleştirmek ve ilan etmek olduğunu ifade etti. Erdoğan, büyükşehirlerden başlayarak, diğer adaylarını da peyderpey açıklayıp, bir an önce seçim çalışmalarına başlamayı planladıklarını anlattı.

YSK'nin henüz seçim takvimini tamamen açıklamamakla birlikte mutat uygulamalara baktıklarında şubat ayının ortasında aday listelerinin resmen teslimi gerektiğini belirten Erdoğan, o tarih gelmeden tüm hazırlıklarını tamamlayıp sahaya çıkmış olacaklarını kaydetti.

Genel Merkezde tüm bu süreçlerin hazırlıklarının, yoğun şekilde elektronik ortamda devam ettiğini dile getiren Erdoğan, miting programı, kampanya malzemeleri dahil her ayrıntı üzerinde çalışıldığını vurguladı.

Erdoğan, "14 seçim ve halkoylaması oy oranlarımız, bize 31 Mart 2019'daki hedefimiz konusunda herhalde bir fikir veriyor. Elbette hedefimiz mahalli seçimlerin tamamındaki oy oranlarımızın üzerinde bir yere ulaşmaktır. İnşallah bunu da başaracağız. Genel Merkezimizle, teşkilatımızla, milletvekillerimizle, belediye başkan adaylarımızla, belediye meclis ve il genel meclis adaylarımızla, sandık müşahitlerimizle, mahalle, köy temsilcilerimizle, AK Parti'ye gönül vermiş, milyonlarla bir olup, milletimizin desteği ve Allah'ın izniyle 31 Mart 2019 gecesinde, zaferimizi inşallah kutlayacağız" diye konuştu.

"OSMAN ÜZÜLME"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Dünya Kupası'nda Ampute Milli Futbol Takımı'nın penaltı atışları sonucunda dünya ikincisi olduğunu hatırlatarak, Takım Kaptanı gazi Osman Çakmak'ın bundan dolayı çok üzüldüğünü söyledi.

"Osman üzülme" diyen Erdoğan, futbolda galibiyetin de mağlubiyetin de beraberliğin de hak olduğuna işaret etti. Erdoğan, "Sen artık bunları bilen bir gencimizsin. Avrupa şampiyonu olduk, dünya ikincisi olduk. Bundan sonrasında inşallah dünya şampiyonu oluruz. Şahsım, milletim adına Ampute Milli Takımımızı bu başarısından dolayı kutluyoruz" dedi.

Erdoğan, hayatını kaybeden eski AK Parti Adana Milletvekili Ziyaeddin Yağcı ve işadamı Abdullah Tivnikli'ye Allah'tan rahmet, ailesine başsağlığı diledi.

SORULARI YANITLADI

Cumhurbaşkanı Erdoğan, AK Parti TBMM Grup Toplantısı'nın ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı.

"(İran'a yaptırımlardan Türkiye muaf olacak) açıklaması var. Bu konuda değerlendirme alabilir miyiz?" sorusu üzerine Erdoğan, "Bu yaptırımlar konusunda her şey A'dan Z'ye net değil ama biz doğrusu bu yaptırımları doğru bulmuyoruz. Çünkü bize göre bütün yaptırımlar dünyanın dengesini bozmaya yönelik adımlardır. Bunlar uluslararası hukuka da diplomasiye de aykırı. Artık dünya barışa dayalı süreci yaşamak istiyor. Yani emperyal bir dünyada yaşamak istemiyoruz, emperyalist baskılarla yaşamak istemiyoruz. İnsanların bu noktada çok daha huzurlu, barış ve güven içerisinde yaşadıkları bir dünya istiyoruz" diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "(Benim imkanım ve gücüm var, dolayısıyla ben her şeyi yaparım) olmamalı. Şu anda atılan adımlarda, AB ve AB ülkelerinin tamamına yakını bu işe olumlu bakmıyor. Hepsi bu konuda çok daha farklı bir yerde" ifadesini kullandı.

Paris'te yapılacak zirvede büyük ihtimalle bu konuların masaya geleceğini ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Orada da bu konuları görüşme imkanımız olacak diye düşünüyorum" dedi.

"6 aylık süre sonrasında Türkiye'nin bir yol haritası var mı?" sorusuna Erdoğan, "Yaptırımlar konusunda bizim duruşumuz hep net olmuştur. Hele hele petrole yönelik konularda biz hep bunu söylemişizdir; bunlar alternatifsiz bir şeydir, dolayısıyla bir yaptırıma kesinlikle uymayız. Biz buradan şu anda 10 milyar metreküp doğalgaz alıyoruz. Biz bu doğalgazı almadığımız zaman, ben vatandaşımı kışın soğuğunda donduracak mıyım Biz böyle bir şeye uyamayız, kabullenemeyiz" yanıtını verdi.

İSTANBUL BELEDİYE BAŞKAN ADAYLIĞI

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "AK Parti'nin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı adaylığı için TBMM Başkanı Binali Yıldırım'ın isminin geçtiği" anımsatılarak, "Kendisi 'henüz istişare süreçleri tamamlanmadı ama bugüne kadar bütün verilen hizmetleri yerine getirdim' dedi. Sizin de gönlünüzdeki isim Binali Yıldırım mı, bir karar verildi mi?" sorusunun yöneltilmesi üzerine, "Sizin bu gönlünüzden geçenleri temenni ediyorum ki takvim içerisinde gideririz. Biraz sabırlı olmakta fayda var" diye konuştu.

"Bakanlardan belediye başkanı adayı olup olamayacağına" ilişkin soru üzerine ise Erdoğan, "Darda zorda kaldık mı niye olmasın" dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Trump'la görüşmesinde Halkbank konusunun yeniden gündeme gelip gelmeyeceğinin" sorulması üzerine, "Zaten telefon görüşmemizde geldi. Şimdi de tabii ki Hazine ve Maliye bakanlarımız birbiriyle görüşmelerini devam ettiriyorlar. Olumlu bir yolda o da devam ediyor" ifadesini kullandı.

Erdoğan, bir gazetecinin, "ABD ile YPG'nin Münbiç'teki ortak devriyesini hatırlatması" üzerine ise "Maalesef. Bunların hepsini belgelerle, her şeyle Paris'te ayrıca görüşeceğiz. Kabul edilebilir bir şey değil, bizim bunları kabul etmemiz mümkün olmayacağı gibi, böyle bir durum kesinlikle sınırda ciddi olumsuzluklara neden olur. Ben inanıyorum ki Sayın Trump'la bunu konuştuğumuzda da herhalde bu konu ile ilgili süreci durduracaklardır diye düşünüyorum" şeklinde konuştu.

"Fırat'ın doğusuna yönelik bir operasyon söz konusu olacak mı?" sorusuna ise Erdoğan, "Bunu kaç kere söyledim, bir gece ansızın gelebiliriz" yanıtını verdi.

  • Etiketler :
  • Haberler -
  • Türkiye
  • Recep Tayyip Erdoğan
  • Siyaset
  • Ekonomi
  • ABD

Sayfa Yükleniyor...