Cumhurbaşkanı Erdoğan NTV canlı yayınında soruları yanıtladı

NTV yayınında gündemi değerlendiren Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, iç siyasetle ilgili soruları da yanıtladı. AK Parti'den ayrılan bazı isimlerin parti kuracağı iddiasını değerlendiren Erdoğan, "Daha önce parti kuranlar oldu, akıbetleri belli" dedi. Anketlere güvenmediğini de belirten Erdoğan, yerel seçim için farklı bir yöntemle çalıştıklarını belirtti. Cumhurbaşkanı Erdoğan yeni askerlik sistemiyle ilgili çalışmanın da seçim sonrası Meclis gündemine geleceğini söyledi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan NTV canlı yayınında soruları yanıtladı

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan,  NTV-Star TV ortak canlı yayınında 'Cumhurbaşkanı ile Özel' programında Seda Öğretir ve Ahmed Arpat'ın sorularını yanıtladı.

Seda Öğretir: Bugün sizin için özel bir gün doğum gününüz. 65 yıl mücadelelerle dolu bir siyaset hayatı... Yanında Emine Hanım’la kurduğunuz 4 çocuğunuz ve torunlarınızla zenginleşen bir aile hayatı... Geriye dönüp baktığınızda 65 yılın manzarasında en önemli belirleyiciler neler var? 

Recep Tayyip Erdoğan: Bu NTV’nin kendi arşivi mi yoksa farklı bir çalışmanın ürünü mü? Güzel bir çalışma olmuş bir çalışmayı yapan arkadaşları da tebrik ediyorum. Tabi benim hayat serüvenim çok farklı. Doğduğum yerden, arkadaş çevrem, ilkokul, İmam Hatip orta ve lise... Bizim o dönemde tabi İmam Jatip mezunları direk olarak üniversiteye girme şansına sahip değildi. Lise fark imtihanlarından sonra bir üniversiteye geçme şansınız vardı. İmam Hatip lisesinden sonra Eyüp Lisesi’nden lise fark imtihanlarına girdim. Aslında fark denilen şeyler bizim okuduğumuz şeylerdi ama buna rağmen önümüze bariyer koymuşlardı. Biz okuduğumuz derslerden bir de fark adı altında bir imtihana daha girdik. O imtihanlardan sonra üniversite hayatımız başladı. Üniversite hayatımızda da işte Marmara Üniversitesi iktisat ve ticaret bölümüne devam ettik ve mezun olduk. Bütün bu hayatımızda İmam Hatip lise kısmından tutunuz üniversite bitene kadar sürekli olarak STK’larda görevim var. Milli Türk Talebe Birliği’nde ortaöğretim komitesinden çalışmalarımız. Üniversiteye geçtikten sonra yine orada çalışmalarımız ve oradan partimizin o zamanki AK Parti Refah filan değil daha eskiye dayanıyor gençlik kollarında başladık ve ana kademeye geçme sürecimiz oldu. İstanbul’da 85 yılında il başkanlığı görevine geldim Refah Partisi döneminde. İl başkanlığı döneminde başlayan süreç İstanbul’a büyükşehir belediye başkanı olduğum ana kadar devam etti. Büyükşehir belediye başkanı olduğum andan itibaren zaten renkli bir hayat cezaevine girene kadar o devam etti. Cezaevine girdik orada 10 ay ile girdik ama 4 buçuk ay yattık. Çıktıktan sonra da hemen partimizi kurduk. Kurduktan sonra 16 ayda tek başımıza iktidar olduk. İki parti girdik Parlamento’ya Cumhuriyet Halk Partisi ve biz. Bu tabi bize Parlamento’da da yüzde 63 gibi bir milletvekili sayısını getirdi. Böyle bir mücadele ile geçen süreç oldu. Bu sürecin içinde tabi özellikle de babamın vefatı 87 filan ama siyasi hayatımızın içinde devam ederken bu oldu. Ardından 2011’de validemin vefatı var. Bir taraftan evliliğin bir taraftan çalışıyorum bir taraftan da amatör kümede futbol oynuyorum.

İmam Hatip’te okurken Camialtı’nda başladım. Oradan İETT’de devam ettim. Orada 7 yıl kadar devam ettim. Malum bir darbe girişimi filan olduktan sonra oradan ayrılıp özel sektöre geçtim. Tabi bir taraftan ekmek mücadelesi bir taraftan siyasi mücadelemiz devam ediyor. Artık çocuklar ailemin en büyük zenginlikleri olarak geldiler. 4 tane rabbim bizlere evlat nasip etti. Bir taraftan yavrularımızı eşimle en iyi şekilde büyütelim mücadelesi verdik bir yandan ekmek mücadelesi ve siyasi mücadele. Siyasi mücadelede benim Beyoğlu seçimlerim var ki onun unutulması mümkün değil. Orada da maalesef sayım tutanaklarının birleştirilmesinde bir oyun oynandı ve birleştirme zaptında rakamlar üzerinde bir rakamı silsen bakıyorsun sayı binler olarak düşüyor. Bunu biz gözlerimizle de yakaladık. O zaman ilçe seçim kurulu bunları getirdik ama tabi dinlemedi. Hatta baktım okulun üst katında maalesef masa kurulmuş orada da meşru olmayan şeyler yapılıyor, alkol alıyorlar filan. O halleriyle gelip orada bir taraftan da seçimi yönetmeye kalkıyorlardı. Ben tabi, ‘Siz bu alkolik halinizle mi burada adil bir seçim yöneteceksin’ filan dedim ayrımdım oradan. Bundan dolayı da bize hemen tabi dava açılma yoluna gittiler. Tutuklama kararı çıktı bir haftada bundan doları cezaevinde yattık. Bayrampaşa’da. Daha sonra çıktık ve sonraki süreçte kararlı şekilde devam etti. Hepsi bize ibret meselesiydi. 89 Beyoğlu seçimlerindeki bu durumlar bize 94’te İstanbul Büyükşehir Belediye başkanlığını getirdi. O yolda benimle beraber olup artık ebediyete uğurladığımız dava arkadaşlarım ki benim yanımda onların çok çok istisna yerleri vardı. Allah onlara rahmet etsin. Geceleri geç saatlere kadar benimle beraber sokak sokak cadde cadde dolaşırlardı. Ama şu anda onlar tabi hayatta değil. 94 belediye başkanlığı, 99 hapishane yılları, ondan sonra 2007 malum 27 Nisan e-muhtırası ve 15 Temmuz’da FETÖ takımının darbe girişimleri. Bu darbe girişiminde tabi millet verdiğimiz mesaj karşısında on binler meydanlara dökülünce bu tabi çok çok farklı bir süreç oldu. İlginç olanı tabi biz Marmaris’ten Atatürk Havalimanı’na indiğimizde orada on binlerin bizi karşılaması 00.15 biz oradayız. Meğerse 23.15’te bay Kemal oradan gelip Bakırköy belediyesine geçmiş tankların arasından. Bize durumu orada söyleyince bir tabi güldük sadece. 16 saat sonra darbe püskürtüldü ve biz 16 saati oradan yönettik. Şimdi bu darbe girişiminde bulunanların hepsi nerede varsa silahlı kuvvetlerin, polis teşkilatının içinde diğer kademelerde olanlara karşı hukuk standartları içinde ne yapılması gerekiyorsa yapılıyor ve yapılacak.

65 YAŞINA GİREN CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN İÇİN ÖZEL BİR KLİP

Ahmed Arpat: Durmak dinlenmek yok siyaset hayatınızda. Erzincan’daki mitingden geldiniz. Güne iki miting sığdırıyorsunuz, ilçe mitingleri de var üstüne... Seçim meydanlarından yansıyanlara baktığınızda halkın seçime yaklaşımı nasıl?

Recep Tayyip Erdoğan: Çalışırsanız olacak. Çalışmadan halkımızla birlikte o dili kullanmadıktan sonra hele hele gönül dilini kurmadıktan sonra mümkün değil. Bazıları diyor ki artık televizyonlarla, sosyal medya ile oluyor. Hepsinin bu işte payı var. Ama meydanlar daha farklı. Ben en büyük zevki meydanlarda alıyorum. Halkımın da bu noktadaki inancını, yaşamını görüyorum. Gerek Giresun’da gerek Erzincan’da resmi rakamlar 30 bin civarındaydı. Eğer bu soğuğa rağmen insanlar oraya geliyorsa burada bir incelik var. Demek ki liderini özlüyor, mesajları almak için oraya geliyor. Köyünden çıkıp gelenler var oraya. Biz bu mesajları ona verdiğimiz zaman o da akrabasına eşine dostuna ulaştıracak. Onun için meydanlarda bu buluşmalarımız onlara bu heyecanı verirken onların şu anda kalan 32 gün içerisinde çalışmalarını sürdürmeleri bakımından önem arz ediyor. İnşallah bu çalışmalarımızın neticesini de alacağız 31 Mart akşamı. Yurt dışı görüşmelerimiz var bunun yanında. Bugün mesela sizler gibi İlham Aliyev kardeşim doğum ile ilgili olarak aradı. Özbekistan Devlet Başkanı Şevket Mirzayev doğum günüm için aradı. Ardından sayın Putin yine doğum yıldönümü için aradı. Onlarla da bu görüşmelerimizi yaparken ülkelerimiz arasındaki ikili ilişkileri de az da olsa görüşme imkanımız oluyor. Yarın yine aynı şekilde kutlamak için arayacak liderler var. Ayrıca yarın resmi ziyaret için Çad devlet başkanı geliyor. Onun neticesinde burada kanaat önderleriyle büyük bir toplantı yapacağız. Durmak yok yola devam.

Seda Öğretir: 31 Mart için hazırlanan diğer parti liderleri henüz sahaya inmedi. Bunu nasıl yorumluyorsunuz?

Recep Tayyip Erdoğan: Herhalde onlarda kendilerini bu şekilde hazırlıyorlar. Kendilerine olan güvenleri pek araziye çıkmalarını gerektirmiyor ya da kendi partilerinin içindeki birçok sıkıntıları aşamamış olabilirler. Bazı yerlerde biliyorsunuz adaylıkları iptal edilenler var. Onun için o süreci takip etmek durumunda olanlar var. Biz tabi kılı kırk yararak bugünlere geldik. Benim partim içinde böyle bir sıkıntı söz konusu değil. Yani seçim zamanlarında gönlü kırılanlar olmuyor değil. Birde bir siyasi partide sizlere makam verilirken mevki verilirken her şey iyi güzel, verilmediği zamanda her şey kötü olmaz. Siyasette önce bir dava adamı olma anlayışı çok önemli. Olamıyorsanız zaten sizinle bir yere gidilmez. Biz bu seçimlerde bütün teşkilatım ki şu anda ’de sayısal olarak en fazla üye sahibi olan parti biziz. Şu anda 10 milyonun üzerinde üyemiz var. Ana kademe, kadın kolları, gençlik kolları. Örgütlenme ağımız çok geniş. Bizim şu anda Cumhur İttifakı olarak bir hamlemiz var. Bu konuda da sayın Bahçeli iel irtibatlarımızı sıkı tutuyoruz. O da sağolsun bugün doğum yıldönümü ile ilgili kutladılar. Bu bizim ne denli bir dayanışma içinde olduğumuzu gösteriyor. Cumhur İttifakı bir sıkıntı olmadan yoluna devam ediyor.

Ahmed Arpat: İYİ Parti’nin Mersin adayı geç başvurdu aday olamadı. Bir değerlendirme yapmak ister misiniz?

Recep Tayyip Erdoğan: Ben bir değerlendirmeye girmeyeyim onu zaten İl Seçim Kurulu yaptı. Bir siyasi partiden müracaatını yapan orada saatini geçirmişse o anda her şey kilitlenir. Bundan dolayı oradan aday olmayan başka partiden aday olamaz hükmünü verdi iş bitti. Şimdi YSK’ya gitmek şeyi kalıyor sadece. Büyük ihtimalle müracaat etmişlerdir. YSK hangi kararı verirse o son hükümdür.

Ahmed Arpat: İYİ Parti liderinin kumpas diye açıklamaları vardı.

Recep Tayyip Erdoğan: O artık onların sorunu bizim sorunumuz değil.

Seda Öğretir: En baştan beri anketleri önemseyen bir lidersiniz. Neden güveninizi kaybettiğinizi sormak istiyorum?

Recep Tayyip Erdoğan: Anketlerde ciddi manada manipülasyonlar var. 89’da Beyoğlu’nda belediye başkanı adayı olduğum zaman bir anket ekibi kurmuştum. O zaman pek anket olayı yaygın değildi. Hakikaten an ve an takip ederdim. Daha sonrada bu şekilde devam etti. Gerçekten başarılı bir şekilde anket çalışması yapan parti olduk. Ama son dönemde bakıyorsunuz ki, biz en az 3 anket firması ile çalışırız, neticeler birbirini tutmuyor. Biz bu seçimde daha farklı bir yöntem kurduk. Marka şirketlerden çalışmaktan çok adı sanı duyulmamış şekilde bu çalışmamızı yürütüyoruz. Marka da var. Güven noktasında güven vermiyor birbirleri arasında açık ara tutarsızlık var. Bu şekilde yürümenin onun için işte meydanların dili dediğim konu, meydanlar benim için en büyük anket şu anda. Arkadaşlarımızla da bunun değerlendirmelerini yapıyoruz. En büyük anket 31 Mart. Şaşmayacak bir anket var. Halkıma güveniyorum, Rabbime güveniyorum.

Ahmed Arpat: 31 Mart bir beka seçimi midir?

Recep Tayyip Erdoğan: Geçenlerde de bana bir yerde soruldu bu soru. Demokrasi bu noktada bizim sistem olarak uygulama alanımızı oluşturuyor. Beka sorununu biz sadece genel seçimlerde değerlendirip ele alamayız. Yerelde de bir beka sorunu söz konusudur. Bizim şu anda yereldeki beka sorunumuzun neticesi 31 Mart’tır. Onu hafife alamayız. Birileri onu sulandırarak bizim beka sorunu diye baktığımız ülkemizin geleceğine yönelik örneğin Güneydoğu’da Doğu’da Suriye sınırlarında YPG-PYD bütün bunlarla verdiğimiz mücadele bir beka sorunuyla alakalı değil midir? Suriye sınırımız boyunca yuvalanan YPG-PKK tehlikesini görmezden geliyorlar, 15 Temmuz’da yaşananları bunlar ya unuttular veya unutturmak istiyorlar. Biz bu oyuna gelmeyiz. Güneydoğu’daki şehirlerimizde PKK’lıların kazdığı çukurları nereye acaba saklayacaksınız. Biz kayyumlarla bir mücadele verdik sağolsun kayyumların verdiği mücadele gönderilen paralar yerlerini buldu bu çukurlardan Diyarbakır'ımız kurtuldu. Şimdi Ankara’nın İstanbul’un o güzel yerlerinden ayırt edemezsiniz. Suriçi, Dicle boyu yeşil alanlar vesaire. Aynı şey Şırnak’ta aynı şey Hakkari’de Van’da. Bütün bu atılan adımlar bu terör örgütünün temsilcisi olan belediyelerle yapılmadı. Eğer bu kayyumlar olmasaydı oralarda insanca yaşama erdemine benim Kürt kardeşlerim ulaşamayacaktı. Ama şu anda ne hayatmış, böyle de olabiliyormuş bunu görmeye başladılar. Şimdi bunlar uzaktan kumandalı şekilde benim Kürt kardeşlerimi tehdit edecek. Bakıyorsunuz çıkmış televizyonda konuşuyor, Güneydoğu’da doğu aynı şekilde filanca parti ama batıda AK Parti ve Milliyetçi Hareket Partisi’ni biz yok edeceğiz vesaire. Bunu diyen kişi aynı zamanda da eş başkan. Bir de Kürdistan’dan bahsediyor. ’de Kürdistan diye bir bölge var mı? Zaten kendisi ile ilgili soruşturma açıldı ve suç duyurusu yapıldı. Sen nasıl olur benim ülkemi bölersin. Eğer Kürdistan aşkın varsa Irak’ın kuzeyinde Kürdistan var buyur oraya git. Ama bizim ülkemizde Güneydoğu Anadolu bölgemiz var, Doğu Anadolu bölgemiz var, Karadeniz'imiz var Akdeniz'imiz var, Ege var, Marmara var. Her taraf Anadolu toprağıdır. Avrupa toprağı olarak belli bir bölgemiz vardır. Sizin bu ülkeyi bölmeye parçalamaya hakkınız yok. Çukurlar açtınız bizde bizi sizi çukurlara göndük. Cudi’ye, Gabar’a bunun için girdik. Hatta hatta Kandil’e bunun için girdik. YPG, PYD, FETO hepsi DEAŞ bunları yapmak istediler bu ülkede. Ama biz rehavete kapılamayız. Bundan sonrada bunu yapma hevesinde olabilirler. Bizde bütün tedbirlerimizi alarak mücadelemizi yürütüyoruz. Bu sabah 7 terörist biliyorsunuz yakalandı. Bu emniyetimizin içişleri bakanlığımızın ne kadar hassas olduğunu gösteriyor. Bundan sonrada aynı kararlılıkla yolumuza devam edeceğiz.

Seda Öğretir: Ankara, İstanbul ve İzmir’de seçim yarışı nasıl gidiyor, adaylarınızın performansından memnun musunuz?

Recep Tayyip Erdoğan: Ankara’da bir defa çok deneyimli bir adayımız var. Kenarda köşede görev yapmış birisi değil. Kayseri gibi bir şehir teslim aldığı zaman çok farklıydı ama 5 dönem Kayseri’de büyükşehir belediye başkanlığı yaptı. Ardından milletvekili olarak geldi. Mehmet Bey’i daha sonra Çevre Şehircilik Bakanlığı’na getirdim. Çevre Şehircilik Bakanlığı da biliyorsunuz en geniş anlamda belediyecilik sayılır. O görevden sonra da kendisini Mahalli İdarelerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcılığı’na getirdim. Ankara gibi bir şehre başkente çok donanımlı bir ismin olması gerekiyordu. Bu yönde de biz seçici üslupla arkadaşlarımızla konuştuk ve Mehmet Özhaseki arkadaşımız yakışır dedik. Deneyimiyle, tecrübesiyle, bütün konulara vukufiyetiyle siyasi yönde gençlikten bu yana siyasi mücadelelerin içinde bulunmuş bir arkadaşımızdır o da. Biz Ankara'mızı devraldığımız süreçten bu yana geldiği bir konum var. Bundan sonraki süreçte de daha ileriye götürecek olan isim Özhaseki olacaktır. Tabi Mehmet beyin bu görevi süresi içerisinde kampanyayı hızlı şekilde sürdürüyor. Her geçen gün daha iyi bir noktaya geliyor. Şu anda da yaptığımız incelemelerde öne çıkmış vaziyette. İnanıyorum ki seçim yaklaştıkça bu işe ağırlığını koymuş vaziyette. Ben de burada yaptığım ilçe mitinglerinde bunu gördüm. İnşallah daha iyi olacak diye düşünüyorum. İstanbul’da malum Binali Yıldırım Bey var. Bu emaneti biz Cumhuriyet Halk Partisi’nden aldık. Çöp, çukur, çamur, yalan, yasak, yoksulluk bunlardan aldım. Bizden sonra ara dönemler oldu yine bizim arkadaşlarımız ama şimdi de Binali Bey Türkiye’de en uzun dönem ulaştırma bakanlığı yapan arkadaşımızdır. Arkasından başbakanlık dönemi oldu, sonrasında Meclis Başkanlığı dönemi oldu. Gerek ulusal bazda gerek uluslararası bazda Binali Bey’in deneyimi tecrübesi çok çok önemli. Karşısındaki adayın bu noktada İstanbul gibi bir şehirde böyle bir deneyimi söz konusu mu? Değil. AK Parti iktidarlarının İstanbul’a vurduğu mühür içerisinde Binali Bey’in emeği var. Örneğin Marmaray emeği var, Avrasya’da, 3.köprüde emeği var. 3. Havalimanı’nda emeği var. Karşısına çıkarılan adayların İstanbul gibi şehirde böyle bir misyonunun olması söz konusu değil. Çıkmış diyor ki o aday, “Erdoğan İstanbul’a aday olduğu zaman ne tecrübesi vardı” diyor. Önce kendine gel sen. Ben o göreve başladığım zaman siyasete bir defa yakaladığım tecrübe özel sektörde yakaladığım tecrübe senin şu anda yakaladığını ben o zaman unutmuştum. İlçe bakanlıklarından tut, il başkanlığına varıncaya kadar yapmışım, özel sektör, devlet sektörü deneyimim var. İstanbul halkı o zaman o şekilde seçti. Karşımdaki adaylarda o zaman sıradan adaylar değildi. Seçildiğimiz anda zaten hemen iş patladı. Çöp dağlarını süratle temizledik İstanbul’dan. Susuzluğu bir yılda hallettik. Cumhuriyet Halk Partisi’nden aldığımızda cezaevinde ben girerken 1 milyon 250 bin haneye biz doğalgazı getirmiştik. Devraldığımda 50 bin haneye gitmişti. Bu iş bilenin. Eserini ortaya koy onunla konuş. Beylikdüzü’nde belediye başkanlığı yapmışsın, tamam ama ne yapmışsın onu söyle. Geçenlerde bir röportaj yapmış bir yerde bir kültür merkezi yapmışsın. Senin kültür merkezin o ilçenin çapında bile değil. Biz konuştuğumuz zaman şu anda Harbiye kongre merkezine bak 3 bin 300 kişilik ilk defa Türkiye’de adeta opera karakteri içinde bir kongre merkezi kurmuşuz. Onun yanında malum tiyatro binası ufaktı onu büyük şekilde hazırladık. Şu anda diyor ki, ‘Madem AK Partili belediyelerde ne var’ diyor. AK Partili belediyelerimize bakmadan önce git ilçelerde ne var ne yok ona bak. Birçoğunda kültür merkezleri vardır, kreşler vardır. Sen bir kültür merkezi yapmışsın onunla konuşuyorsun. Bakan Halk Partisi İstanbul’da toplantısını yapacağı yer için kendi belediyelerinde bir yer bulamadılar. Haliç Kongre Merkezi’ne geldiler. Orası eskiden affedersiniz hayvan kesik yeriydi. Biz Haliç’i temizledik ve orada o muhteşem kongre merkezini yaptık. Her ilçede de bizim ilçe belediyelerimiz kendilerine irili ufaklı kongre merkezlerini yapar, kreşler hepsinde vardır. Beyefendi belediye başkanı olmadan önce 37 tane vaatte bulunmuş sadece ikisini yapmış birisidir. Bu da yine tespitler. Binali beyle İstanbul çok daha büyük bir ivmeyi kazanacak. İzmir’e gelenler hizmet vermedi. Şu anda körfez kokuyor İzmir’de... Pislik, rezalet.. Ama biz İzmir’e belediye filan bizde olmadığı halde İstanbul-İzmir bağlantısını yapıyoruz. Bunun dışında İzmir’i Manisa’ya bağladık tünelle. Binali beyi oradan milletvekili yaptık, belediye başkan adayı yaptık ama İzmirli seçmedi. Milletvekili olarak oradan geldi. Şimdi de biz oraya yine çok deneyimli, belediyecilikte deneyimi olan, devlet yönetiminde yeri olan bir arkadaşımı getirdim, aynı zamanda partinin üst kurullarında yer almış Nihat Zeybekçi. Denizli’de iki dönem belediye başkanlığı yaptı. Partide benim genel başkan yardımcılığımı yaptı birde Ekonomi Bakanlığı’nı yaptı. İzmir’e de bu yakışır. İzmir’in şu anda pırıl pırıl olmasını istiyorsan İzmir halkının çok daha modern bir yaşama ulaşmasını istiyorsak gerçekten Nihat beyin orada böyle bir görevlendirmeyi İzmir halkı tarafından almadı İzmir’e çok şey kazandıracaktır. Biz İzmir’e ilk müdahaleyi yaptığımızda İzmir’de havalimanı yoktu doğru dürüst. Adnan Menderes havalimanını biz kazandırdık. Bütün o yollar, otoban vesaire onları genişleten geliştiren biziz. Mesela İzban diye bir raylı sistemi var yapamadılar. Sonra yüzde 50 yüzde 50 Binali beyin katkısıyla sağolsun o dönemde yapıldı. Suyu yoktu İzmir’in. Su konusu büyükşehir belediyelerinin sorunudur. Biz DSİ’yi devreye soktuk İzmir’in su sorununu çözdük. İzmir bundan sonra bir kere o körfezdeki pislikten kurtulması lazım. Haliç’i nasıl kurtardıysak, Kocaeli körfezi nasıl kurtardıysak orayı da biz kurtarırız. Çünkü belediyecilik AK Parti’nin işidir.

Ahmed Arpat: “Beraber yola çıktığımız insanlar şimdi bizim trenden inip başka trenlere biniyorlar. Bize ihanet edenler gittikleri yere de ihanet edebilirler” dediniz mitinglerinizde. Bu siteminiz eski yöneticilerinize mi yoksa eski bazı yol arkadaşlarımıza mı? Son günlerde bir dönem birlikte çalıştığınız bazı isimlerin yeni bir parti hazırlığında olduğu söylentileri var.

Recep Tayyip Erdoğan: Benim bu düşüncem geneldir. Siz bir yola çıkıyorsunuz, beraber çıktığınız insanlar beraber gelecek diye bir şey yok ama biz özellikle AK Parti olarak duruma bir dava olarak bakıyoruz. Bir dava adamıysan bir deva davana ihanetin olmaması lazım. Görev verilir yaparsın ama artık senden alıp bunu bir başkasına verelim dendiği anda eyvallah dersin. Sana da başka görev verilir. Sürekli olarak şu anda Cumhuriyet Halk Partisi’nde olduğu gibi bir yere çakılı kalmak olamaz. Liderinde görevi adeta bir satranç oynar gibi değerlendirmesi lazım. Nitekim biz bugüne kadar birçok adım attık böyle. Ayrılanlar oldu. Bu ayrılanlar tabi ondan sonra bir daha onlarla beraber yol yürümek mümkün değil. Ama biz bunları kovmadık gidin demedik. Bizim tek bir gayemiz var, millete hizmet eden hiçbir zaman hezimete uğramaz. Devam etmek isteyenler bizimle beraber zaten. Daha önce şuradaydı alırız başka yerde görevlendiririz. Bakın şuanda meclis başkanlığına Mustafa Şentop bey geldi. Daha önce meclis başkanvekiliydi. Binali bey bakandı başbakan oldu, meclis başkanı oldu şimdi İstanbul adayımız olacaksın dedik. Türkiye siyasetinde bizim partimiz kadar iç hareketliliği olan bir parti yoktur. Bizde bayrak yarışı olur. Biz bugüne kadar kimseyi tasfiye etmedik. Parti kuracaklarmış daha önce kuranlar oldu zaten ama akıbetleri belli. Başka partilerde bu adımlar atıldı onların da akıbetleri belli. Dürüstlük, samimiyet, sadakat çok önemli.

Seda Öğretir: Tanzim satışlarında ürün yelpazesi genişliyor, bugün bakliyat katıldı. Vatandaşın ilgisi nasıl? Bu çeşitlilik artar mı? Vatandaş çok sever, çok ister ve alışırsa kalıcı hale gelir mi?

Recep Tayyip Erdoğan: Devletin işi bellidir. Devlet ticarette yer alır diye bir şey yok. Ortaya simsarlar çıktığı zaman bunları tasfiye görevi kimindir, devletindir. Bu attığımız adımda ana başlık sosyal devlet sorumluluğunu biz yerine getiriyoruz. Darbecilere bir defa boyun eğmemiş bir milletiz. Domates, biber, bakliyat üzerinden operasyon çekmeye kalkanlara karşı bizim de tedbirimizi almamız lazım. Daha önce bunu ette yaptılar. Kıyma alt gelir gruplarının evinde azda olsa görmesi gereken bir et ürünüdür. Ama öyle şeyler oldu ki bir ara 35 liraya 38 liraya kadar kilosu çıktı. Arkadaşlarıma o zaman söyledim süratle ithale girmemiz lazım diye. Hemen fiyatları 28 liraya kadar çektik. Eğer biz burada bu müdahaleleri yapmazsak benim vatandaşımızın bu noktadaki sıkıntısını nasıl gideceğiz. Aynı şey bakliyatta. Burada bir market zincirleri ya da zincir marketler denen olay var bir de pazar var. Pazar fiyatlarıyla marketler arasında çok ciddi fark meydana geliyor. Hemen Kabine toplantısını yaptık çok fazla bekleyemeyiz dedik. Çok anormal şekilde bir defa fiyatlara müdahale var. Hemen süratle biz çadırları vesaire kuralım buralardan fahiş fiyatları durduralım dedik. Kendisini hemen gösterdi zaten yüzde 50 fiyatlar düştü. Ama bu yeterli değil. Bugün zincir marketlerde satıla ürünlere kalem olarak baktığınız zaman 250-300 çeşit ürün var. Sadece bunlar değil kazançları. Ama şimdi siz bizim ekmeğimizle oynuyorsunuz, serbest piyasayla oynuyorsunuz diyorlar. Bizi aldatmayın serbest piyasanın ne olduğunu biz biliriz. Benim şahsen alanım ekonomi. Serbest piyasa dediğiniz olay örneğin otomotiv sektöründe, beyaz eşyada biz buralara girmiyoruz. Biz vatandaşın günlük ihtiyacını provoke eden, sabote eden, onlara darbe yapanlara karşı bu adımı attık. Mesela geçenlerde bir ilimize gittim mitingimizi yaptık. O arada Süreyya Bilgiç kardeşimiz yanıma geldi, “Şu anda 400 bin ton elma var burada” dedi. Hazine ve Maliye Bakanım Berat Bey’i aradım “Bu konuya bir el atın” dedim. Hemen müdahaleyi yaptılar ve onlarında beklemediği bir fiyatla bu elmayı çekelim dedik. Biz üreticinin karşısında değiliz tam aksine biz üreticinin yanındayız bu hamleyle. İkincisi, tüketicinin yanındayız uygun fiyata bu ürünü getirdiğimiz için. Burada kaybeden aracılar ve simsarlar. Aracı, simsar bunlarda kalksınlar bizim yaptığımızı yapsınlar biz çekiliriz. Ama biz hiçbir zaman vatandaşımızı ezdirmeyeceğiz ezdirmeyiz. Her şey düzeldi 31 Mart itibariyle bu iş bitti, bizim işimizde biter kendi işimize döneriz. Ama bitmezse bu işi hem ürün bazında hem de daha geniş 81 vilayete bu işi yaymak suretiyle bu adımı atarız. Çünkü biz vatandaşımızı ezdirmeyeceğiz, fırsatçılara dersini verene, milletin ekmeğiyle oynayanlara hadlerini bildirenlere kadar tanzim satış uygulamasını sürdüreceğiz.

Ahmed Arpat: Dün Hazine ve Maliye Bakanımız Berat Albayrak yeni bir istihdam kampanyası başlattı, ‘Burası Türkiye burada iş çok’ ismiyle. Ortaya koyulan hedef bir hayli iddialı 1 yıl içinde 2 buçuk milyon istihdam yaratılması hedefleniyor. Peki ama nasıl olacak?

Recep Tayyip Erdoğan: Bu aslından yeni değil. Ekonomiyle ilgili bakan arkadaşlarımızla bundan yaklaşık 2-3 hafta önce Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği’nde bir toplantı yaptık. Bu toplantıya TOBB Türkiye’deki odalar ve borsaların hepsinin başkanlarını davet ettiler. Oradaki toplantıda konuşmamı yaptıktan sonrada bütün illerde tek tek kendi ilinizde ne kadar varsa bize istihdam sağlayacaksınız. O gün yaptığımız çalışmada yaklaşık 2 buçuk milyon gibi bir rakam çıktı. Söz verildi, kayıtlara girdi ama bir hareketlenme olmayınca bu defa Berat bey bu son yapılan buluşmayı yine bir araya geldiler işin detaylarına girdiler. Biz devlet olarak ne yapacağız bakanlıklarımız ne yapacak görüşmeleri vesaire yapıldı. Hemen bu işle ilgili olarak görev dağılımıyla birlikte hedef yıl sonuna kadar bu 2 buçuk milyonluk istihdamı bütün oda, borsa bunlarla beraber dayanışma içerisinde yapmak biz iktidar olarak üzerimize düşeni yapacağız. Burada tabi işsizlik fonundan yapılması gereken destekler var vesaire gibi bütün bunlarla beraber bu işi çözmüş olacağız.

Seda Öğretir: Yeni askerlik sistemiyle ilgili merak edilenler arasında öncelikle ne zaman yasalaşacağı ve silah altında olanların etkilenip etkilenmeyeceği konusu bulunuyor.

Recep Tayyip Erdoğan: Benim ve tabi Savunma Bakanımızın da arzusu seçim öncesi bu işin kanunu çıkarmaktı. Yoğunluklar ve çalışmalardaki bazı pürüzler sebebiyle onu yetiştiremedik şu anda bitti. Taslak şu anda tasarı noktasına geldi diyebiliriz. Şimdi seçim sonrası benim geçenlerde yine bir televizyon programında açıkladığım gibi bunun üzerinde duracağız. Milletimizin askerlikle bağını zedelemeyecek sürdürülebilir bir sistemle yaşanan yığılmayı bu sorunu ortadan kaldıracağız. Mesela bedelli bedelsiz hep bu sorulurdu. Bu işi artık bitirdik bedelli daimi olarak var. Euro, TL yurtiçi yurtdışı böyle birşeyde yok. İçeriden olan dışarıdan olan hepsi aynı bedeli ödeyerek bunu yapma imkanı yakalayacak. 6 ay ve 12 ay meselesi var. Bundan sonra bir de savunama bakanımızın bu konuyla ilgili çalışmaları çok etraflıca inşallah anlatacak. Seçim sonrasında da bunu inşallah meclis tekrar açıldığında ilk işlerimizden birisidir diyebileceğim kanun bu olacaktır.

Ahmed Arpat: Aralık ayında TSK Fırat’ın doğusuna yönelik bir harekat için hazırlıklarını tamamlamıştı. O dönem ABD Başkanı Trump’tan bir açıklama geldi, “Suriye’den askerimizi çekiyoruz” dedi. Bu yeni durumu göz önünde bulundurarak operasyonu erteliyoruz dediniz. Şimdi gelen haberlere bakıyoruz, ABD’nin tamamen geri çekilme durumu ortadan kalktı gibi, belli bir miktar askerle orada varlığı sürdürecek ABD. Sürece nasıl etki eder bu durum?

Recep Tayyip Erdoğan: Şimdi burada müzakereler hala devam ediyor. Bu iş eğer bir oyalamaya dönüşürse tavrımız farklı olacaktır. Ama biliyorsunuz ben sayın Trump’la daha yeni görüştüm. Bu konuları ele alma fırsatımız oldu. Öyle zannediyorum ki tahmin edildiği gibi bir şey olmayacak. Askerin büyük bir çoğunluğu çekilecek. Belki orada sembolik olarak 300-400 kişi veya 200 kişi veya koalisyon güçleri olarak toplamda 500 kişiyi bırakma durumları filan söz konusu olabilir. Ancak görüşmeler ne getirir ne götürür onu şu anda konuşamıyorum ama bizim kararlığımız bellidir. Bizim için önemli olan güvenli bölgenin bir defa Türkiye’nin kontrolünde olmasıdır. Bunu ne Almanya’ya ne Fransa’ya ne Amerika’ya bırakamayız. Ben bunu kendilerine açıkça söyledim. Fransa başkanı Macron görülme talebinde bulundu seçim kampanyaları var bir fırsat bulduğumuzda döneriz dedik. Bir defa terör koridoru güvenli bölge olarak özellikle ifade ettiğimiz yer bu konuda hassasız. Bize tehdit oluşturacak bir bölgeyi birilerine emanet edemeyiz. Ama biz Suriye’nin bir defa toprak bütünlüğünde de hassasız. Bu konuda Suriye halkı bize çok güvendiği içindir ki aşiretler sürekli olarak Münbiç çağrısı yapıyor. Türk askerini buraya bekliyoruz biz sadece onlara güveniyoruz. İdlib’de de gözetleme kuleleriyle ilgili çalışmalarımız var. Rusya ile de orada uyum içerisindeyiz. Burada asıl önemli olan Fırat’ın doğusu. Trump’ın yapmış olduğu o açıklamadan sonra her şey değişir gibi olmuştu ama ondan sonra bir anda birileri farklı mesajlar vermeye çalıştılar. Bütün dünya ‘Türkiye olmadan Suriye krizi çözüme kavuşturulamaz’ bunu herkes söylüyor. Diğer adı geçen ülkelerin burada bir sınırı yok. 3.6 milyon Suriyeliyi burada barındıran biziz. Avrupa Birliği söz verdi 3+3 milyar euro dedi bize gelen 750 milyon euro. Kapılarımızı biz açmadık açsak Avrupa iyice tutuşacak. Şu anda 37 buçuk milyar dolar biz Suriye ile ilgili olarak bütün mültecilere yaptığımız harcama var. Eğitim, sağlık, yer sorunu biz yaptık. Şu anda 310 bin kadar Suriyeli mesela Cerablus’ a döndü, Yavaş yavaş Afrin’e dönmeye başladılar. Soçi zirvesiyle birinci turu biten Ankara Tahran, İkinci turda da yine Soçi ile başladı şimdi sıra bizde tarih vereceğiz ve 5’incisini yapacağız. İyi gidiyor. Ama bizim burada bir farklı yaklaşık tarzımız söz konusu değil. Teröristlere ve teröre bölgeyi kurban etmemek istiyoruz.

Seda Öğretir: Münbiç’te de ortada bir yol haritası ve de bir türlü takvime dönüşmeyen bir yol haritasından söz ediyoruz. Türkiye sabır gösteriyor. Bu sabrın sınırı nedir?

Recep Tayyip Erdoğan: Bunlar bir takvimle bu iş olmaz. Bir gece ansızın gelebiliriz her zaman söylediğim bir söz. Burası yüzde 90 Arapların. Ama terör örgütünü Obama oraya yerleştirdi ve daha sonra Trump geldi sayın Trump’la da bunları konuştuk ve tabi Obama’nın oradaki tavırlarından çok çok rahatsız olduğunu bizzat açıkladı. Şimdi de bir an önce Münbiç yol haritasının bir an önce neticelenmesi lazım. Bir harita açıklamışlardı 90 gün. Bu 90 gün bitti ikinci üçüncü 90 gün bitti. Şimdi oradaki aşiretler bize sürekli davet yapıyorlar. Biz bu noktada hazırlıklıyız. Haziran 2018’de Amerika ile mutabık kaldığımız o yol haritasının amacı belli. Şu anda da bütün hedefimiz bizim PYD/YPG terör örgütleri Münbiç’ten tamamen çıkarılacak bunların elinde bulunan silahlarda Amerika tarafında toplanacak. Bu silahlar onların elinden bırakılırsa aynen Saddam döneminde Irak olayına döner. O zamanda bunların seri numaraları bizde var toplayacağız diyorlardı. Daha sonra bütün silahlar PKK’nın elinden çıktı. Aynı duruma burada düşülmemesi gerekir. Sayın Trump’a birkaç kez söyledim bunu. Yanındaki generallerde biz seri numaralarını almışız hepsi elimizde mevcut dolayısıyla bu iş bittiği zaman ellerinden alacağız. Ben buna samimi olarak bakmıyorum. Bir defe burada 23 bin TIR silah, araç gereç buraya gelmiş vaziyette. Şu anda burada üslere baktığınız zaman 18 üs var. Bu üsler bir yerden tahkim ediliyor. Şimdi bir de o bölgede bana göre bir silah piyasası oluştu diye düşünüyorum. Bunların bir kısmı satılıyor ve bir piyasa terörü oluşuyor. Burada bizim askerimiz ve ÖSO çok temkinli, dikkatli, hassas ve bu süreci takip ediyoruz devam ettiriyoruz.

Ahmed Arpat: Yarın önemli bir konuk ağırlayacak Ankara. ABD Başkanı Trump’ın Ortadoğu başdanışmanı Kushner Ortadoğu programı çerçevesinde Ankara’ya geliyor. Yanında İran özel temsilcisi başkanı o da var. Sizinle bir görüşme planlanıyor mu?

Recep Tayyip Erdoğan: Şu anda görüşme satın Trump’ın da bana ifade ettiği şekliyle ağırlıklı olarak ekonomi ve bölge sorumları. Bizden de böyle bir talep söz konusu oldu. ÇAD Cumhurbaşkanı da gelecek kanaat önderleriyle toplantı var. Belki bir ara kabul ederim bir görüşme yapma durumumuz olabilir.

Seda Öğretir: Rusya Dışişleri Bakanı Lavrov’un bir açıklaması var, ‘Türkiye ile hangi Kürtlerin terörist sayılacağı konusunda anlayış birliğine varılamadı. Türkiye’nin farklı tavrı var. Endişelerini anlıyoruz ama yine de sapla samanın ayrılması gerek’ şeklinde.

Recep Tayyip Erdoğan: Türkiye’de etnik unsurlara baktığınız zaman bizim Kürt vatandaşlarımız etnik olarak zaten tektir. Ancak her etnik unsurun içerisinden olumlu, iyi insanlar çıkabileceği gibi terörist de çıkar. Şu anda hangi etnik unsur bana diyebilirsiniz ki içerisinden hiç terörist çıkmasın. Bizim bu konuda pozisyonumuz net. Bizim sayın Putin ile yaptığım ikili veya dar kapsamlı görüşmelerin dışında sayın Lavrov hep yanımızda olmuştur. Bizim onlara hep söylediğimiz, PKK iniltili tüm gruplar terör örgütüdür bir defa. Bu Kürt olabilir bu Fransız, Alman, İtalyan olabilir. Burada kalkıp bizi adeta Kürt düşmanı gibi lanse etmenin gayreti içine girmek çok yanlıştır. Ülkemde vatansever bu kadar Kürt kardeşlerimiz var. Biz bunları yok farz edebilir miyiz? Hangi Kürt ifadesi bir defa yanlış bir ifade. Esasen bir kaç kez bunu ifade etmemize rağmen hala bunun kullanılıyor olması düşündürücü. Bunu zaman zaman Amerika’dan gelen bazı dostlarda söylüyorlar. ‘Kürtleri öldürmeyin sakın’. Benim ülkeme ihanet varsa, ülkemde askerime saldıran varsa biz bunlara el bebek gül bebek diyecek halimiz yok. Ana muhalefetin başı vesaire onlar arkadaş, kardeş filan diyebilirler ama biz teröriste arkadaş veya kardeş diyemeyiz. Şu anda da özellikle benim Kürt vatandaşlarımı temsil durumu söz konusu olmayan bir terör örgütleridir bizim üzerinde hassasiyetle durduklarımız. Kabinemde bunca yıldır olan Kürt kardeşlerim olmuştur. Bölgede zaten şu anda Kürtleri temsil ettiğini söyleyen partinin karşısındaki en önemli güç biziz. Sayın Lavrov’un tespiti yanlıştır. Bunu söylemesi yanlış olmuştur. Dışişleri bakanım da zannediyorum gerekli uyarıyı yapmıştır.

Ahmed Arpat: İdlib özelinde özellikle son günlerde Şam rejiminin İdbil’in güneyine yönelik operasyon var. Rusya’dan ‘Türkiye yükümlülüklerini yerine getirsin’ çağrısı yapılıyor bazen. Sizin değerlendirmeniz nedir?

Recep Tayyip Erdoğan: Bu konuda maalesef zaman zaman nüans farkları oluyor. Ama biz İdlib’deki bu içerde bulunan bazı terör gruplarının yanlışlarına karşı elimizden gelen her türlü tedbiri alıyoruz. Bununla ilgili ilgili birimlerimiz gerekli adımları atıyorlar. Son olarak savunma bakanlığımız aynı şekilde istihbarat teşkilatımız muhataplarıyla görüşmeleri yaptılar. Bunu zaten bir metne bağladılar. Hatta Rusya ile varılan mutabakat ışığında 17 Eylül 2018 tarihinde imzalanan İdlib muhtırasının özellikle uygulanmasına biz büyük önem atfediyoruz.

Seda Öğretir: Moskova Adana mutabakatı hatırlatmasıyla Ankara’ya Şam’la bir ilişki kurma önerisi mi getiriyor? İstihbari düzeyde bir ilişki kurulduğunun daha önce açıklaması yapılmıştı. Acaba daha üst düzey bir temas olabilir mi?

Recep Tayyip Erdoğan: Bu baba Esed’in zamanında atılmış bir adım. 98. Bu muhtıranın içinde önemli olan başlık bana göre terör örgütlerine karşı bizim onları kovalama hakkımız var. Aklımda kaldığı kadarıyla bir de 3 yılda bir bunun yenilenmesi diye bir durum söz konusu. 3 yılda bir taraflar yenilenmemesi istikametinde bir tavır ortaya koymazsa bu muhtıranın mutabakatının devamı anlamına gelir. O günden bugüne de böyle bir şey söz konusu olmadığı için bu mutabakatın devrede olduğu anlamındadır. Amerika Suriye’ye aslında davetli değildir, koalisyon güçleri davetli değildir ama oradalar. Türkiye ise tehdit altında olduğundan hareketle, ikincisi Adana mutabakatı sebebiyle bu adımı atmıştır, atmakta da haklıdır. Ama Rusya davetlidir. Şimdi böyle bir sürecin içerisinde biz üzerimize düşeni yapıyoruz ve sınırdaş bir ülke olarak bu tehdit karşısında tedbirlerimizi alıyoruz. 

Ahmed Arpat: Seçim sonrası ABD’ye gideceğinizi söylediniz. Bazı sıkıntılı başlıklardan birisi S-400 hava savunma sistemi. Rusya, temmuz ayında teslim edecek sistemi. ABD nasıl ikna edilecek bu konuda?

Recep Tayyip Erdoğan: Burada teknik anlaşmazlıklar söz konusu. Bizim Sayın Obama döneminde patriotlarla ilgili satın alma talebimiz vardı. Maalesef buna olumlu bir cevap verilmedi, Kongre olumsuz döndü. Biz olumsuz bir yaklaşımın olduğu süreçten sonra çaremize baktık. Bunlar savunma sistemi taarruz değil. S-400 konusunda Sayın Putin’le konuştuk ve gerek kredi noktasında gerek teknik konularda gerek ortak üretim konusunda gerek süre konusunda bu tabi Türkiye’nin güvenliği için şart. Sayın Putin bu konuda bize çok çok olumlu yaklaştı. O günün şatlarında kredi şartları, faiz oranları itibariyle vesaire bize güzel bir imkan sundu. Şimdi bu güzel imkanlar sunulduktan sonra hayır almayacağız mı diyelim. Yunanistan S-300’ü almış, Bulgaristan almış var, üçüncü bir ülke olarak Slovakya olacak yanılmıyorsam var. Bu üç ülkeye sesiniz çıkmıyor Türkiye olunca bu adımı atıyorsunuz. Kaldı ki biz buna rağmen patriotlar konusunda eğer sizde bize bu iyi şartları sağlarsanız buna da varız. Bize bu haksızlığı yapanlar şimdi gelin anlaşalım diyorlar S-400’leri bırakın diyorlar. Biz bu anlaşmaları yaptık bitti bu iş. Bizim ihtiyacımızdır ve bunun anlaşmalarını bitirdiğimiz gibi geri adım söz konusu değildir. NATO Genel Sekreteri de bizi haklı buluyor. Biz ortaklarımıza şunu yap bunu yap şunu alma bunu al diyemeyiz. Amerika’dan sonra ödemeler konusunda NATO’da en hassas olan ülke biziz. Dolayısıyla Türkiye gibi askeri gücü ortada olan bir ülkeye kimse bu haksızlığı yapamaz. Zaten sayın Trump da bu son görüşmemde bana hak verdi bu noktada. İlgili kurumlarımız görüşmelerini sürdürüyorlar. Temennim odur ki bu yanlış anlaşılma bir an önce giderilir. Aramızdaki şey sadece sözde olan bazı yaklaşım tarzıdır bizim S-400 olayında geri adımımız kesinlikle söz konusu değildir.

Seda Öğretir: Avrupa Parlamentosu’nun Türkiye ile ilişkili son rapor taslağında yine eleştiriler var ve Avrupa Birliği ile müzakereler askıya alınsın tavsiyesi var.

Recep Tayyip Erdoğan: Bir defa AP’nin aldığı bu kararların hiçbir kıymeti harbiyesi yoktur. Bunlar kendileri çalıp kendileri oynuyorlar. Kaldı ki Avrupa Birliği iki yüzlülüğün tarihini yazmıştır. Avrupa Birliği üyesi ülkelerde idam yasaktır. Avrupa Birliği üyesi ülkeler Sisi’nin davetine icabetle beraber poz verdiler mi? O hafta içerisinde 9 genci bu Sisi idam etti. Sisi kendi başkanlığı döneminde 42 tane Mısırlıyı idam etti. Sen nasıl oluyor Avrupa Birliği olarak hem hoş bakmayacaksınız sonra gidip idamı gerçekleştiren böyle bir adamla aynı karede poz vereceksin. Türkiye’de bazı kişiler cezaevine atıldığında bu Avrupa Birliği kıyamet koparan değil mi? Zaman zaman PKK terör örgütünün temsilcilerini AP salonlarında onların posterlerini asan onlar değil mi? Avrupa Birliği bir kere bir çekim merkezi olma şansını yitirmiştir. Brexit işte bunun en önemli ispatıdır. Arkalarından başkaları gelebilir. İtalya bunları konuşuyor. Fransa’da mesela nereden çıkıyor bu sarı yelekliler? Avrupa huzursuz. Bu böyle devam ederse bu bizi kendi yolumuzu artık çizmeye götürebilir. Biz bunların ağzının kokusunu çekmeye mecbur değiliz. Diyeceksin ki idam olamaz yasak bana bunu söyleyeceksin sen, 42 Mısırlıyı idam eden kişi ile yan yana poz vereceksin. Biz bir defa reform çalışmalarını sürdürmekte kararlıyız. Kriterleri hazırlamak bizim için zor değil. Onun için Sisi olayının Avrupa Birliği’nin o güçlü takımlarının onlarla orada bir araya gelmesi tarihi bir kara lekedir.

Ahmed Arpat: Venezuela’da muhalif lider Guaido’nun ortaya attığı bir iddia vardı, Maduro’ya yakın bazı isimlerin Türkiye’ye kaçtığını iddia etti. Doğru mudur bu? Bir de Venezuela’da yaşanan kriz nasıl sonuçlanır bir öngörünüz var mı?

Recep Tayyip Erdoğan: Bir defa Maduro seçilmiş bir liderdir. Guaido seçilmiş bir lider değildir. Meclis Başkanlığı’na gelmiş birisidir Guaido. Bunu ne yazık ki eyalet valisi gibi oraya atama gayretleri var. Şimdi seçilmiş bir lider olmadığın halde insan utanır, ‘Beni Venezuela halkı buraya seçmediği sürece ben burada böyle bir şeye talip olamam’ demen lazım. Üstelik Maduro yüzde 50’nin üzerinde bir oyla seçilmiş. Sanki her taraf açlık, sefalet filan öyle anlatıyorlar. Kısa bir süre önce oradaydım böyle bir şey yok. Venezuela’nın altınına, elmaslarına bilmem nelerine el koyma operasyonundan başka bir şey burada gözükmüyor. Afrika’da da aynı şeyler yapıldı. Şu anda da benim ülkeme Venezuela’dan kaçıp gelen bir kişi yok. Tam aksine şu anda Venezuela’da devlet sıfırlanmış değil ki aramızdaki ticari ilişkiler vesaire bunlar var. Bu tür ticari ilişkiler sebebiyle oradan bir yetkili gelir buradaki bizim muhataplarıyla görüşmesini yapar. Guaido tabi Türkiye’yi tanımadığı için bir kabile devleti sanıyor. Bizim darbelere karşı tavrımız açık ve nettir. Bunu biz 15 Temmuz’da ortaya koyduk. O darbe olayında bize ilk olumlu mesajını veren Maduro olmuştur. Dolayısıyla şu anda Maduro’ya karşı yapılan bu darbe girişimine de bizim uzak durmamız söz konusu değildik. Halkıyla beraber yürüdüğü sürece bizim desteğime sahip olacaktır.

Seda Öğretir: Bu yoğun tempoda ailenize ve torunlarınıza nasıl vakit ayırabiliyorsunuz?

Recep Tayyip Erdoğan: Biz zaman zaman İstanbul'a gidişi çekemiyoruz, bazen 'bir an önce gidelim' diyoruz. Gittiğimizde sağ olsun hepsi de hemen evde toplanıyorlar. Bunların hepsi en ufağından en büyüğüne kadar ayrı bir cilveye sahip. Torunun tadı başka. Bu sabah torunlardan en ufağı ne cilveler yapıyor, hele hele uykudan yeni kalkmış o haliyle sizin bütün yorgunluğunuzu aldığı gibi size enerji veriyor. Bakıyorsun bir üstü yine öyle. Bazıları ‘Boş vaktinizde ne yaparsınız?’ diyor. Siyasetçinin boş vakti olur mu? Bizim şu anda bütün vaktimiz millet. Boş vaktimiz çocuklar bekler vardığımız zaman onlarla dede derler, anneanne derler onlarla oynama oyalanma bizim için ayrı bir kaynak oluyor. Bizim onlarla buluşmamız, oynamamız bize millete vatana hizmet yolunda ayrı bir enerji kaynağı oluyor.

Ahmed Arpat: İzlediğiniz dizi oluyor mu, okuduğunuz kitaplar diye soracaktım ama yanıtını aldım sanırım.

Recep Tayyip Erdoğan: Dizileri filan zaten benim adıma izleyenler oluyor. Çok istisna bazı dizileri tabi şöyle fırsat buldukça izleme durumumuz oluyor. Bazen arkadaşlarımız şu dizi önemli deyip onu bana daha sonra izletiyorlar. Ama inanın benin bütün şu anda şeyim millete hizmet yolunda akşam geç saatlere kadar zaman zaman arkadaşlarımızla değerlendirmeleri yaparız, hazırlıklar önüme gelir okur onlar üzerinde çalışmamı yaparım.

Seda Öğretir: Bu tempoda uyku süreniz nasıl kaç saat uyuyorsunuz?

Recep Tayyip Erdoğan: Ortalama 6-7.

Seda Öğretir: 2019’u Göbeklitepe yılı ilan ettiniz, tıpkı 2018’de de Truva yılı ilan edilmişti büyük bir hareketlilik getirdi turizme.

Recep Tayyip Erdoğan: Bu yıl daha hareketli olacak. Şimdi Kültür ve Turizm Bakanım Doğu Ekspresi’yle doğuya doğru yolculukta yanında bol miktarda gazeteciler filan da var. Hedefimiz 50 milyonu yakalamak. 50 milyon turisti yakalamamız demek bir kırılma noktasıdır. Turist sayısının artmasından öte bizim beklentimiz paralı turistin ülkemize gelmesi ve onunla beraber getirisinin de artması. Şimdi biz buna doğru gidiyoruz. 40+6 milyonla bu yılı kapadık. Yani 40 milyon yabancı turist 6’da yerli olup dışarıda olan turist. Ama bu sene bunu 50 artı ile yapacağız inşallah. Göbeklitepe bizim sükse yapan destinasyonlarımızdan birisi. Tabi tarihi bütün bu eserlerimizi sürekli olarak meydana çıkarmanın gayreti içindeyiz. Artık biz turizmi sadece deniz, kum, güneş turizmi olarak değil çeşitlendirdik bunu. Kuş turizmi var, sağlık var, eğitim turizmi var. Mesela şimdi golf turizmine ciddi manada Türkiye’de altyapı yatırımı yapıldı. Golf turizmi hakikatten paralı olanları çekiyor. Mesela uluslararası spor kulüpleri hazırlıklarını devre arasında filan Türkiye’de yapar duruma geldiler. Antalya filan bu noktada yabancı kulüpler devre arası hazırlıklarını orada yaptılar. Artık 2-3 destinasyondan buralara çıkmışsın. Dağcılık almış başını gidiyor. Her geçen yıl inşallah turizmde dünya nereleri yakaladıysa bizde oraları yakalayacağız, yakalamaya devam edeceğiz. Onları yakalayacağız ve geçeceğiz. Türkiye’nin bu güzelliklerine dört mevsimde ulaşmak mümkün.

Milletime diyorum ki, 31 Mart yerelde sizler için bir fırsattır. Demokrasi yerelde başlar, genelde değil. Dolayısıyla bütün vatandaşlarımın sandığa gitmelerini çok çok önemsiyorum. İstikrar için, güven için, özellikle bağımsızlığımızın güçlendirilmesi için vatandaşlarımızın muhakkak sandığa gitmesi lazım. FETO denilen bu lanete, PKK’ya karşı hep birlikte el ele verip sandıklarda demokratik irademizi milli iradeyle birleştirerek ortaya koymamız lazım. Bağnaz bir particilikten öte hizmete oyumuzu verirsek, gönül belediyeciliğine oyumuzu verirsek kazanan fert fert millet olur, fert fert bu ülkede şahıslar olarak biz oluruz.

  • Etiketler :
  • Haberler -
  • Türkiye
  • Recep Tayyip Erdoğan
  • Cumhurbaşkanı

Sayfa Yükleniyor...