Cumhurbaşkanı Erdoğan: Pensilvanya'ya değil, halkımıza gittik

Cumhurbaşkanı Erdoğan, AK Parti'nin kuruluş sürecinde Pensilvanya'ya gittiği iddialarını yalanlayarak, "Pensilvanya'ya değil, halkımıza gittik" dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan: Pensilvanya'ya değil, halkımıza gittik

Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, Haliç Kongre Merkezi'nde düzenlenen, partisinin İstanbul aday tanıtım programına katıldı.

Burada konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şahsının 5 Mayıs'ta Cumhurbaşkanlığı, milletvekili adaylarının 21 Mayıs'ta resmen belli olmasıyla başlayan seçim maratonlarının, 24 Haziran akşamı zaferle neticeleneceğini söyledi.

İstanbul'un her seçimde olduğu gibi, 24 Haziran'da da seçimlerin belirleyici şehri olacağını vurgulayan Erdoğan, bu seçimde İstanbul'un Meclis'teki 600 milletvekilinin 98'ine tek başına karar vereceğini dile getirdi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Cumhurbaşkanlığı seçiminde de genelinde hedefimize ulaşabilmenin yolu, önce İstanbul'u veya İstanbul'da başarıyı yakalamaktan geçiyor" diye konuştu.

Hem Cumhurbaşkanlığı'nda hem de milletvekilliğinde kendilerini zafere taşıyacak olanın, adayların ve teşkilatlarının ortaya koyacakları gayret ve performans olduğuna işaret eden Erdoğan, şunları kaydetti:

"Eskiler zahmetsiz rahmet olmaz derler. Bizim siyaset tarzımızda çok çalışmadan, emek vermeden, terlemeden, fedakarlıkta bulunmadan netice almak diye bir şey söz konusu değildir. Biliyorsunuz, 6 Mayıs'ta yine İstanbul'da 'Erdem, irade ve cesaretle şahlanıyor' diyerek seçim manifestomuzu açıkladık. Ardından 24 Mayıs'ta tüm adaylarımızın tanıtım toplantısında, seçim beyannamemizi Ankara'da kapalı spor salonunda milletimizle paylaştık. Her şehrimizde aday tanıtım toplantıları ve yoğun bir programla sabah erken saatlerden sahura kadar kesintisiz şekilde milletimize yaptıklarımızı ve yapacaklarımızı anlatıyor, destek istiyoruz. Bugün de İstanbul'da zaten başlamış olan çalışmalarımızı bu tanıtım toplantısıyla taçlandırmış oluyoruz. Biz de Erzurum'dan başladığımız miting maratonumuzu, her gün bir veya iki il mitingi şeklinde, çoğunlukla iftarlarda da farklı bir programla seçime kadar sürdüreceğiz. Sizlerin de 24 Haziran'da zaferimizi ilan ettiğimiz ana kadar durmadan, duraksamadan çalışacağınıza inanıyorum."

Erdoğan, salondakilere, "İstanbul; milletimizle birlikte 'Vakit birlik vakti' demek için gece-gündüz çalışıyor muyuz? Hanımlar; seçim gününe kadar 'Vakit İstanbul vakti' diyerek var gücümüzle çalışıyor muyuz? Gençler, liseden üniversiteye, tüm öğrencilerimizi, çalışan gençlerimizi 'Vakit Türkiye vakti' diyerek sandık başına getiriyor muyuz? Milletvekili adaylarımızla güçlü Meclis için, İstanbul'un gönlüne girmeye hazır mıyız? Cumhurbaşkanlığında, güçlü hükümet için yeni yönetim sistemini herkese anlatmaya hazır mıyız? İstiklalimizin ve istikbalimizin teminatı olan güçlü Türkiye için hep birlikte çok çalışıyor muyuz?" diye sordu.

Katılımcılardan "Evet" yanıtını alan Erdoğan, "Rabbim sizlerden razı olsun" dedi.

Erdoğan, AK Parti İstanbul milletvekili adaylarının tanıtımını yaptıkları bugünün, sıradan bir gün olmadığını söyledi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bugün aynı zamanda 29 Mayıs. Yani İstanbul'un fethinin 565. yıl dönümü. Türkiye'ye fethin 600. yılı olan 2053 vizyonunu kazandırmış bir parti olarak bugünün anlamı bizim için çok daha farklıdır. Bu salondan Rabbimizin ve ecdadımızın huzurunda, İstanbul'a ve tüm milletimize bir söz veriyoruz; Fatih'in askerleri ve manevi rehberleriyle fethettiği bu şehre, namahrem eli uzanmasına asla izin vermeyeceğiz" şeklinde konuştu.

Bu mübarek beldenin üzerinde dalga dalga yayılan ezanların dinmesine asla müsaade etmeyeceklerini vurgulayan Erdoğan, şunları kaydetti:

"Bayrağımızı yere düşürmek isteyenlere, fırsat vermeyeceğiz. Şehitlerimizin ve gazilerimizin ruhlarını asla muazzep etmeyeceğiz. Bu aziz şehri ve bu güzel ülkeyi örselemek için fırsat kollayanların heveslerini bir kez daha kursaklarında bırakacağız. İstanbul'un her bir tepesinde, her bir mabedinde, her bir hanesinde yanan o fetih ışığını söndürmek isteyenlere meydanı ve meydanları asla bırakmayacağız. İstanbul'un boynunu bükük koymayacağız. Milletimizin birliğini, beraberliğini sonuna kadar savunacağız. Ülkemizin bütünlüğünü canımız pahasına koruyacağız. Devletimizin bekası uğrunda hiçbir fedakarlıktan kaçınmayacağız.

İşte bütün bunlar için Rabia'mızı her fırsatta tekrarlamaya devam edeceğiz. Şöyle Rabia'mızı coşkuyla haykıralım. Tüm Türkiye duysun, ezberlersin ve kavrasın. Tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet. Türkiye 24 Haziran'dan sonra yeni yönetim sistemiyle Rabia'sına daha sıkı sarılacaktır. 15 Temmuz'da canımız pahasına sahip çıktığımız özgürlüğümüze ve geleceğimize inşallah yeni dönemde daha güvende bakacağız. Bunun için bir olacağız, iri olacağız, diri olacağız, kardeş olacağız, hep birlikte Türkiye olacağız. Mesele bu."

"MAKAM MEVKİ İÇİN BİRBİRİMİZİ SEVMEYECEĞİZ"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, birbirlerini sadece Yaradan'dan ötürü seveceklerini belirterek, "Makam mevki için birbirimizi sevmeyeceğiz. Akrabalık bağlarıyla birbirimizi sevmeyeceğiz. Sadece ve sadece Yaradan'dan ötürü seveceğiz" diye konuştu.

Manifestolarında yerli ve milli olmayı "Davamız bu ülkeye, bu aziz millete hizmet davasıdır" şeklinde tarif ettiklerini dile getiren Erdoğan, şöyle devam etti:

"Ülkemiz büyüdükçe, kalkındıkça, milli egemenliğimiz ve bağımsızlığımız perçinlendi. Gençler, milli gelirimizi 3,5 kat artırdığımızda, ihracatımızı 5 katına çıkardığımızda, enflasyonu tek haneli rakamlara düşürdüğümüzde Türkiye'mizin hem kalkınmasına hem özgürleşmesine hizmet etmiş olduk. Yerli ve milli siyaset işte tam da budur. Ama bunu kavramayanlar oldu. Milli olmak; milli geliri artırmak, milletin iş ve aşını büyütmek demektir. Milli olmak; faize giden parayı, yatırımlar ve sosyal yardımlar yoluyla millete aktarmak demektir. Yerli olmak, Türkiye'yi 5 cente muhtaç halde IMF kapısında bekletmemek, savunma sanayinde dışa bağımlı olmamak demektir."

Şu 16 yıllık iktidarları döneminde devlet-millet kaynaşmasının geliştiğini, devletin milletin emrine girdiğini vurgulayan Erdoğan, "Bürokratik oligarşinin hakimiyetine biz son verdik. 'İnsanı yaşat ki devlet yaşasın' anlayışını biz hakim kıldık. 'Halkımız demokrasinin en ileri standartlarına layıktır' dedik. Sosyal restorasyonla kardeşliğimizi yücelttik. Anayasal değişikliklerle sistemimizi demokratik hale getirdik" diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, sivilleşme adımlarıyla siyaseti normalleştirdiklerini aktararak, "Zihniyet dönüşümünü tamamladık. Şimdi kurumsal dönüşümü tamamlama zamanıdır. Yeni bir düzen inşa etmek zahmetlidir. Eski düzenden beslenenler değişime düşman olurlar. Geride bıraktığımız 16 yıllık diriliş döneminde büyük dirençlerle karşılaşsak da bir zamanlar hayal edilmesi dahi imkansız olanı hep birlikte başardık" ifadelerini kullandı.

Erdoğan, demokrasiden ekonomiye kadar attıkları her adımı, milletin adalet ve kalkınma arayışının bir parçası olarak gördüklerini ifade etti.

Yerli ve milli olanı, evrensel insanlık birikimiyle, modern demokratik siyasetin gerekleriyle harmanladıklarını aktaran Erdoğan, "Sabitelerimizi koruduk. Ancak ülkemizin değişen ihtiyaçlarına ve değişen dünyaya duyarsız kalmadık. Bunları yaparken tecrübe kazandık, güçlendik. Buna karşılık kuruluş hedeflerimizden, bu aziz millete hizmetkar olmaktan hiç sapmadık. Biz bu aziz millete efendi olmaya değil, hizmetkar olmaya geldik. Biz milletimizle hep dertleştik ve ona hesap verdik. Kapalı kapılar ardında pazarlıklar yapmak yerine, herkesin gözü önünde biz muhasebe yaptık. Milletimize olan saygımızın ve sevgimizin gereği olan bu siyaset tarzımızı sonuna kadar sürdürmekte kararlıyız. Milletimizle harbi ve hasbi şekilde kurduğumuz ilişkiyi, 40 yıllık siyasi hayatımızın her safhasında olduğu gibi yeni dönemdeki sürdüreceğiz" diye konuştu.

Erdoğan, her bir milletvekili adayı arkadaşının bu duruşla milletin karşısına çıkmasını beklediğini dile getirerek, "Biz muhalefet gibi iki yüzlü davranmadık, davranamayız. Bizim ağzımızdan bir söz çıkarsa onu yapmak, boynumuzun borcu haline gelir. Bugüne kadar milletimize ne söz verdiysek yaptık, bundan sonra da yapacağız" dedi.

"YATIRIM DENİNCE AKLA AK PARTİ GELİR"

Seçim beyannamesinde İstanbul’a verdikleri birçok söz olduğunu anlatan Erdoğan, şöyle devam etti.

"Bunların ayrıntılarını sizler zaten biliyorsunuz ve inanıyorum ki satır satır milletimize anlatıyorsunuz. Burada sadece birkaç husus üzerinde duracağım. Bunlara dikkat edelim. Ekranları başında bizi izleyen milletime özellikle bunları duyurmak istiyorum. Çünkü muhalefet veya diğer cumhurbaşkanı adayı olan arkadaşlarımızın yaklaşımlarını anlamak mümkün değil. Yeni havalimanı, Türkiye'nin sadece prestij projesi değil. Aynı zamanda 2023 hedeflerinin de manivelası olacaktır. Şimdi ana muhalefetin adayı, ona kalsa zaten böyle devasa ve dev bir havalimanını istemez. Hiçbir şey istemiyorlar ki. Kanal İstanbul, 'hayır.' Tutturmuş birşey; 'Üçüncü köprüyü Erdoğan yaptıysa ben de dördüncüyü yaparım.' Ya yapamazsın, senin havsalan bunu almaz. Bak biz denizin altından Marmaray'ı geçirdik. Haberin var mı? Biz denizin altından Avrasya Tüneli'ni geçirdik. Haberin var mı? Biz Osmangazi Köprüsü'nü yaptık. Haberin var mı? Biz Adıyaman’a bağlanan Nissibi Köprüsü'nü yaptık. Haberin var mı? Ya basmaz bunların kafası basmaz. Yatırım denince akla AK Parti gelir. Bu yola çıktığımızdan beri bunu yaptık."

29 Ekim 2018 tarihinde yeni havalimanının hizmete gireceğini hatırlatan Erdoğan, "Şimdi bak sayın İnce, sana bir nasihatte bulunayım. Atatürk Havalimanı boşalınca da burayı İstanbul’a yakışır bir millet bahçesi haline getireceğiz. Sen buna da karşı çıkarsın ama milletim zaten sandıkta sana gereğini gösterecek ve sadece bu değil, buranın bir özelliği var. Nedir? Atatürk Havalimanı’nın büyüklüğünü biliyor musunuz? 12 bin dönüm. Dünyadaki devasa, örneğin Amerika’da Central Park, İngiltere’de Hyde Park. Central Park, bunun dörtte biri, üçte biri küçüklüğünde olacak. Biz Türk'e yakışanı yapacağız. Biz Türk milletine yakışanı yapacağız. Türkiye’ye yakışanı yapacağız" diye konuştu.

Birçok stadyum yaptıklarını anımsatan Erdoğan, şunları söyledi:

"Şimdi düşünebiliyor musunuz? Atatürk Havalimanı'nı biz millet bahçesi haline dönüştürdüğümüzde, şimdi geçen akşam Yenikapı'ya polislerimizle iftara geliyorum. Gelirken baktım ki deniz kenarında vatandaş iftar sofralarını kurmuş. Onlar iftar sofralarını kurunca ben şöyle hemen şoförüme dedim ki; 'Burada hemen bir dur.' Hemen durdurdum, indim ve hemen vatandaşlarımızın yanına geçtim. Vatandaşlarımızla beraber, tabii sohbete başladık. Hemen orada ufak butik de olsa şöyle bir miting alanı oluşturduk. Resimler vesaire, güzel buluşmalar oldu. Bazıları sorunlarını anlattı, bunları da bir tarafından kayda aldık. Fakat bir taraftan da devam ediyoruz. İlk gerçeği anlatıyorum. Nedir o? Bak bizim millet bahçelerine ne kadar ihtiyacımız var? Şimdi Allah nasip eder, inşallah 24 Haziran'da milletin bize bu görevi verdiği andan itibaren, zaten 29 Ekim'de inşallah o dev havalimanımızın açılışını yapacağız. Bak onun da özelliğini söyleyeyim. Sayın İnce onu da öğren. İlk etapta yılda buraya inip kalkan uçakların getirdiği yolcu sayısı ne olacak biliyor musun? 90 milyon/yıl kapasiteli bir havalimanı. 2023, cumhuriyetimizin 100. yıl dönümünde ne olacak biliyor musun? 150 milyon/yıl yolcu kapasitesi olacak ve bunun 200 milyona kadar çıkma potansiyeli var. Ey İnce, sen bunlardan anlamazsın. Diğerlerini konuşmaya gerek yok zaten. Bu iş, yürek işi, yürek. Bu iş, zihniyet işi, zihniyet."

"SİZ O İNSANLARIN BİLE ÖNLERİNİ KESTİNİZ"

"Geçmişte havalimanı, uçaklar, bunlar yapılmıyor muydu? Yapılıyordu. Ne oldu?" diye soran Erdoğan, "Ya siz o insanların bile önlerini kestiniz. Onların attığı adımları gaz ocağı fabrikasına dönüştürdünüz ama AK Parti zihniyeti bu değil. AK Parti tam aksine, geldiğinden beri devamlı arayış içinde, devamlı yeni adımlar atmanın gayreti içinde" ifadelerini kullandı.

Kendisi hakkında yalan üzerine yalan söylendiğini belirten Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Bakın enteresan yalanlardan bir tanesi daha. Ben AK Parti'yi Pensilvanya'yla görüşerek adımını atmışız, temelini atmışız. Dün Akhisar'da söyledim. Bilmiyorum duyanlarınız oldu mu? Dedim ki, 'Şimdi bak buradan sesleniyorum' dedim. Benden cevap istedi. Buradan sesleniyorum, aslında muhatap alınacak kalitede, kariyerde birisi değil. 'Buradan sesleniyorum' dedim. 'Pensilvanya’dan bunun görüşmesini yaparak, AK Parti'yi kurma çalışmasını başlattığımı ispat etmekle sen mükellefsin. Müddei, iddiasını ispatla mükelleftir. Eğer ispat edemezsen namertsin.' dedim, dün Akhisar'da. Milletime de bunu duyuruyorum. Ya benim hayatımda, belediye başkanlığım dönemimde Altunizade'de bulunurlardı, o zaman iki veya üç kere kendisiyle görüşmem olmuştur. Partimin kuruluşuyla alakalı asla. Kim ki o, gidip ona soracağım. Bizim bu yolda arkadaşlarımızla biz istişarelerimizi yaptık ve cezaevinden çıktıktan sonra biz kime gittik biliyor musun? Pensilvanya'ya değil, halkımıza gittik ve 81 vilayette dev bir kamuoyu araştırması yaptırdık. 42 bin donörle görüşme yaptık. O bilimsel görüşmenin sonucunda amblemimize varıncaya kadar, adına varıncaya kadar, partimizin kurulmasının gereğini, milletimizden aldığımız icazetle kararını verdik. Ey İnce, biz bir yerlerden gelen talimatla değil, milletimizden aldığımız talimatla bu adımı attık. Onun için ne oldu? Partiyi kurduk, 16 ay sonra bu millet, bu aziz millet bizi nereye getirdi? İktidara getirdi. Niye? Çünkü kararı o verdi. Millet kararı verdi."

Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Şimdi ispat edeceksin, söyleyeceksin. Ben Pensilvanya'ya gitmişsem kimle gitmişim? Söyle bakalım, ispat et. Yanımda birileri varmış. Kim varmış? İspat et. İspat etmezsen namertsin, bak yine söylüyorum. Bu kadar açık ve net söylüyorum" şeklinde konuştu.

Erdoğan, İstanbul'un yalancı siyasetçilere değil, dürüst siyasetçilere ihtiyacının olduğunu vurgulayarak, "Çıkmış Kanal İstanbul'a karşıymış, 'Yaptırmam ya' diyor. Sen kimsin? Ey sevgili vatandaşım, Boğaz'da yeni tanker facialarının yaşanmasını istemiyorsak, geçen gün olduğu gibi yalı faciaları yaşamak istemiyorsak Kanal İstanbul'un niçin yapılması gerektiğini sizlere tekrar hatırlatıyorum" diye konuştu.

Boğaz'da çevre katliamının her an olabileceğine işaret eden Erdoğan, çevre facialarına karşı dünyada bir marka olacak Kanal İstanbul'u yaptıklarını söyledi.

"Ey İnce, bunu milli bütçeden değil, BOT, kamu-özel, PPP... Bunları öğrenmek istiyorsan bunları da sana ayrı bir ders olarak veririz" diyen Erdoğan, şunları kaydetti:

"Biz bugüne kadar bu dev yatırımları bu sistemle yaptık, yoksa cepteki parayı harcamak kolaydır. Biz bu sistemi kullanarak buralara geldik. Otomobil, ya otomobilleri milli bütçeden yapmayacağız ki Türkiye'nun bu sektördeki 5 devi bir araya geldiler. Hadi bakalım dedik. Kendilerinin önü açık. İnşallah 2020-2021 gibi artık biz yerli otomobilimizi üreteceğiz ve bana orada diyor ki '20 yıl geride kalmış' diyor. Ya senin havsalan almaz. Biz bu otomobil üretiminde en ileri teknolojiyi kullanacağız."

Erdoğan, bundan kısa bir süre önce Tesla'nın sahibi Elon Musk'ın ziyaretine geldiğini ve kendisiyle konuştuğunu hatırlatarak, "İnce, biz işi böyle götürüyoruz. Şu anda en ileri teknoloji neyse bunu inşallah ülkemizde de yapacağız" dedi.

Türkiye ve İstanbul'un dünkü önceliklerinin başka olduğuna dikkati çeken Erdoğan, zaten CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun durumunu söylemeye gerek olmadığını, onun durumunun belli olduğunu dile getirdi.

"CHP ZİHNİYETİ KİRLİLİK DEMEKTİR"

Erdoğan, İstanbul'a belediye başkanı olduğu zaman belediyeyi CHP'den devraldığını anlatarak, bugünkü CHP'nin o zamankinden bir farkının olmadığını ifade etti.

"CHP zihniyeti kirlilik demektir" diyen Erdoğan, şöyle konuştu:

"İstanbul çöp dağlarıyla işgal edilmiş miydi, hava kirliliği had safhaya gelmiş miydi? Hatırlayın; gazeteler maske dağıtıyordu. Suyumuz var mıydı? Değerli kardeşlerim, 180 kilometre Istranca Dağları'ndan buraya suyu biz getirdik. Hava kirliliğini biz kaldırdık ve çöp dağlarını ortadan biz yok ettik. Ah İstanbul, ah Ümraniye, ah benim kardeşlerim... Ümraniye'deki çöp dağı patladığı zaman 39 kardeşimiz öldü. Kim bunun faili, CHP zihniyeti. Ya CHP budur ya budur. Bugün 18 yaşındaki genç, Ümraniye çöplüğünün patlamasını yaşamadı ama bunu annelerine, babasına sorsunlar, 'Ya gerçekten böyle bir şey oldu mu ?' Evet oldu. Bunu bilmeleri lazım."

Cumhurbaşkanı Erdoğan, CHP'nin Cumhurbaşkanı adayı Muharrem İnce'nin Osmangazi Köprüsü'nden Yalova'ya gittiğini ve Yalova'dan İstanbul'a geldiğini dile getirerek, "Ya bunu biz yaptık. Cebimizdeki parayla değil, kamu özel ortaklığıyla yaptık. Biz buyuz. Şu kenarında bulunduğumuz Haliç, kokusundan geçilmiyordu" diye konuştu.

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı olduğu dönemde şu an bulundukları yerde olan Sütlüce mezbahanesini kaldırarak buranın durumunu aynen koruyup bir kültür merkezi yapmaya karar verdiklerini anlatan Erdoğan, bunu hayata geçirdiklerini söyledi.

Erdoğan, kendisinden sonra gelen belediye başkanlarının da bunu devam ettirerek Haliç Kongre Merkezi'ni yaptıklarını ifade etti.

''ŞİMDİ BÜYÜK USTALIK DÖNEMİNE HAZIRLANALIM"

Haliç'den çıkan çamuru Alibeyköy'deki bir taş ocağına pompalayarak naklettiklerine vurgu yapan Erdoğan, "2,5 milyon metreküp çamur naklettik ve o çamurun nakledildiği yeri şimdi bir park yaptık. Alibeyköy'deki Vialand Alışveriş Merkezi, o çamurun nakledilip oluşturulan yerdir. Biz eserlerimizle konuşuyoruz sen neyinle konuşuyorsun?" ifadelerini kullandı.

Bunların kendisinin çıraklık döneminin ürünleri olduğunu aktaran Erdoğan, "Ondan sonra kalfalık dönemi, ondan sonra ustalık dönemi, şimdi büyük ustalık dönemine hazırlanalım diyorum. Bize büyük ustalık diplomasını vermeye hazır mısınız?" şeklinde konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, adeta can çekişen bir İstanbul'dan şehrin en kıymetli yeri olan Atatürk Havalimanı alanını, hiç düşünmeden Millet Bahçesi"ne dönüştürme kararını verebildikleri bir İstanbul'a gediklerini belirterek, şöyle devam etti:

"Bize kimse çevre düşmanı diyemez. Milyonlarca, milyarlarca fidan ve ağaç diktik Türkiye'ye. Gören gözler, işiten kulaklar, lal olmamış diller, nasırlanmamış yürekler için bu manzarada çok büyük ibretler var. Sadece bu kadarla da kalmıyor. İstanbul tarihinin belki de en cesur projesiyle Kanal İstanbul ile buluşturma sözünü milletimize veriyorum. Bugüne kadar arzu ettiğimiz hızda ilerlemeyen bu projeyi yeni dönemde hayata geçireceğiz."

Kanal İstanbul'un sadece bir kalkınma projesi değil, aynı zamanda stratejik bir proje olduğunu anlatan Erdoğan, bu projeyi uygulamaya koyamamaları halinde İstanbul Boğazı'nın geleceğini tehlikeye sokulacağını anlattı.

Erdoğan, Türkiye'nin maliyet bakımından en büyük projesinin yaklaşık 10 milyar avroluk yatırım bedeli ile yeni havalimanı olduğuna dikkati çekerek, Kanal İstanbul Projesi'nin de buna yakın bir maliyetle ülkenin ve İstanbul'un en büyük 2. projesi olacağını vurguladı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, bunları ve diğer tüm projeleri hayata geçirmek için 24 Haziran'da, hem Cumhurbaşkanlığı'nda hem de Meclis'te başarıyla çıkmak zorunda olduklarını söyledi.

"İSTANBUL TÜRKİYEDİR"

Erdoğan, partililere "Vakit birlik vakti demek için, vakit İstanbul vakti demek için, vakit Türkiye vakti demek için 24 Haziran'a kadar seferberlik ruhuyla çalışmaya hazır mıyız? Güçlü meclis için İstanbul'u karış karış dolaşmaya hazır mıyız? Güçlü hükümet için İstanbul'da çalmadık kapı bırakmamaya hazır mıyız? Güçlü Türkiye için İstanbul'daki her bir oyu namusumuz bilip peşine düşmeye hazır mıyız?" diye sordu.

Salondakilerin "evet" cevabı vermesi üzerine Erdoğan, şunları kaydetti:

"İstanbul Türkiye'dir. Sizin buradan kazanacağınız her gönül, 81 vilayetimizin tamamında aksiseda bulacaktır. Çünkü İstanbul 81 vilayetimizin temsil edildiği bir yerdir. İstanbul dünyadır, sizin burada elde edeceğimiz her destek, Avrupa'dan Amerika'ya tüm dünyada ses getirecektir. İstanbul demokrasidir. Sizin burada AK Parti çatısı altında toplayacağınız her insan, çokluk içinde birlik ruhunu güçlendirecektir. Yani kesrette vahdet. İstanbul ekonomidir. Sizin burada kat edeceğiniz her mesafe üretimde, ihracatta, kalkınmada, istihdamda, büyümede ileriye doğru atılan bir adımdır."

Cumhurbaşkanı Erdoğan yola çıktıklarında 36 milyar dolar olan ihracatın şimdi 161 milyar dolar olduğunun altını çizerek, IMF'ye olan 23,5 milyar doların da 2013'te bitirildiğini söyledi.

İstanbul'un önemine işaret eden Erdoğan, konuşmasını şöyle tamamladı:

"Gençler bilir misiniz? İstanbul kültürdür, İstanbul sanattır, İstanbul estetiktir. Sizin burada oluşturacağınız o güzel iklim nesilden nesile miras bırakılacak eserlerin ilhamı olacak. İstanbul en nazlısından kadındır, kadın. Sizin burada kendisine güven aşıladığınız her hanımefendi her alanda ülkemize katılmış bir değerdir. İstanbul, en dinamiğinden yağız bir delikanlıdır. Sizin burada harekete geçireceğiniz her genç, geleceğimizin inşasında bize katkı sağlayacak birer enerji kaynağıdır. Sizler işte böyle bir şehrin temsilcisi olmaya adaysınız. Kim olduğunuzu, nereden geldiğinizi bilmezseniz, nereye gideceğinizi de bilemezsiniz. Karşılaştığınız her İstanbulluya işte bu anlayışla heyecanla bu şuurla bakmalı, anlatmalı, zihninizi ve kalbinizi açmalısınız. İşte o zaman uzattığınız hiçbir elin, attığınız hiçbir adımın karşılıksız kalmadığını göreceksiniz. Ben sizlere güveniyorum. Rabbim her birinizin yar ve yardımcısı olsun. 24 Haziran seçimlerine kadar yapacağınız çalışmalarda sizlere başarılar diliyorum."

Sayfa Yükleniyor...