Cumhurbaşkanı Erdoğan: "Saldırının hedefi milletimizin tamamıdır"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Ankara'daki saldırıyla ilgili açıklama yaptı. Erdoğan "Saldırının hedefi, orada bulunan vatandaşlarımızla birlikte ülkemizin ve milletimizin tamamıdır" dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan: "Saldırının hedefi milletimizin tamamıdır"

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Finlandiya Cumhurbaşkanı Sauli Niinistö, baş başa ve heyetler arası görüşmelerin ardından Cumhurbaşkanlığı Saray'nda ortak basın toplantısı düzenlendi.

Konuşmasına, 2009'da Finlandiya Parlamentosu Başkanı olarak 'ye gelen Niinistö'yü cumhurbaşkanı sıfatıyla ağırlamaktan duyduğu memnuniyeti dile getirerek başlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, iki ülke arasında tarihi olarak iyi ilişkilerin bulunduğunu vurguladı.

İki ülke arasında siyasi, ekonomik, ticari ve kültürel alanlarda işbirliğinin daha da güçlendirilmesi için atılabilecek adımların değerlendirildiğini söyleyen Erdoğan, "2014 yılında yaklaşık 1 buçuk milyar dolar olarak gerçekleşen ikili ticaret hacmimizi daha da yukarılara taşımak istiyoruz. Bu kapsamda, iki ülke arasında tesis edilen Ekonomik ve Ticari Ortaklık Komisyonu, ilk toplantısını 2 Aralık'ta Helsinki'de yapacak" ifadesini kullandı.

"BİZİ DERİNDEN ÜZDÜ"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, basın toplantısında Ankara'daki terör saldırısına ilişkin değerlendirmelerde de bulundu.

Ankara Garı önünde yaşanan iki ayrı patlama sonucu 97 vatandaşın hayatını kaybettiğini, çok sayıda vatandaşın yaralandığını anımsatan Erdoğan, "Demokratik haklarını kullanmak üzere bir araya gelen sivil toplum kuruluşlarımızın düzenlediği toplantı öncesinde yaşanan bu elim olay, bizi derinden üzdü" dedi.

Terör saldırısında hayatını kaybedenlere Allah'tan rahmet, yakınlarına ve millete başsağlığı, yaralılara acil şifa dileyen Erdoğan, şöyle devam etti:

"'nin birliğine, beraberliğine, huzuruna, istikrarına, hedeflerine yönelik bu terör saldırısını bir kez daha şiddetle kınıyorum. Şu gerçeğin tüm dünya ve tüm vatandaşlarımız tarafından bilinmesini istiyorum, bu saldırı Türkiye'ye yapılmıştır. Saldırının hedefi, orada bulunan vatandaşlarımızla birlikte ülkemizin ve milletimizin tamamıdır.

Yine üzüntüyle belirtmek mecburiyetindeyim ki Türkiye, terörle, terör örgütleriyle, terörün sinsi ve acımasız yöntemleriyle ilk defa karşılaşmıyor. Devlet ve millet olarak maalesef farklı isimler altında faaliyet gösteren terör örgütleriyle ve onların saldırılarıyla uzun zamandır mücadele ediyoruz. Sadece son 40 yılın bilançosunu çıkardığımızda dahi, bu gerçeği tüm çıplaklığıyla görmemiz mümkündür."

"VARLIKLARINI SÜRDÜRÜYORLAR"

Ermeni terör örgütü ASALA'nın, 1973'ten itibaren 42 diplomatın şehit edilmesiyle sonuçlanan terör eylemleri gerçekleştirdiğini, 1970'li yıllar boyunca çok sayıda illegal örgütün faaliyetine sahne olan Türkiye'de her kesimden binlerce vatandaşın, binlerce gencin bu karanlık dönemde yaşanan olaylara kurban verildiğini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"PKK'nın 1984 yılından itibaren sürdürdüğü terör eylemlerinde, bugüne kadar 14 bin civarında güvenlik görevlimiz, kamu personelimiz ve sivil vatandaşımız hayatını kaybetti. Farklı isimlerde uzun bir geçmişi olan, yaklaşık 21 yıldır DHKP-C adıyla faaliyet gösteren terör örgütü, Özdemir Sabancı ve savcı Mehmet Selim Kiraz cinayetleri başta olmak üzere çok sayıda olaydan sorumludur. El Kaide tarafından 2003 yılında İstanbul'da bomba yüklü araçlarla düzenlenen saldırılarda 57 kişi hayatını kaybetti.

Son olarak, Suriye ve Irak'ta ortaya çıkan DAİŞ de ülkemiz sınırları içinde yaptığı çeşitli eylemlerle, Türkiye'ye karşı mücadele eden örgütler arasına katıldı. Bugün de farklı isimlerle aynı çatı altında faaliyet gösteren örgütlerden oluşan PKK ile DHKP-C ve DEAŞ, karşımızdaki en menfur terör tehditleri olarak varlıklarını sürdürüyorlar.

Biz terörü, kendini nasıl tanımladığına, hangi ismi kullandığına, söylemine, yöntemine göre tasnif etmiyoruz, sadece bu sıfatla adlandırıyoruz. Meseleye bu şekilde yaklaşmayan, terör karşısında, terör örgütleri karşısında çifte standart kullanan herkes, açık söylüyorum, teröre destek vermektedir."

Ankara'daki terör saldırısını kınadığını ifade eden Erdoğan, ölümler arasında ayrım yapmadıkları gibi katiller ya da terör örgütleri arasında da ayrım yapmadıklarını söyledi. 

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Tüm terör örgütleri bizim nezdimizde aynı derecede cani, aynı derecede ahlaksız, aynı derecede kötüdür. Biliyoruz ki diğer terör olayları gibi, Ankara Garı'ndaki hadise de bizim için bir sınavdır, bir sınamadır. Allah'ın yardımı, güvenlik güçlerimizin çalışmaları ve milletimizin dirayetiyle, bu sınamadan da başarıyla çıkacağımıza inanıyorum" ifadesini kullandı.

"DEVLET DENETLEME KURULU'NU GÖREVLENDİRDİM"

Türkiye'de faili meçhuller döneminin uzun yıllar önce kapandığını, diğer olaylar gibi, Ankara'daki terör saldırısının da titizlikle araştırılarak, eylemi yapanlarla ilişkili kişilerin belirleneceğini, suçluların adalete teslim edileceğini vurgulayan Erdoğan, hükümetin çalışmalarını sürdürdüğünü, kendisinin de Devlet Denetleme Kurulunu görevlendirdiğini söyledi. Erdoğan, "Devlet Denetleme Kurulumuz da bu konuyu ayrıca onlar da farklı bir bakış açısından ele almak suretiyle Anayasamızın 108'nci maddesinin verdiği yetki ve göreve istinaden kapsamlı bir inceleme ve araştırma yapılmasının talimatını verdim" diye konuştu.

Ankara'daki terör saldırısıyla ilgili hiçbir ihtimalin göz ardı edilmemesi gerektiğini düşündüğünü belirten Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"DEAŞ, PKK ve onun türevleri olan PYD-YPG ile DHKP-C dahil tüm ihtimaller sonuna kadar araştırılmalı, sadece maşalar değil, onları kullanan, yönlendiren güçler de mutlaka ortaya çıkartılmalıdır. Ülkemizin parçalanması, milletimizin bölünmesi için bugüne kadar yürütülen sayısız operasyonun hepsini de birliğimizi, beraberliğimizi, kardeşliğimizi koruyarak sonuçsuz hale getirmeyi başardık. İnşallah, bir süredir yoğunlaşan bu saldırıları da aynı şekilde boşa çıkartacağız.

Buradan tüm milletime seslenmek istiyorum; milletçe metanetimizin, sabrımızın, soğukkanlılığımızın, birliğimizin, beraberliğimizin, kardeşliğimizin sınandığı bu dönemde, 78 milyon Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olarak hepimize düşen çok önemli görevler var. Tarih, herkesi, işte bu kritik günlerde takındığı tutuma, söylediği söze, gösterdiği tavra göre kaydedecektir. Diğer tüm hesaplarını bir kenara bırakıp ülkesinin ve milletinin yanında yer alanlar ile kendi çıkarları için farklı yollara sapanlar için, böyle dönemler bir turnusol kağıdı işlevi görür. Milli ve yerli bir duruş gösterenlerle, başka projelerin, başka hesapların, başka güçlerin dümen suyuna girmiş olanların ayırt edildiği günlerden geçiyoruz. Şehit edilen askerlerimizi, polislerimizi, korucularımızı, kamu görevlilerimizi, alçakça katledilen masum vatandaşlarımızı, çocuklarımızı taş kesilmiş kalpleriyle görmezden gelenleri tarih kaydediyor. Ve şehitlerimizin, hayatını kaybeden vatandaşlarımızın dul kalan eşleri, yetim kalan evlatları, yürekleri yanan anne-babaları için kıllarını dahi kıpırdatmayanları tarih kaydediyor."

"İKİYÜZLÜLÜKLERİNE HEP BİRLİKTE ŞAHİT OLDUK"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, terör örgütlerinin hepsini aynı sıfatla anıp, aynı ilkeli tutumla onların karşılarına dikilmeyenleri ve acılar, ölümler üzerinden kendilerine bir ikbal inşa etmeye çalışanları tarihin kaydettiğine işaret ederek, "Ankara Garı'ndaki patlama sonrasında yaşananlar bunun en son örneğidir. Daha bombanın dumanı dağılmadan, maktullerin bedenleri yerden kaldırılmadan, yaralılara müdahale edilmeden, ortada en küçük bir işaret, delil, bilgi yokken suçlu ilan etme yarışına girenlerin samimiyetsizliklerini üzüntüyle takip ettik" dedi.

Erdoğan, "Hayatlarını kaybedenlerin kanları dahi kurumamışken olay yerine gidip seçim gününü işaret edenleri, kendilerince romantik kasım güzellemeleri yapanları, yaşanan acıları siyasete alet edenleri ibretle izledik. Henüz cenazeler toprağa verilmeden eylem çağrısında bulunanların, hayatı durdurma kampanyası başlatanların iki yüzlülüklerine hep birlikte şahit olduk" ifadelerini kullandı.

Saldırının arkasından televizyon ekranlarında, gazete sayfalarında, sosyal medyada millete hakaret edenler, milleti birbirine karşı kışkırtan, kalemini silah gibi kullanmaya çalışanlar olduğunu belirten Erdoğan, "Elbette birlik, beraberlik, kardeşlik, dayanışma içinde olmamız gereken bir günde, kendilerine uzatılan eli anlamsızca, sorumsuzca havada bırakanları da unutmuyoruz. Bu tutumların, bu tavırların hepsinin de teröre, terör örgütlerine hizmet ettiğinin bilinmesini istiyorum" şeklinde konuştu.

"EN İYİ İMTİHANI MİLLETİMİZ VERDİ"

Türkiye'nin bu süreçte çok şeye şahit olduğunu, çok şey öğrendiğini, terör başta olmak üzere, yaşanılan sorunları aşabilmenin yolunun da birliğe, beraberliğe, istikrara, huzura, istikbale sahip çıkmaktan geçtiğine işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Şunu büyük bir memnuniyetle ifade etmek isterim ki bu süreçte en iyi imtihanı milletimiz verdi. Münferit olaylar haricinde milletimiz, hiçbir tahrike, hiçbir provokasyona izin vermeyerek, tercihinin birlikten, beraberlikten, huzurdan, güvenden, istikrardan yana olduğunu gösterdi. Halkımız, etnik bölücülük, mezhep kışkırtıcılığı, ideolojik ayrıştırma peşinde koşanlara itibar etmediğini, etmeyeceğini, duruşuyla herkese ilan etti. Bunun için milletimizin her bir ferdine ayrı ayrı şükranlarımı sunuyorum. Artık terör olaylarının yoğun olarak görüldüğü bölgelerde yaşayan vatandaşlarımızın da giderek daha güçlü şekilde, ülkesinin, devletinin, güvenlik güçlerinin yanında yer almaya başladığını görüyoruz. Milletimiz, kendisinin ve çocuklarının geleceğine sahip çıkma konusunda kararlıdır. Siyasi, ekonomik, sosyal çalkantıların bu ülkeye ve millete maliyetini hep birlikte görüyor, yaşıyoruz. Bu dönemi en kısa sürede geride bırakıp, yeniden bir olma, iri olma, diri olma kararlılığını ortaya koyacağımız günlerin yakın olduğuna inanıyorum. Yaşadığımız bu elim hadise dolayısıyla çeşitli kanallarla üzüntülerini ifade eden, acımızı paylaşan, dayanışma sergileyen tüm dost ülkelere de teşekkür ediyorum."

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye'nin, tarih boyunca yaşadığı diğer sıkıntılı dönemleri gibi bugünü de aşacağını, istiklal ve istikbal mücadelesi doğrultusunda yoluna devam edeceğini belirterek, "Acılarımızın bizleri birbirimize daha da yakınlaştıracağına, kardeşliğimizi güçlendireceğine, saflarımızı daha da sıklaştıracağına inanıyorum" dedi.

Erdoğan, Finlandiya Cumhurbaşkanı Sauli Niinistö ile yaptığı görüşmede, ortak basın toplantısında, Ankara'daki terör saldırısına ilişkin değerlendirme yapacağı için müsaade aldığını ifade ederek, Niinistö'nün da bunu anlayışla karşıladığını söyledi. Erdoğan, konuk Cumhurbaşkanı Niinistö'ye anlayışından dolayı teşekkür ederek, vatandaşlara bir kez daha başsağlığı diledi.

"TÜRKİYE'NİN DEMOKRATİK PARLAMENTER SİSTEM İÇERİSİNDE ÖZGÜRLÜKLERİN SINIRSIZ YAŞANDIĞI BİR ÜLKE"

Finlandiyalı bir basın mensubunun Türkçe sorduğu "Ben güzel ülkenizde gezmek fırsatı buldum. Ne yazık ki bazı vatandaşlar sizden korkuyor, onlar sizin ülkenizi diktatörlükle yönettiğinizi iddia ediyorlar. Aynı zamanda daha vahim, bazı insanlar Ankara'daki terör olayının içinde devletin olduğunu iddia ediyor. Bu iddialarla ilgili ne düşünüyorsunuz" sorusu üzerine Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Şunu bir defa samimiyetle görmek lazım, diktatörün olduğu ülkede herhalde böyle bir soru soramazsınız, bu bir. İkincisi diktatörün olduğu bir ülkede o ülkenin başbakanına veya o ülkenin cumhurbaşkanına ailesi dahil olmak üzere sınırsız hakaretin olduğunu göremezsiniz" dedi.

Türkiye'nin demokratik parlamenter sistem içerisinde özgürlüklerin sınırsız yaşandığı bir ülke olduğunu dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Avrupa Birliği üyesi ülkelerin birçoğunda olmayan bu tür talepleri, bu tür etkinlikleri Türkiye'den çok daha etkin bir şekilde yapabilen ülke sayısı nadirattandır, yarışırız onlarla ve bunu iddiayla söylüyorum, iddiayla konuşuyorum ve Türkiye'de yazılı ve görsel medya, sosyal medya şahsım başta olmak üzere çocuklarım eşim başta olmak üzere her türlü hakareti sınırsız bir şekilde yapmaktadır ve 13-14 yıllık başbakanlık ve cumhurbaşkanlığım döneminde biz bunları hep sabırla karşıladık, hala da sabırla karşılıyoruz" değerlendirmesinde bulundu.

'İFTİRA AT TUTMAZSA İZ BIRAKIR' MANTIĞIYLA HAREKET EDİLİYOR"

"Şimdi 'derin devlet' deniliyor cumartesi günü olan hadiseyle ilgili" ifadesini kullanan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti:

"Şimdi bu neye göre söyleniyor, konuşmamda az önce ifade ettim, neye göre söyleniyor? Bir tespiti burada açık ve net yapmamız lazım, fikirle mi konuşuyoruz, bilgiyle mi konuşuyoruz? Eğer fikirle konuşursanız hep yanılırsınız ama bilgiyle konuşursanız bilgide delil vardır, ona saygı duyulur. Gördüğüm o ki bilgiyle değil dedikoduyla konuşuluyor veya bir fikirle veya bir ideolojiyle konuşuluyor. Zaten sıkıntı burada, herhangi bir delile dayanmadan 'iftira at tutmazsa iz bırakır' mantığıyla hareket ediliyor. Ben bir yıl önce halkımın yüzde 52'sinin oyuyla cumhurbaşkanı seçilmiş bir insanım, halkının yüzde 52'sinin oyuyla seçilmiş bir insanı acaba diktatör olarak ilan edenler kimler? Menfaatleri elden gidenler mi? İstedikleri gibi hükümet kurup, istedikleri gibi hükümet indirenler mi? Dışarıdan beslenen içeride de bu tür hakimiyetlerini tesis edemeyenler mi?

Türkiye ekonomide nereden nereye geldi, özgürlüklerde nereden nereye geldi, eğitimde, sağlıkta, adalette, emniyette nereden nereye geldi, bütün bunların hepsinin ölçüsü bilgi olarak ortada. Ama bütün bunlara rağmen hala bu iftiralara devam ediliyorsa buna benim söyleyecek hiçbir şeyim kalmaz."

"(DERİN DEVLETİN İZİ VAR) DİYENLER ASLINDA KENDİLERİNİ GİZLİYORLAR"

"Bu denli yazılı ve görsel medyada iftiraları yapanlar rahatlıkla ortalıkta dönüyor, dolaşıyorlar" şeklinde konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "İşte şimdi bu olayda da bakın hemen burada 'derin devletin izi var' diyenler aslında kendilerini gizliyorlar. Şimdi bunlar ortaya çıkacak" dedi.

Emniyet, adalet başta olmak üzere bütün teşkilatların çalışmalarını sürdürdüğünü ve bu çalışmaların neticesinde saldırının hangi örgütler tarafından yapıldığının ortaya çıkacağına işaret eden Erdoğan, "Şu anda zaten izler sürülüyor ve canlı bombalarla ilgili DNA testleri vesaire bunlar yapılıyor ve istihbarat örgütlerimizin işte şurada daha kısa süre önce yaptıkları açıklamalarla yurtdışından ülkemize gelen bölücü terör örgütünün mensubu bazılarının eylem yapmaya hazırlandıkları, bu tweetlerde falanda zaten açıklandı. Bunların hepsi ortaya çıkacak ama biraz tabii ki sabırlı olmak gerekiyor. Şu anda DNA testleri üzerinde duruluyor, bunlarla beraber bu çalışmalar sürdürülüyor. İnanıyorum ki bu haince eylemi kim yaptı, bunları da birlikte göreceğiz."

"ZAFİYETİN OLMAMASI İDDİASINI BEN ÇOK YÜKSEK TONDA BİR YAKLAŞIM OLARAK GÖRÜRÜM"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Gelinen noktaya göre saldırganların kimliği belirlendi mi? DNA çalışmalarının devam ettiğini söylediniz ama en azından bir ipucu var mı, bir örgüt işaret ediliyor mu, yine bir dış bağlantı söz konusu mu? Saldırı olduktan sonra ihmal ve istihbarat zafiyeti olduğu yönünde iddialar ortaya atıldı. Dün aldığınız bilgiler doğrultusunda siz böyle bir kanıya vardınız mı, bir istihbarat zafiyeti söz konusu mu? Yine bu iddialardan yola çıkarak iki bakının istifası isteniyor sizce istifa gerekli midir?" şeklindeki soru üzerine ise "Bu tür faaliyetlerin içerisinde özellikle terör ve terörle mücadele noktasında hiçbir zafiyetin olmaması iddiasını ben tabii çok yüksek tonda bir yaklaşım olarak görürüm. Yani muhakkak ki bir hata, bir eksiklik bir yerde vardır ama bunun boyutu ne kadardır, bunlar da bu incelemeler esnasında ortaya çıkacaktır" dedi.

"Burada el ovuşturmadan öncelikle bizim neticeye gitmemiz lazım" ifadesini kullanan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bütün bu DNA testleri vesaire niye yapılıyor, bunları tespit edebilmek için yapılıyor. Bu DNA testleri yapılırken, bakın günler öncesine haftalar öncesine gidelim, istihbarat örgütünün vermiş olduğu, ülkemize girerek ülkemizde değişik eylemlerde bulunmaya yönelik bazı hazırlıkların yapıldığı ki bu Suriye kaynaklı olduğuna dair burada bazı istihbaratlar var" diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, istihbarat örgütlerinin bilgileri taşıdığını, bu bilgileri de teknik takipten, dinlemelerden, zaman zaman da insani istihbarattan aldığını birçok farklı yönteminin olduğunu söyleyerek, "Bu çalışmaları yapmak suretiyle bu tür adımlar atılmıştır. 'Bazı eksikler var mıdır, yok mudur' bütün bunların sonuna tabi 'eksiklerimiz nerede, nasıl bunu yaptık' bunların üzerine tabi ayrıca gidilecektir. Biz de arkadaşlarımızla bunun çalışmalarını, görüşmelerini yaptık ve bu çalışmalar daha da geliştirilerek devam ediyor" değerlendirmesinde bulundu.

"BİZ DEVLET YÖNETİYORUZ VE İNSANIZ, HEPİMİZİN HATASI OLABİLİR"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Fakat bir şeyi söylemem lazım o da şu, her bu tür olayda hemen istifa mekanizmasını çalıştırma anlayışı doğru bir yaklaşım değildir. Eğer siz her bu tür anlayışta 'hemen istifalarını versinler' yaklaşımıyla yaklaşırsanız burada bir şey ortaya çıkar, arkadaşlar biz devlet yönetiyoruz ve insanız, hepimizin hatası olabilir" diye konuştu.

"Eğer bunu söyleyenler kalkıp da istifa mekanizmasını bu kadar kolay çalıştırıyorlarsa bir siyasi partiye genel başkan niye olunur, o siyasi partiyi iktidara taşımak için olunur" şeklinde konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti:

"Ama siz bir siyasi partiyi iktidara taşıyamıyorsanız, size birileri 'hadi istifa et' dediği zaman niye istifa etmiyorsunuz? Başarılı olmak zorundasınız, niye başarılı olamadınız? Bunlar için istifa söz konusuysa, değil. Ama orada yüzde yüz başarı bekliyor, yüzde yüz başarılı olamayabilir. Burada bazı şeylerin de yerli yerinde hakkını teslim etmek lazım. Bizim şu anda üzerinde durulan bu arkadaşlarımız Türkiye'nin dört bir yanında terörle mücadelenin kavgasını veriyor. Gerek İçişleri Bakanımız olsun gerek Adalet Bakanımız olsun bunlar koşturuyorlar takip ediyorlar böyle bir mücadeleyi veriyorlar. Öbür taraftan valilerimiz, emniyet genel müdürlerimiz bu mücadelenin şu anda içindeler. Hemen istifa ile çözümü bulamazsın. Nerede eksiğimiz var önce bunu dört dörtlük tespit edelim ondan sonra gerçekten burada bir görevi ihmal söz konusuysa o zaman zaten atılması gereken adımı başarı için başbakan da atar ilgili diğer birimler de atar. Bundan kimsenin şüphesi olmasın."

Sayfa Yükleniyor...