Cumhurbaşkanı Erdoğan: Sapkınlığı sanat adı altında normalleştirmeye çalışıyorlar

Yeditepe bienalinde konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Sapkınlığı sanat adı altında normalleştirme gayesi taşıyan saldırıya karşı imkanlarımızı devreye almalıyız" dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan: Sapkınlığı sanat adı altında normalleştirmeye çalışıyorlar

Cumhurbaşkanı , Süleymaniye Darüzziyafe'de 2. Yeditepe Bienali'ne katıldı.

Erdoğan'ın burada yaptığı konuşmadan öne çıkanlar şöyle:

"Nesilden nesile aktardığımız, yaşattığımız ve kendi ruh dünyamızın renklerine boyadığımız sanatlarımızın bu tür faaliyetlerle uluslararası düzeyde de daha çok gündeme geleceğine inanıyorum. Gelenekli kültür sanat değerlerimize sahip çıkan, onlar üzerinde düşünmeyi, onları bugüne taşımayı ve geleceğe aktarmayı hedefleyen her türlü çabayı takdirle karşılıyor ve destekliyoruz.

Bize düşen görev, medeniyet değerlerimizin tüm unsurları gibi kültür-sanat hazinelerimizi ve onları üreten iklimi de nerede kaybettiysek, orada aramaktır. Şayet kendi coğrafyamızda, kendi kalbimizde, kendi zihnimizde kaybettiğimiz değerlerimizi Nasreddin Hoca hikayesinde olduğu gibi başka yerlerde aramaya kalkarsak, sadece vaktimizi heba etmiş oluruz.

"ECDADIMIZDAN KALAN MİRAS"

İşte bunun için biz, verdiğimiz mücadelenin gayesini hep, kadim medeniyet mirasımızın ihyası ve günümüz imkanlarıyla daha güçlü şekilde yeniden inşası olarak ifade ediyoruz. İyi olan, güzel olan, faydalı olan, değerli olan her şeyi nerede bulursak bulalım, almak, kullanmak, geliştirmek daha iyisini yapmak, ecdadımızdan bize kalan en önemli miraslardan biridir.

Halbuki günümüzde sıkça karşılaştığımız üzere insan fıtratının tıpkı eşrefi mahlukat sıfatı gibi bir parçası olan esfeli safilin tarafına hitap eden sanat ürünlerinden aynı latif duyguları hissedemezsiniz.

Özellikle medya mecraları üzerinden tüm dünyaya adeta boca edilen batı menşeili kültür sanat eserlerinin içine özenle yerleştirilen ve insanın esfeli safilin tarafını öne çıkaran mesajların elbette bir amacı var. Bu amacın masum ve hayırlı olmadığı da açıktır. Her türlü sapkınlığı, her türlü ahlaksızlığı, her türlü marjinalliği sanat adı altında normalleştirme, hayatımızın tabi bir parçası haline getirme gayesi taşıyan bu sinsi saldırıya karşı kendi imkanlarımızı daha güçlü şekilde devreye almamız şarttır.

"ARADAKİ FARKI KAPATMAKLA MÜKELLEFİZ"

Yeditepe Bienali başta olmak üzere Türk ve İslam sanatlarının güzelliklerini milletimizin önüne getiren etkinlikleri bu bakımdan takdire şayan girişimler olarak değerlendiriyorum. Ülkemizde kültür sanat adına icra edilen faaliyetlerin pek çoğunun böyle bir niyet ve içerik taşımaması bizi asri sorumluluklarımızdan alıkoyamaz. Tam tersine daha çok çalışarak, daha çok üreterek, daha çok insanın kalbine ve zihnine ulaşarak aradaki farkı kapatmakla mükellefiz.

Bizim medeniyetimizdeki, dolayısıyla sanatımızdaki iyilik ve güzellik anlayışının kaynağı hiç şüphesiz kutsal kitabımız Kur'an-ı Kerim ve alemlere rahmet olan Peygamber Efendimiz Aleyhissalatu Vesselam'dır. Güneşin tüm evreni ışıttığı gibi bu temel kaynaklar da bize hayatımızın her alanında ve sanatımızda yol göstermekte, ilham vermekte, motivasyon sağlamaktadır. Bu kaynaklara ne kadar yaklaşırsak o derece sanat, yani yapmak eyleminde de başarılı olur, ne kadar uzaklaşırsak da o derece özümüzden koparız.

Bilginin ve sezginin sınırları doğru tayin edildiğinde sanatın önündeki ufkun sonsuzluğunun daha iyi kavranabilir. Elbette diğer medeniyetlerin sanat adına insanlığa sundukları birikime, tezahürleri itibarıyla bir kısmına katılmasak da biz saygı duyuyoruz. Bunlar içinde kendi sanat ve estetik anlayışımıza uygun olanları beğenmekte, esinlenmekte, sahiplenmekte bir beis de yoktur. Ama bu durum kendi sanatımızdan ve ona kaynaklık eden değerlerimizden bir kopuşa sebep olmamalı, böyle bir facianın bahanesine dönüşmemelidir.

Mimariden musikiye, edebiyattan resme, geleneksel sanatlardan modern formlara kadar tüm sanat faaliyetlerimizde insanı ve tüm varlıkları içine alan daha büyük, daha ilahi bir kaynağa yöneldiğimizde yapabileceklerimizin sınırının olmadığını göreceğiz, bileceğiz. Batı'nın adına yaratıcılık dediği ama aslında mevcudu düzenlemekten ibaret olan sanat anlayışıyla, insanın yapabileceklerinin sınırını beşeri kavrayışın ötesine taşıyan bu sanat yaklaşımının mukayesesini erbabının takdirine bırakıyoruz. Biz kendi medeniyetimize, kendi tarihimize, kendi kültür sanat birikimimize sahip çıkmak, bunları daha ileriye taşımak için üzerimize düşenleri samimiyetle yerine getirmeyi sürdüreceğiz.

Gerçekten aramak, yakından görmekse işte Süleymaniye hemen yanı başımızda. Ona bakıyor ve diyoruz ki Ey Mimar Sinan, Allah sana rahmet eylesin. 700'ü aşkın eserle hayatını teçhiz eden böyle bir üstat var, böyle mimarımız var. Bu muhteşem eseri ortaya çıkaran mimarımız var."

Sayfa Yükleniyor...