Cumhurbaşkanı Erdoğan: 24 Haziran, Kandil'deki terör baronlarına vurulan bir şamar olacaktır

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 24 Haziran'da yapılacak seçimlerin, "Diyarbakırlı gençleri bile bile ölüme gönderen Kandil'deki terör baronlarına vurulan bir şamar olacağını" söyledi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan: 24 Haziran, Kandil'deki terör baronlarına vurulan bir şamar olacaktır

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, kanaat önderleriyle TÜYAP Fuar Merkezi'nde düzenlenen iftarda bir araya geldi.

Burada yaptığı konuşmada, bu mübarek günlerde tutulan oruçların, yapılan hayırların kabul olmasını dileyen Erdoğan, kardeşliğin, dostluğun, muhabbetin haneleri doldurduğu bu kutlu ayın, 'ye ve millete hayırlar getirmesini temenni etti.

Erdoğan, 'da tarihe geçeceğine inandığı bir miting yaptığını, Diyarbakırlıların coşkusuna, heyecanına, meydanlara, alanlara sığmayan sevgisine bir kez daha şahit olduklarını belirterek "Diyarbakır bugün bizi büyük bir hasretle, muhabbetle bağrına bastı. Diyarbakır bugün bize olan itimadını bir kez daha gösterdi." dedi.

Sıcağa ve oruca rağmen miting alanını hınca hınç dolduran Diyarbakırlılara teşekkür eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, Diyarbakır'ın, miting alanındaki tarihi duruşuyla milletin kardeşliğine uzanan ellere esaslı bir cevap verdiğini, şehrin dört bir yanını kuşatan dayanışma ikliminin de "Kürtlerin oyunu cepte görenlere indirilmiş ağır bir tokat" olduğunu ifade etti.

Diyarbakır'ın, terör örgütünün siyasi uzantıları başta olmak üzere milli irade gaspçılarına bugün çok güzel bir cevap verdiğini, birilerinin arka bahçesi olmadığını haykırdığını söyleyen Erdoğan, şunları kaydetti:

"Diyarbakır, istismar siyasetini kaldırıp çöpe atmıştır. Bugün Diyarbakır, Kürt kardeşlerimin iradesini elindeki viski şişesiyle ahkam kesen bir avuç marjinale peşkeş çekenlere tavrını belli etmiştir. CHP ile bir olup siyaset mühendisliği yapanların hesabı inşallah önce Diyarbakır'da bozguna uğrayacaktır. Ben Diyarbakırlı kardeşlerimin inancına, imanına bu noktadaki kiminle beraber yol yürüyeceğini iyi bildiğine inanıyorum. Artık bu seçimle benim Diyarbakırlı kardeşim, genciyle, yaşlısıyla 'İmandır o cevher ki ilahi ne büyüktür, imansız olan paslı yürek sinede yüktür.' diyerek yoluna yürüyecektir. Yavrularını, kızlarını dağa kaçıranların kim olduğunu, kimlerin bunu yaptığını gayet iyi bilen Diyarbakırlı kardeşim bunun hesabını soracaktır. Belediyenin önünde hüngür hüngür ağlayan anneler bunun hesabını soracaktır. Öyleyse şu kalan 20 günde el ele, omuz omuza vereceğiz ve bu milletin gerçek sahipleriyle beraber bu yolu yürüyeceğiz. Burası artık kimlik siyaseti üzerinden bölücülük yapanların değil, kardeşlerin, dayanışmanın şehridir. Burası artık terör örgütüne yandaşlık yapanların değil, ülkesine aşkla hizmet edenlerin yönettiği bir şehirdir. Dört bir yanı enbiya makamlarıyla nakşedilmiş bu mübarek şehirde Hans'a, George'a, İslam düşmanı emperyalistlere taşeronluk devri artık tamamen kapanmıştır."

"DİYARBAKIR, YENİ BİR BAŞLANGICIN, ŞAHLANIŞIN ARİFESİNDE"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Diyarbakır'da artık milletin emanetini korumakla görevli olanların, bodrum katlarında teröristlerin ayakçıları tarafından tokatlandığı, belediyenin imkanlarının teröristlerin emrine verildiği dönemin sona erdiğini, Diyarbakır'ın yeni bir başlangıcın, şahlanışın arifesinde olduğunu söyledi.

Erdoğan, 24 Haziran'ın Diyarbakır'ın önünde taze bir sayfanın açılacağı gün olacağına işaret ederek "24 Haziran, kendileri zevk ve sefa içinde yüzerken, Diyarbakırlı gençleri bile bile ölüme gönderen Kandil'deki terör baronlarına vurulan bir şamar olacaktır. 24 Haziran, Kürt kardeşlerimin inancıyla, değerleriyle, tarih ve medeniyet birikimiyle kavgalı siyaset tarzının mezara gömüldüğü gün olacaktır." diye konuştu.

24 Haziran seçimlerinde Diyarbakır'ın, "güçlü Meclis, güçlü hükümet, güçlü " diyeceğine inandığını dile getiren Erdoğan, Türkiye'nin kaderinin belirleneceği o kritik günde, Diyarbakırlıların, "vakit birlik, Diyarbakır, Türkiye vakti" diyerek mührü basacağına da inandığını ifade etti.

Bugüne kadar gönül diliyle, samimiyetin diliyle konuştuğunu, Diyarbakır'da nasıl bir siyaset anlayışını savunuyorsa diğer 80 ilde de aynısını savunduklarını, söylediklerini belirten Erdoğan, "Bölücü örgütün siyasi uzantıları gibi Doğu'da farklı Batı'da farklı bir dil kullanmadık. Onlar gibi çift dilli, çift kimlikli, hepsinden öte iki yüzlü siyasi söylemlere başvurmadık." dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 16 yıllık iktidarları döneminde, bölgecilik, ırkçılık, şehirler ve vatandaşlar arasında asla ayrımcılık yapmadıklarını, oy versin vermesin 81 ilin tamamını, 81 milyonun tüm fertlerini, kökenine, bölgesine, inancına, meşrebine bakmadan kucaklamanın gayreti içinde olduklarını anlattı.

Herkesin, her kesimin kendi kimliğini özgürce ifade edebildiği bir Türkiye'yi, bir atmosferi tesis ettiklerini söyleyen Erdoğan, 16 yıldır "Halka hizmet Hakk'a hizmettir.", "İnsanı yaşat ki devlet yaşasın.", "İnsan en büyük kalemin çizdiği nakıştır", "Yaratılanı severiz, Yaradan'dan ötürü" diyerek sadece ekonomiyi değil, aynı zamanda demokrasiyi, kardeşliği, refahı ve barışı da büyütmek için çalıştıklarını vurguladı.

"REFORMALARI HAYATA GEÇİRDİK"

Buradaki konuşmasında, Türkiye'yi ilk günden beri hak ve özgürlükler bakımından dünyanın süper ligine taşımanın mücadelesinin verdiklerini belirten Erdoğan, bu süreçte daha önce hayal ve telaffuz dahi edilemeyen nice reformları hayata geçirdiklerini vurguladı.

Temel hak ve özgürlükler noktasında 28 Şubat darbecilerinin devrettiği enkazı temizleyerek demokrasinin standartlarını yükselttiklerini dile getiren Erdoğan, şöyle devam etti:

"Vatandaşına tepeden bakan, vatandaşını düşman gören ceberrut devlet anlayışı yerine, vatandaşının hizmetkarı olan yeni bir yönetim paradigmasını uygulamaya koyduk. Sizlerin sorunlarını çözmek için girdiğimiz bu mücadelede risk aldık. Zaman zaman tehdit aldık ancak hak bildiğimiz yoldan asla dönmedik. Eski Türkiye'nin inkarcı, dışlayıcı, tahkir edici dili ortadan kaldırarak, yerine daha kucaklayıcı, daha kapsayıcı, daha saygılı bir söylem inşa ettik. İnkar politikalarını, ret politikalarını, baskı politikalarını bir daha asla gündeme gelmemek üzere rafa kaldırdık."

Programa katılanlara, "PKK'nın desteklemiş olduğu malum partinin, bunların bizim değerlerimizle bir alakası var mı? Bunların İslam'la yakından uzaktan bir alakaları var mı?" sorularını yönelten Erdoğan, "Bunlar ateist, bunlar dinsiz ve bunlar dini istedikleri suistimal eden, istismar eden tipler. Öyleyse bunların karşısında dik durmanın onurunu yaşamalıyız. Ölümü öldürmeliyiz, korkuyu korkutmalıyız. Eğer bunu yapmazsak onlar gelir istedikleri gibi buralarda cirit atarlar."

"ONLARIN KÜRTLÜKLE ALAKASI YOK"

Erdoğan, terör örgütünün evlerin altına tüneller kazdığını, mezarlıklarda sözde mahkemeler kurduğunu, Kürtleri haraca bağladığını anımsatarak, şu ifadelere yer verdi:

"Sonunda silahlı kuvvetlerimiz, polisimiz, güvenlik güçlerimiz el ele verdiler. Hep beraber bu işin üzerine gittik. Şu anda geldiğimiz nokta ortada. Benim vatandaşıma ister Türk, ister Kürt, ister Abhaz, ister Roman, ister Boşnak ne olursa olsun, düşman olanlar bizim de düşmanımızdır. Bunlar hepsi ne yazık ki Batı'nın oyuncaklarıdır, maşasıdır. Onların verdiği talimatla bunlar hareket ediyorlar. Kuzey Suriye'de ülkemize saldıranlar bu ülkenin dostları mı? Neymiş Kürt’müş, onların Kürtlükle alakası yok. Onları George idare ediyor. Onlar ne talimat verirse onu yapıyor. Amerika 5 bin tır silahı gelip kime teslim etti. Bunlara teslim etti. Bu silahlar kime karşı kullanıldı? Benim Kilis'teki, Urfa'daki kardeşlerime karşı kullanıldı. Oradaki şehitlerimizi biz neyle izah edeceğiz. Susalım mı, duralım mı? Susamayız, duramayız. Gereği neyse bunu yapmak zorundayız. İşte şimdi bunun gereğini yapıyoruz. Allah'ın izniyle bu ülkede kimse kalkıp da birilerinin talimatıyla bize yön veremeyecek. Gereğini de biz yapıyoruz, yapacağız."

"BİZİM ÖNÜMÜZEKİ TEK SORUN TERÖR SORUNUDUR"

Afrin'ne yönelik Zeytin Dalı Harekatı'nın başarılı bir şekilde icra edildiğini vurgulayan Erdoğan, "Bazıları Kandil'den atıp tutuyor. Öyle kuru kuruya atıp tutmakla olmaz. Sıra oraya da gelecek tabii." dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, anaların ağlamaması, ülkenin körpe fidanlarının teröre kurban gitmemesi için demokratik açılımı, Milli Birlik ve Kardeşlik Projesi'ni ve nihayetinde çözüm sürecini kendilerinin devreye aldığını anımsattı.

Erdoğan, şu değerlendirmelerde bulundu:

"Terör sorununu bu ülkenin gündeminde tamamen kaldırmak için bölücü örgütün sabotajlarına ve ihanetlerine rağmen bütün bu süreçleri kararlılıkla devam ettirdik. Bir dönem ötekileştirilmiş diğer vatandaşlarımızla beraber Kürt kardeşlerimin de sıkıntılarını çözmek için çalıştık. Kültürel haklardan eğitime, yerleşim birimlerinin isimlerinden seçmeli derslere, Kürt dili ve edebiyatı bölümlerine kadar hemen her alanda yüzlerce düzenlemeyi biz hayata geçirmedik mi? Sadece hakka ve halka güvenerek halis niyetle çıktığımız bu yolda hamdolsun Kürt sorununu çözmeyi başardık. Evet, 2018'in Türkiye’sinde artık Kürt sorunu diye bir sorun yoktur. Çünkü eski Türkiye'de Kürtlerin bizatihi kendileri bir sorun olarak görülüyordu. Bugünün Türkiye’si hiçbir vatandaşını sorun olarak görmüyor. Türkiye artık bu tür yersiz kaygıların tamamını aşmış bir ülkedir. Bizim önümüze ki tek sorun terör sorunudur. Hamdolsun artık onu da çözüyoruz. Sizlerin desteği, güvenlik güçlerimizin başarılı operasyonlarıyla terör sorununun da üstesinde geliyoruz, geleceğiz. 780 bin kilometrekare vatan toprağının bir karışında dahi eli kanlı katil sürülerine hayat hakkı tanımayacağız. Hele hele bir dönem olduğu gibi sokak çetelerinin bölge halkına musallat olmasına asla müsaade etmeyeceğiz."

"81 MİLYONUN HER BİR FERDİ DEVLETİN GÖZÜNDE EŞİTTİR"

Erdoğan, hayata geçirdikleri reformlar sayesinde Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en büyük demokratik dönüşümünü gerçekleştirdiklerini bildirdi.

81 milyon vatandaşın her bir ferdinin devletin gözünde eşit olduğuna dikkati çeken Erdoğan, insanlarına etnik kökeninden, dilinden, dış görünüşünden, sakalından, sarığından, başörtüsünden, feracesinden, poşusundan dolayı ayrımcılık yapan devlet anlayışı tamamen tedavülden kalktığını vurguladı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bu devlet artık vesayetçilerin değil, Türk'ü, Kürt'ü, Laz’ıyla 81 milyonun tamamının devletidir. Bu devlet artık milletin, milli iradenin emrindedir. Bu devlet artık milletin iradesiyle kurulan bir devlettir. Her ne kadar muhalefet hazımsızlık duysa da bugün 16 yıl öncesine göre daha özgür bir Türkiye var. Birileri rahatsız olsa da bugün geçmişe göre daha hür, daha müreffeh, daha demokratik bir Türkiye var." dedi.

"HİÇBİR VATANDAŞIMIZIN ÖZGÜRLÜK ALANI DARALMAMIŞTIR"

Erdoğan, "İddiayla söylüyorum, 16 senede bu ülkede darbeciler, teröristler, terör seviciler dışında hareket alanı kısıtlanan hiç kimse yoktur. 16 yıl öncesine göre Türkiye'de millet, devlet ve demokrasi düşmanları dışında hiçbir vatandaşımızın özgürlük alanı daralmamıştır. 16 yıllık mücadelemizin en büyük kaybedenleri bölücülerdir, FETÖ'cülerdir, fitnecilerdir, milletin sırtına kene gibi yapışan tefecilerdir." dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, iktidarları döneminde herkesin özgürlüklerinin alabildiğine genişlediğine dikkati çekerek, şunları söyledi:

"Ortalığı ayağa kaldıranlara Allah aşkına şöyle bir bakın. Yurt içinde ve yurt dışında sürekli demokrasimize kara çalmaya çalışanları şöyle bir gözden geçirin. Sadece imtiyazı elinden alınan seçkinleri göreceksiniz. Sadece çalışmadan, üretmeden, hiçbir riske girmeden para kazanmaya çalışmış ve alışmış rantçıları göreceksiniz. Sadece Diyarbakır sokaklarında top koşturan çocukları, annelerinden koparıp dağa kaçıran terör baronlarını göreceksiniz. Sadece camiye giden imamın, rızkının peşindeki esnafın, pırıl pırıl dimağları geleceğe hazırlayan öğretmenlerimizin kanını döken canileri göreceksiniz. Sadece 15 Temmuz gecesi, insanlarımızı vahşice katleden FETÖ'cü hainleri göreceksiniz. Sadece Kobani bahanesiyle 53 vatandaşımızın ölümüne neden olan siyasetçi kılıklı, provokatörleri göreceksiniz.

Sadece 28 Şubat döneminde imam hatipleri kapatan, dini kurumlarımızın kapısına kilit vuran, kızlarımızı üniversiteye sokmayan faşistleri göreceksiniz. Sadece tarihi şanlı kahramanlıklarla dolu, bu aziz milleti, 'takunyalı, makarnacı, kömürcü, irticacı' diye aşağılayan kibir abidelerini göreceksiniz. Sadece baskı, zulüm ve dayatmayla milleti hizaya sokmaya çalışan jakobenleri göreceksiniz. Evet, eski Türkiye'nin artıkları dışında AK Parti iktidarlarından rahatsız olan, hazımsızlık duyan hiç kimse yoktur. Biz bugüne kadar aydın, sanatçı, gazeteci, siyasetçi, akademisyen görünümlü bu mankurtlar topluluğunu asla dikkate almadık. Ne yaptıysak, hangi başarıya imza attıysak, bunlara rağmen yaptık. İnşallah bundan sonra da aynı şekilde devam edeceğiz."

Dünyada mükemmel diye bir şey olmadığını, statik olan ve değişime direnenin kaybetmeye mahkum olduğu gerçeğini gayet iyi bildiklerini söyleyen Erdoğan, dünyanın sürekli geliştiğini, değiştiğini, yeni bir biçim kazandığını anlattı.

"BU DAVA HEPİMİZİN DAVASI"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, değişen dünya ile beraber şartlar ve taleplerin de değiştiğini, Türkiye'nin geliştikçe, dünyaya açıldıkça, vatandaşlarına sağladığı hak ve imkanlar noktasında çıtayı yükselttikçe insanların beklentilerinin de arttığını dile getirdi.

16 yıldır hiçbir zaman milletin taleplerine kulak tıkamadıklarını vurgulayan Erdoğan, şunları kaydetti:

"Hangi reformu yaparsak yapalım, kendimizi asla mükemmel bir noktada görmedik. Hep daha iyisini, daha güzelini, daha kalitelisini yapmayı hedefledik. İnşallah yeni dönemde de mevcut kazanımlarımızdan asla taviz vermeden başta siz kardeşlerim olmak üzere toplumumuzun bütün kesimlerinin taleplerini karşılamayı sürdüreceğiz. Fakat 20 günümüz var. Bu 20 günde bölgenin siz kanaat önderlerinden destek bekliyoruz, yardım bekliyoruz. Bu dava hepimizin davası. Bu davaya hep birlikte omuz verirsek netice alırız, vermezsek kusura bakmayın, bedelini de hep birlikte öderiz.

Demokrasi standartlarımızı çok daha yukarılara taşıyacağız. Güç birliği yaparak, soframızdaki ekmeği daha da büyüteceğiz. Ülkemizi, ekonomide, ticarette, yatırımlarda, turizm ve alt yapıda çok daha ileriye götüreceğiz. Biz yapıyoruz, onlar yıkıyor. Ziya Paşa'nın güzel bir sözü var. 'Eşek ölür, kalır semeri. İnsan ölür, kalır eser.' İşte bu yakılan, yıkılan Diyarbakır'ı bizler yeniden ayağa kaldırdık mı, inşaa ettik mi, ihya ettik mi? Eserler ortada. Unutmayın marifet iltifata tabidir. İltifatı olmayan marifet zayidir."

"TÜM MAZLUM VE MAĞDURLARA SAHİP ÇIKMAYA DEVAM EDECEĞİZ"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kürt, Türkmen, Arap ayrımı yapmadan bölgedeki tüm mazlum ve mağdurlara sahip çıkmaya devam edeceklerini bildirerek, "Bizi bölmeye çalışanlara inat, kardeşliğimizi perçinleyecek, saflarımızı sıklaştıracak, birbirimize çok daha kenetleneceğiz. Sizlerin duası ve desteğiyle de hiç kimsenin devletimizi girdiği bu yoldan saptırmasına asla izin vermeyeceğiz." diye konuştu.

"CHP zihniyetinin bu ülkeyi tekrar eski baskıcı, anti demokratik günlerine geri döndürmesine müsaade etmeyeceğiz. CHP ile kol kola yürüyen, bölücü örgütün siyasi uzantılarının sizlerin ismini istismar etmesine kesinlikle fırsat tanımayacağız." ifadelerini kullanan Erdoğan, 24 Haziran'da Diyarbakırlıların, Türkiye, millet ve Diyarbakır için en güzel kararı vereceğine inandığını kaydetti.

Ülkenin tüm kritik aşamalarında Diyarbakırlılarla istişare ettiklerini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, yeni bir dönemin arefesinde olduklarını, Diyarbakırlıların çok güçlü desteğine ihtiyaç duyduğunu, hayır dualarını almak istediğini söyledi.

Sayfa Yükleniyor...