Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan "15 milletvekili"ne sert sözler

CHP'den İYİ Parti'ye geçen 15 milletvekilliyle ilgili sert eleştiriler yönelten Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Ey 15 milletvekili siz iradenizi nasıl oluyor da bu kadar ucuza satıyorsunuz?" dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan "15 milletvekili"ne sert sözler

Cumhurbaşkanı , 'da AK Parti Gençlik Kolları Kongresi''nde konuştu.

Erdoğan, Yahya Kemal Beyatlı Kültür Merkezi'nde düzenlenen AK Parti İstanbul Gençlik Kolları 5. Olağan İl Kongresi'ndeki konuşmasına, din, dil, ırk, renk, mezhep ayrımı gözetmeden Türk milletinin yardım kuruluşlarının genç neferlerini, Afrin, El Bab, Cerablus, Cudi, Tendürek'te teröristlere aman vermeyen Mehmetçikleri, polisleri, jandarmaları, güvenlik korucularını selamlayarak başladı. 

Kimi henüz 16-17 yaşlarında körpe bir fidanken şehadete yürüyen 15 Temmuz gecesinin genç yiğitlerine, genç aslanlarına selam gönderen Erdoğan, "Şehit Abdullah Tayyip Olçok'u, Mahir Ayabak'ı, Mutlu Can Kılıç'ı, Rüstem Resul Perçin'i, Kadir Işık'ı, Özgür Mustafa Karasakal'ı, Halil İbrahim Yıldırım'ı, Engin Tilbaç'ı rahmetle yad ediyorum. Rabbim cennetinde bizleri buluştursun inşallah." ifadesini kullandı. 

Vatanı böldürmediklerini ve de böldürmeyeceklerini, kararlılıkla yürüyeceklerini vurgulayan Erdoğan, 'nin kardan aydınlık geleceği için canlarını feda eden terörle mücadele şehitlerine, Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı Harekatları'nda ebediyete uğurlanan şehitlere Allah'tan rahmet diledi. 

Bu ülkenin asırlardır ölümü öldüren o yiğitler sayesinde ayakta olduğunu dile getiren Erdoğan, "Bu millet şehitleriyle yaşayan, onları baş tacı eden bir millettir. Rabbim şehitlerimizin mekanlarını cennet, makamlarını ali eylesin." dedi. 

Açe, Bağdat, Saraybosna, Sana ve Kahire'nin gençlerini de selamlayan Erdoğan, "Kendilerine acı vatan Avrupa'yı yurt kılan, başarılarıyla, dayanışmalarıyla, göğsümüzü kabartan bütün gurbetçi gençlerimize selam ve muhabbetlerimizi iletiyorum. İsrail zulmüne, İsrail'in devlet terörüne boyun eğmeyen, Filistin'in her biri direniş abidesi gençlerimizi selamlıyorum. Türkiyeli genç kardeşlerimin yüreklerinin onlarla birlikte attığını buradan ifade ediyorum." diye konuştu. 

Çatışma, açlık ve yoksulluktan kaçarken Akdeniz'in azgın dalgalarında sevdikleriyle kucak kucağa can veren umut yolcusu gençleri de selamlayan Erdoğan, AK Parti İstanbul İl Gençlik Kolları'nın tüm mensuplarını, İstanbul'un gençlerini, 'deki gençleri de muhabbetle selamladığını belirtti. 

Erdoğan, kongrenin başarılı geçmesi, Türkiye, millet ve demokrasi için hayırlara vesile olması temennisinde bulundu. 

2001 yılından beri gençlik kollarında çalışmış, büyük ve güçlü Türkiye davasına gönül vermiş gençlere şükranlarını sunan Erdoğan, bugünkü kongrede emaneti devreden dava arkadaşlarına da teşekkür etti. 

Bugüne kadar nasıl mücadelelerini gençlerle sırt sırta vererek yürüttülerse, bundan sonra da aynı şekilde bu yola devam edeceklerini belirten Erdoğan, şunları kaydetti:

"Siyaset özünde millete hizmet yarışıdır. Siyasetçinin var oluş gayesi de ülkeye, millete ve elbette oyunu aldığı seçmene en güzel, en kaliteli şekilde hizmet etmektir. Siyaset, ilkelerle, prensiplerle, belli değerlerle yapılan, yapılması gereken bir iştir. Ahlakı, ilkesi olmayan siyasetin ne ülkeye ne de millete faydası olur. Rüzgar gülü gibi esintiye göre yön değiştiren, eğilip bükülen bir siyasi anlayış, popülizmin bataklığında debelenmeye mahkumdur. Türk siyasi hayatı bu açıdan gerçekten ibret verici hadiselerle doludur. Siyasi tarihimizde bir tarafta ülkemize hizmet için asil devlet adamları, diğer tarafta da üç kuruşluk menfaati için kırk takla atan şahsiyet fukaraları vardır. 90 yıllık siyasi geçmişimizde, milletin emanetini canı pahasına koruyan kahramanlar olduğu gibi darbecilere selam duran, tankları görünce sıvışıp kaçan korkaklar da vardır. Türk siyasetinde ülkenin bekası için kurşun yağmuru altında kenetlenenler olduğu gibi ülke düşmanlarına yancılık yapmayı siyaset zanneden muhterislere de rastlanır. 

Bu ülkenin siyasi geçmişi bir bakıma erdemli siyaset yapanlar ile ahlaksız, ilkesiz siyasetçilerin mücadele sahası olmuştur. Farklı partiler ve politik karakterler üzerinde bu iki anlayış daima birbiriyle mücadele etmiştir. Merhum Menderes'in bir sabah vakti, dar ağacında sonlanan hayatı işte bu kavganın tarihidir. Merhum Özal'ın ömrünün son yılları, ülkenin ve milletin sırtına kene gibi yapışan asalaklarla mücadeleyle geçmiştir. Rahmetli Erbakan, merhum Türkeş, merhum Yazıcıoğlu gibi siyasetçilerin tamamı, sırf bu vatana bağlılıkları ve millete sevdaları dolayısıyla muhterislerin hedefi olmuş, onların saldırılarına maruz kalmıştır."

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bu ülkede siyasete irtifa kaybettirenler, yeri geldiğinde çıkarları için haysiyetlerini dahi tezgaha koyan muhterislerdir." diyerek, sözlerini şöyle sürdürdü: 

"Bugün Türkiye'nin ana muhalefet partisi sıfatını taşıyan CHP, maalesef işte bu kötü örneğin temsilcisi olmayı kimseye bırakmamıştır. 27 Mayıs'ta iktidara giden yolu darbecileri kışkırtmakta gören CHP, 1978 senesinde iktidar kapısını ancak kirli pazarlıklar neticesinde transfer edilen 11 milletvekili ile açabilmiştir. Nasıl bozuk temel üzerine inşa edilen bina ayakta kalamazsa, siyasi ahlaksızlıklar üzerinde kurulan iktidarın da ömrü çok kısa olmuştur. Siyasi kaos, kargaşa bitmemiş, ülke dönemin basiretsiz siyasileri eliyle günden güne darbe ortamına sürüklenmiştir. 12 Eylül böyle geldi, temel sebebi bu olmuştur ve kısa süreli iktidar uğruna CHP'nin açtığı kirli milletvekili tezgahı, o zaman vardı, şimdi yine var. Sevgili gençler, geleneği kirli olanın geleceği de pirüpak olmaz. İşte üzerinden 40 sene geçmesine rağmen eski alışkanlıklarından kurtulamadığını gördük. Dün olduğu gibi bugün de CHP, siyaseti bir kabzımal pazarlığına dönüştürdü. 

CHP, milletin kendi adına hareket etmesi için emanet verdiği iradelerini pazara çıkardığı milletvekilleriyle, özellikle de -gençlere kötü örnek oluyor- şimdi ben buradan sesleniyorum: Ey 15 milletvekili ya siz iradenizi nasıl oluyor da bu kadar ucuza satıyorsunuz. Ey 15 milletvekili, bak karıştırma ha, siz Çanakkale'deki 15'ler değilsiniz. Siz iradesini satanlardansınız. Onları da lekelediniz ve siz, size oy veren bu milletin iradesine saygısızlık yaptınız. Size Bay Kemal talimat verdi diye siz, bunu yerine getirdiğiniz zaman bu şahsiyetsizliktir. Sizin şahsiyetiniz olgunlaşmamış, yok demektir. Siz bu noktada, 'Sayın Bay Kemal, siz bizim irademizi satın alamazsınız. Milletin bize vermiş olduğu bu yetkiyi, bize farklı istikamette kullandıramazsınız' demeliydiniz ama yazık oldu gittiniz, sözde partinin koltuklarına bile oturamadınız, çünkü sizin asli koltuğunuz müsaade etmiyordu. Bunları da yaşadık. Şimdi 24 Haziran'da ekranları başında bizi izleyen tüm CHP'ye gönül vermiş vatandaşlarıma sesleniyorum, 24 Haziran'da bunları sandığa gömmeye var mısınız diye sesleniyorum." 

"O GÖZÜ YAŞLI MLLETVEKİLLERİNİ GÖRÜNCE ÇOK ÜZÜLDÜM"

Çok çalışmaları, gayret etmeleri gerektiğini aktaran Erdoğan, gençlerin, lise son sınıftaki öğrencilerden, üniversitedeki gençlere kadar herkesle kucaklaşması gerektiğini söyledi. 

Erdoğan, tüm İstanbul'un ayakta olduğunu ifade ederek, "16 Nisan'daki İstanbul'u istemiyoruz artık. Şimdi çok daha farklı bir İstanbul istiyoruz. Buna hazır mıyız? Şu kalan süre içerisinde kapı kapı dolaşmaya, üniversitedeki, lisedeki tüm genç arkadaşlarımızı kucaklamaya var mıyız?" diye sordu. 

Cumhurbaşkanı Erdoğan, durmadan yola devam etmeleri gerektiğini dile getirerek, "Çünkü unutmayın, bu parti, CHP hiçbir ilke ve ahlakla bağdaşmayan, kapalı kapılar arkasında yürüttüğü pazarlıklarla Türk siyasetini kirletmeye, lekelemeye devam ediyor. CHP'nin bir başka partiye adeta ikram ettiği, bu durumda rızalarının olmadığı her hallerinden belli olan, hele hele arka taraftaki o gözü yaşlı milletvekillerini görünce çok üzüldüm. Çok üzüldüm. 'Eyvah Türk parlamentosu ne hale gelmiş' dedim. Siyasi tarihimize yeni bir utanç vesikası olarak kaydoldu bu. Aslında bu hadise aradan geçen 40 yıla rağmen, CHP'de hiçbir şeyin değişmediğini de ortaya koymuştur. Her ne kadar kendileri ve medyadaki avaneleri bu skandalı örtbas etmeye kalksalar da milletimiz meseleyi çok net bir şekilde görmüştür. Ortadaki fotoğraf öylesine kötü ki bu tezgahın milleti kandırmaktan ziyade, ülkemizin ana muhalefet partisini itibarsız hale getirme noktasında bir hamle olduğunu görüyorum." diye konuştu. 

Buradan Özbekistan'a gideceğini belirten Erdoğan, şöyle devam etti:

"Tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet. Tek millet, Türk'üyle, Kürt'üyle, Laz'ıyla, Çerkez'iyle, Gürcü'süyle, Boşnak'ıyla, Arnavut'uyla, Roman'ıyla 81 milyon tek millet. Biz 81 milyonu ayırt etmeksizin seviyoruz. Çünkü biz yaratılanı, Yaradan'dan ötürü sevdik. Tek bayrak, şu bayrağımızdan daha güzel ne olabilir ya? Üzerindeki renk, şehidimizin kanı, hilal bağımsızlığımızın ifadesi, yıldız şehitlerimizin ta kendisi. Bayrakları bayrak yapan üstündeki kandır, toprak eğer uğrunda ölen varsa vatandır. Ölmeye hazır mıyız? İşte Afrin şehitlerimizi görüyorsunuz, 56 şehit verdik. Özgür Suriye Ordusu'ndan da 200 civarında. Ancak 4 bin 500'e varan teröristi de etkisiz hale getirdik. Üç: tek vatan 780 bin kilometre kareyle tek vatan. Vatanımızı böldürmedik, böldürmeyeceğiz inşallah. Bu konuda kararlıyız değil mi? Kararlıyız." 

Bu toprakların bölünmeyeceğini vurgulayan Erdoğan, "Dört: tek devlet. Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nden başka devlet tanımıyoruz. Eğer Pensilvanya'ya gitmek isteyenler olursa, buyursunlar gitsinler, biletlerini de veririz. Buyursunlar gitsinler. Evelallah tüm bunları halletmek için ne yapacağız? Yüksek sesle, bir olacağız, iri olacağız, diri olacağız, kardeş olacağız, hep birlikte Türkiye olacağız. Birbirimizi Allah için seveceğiz gençler. Tamam. Makam, mevki, para, pul bunun için değil. Ben bizim gençliğimizin bu şuurda olduğunu inanıyorum." şeklinde konuştu. 

SALON DIŞINDA BEKLEYENLERE SESLENDİ

Erdoğan, Yahya Kemal Beyatlı Kültür Merkezi'nde düzenlenen AK Parti İstanbul Gençlik Kolları 5. Olağan İl Kongresi öncesi parti otobüsünden halka hitap etti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan 16 yıl önce yola çıktıkları zaman "Uzun ince bir yoldayız / Gidiyoruz gündüz gece" dediklerini belirterek, "Gideceğiz gündüz gece ve şu anda da hamdolsun tam bir kırılma noktasındayız. Bunu niye söylüyoruz? Zira Türkiye, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ile artık bir dönüm noktasına gelmiştir. Bu dönüm noktası Türkiye'nin ileri atılım noktası olacaktır" ifadelerini kullandı. 

Yahya Kemal Beyatlı Kültür Merkezi'nin tıklım tıklım dolu olduğunu ancak dışarıdaki vatandaşları selamlamadan içeri geçemeyeceğini ifade eden Erdoğan, Türkiye'de, terörle mücadelenin başarılı bir şekilde devam ettirildiğini söyledi.

Gabar'da, Cudi'de, Tendürek'te, Kandil'de, Bestler Dereler'de mücadelenin kararlı şekilde sürdürüldüğünü dile getiren Erdoğan, "Şu anda Afrin'de etkisiz hale getirilen teröristlerin sayısı 4 bin 500'e doğru ilerliyor. Öbür tarafta Kuzey Irak'ta 300'ü aşkın terörist etkisiz hale getirildi. İçeride Cudi'de, Gabar'da aynı şekilde teröristler etkisiz hale getiriliyor. Mehmetçiğimizi aldığı ilhamla yola kararlı yürüyor. Yahya Kemal'in güzel bir dörtlüğü var; 'Şu kopan fırtına Türk ordusudur ya Rabbi / Senin uğrunda ölen ordu budur ya Rabbi / Ta ki yükselsin ezanlarla müeyyed namın / Galib et; çünkü bu son ordusudur İslam'ın.' İşte bu millet, tarihinde destanları yazarken böyle yazdı." değerlendirmesinde bulundu. 

Bugün, gençlerle özellikle birkaç hususu müzakere etmesi gerektiğini dile getiren Erdoğan, kongrenin ardından Özbekistan'a hareket edeceklerini, iki gün orada kaldıktan sonra Güney Kore'ye geçeceklerini, ardından perşembe gecesi tekrar Türkiye'ye döneceklerini kaydetti.

"CUMHUR İTTİFAKINI SANDIKLARDAN BAŞARIYLA ÇIKARALIM"

Erdoğan, gençlerin heyecanını 24 Haziran'a kadar devam ettirmelerini isteyerek, "Gençler, özellikle lise son sınıflardan, üniversitedeki arkadaşlarınıza kadar hepsiyle özellikle kucaklaşacaksınız. Hepsine inşallah bildiklerinizi anlatacaksınız. Bu heyecan daim olsun. Bu heyecan, devam olsun. Rehavet yok, heyecan var. Bu heyecanla tüm Türkiye gençliğini ayağa kaldıracaksınız. Rehavet yok, 'Ya nasıl olsa Cumhurbaşkanımız, Başbakanımız, bakanlarımız koşuyor yeterli.' yok. Ne diyor Rabb'imiz, 'Ancak çalıştığınızın karşılığı vardır.' diyor." şeklinde konuştu. 

Gençlere "Rabia"yı bilip bilmediklerini soran Erdoğan, "Esma kızımızı da biliyorsunuz değil mi? İşte o Esma, Rabb'im cennetiyle, cemaliyle inşallah müşerref kılsın. Bizim Esmalarımızı da inşallah orada onlarla buluştursun. Rabb'im bize de inşallah şehadet makamını lütfetsin. Bundan daha güzel makam var mı? 'Şüheda fışkıracak, toprağı sıksan şüheda / Canı, cananı, bütün varımı alsın da hüda / Etmesin tek vatanımdan beni dünyada cüda.' O kadar." diyerek, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Gençler şimdi Rabia'mızda neler var? Tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet. Tek millette ne var? 81 milyon var. Türk'üyle, Kürt'üyle, Laz'ıyla, Çerkez'iyle, Arap'ıyla, Boşnak'ıyla, Arnavut'uyla, Roman'ıyla velhasıl, 81 milyon tek millet. Bizde ayrım yok. Niye? Rabb'im öyle emrediyor da onun için. Bizi Rabb'im kavimlere, kabilelere ayırmış. Niye? Birbirimizle iyi tanışalım, anlaşalım diye. Üstünlük Türk, Kürt, Laz, Çerkez olmakta değil, üstünlük ittika ile takva ile kim Allah'a daha yakınsa, en üstün odur. İkincisi tek bayrak. Şu bayrağımızı görüyorsunuz değil mi? Rengi şehidimizin kanından, hilal bağımsızlığımızın ifadesi, yıldız şehitlerimizin ta kendisi. Üç, bayrakları bayrak yapan üstündeki kandır, toprak eğer uğrunda ölen varsa vatandır.

780 bin kilometrekare ile biz tek vatana sahibiz. Gençler, biz 780 bin kilometre kareye nereden geldik biliyor musunuz? Ah ah 15 milyon kilometre kareden, 780 bin kilometre kareye indik. Nerelerden nereye. Şimdi bu PKK, bu FETÖ, bunlar bölmek istediler. Bölemeyeceksiniz, böldürmedik, böldürmeyeceğiz. Ne yaptık? Ne yaptık? Cudi'de, Gabar'da, Tendürek'te F16 olduk, yeri geldi SİHA olduk. Bunlarla tepelerine tepelerine indik. Buradaki kararlılığımızı koruyacağız. Çünkü biz bu ülkede, şunu bilin 81 milyona aşığız. Bizde ayrım yok. Biz bu milletin dertlisiyiz. İnşallah gelecek daha iyi olacak. Dört, tek devlet. Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nden başka devletimiz yok. Başka devlet arayanlar hadi oraya gitsinler, isterlerse biletlerini de veririz, oraya. Bizim için Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nden başka asla. Sizleri işte bu dört esası teşkil için bir yere davet ediyorum. Bir olacağız, iri olacağız, diri olacağız, kardeş olacağız, hep birlikte Türkiye olacağız. Bizi yıkabilirler mi? 24 Haziran'da sandıkları hep birlikte patlatalım inşallah. Cumhur ittifakını sandıklardan başarıyla çıkaralım. Onun için MHP, Büyük Birlik Partisi ile yaptığımız bu ittifakta hassas olacağız. Kardeş anlayışı içerisinde beraber çalışacak ve Allah'ın izniyle neticeyi alacağız." 

Sayfa Yükleniyor...