Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan Afrika'ya FETÖ uyarısı

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Lütfi Kırdar Kongre Merkezi'nde düzenlenen Türkiye-Afrika Ekonomi ve İş Forumu açılış oturumunda konuştu.

Erdoğan'ın gündeminde Afrika ülkelerinde yoğun faaliyet gösteren FETÖ vardı.

Terör örgütlerinin küreselleştiği ve metastas geçirdiğini söyleyen Erdoğan, 15 Temmuz darbe girişiminin de büyük bir terör eylemi olduğunu kaydetti.

"246 vatandaşımızın şehadetine, 2 bin 194'ünün de yaralanmasına neden olan bu terör eyleminin faili de FETÖ terör örgütüdür" diyen Cumhurbaşkanı, Afrikalı ülkeleri şöyle uyardı:

"Uzun yıllardır legal görünümlü kuruluşlar altında örgütlenen, eğitim-öğretim gibi, insani yardım gibi, diyalog gibi kavramların arkasına saklanarak devlete sızan bu yapı 15 Temmuz gecesi ordumuz içindeki militanları aracılığıyla kanlı bir darbe girişiminde bulundu.

Bu örgütün en yaygın olduğu kıtalardan bir tanesi Afrika kıtasıdır. Afrika kıtası ülkelerinin, bu örgüte karşı çok hassas ve çok dikkatli olması gerekir. Yarın eğer o ülkelerde devlete sızdıkları anda çok geç oldu diyebilirsiniz. Biz yaşadığımız için siz kardeşlerimizi uyarıyoruz, 'vakit geçmeden' diyoruz. Afrikalı dostlarımıza ülkemizle sergilediği dostluk için teşekkür ediyorum."

Erdoğan şöyle devam etti:

"Şunu açık ve net olarak ifade etmek isterim; dini kavramları kullanarak, genç nesilleri ifsat eden, onları robotlaştıran bu örgüt, sadece bize değil, varlık gösterdiği tüm ülkelere karşı büyük bir tehdittir. 170 ülkede faaliyetimiz var diyorlar. 170 ülkenin devlet kademelerine sızma çalışmalarını sürdüren bir terör örgütü. 15 Temmuz gecesi yaşanan hadiseler tüm ülkeler için uyarı olmuştur. FETÖ ile mücadele hepimizin ortak mücadelesidir. FETÖ ile mücadele hepimizin ortak mücadelesidir. Zira uluslararası terörle mücadelede uluslararası dayanışma şarttır. Eğer bu dayanışmayı sağlayamazsak, hepimiz için bu tehdit yarın çok çok büyük boyutlarda gelişmiş olur."

Erdoğan'ın konuşmasından öne çıkan diğer başlıklar şöyle:

"Küreselleşmeyi kültürel sosyal ve bireysel olarak hayatımızın her alanında menfi veya müsbet hissedebiliyoruz. Küreselleşme olgusu özellikle bazı batılı ülkeler ve yapılar tarafından yanlış anlaşıldığına da şahit oluyoruz. Tek bir yönetim sisteminin diğer ülkelere dayatıldığını görüyoruz. Yerel farklılıkları, tarihi kültürel özellikleri dikkate almayan bir anlayış hakim. Küresel sistemde onurunuzla yer almanızın tek yolu mevcut düzeni kabul etmeniz. Bu dayatmadan herkes payını alıyor. 

"YENİ BİR KÖLELİK DÜZENİ"

Afrikalı kardeşlerimizin özellikleri dikkate alınmıyor. Ben bu anlayışı yeni bir kölelik düzeni olarak görüyorum. 2-3 asır önce ellere vurulan prangalar şimdi zihinlere, siyasal sistemimize vurulmak isteniyor. Türkiye ve Afrika'nın modern tarihi bu sisteme itirazın direnişin tarihidir. 

Bizler müstemleke olmayı reddettik. Bizler ikinci sınıf insan olmaya itiraz ettik. Bizler yeryüzünün lanetlileri olmayacağımızı tüm dünyaya ilan ettik. Afrikalılar tıpkı Türkiyeli kardeşleri gibi özgürlüklerini ihsanla veya lütufla değil, bedelini kanla, canla ödeyerek, dişleri ve tırnaklarıyla kazandılar.

"BİZE İSTİKAMET ÇİZİLMESİNİ KABUL EDEMEYİZ"

Kazanımlarımızdan asla taviz vermeyiz. Vermemeliyiz. Elbette katkılara, tavsiyelere, yapıcı tenkitlere hatta en sert eleştirilere bile her zaman açığız. Açık olmak zorundayız, ancak bize parmak sallayarak üstenci bir dille, adeta bir mürebbiye edasıyla bir istikamet çizilmesini de kabul edemeyiz. Suriye ve mülteci meselesinde sınıfta kalanların bize ders vermesine tahammül gösteremeyiz.

"AYLAN BEBEĞİ SÖMÜRÜ ARACI OLARAK KULLANDILAR"

Hem Afrika ülkelerinde ve Ortadoğu'da çatışmaları körükleyecek, bu çatışmalardan kazançlı çıkmanın hesabını yapacak hem de sizin politikalarınızın ceremesini çeken mağdurlara kapılarınızı kapatacaksınız... Şu anda Batı'nın yaptığı bu değil mi? 10 kişi alıyor, 50 kişi alıyor, 100 kişi alıyor ve bunun da faturasını kesiyor. Bir taraftan ekonomik çıkarlarınızla birçok Afrika ülkesinde fakirliği kronik hale getireceksiniz, diğer yandan da fakirlik ve çatışmalardan kaçan mazlumların Akdeniz'de, Ege'de boğulmalarına ses çıkarmayacaksınız.

Ondan sonra Aylan bebeği alacaksınız dergilerinizin kapağına adeta bir sömürü aracı olarak resmini dahi kullanacaksınız.. Böyle çifte standart olmaz. Böyle insan hakları savunuculuğu olmaz. Biz Afrika kıtasının önceliklerini kendi önceliklerimiz olarak adlediyoruz. Afrika'nın derin irfanından, zorluklara direnme azminde öğrenecek çok şeyimiz olduğunu biliyoruz."