'Dalan'a Ergenekon'dan arandığını söylemedim'

'İrtica ile Mücadele Eylem Planı' davasının tutuksuz sanığı MİT görevlisi Özel Yılmaz, Bedrettin Dalan'a 'Ergenekon' soruşturmasında arandığı bilgisini verdiği iddialarına, 'Dalan'ın yurt dışına çıktığından bilgimiz olmadı. Oğlu aradığında da bilmiyordum' dedi.

İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmada savunmasını yapan Yılmaz, MİT görevlisi olması nedeniyle kanunun kendisine verdiği izin çerçevesinde savunma yapacağını söyledi.

Yılmaz, ''32 yıldır MİT'te, yurt içi ve yurt dışı hizmetlerde başarılı görevler yaptım. Bugüne kadar hiçbir ceza ve ikaz almadım. Yaptığım çalışmalar nedeniyle iç ve dış makamlardan takdirler aldım'' diye konuştu.

MİT İzmir Bölge Başkanlığı görevine 8 Nisan 2009'da atandığını ifade eden Yılmaz, 1 ay sonra bir gazetede ''Bedrettin Dalan'a kaç dediği'' şeklinde haberlerin çıktığını dile getirdi. Bunun üzerine üst makamları ile temasa geçerek asılsız iddialar karşısında ne yapması gerektiğini sorduğunu belirten Yılmaz, kendisine beklemesinin söylendiğini anlattı.

Yılmaz, bu olay nedeniyle kendisi hakkında kurum tarafından bir soruşturma yapılmadığını vurgulayarak, Bedrettin Dalan ile sınırlı sayıda, bayram gibi özel günlerde karşılaştığını kaydetti.

Dalan'ın oğlu Barış Dalan'ın, diğer tutuksuz sanık İlhami Ümit Handan vasıtasıyla kendisini arayarak görüşmek istediklerini söylediğini ifade eden Özel Yılmaz, şöyle devam etti:

''Dalan'ın yurt dışına çıktığından bilgimiz olmadı. Oğlu aradığında da bilmiyordum. Makamlarıma görüşmek istediklerini ilettim. 'Sosyal tesislere çağır görüş, neticesini bildir' dediler. İstanbul'daki sosyal tesislere kendilerini davet ettim. 15-20 dakika, 1-2 bardak çay içme süresince sohbet ettik. Babasının 1 hafta önce sağlık sorunları nedeniyle yurt dışına gittiğini söyledi. Ergenekon'dan arandığını, tutuklanıp tutuklanmayacağını, bilgimiz olup olmadığını sordu. Oğluna 'Biz bu konunun dışındayız, bu konuyla alakamız yok, sadece davaya bakan savcılar ve emniyet görevlileri bilir' dedim. 'Cerrah bize yardımcı olur mu?' diye sordu. 'Cerrah bile bilmez' dedim. (Dalan'ın Ergenekon'dan aranması ile ilgili) Öğrenip öğrenemeyeceğimi sordu. Ben de münasip bir dille olamayacağını anlattım. Görüşmenin ertesi gün Ankara'ya yazılı bir şekilde bunları bildirdim. Ancak Dalan'ın 1 hafta önce değil de daha önceden gittiğini öğrendik. Hiçbir zaman için dışarıya bilgi vermedim. Dalan ile bu konuda görüşmedim.''

Rahatsızlığı nedeniyle İlhami Ümit Handan'ın kendisini aradığını ifade eden Yılmaz, ''Konuşurken 'Başkana veriyorum', dedi, Dalan da 'Geçmiş olsun' dedi. Dalan'ın hastanesinde anjiyo oldum. Stent takıldı. Parasını da ben verdim. Dalan ile 3-4 kere görüştüm. Siyasi görüşünü bilmem'' diye konuştu.

MİT görevlisi Yılmaz, 30 yıllık teşkilat hayatı boyunca 3 tane müsteşar, 10 müsteşar yardımcısı ve 5 bölge başkanıyla çalıştığını belirterek, disiplinli ve düzenli yaşamı olduğunu, sabah 05.30'da kalkıp eşiyle 1,5 saat spor yaptığını, işinden çıkınca evine gittiğini, akşam 22.00'de yattığını, işi olması durumunda akşam çalıştığını, hayatına fazla kimseyi sokmadığını ve fazla kimseyi tanımadığını kaydetti.

Başbakanlığa bağlı olarak çalıştıklarını, bir hatası olması durumunda bunun bildirileceğini dile getiren Yılmaz, ''Örgüt mensubu olarak yargılanıyorum, üzüntüm sonsuz. Prensiplere aykırı hareket eden kimse Başbakanlığa iade edilir. Uygun görülürse meslekten ihraç edilir'' şeklinde konuştu.

'SARHOŞ MASASINA MEZE OLMADIM'
Özel Yılmaz, ''Hiçbir sarhoş masasına meze olmadım. Prensipli yaşadım. Şu anda buradayım'' dedi. Teşkilat mensuplarının çocuklarının üniversiteyi kazandıklarında, verilecek burslar nedeniyle üniversitelerden MİT'te çalışıp çalışmadıklarına dair sorular geldiğini söyleyen Yılmaz, bunlarla ilgilenmesi için kendisinin görevlendirildiğini anlattı.

Yılmaz, bu süreçte Yeditepe Üniversitesinden İlhami Ümit Handan ile görüştüğünü anlattı.

Yılmaz, İzmir Bölge Başkanlığı görevine başladıktan sonra, terör örgütü PKK'ya ait 52 kilo 400 gramlık patlayıcının yerini tespit ettiklerini ve 6 saatte etkisiz hale getirdiklerini söyledi.

Yılmaz, tutuklu sanık Serdar Öztürk'ün avukatı Demet Rençber'in ''Mehmet Eymür hakkında, CIA üyeleriyle görüştüğü ihbarı geldi mi? 15 Şubat 2008'de 35 CIA ajanının 'ye geldiği bilgisi var mı?'' şeklindeki sorularına ise Özel Yılmaz, ''Bilgim yok, bunları MİT Müsteşarlığı'na sorun'' diye yanıtladı.

Yılmaz, İstanbul'da güvenlik istihbaratında görevli olduğunu, görevlerde bölümleme yapıldığını, bu nedenle bilgi sahibi olmadığını anlattı.

'MAHKEMEYE KARŞI DEVLET SIRRI OLMAZ'
İzmir'de her konuda bilgisi olduğunu ifade eden Özel Yılmaz, bu konuların MİT Müsteşarlığı'na sorulmasını isterken, sanık Serdar Öztürk ''Mahkemeye karşı devlet sırrı olmaz. Ne biliyorsanız söylemek zorundasınız'' diye konuştu.

Hüsnü Çalmuk'un, ''Hrant Dink'i İstanbul Valiliği'nde tehdit eden MİT'çi olduğuna'' ilişkin gazete haberlerini anımsatması üzerine Yılmaz, ''Bu tür haberlere devletim adına üzülüyorum'' dedi.

ÇİÇEK: ZARAR GÖREN TSK

Tutuklu sanık Albay Dursun Çiçek, savunması sırasında, sahte belge olarak adlandırdığı dava konusu belge ve taklit imza ile ilgili şüpheleri ortaya koyduğunu belirtti.

İhbar mektuplarının, içerikleri birbirinden farklı konuları kapsadığı için bir kişi tarafından hazırlanmasının mümkün olmadığını, istihbaratçılar tarafından hazırlanabileceğini ifade eden Çiçek, 1 yıldır maddi, manevi ve hukuki baskı altında bulunduğunu ve mağdur olduğunu anlattı.

Çiçek, ''Millete değil, askere komplo davasına dönüştü. Bu olay irtica ve cemiyeti koruma, kollama davasına dönüştü. Bu süreçte zarar gören kurum, Türk Silahlı Kuvvetleridir'' dedi.

İrtica konusunun kendi alanı dışında olduğunu anımsatan Çiçek, ''Bu sahte belgeyi, parmak ve avuç izi bırakmadan hazırladığım, gönderdiğim iddiası insanlık dışıdır. Gizli ve sahte evrak yapacak olsam, niye imza atayım. 1 yıllık süreçte komplo altında olduğuma inanıyorum. Kurum olarak da inanıyoruz. Genelkurmay Başkanı da '1 yılımı çaldılar', dedi. Bu olay Türk yargı tarihine Albay Dursun Çiçek vakası olarak, kara leke olarak geçmiştir. Siz de bugün karar vereceksiniz. Ankara'ya ya serbest gideceğim ya da tutuklu gideceğim'' diye konuştu.

Çiçek, Genelkurmay Askeri Mahkemesindeki davasını da hatırlatarak, ''Orada da iddialara yanıt vereceğiz. Bizim anlımız açık'' dedi.

''İrtica ile Mücadele Eylem Planı'' davasının bir sonraki duruşması 31 Ağustos Salı günü yapılacak.

Sayfa Yükleniyor...