Davutoğlu: Tarihi bir olay yargılandı

Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Ermeni soykırımı iddialarıyla ilgili tasarının ABD Temsilciler Meclisi Dışişileri Komitesi'nde kabul edilmesi konusunda "Tarihi bir olay yargılandı" dedi.

Davutoğlu: Tarihi bir olay yargılandı

Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Ermeni soykırımı iddialarını içeren karar tasarısının ABD Temsilciler Meclisi Dışişleri Komitesi’nde kabul edilmesinin ardından bu sabah bir basın toplantısı düzenledi.


Davutoğlu, tasarıyla ilgili hem hükümet hem de Cumhurbaşkanı Abdullah Gül tarafından gerekli açıklamaların yapıldığını ve bu konuda 'nin tutumunun net olduğunu söyledi.

Oylamanın neticesinden çok, oylamanın sürecine dikkati çekmek istediğini ifade eden Davutoğlu, tarihi olaylarla ilgili bir konunun değerlendirmesinin bir parlamento tarafından yapılmasının yol açabileceği tablonun çok açık bir şekilde göz önüne çıktığını kaydetti.

"ABD gibi küresel bir gücün, insanlık tarihinin en önemli güçlerinden birinin parlamentosunda böyle bir tablonun ortaya çıkması çok üzücüdür" diyen Davutoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: "Yüz yıl önce yaşanan olaylarla ilgili yapılan oylamada sürecin kendisi son derece gayri ciddi bir görüntü oluşturmuştur. Bu kararla bir millet hakkında hükmedilmiştir. Tarihi bir olay yargılanmıştır. Ancak bu oylamaya katılanların bu tarihi olayla ilgili ne kadar kanaat sahibi oldukları dün oylama sırasında takındıkları tavırla da ortaya çıkmıştır."

'1915 AYNI ZAMANDA ÇANAKKALE'
Aslında bunun son derece önemli bir tecrübe olarak düşünülmesi gerektiğini kaydeden Davutoğlu, 1915'de yaşananları en iyi o dönemi yaşayan halkların bileceğini belirterek, Ermeniler için 1915'in bir "tehcir" dönemi olabileceğini, ancak Türkler için de 1915'in aynı zamanda bir Çanakkale olduğunu ifade etti.

Davutoğlu, "1915 bir milletin bekaasıyla ilgili büyük bir savunma içinde olduğu bir yıldır. Anadolu'da büyük acılar yaşanmıştır. O yıllarda Balkanlar’dan 2 milyon insanımız göç etmiştir. Kafkasya'dan göçler yaşanmıştır. Bir imparatorluğun dağılış sürecinde büyük bir kaos yaşanmıştır. Biz Türk milleti olarak bu acıları paylaşmayı her zaman bildik. Bu acılardan siyasi dersler çıkarmak yerine insani dersler çıkarmaya çalıştık" dedi.

ATATÜRK’TEN ALINTI
Davutoğlu, Çanakkale Savaşından sonra Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün Anzak annelerine verdiği, "Anneler, müsterih olunuz evlatlarınız bizim bağrımızdadır. Onlar bu topraklarda canlarını verdikten sonra artık bizim evlatlarımız olmuşlardır" mesajını hatırlatarak, "Bizim tarihe bakış açımız bu. Bizimle savaşmaya gelenleri evlatlarımız kabul eden bir anlayışa sahibiz" dedi.

'nin, 10 asır birlikte yaşadığı Ermenileri, dostları, komşuları olarak telakki ettiğini ifade eden Davutoğlu, Türk-Ermeni ilişkileri açısından son çeyrek asrın bir kenara bırakılması durumunda, 10 asırlık sürecin büyük bir hoşgörü içinde geçtiğini vurguladı.

‘TARİH BU KADAR GAYRI CİDDİ OLAMAZ’
Osmanlı İmparatorluğu’nun çöküş sürecinde Türk milletinin hemen hemen her yerden saldırıya maruz kalmaması durumunda bu acı olayların belki hiç yaşanmayacağını belirten Davutoğlu, özellikle Ermenistan'a çağrıda bulunarak, "Dünkü gayri ciddi, komik düzeyde yapılan oylamanın bu meselenin çözümü için ne kadar yanlış bir yol olduğu bir kez daha ortaya çıkmıştır. Bu görüntü parlamentolar üzerinden tarihi yargılamanın ne kadar yanlış olduğunu gözler önüne sermiştir. Bir oy orada değil de bu tarafta olmuş olsaydı tarihin akışı değişmiş olacaktı. Bir danışman Temsilciler Meclisi üyesine 'yes' değil de 'no' şeklinde fısıldamış olsaydı bu oylama farklı çıkacaktı. Tarih bu kadar gayrı ciddiye alınabilir mi? 10 asırlık birliktelik böylesine basite indirgenebilir mi" diye konuştu.

ERMENİLERE ÇAĞRI
İki ülke arasında ortak tarih çalışması yapılması çağrısını yineleyen Davutoğlu, parlamentolar üzerinden tarihi yargılamak yerine yüz yüze konuşma, arşivleri paylaşma çağrısında bulundu. Davutoğlu, "Gelin 10 asırlık tarihimizin 9,5 asrını nasıl birlikte yaşadığımızı da birlikte konuşalım. Torunlarımıza, gelecek nesillerimize güzel bir örnek oluşturalım" ifadesini kullandı.

Davutoğlu, bunun yapılmaması ve parlamentolar üzerinden Türkiye'ye baskı kurulmaya çalışılması durumunda bunun, Ermenistan'ın bu 10 asırlık tarihte Türkiye'yi ve Türkleri tanımadığı anlamına geleceğini söyledi.

Davutoğlu, şöyle konuştu: "Hiçbir şartta Türkiye baskı altında karar almayacaktır. Bunun herkes tarafından bilinmesi büyük bir önem taşıyor. Biz Ermenistan ile protokolleri imzalarken bu perspektifle imzaladık. İstedik ki acılarımızı paylaşalım, istedik ki adil bir hafıza oluşturalım. Geleceğe güzel bir miras bırakalım. Ama bütün bu çabalarımıza rağmen hala parlamentolar üzerinden bu kararlar çıkarılıyorsa biz tarafların iyi niyetinden şüpheye kapılırız."

‘NORMALLEŞME İMKANSIZLAŞIR’
Davutoğlu, dünkü kararın ve bu kararın alınış sürecinin Türkiye ile Ermenistan arasındaki normalleşme sürecinin doğasının nasıl değişmek zorunda olduğunu bir kez daha gösterdiğini ifade etti.

Normalleşmenin iki milletin oturarak ve konuşarak gerçekleştireceği bir süreç olduğunun altını çizen Davutoğlu, "Üçüncü tarafların her müdahalesi bu normalleşmeyi imkansız hale getirecektir" dedi.

‘ÇABALARIMIZ ETKİLİ OLDU’
Davutoğlu, "ABD yönetiminden, oylama öncesi zayıf bir tepki gelmesini nasıl değerlendirdiği" sorusu üzerine, ABD sisteminin iç işleyişini değerlendirmek istemediğini, ancak "bu tablonun, konuya ilişkin yeterince ağırlık konulmadığını gösterdiğini" kaydetti.

Sonucun kendilerini ciddi şekilde rahatsız ettiğini belirten Davutoğlu, "Geçmiş oylamalara göre, ki daha önce de 7 kez bu komiteden geçti, dünkü oylamada daha çok dengeli bir tablo vardı. Bunda, Türkiye'nin gösterdiği çabalar, heyetlerimizin ve sivil toplum örgütlerinin gösterdiği çabalar etkili olmuştur" diye konuştu.

‘TABLO OLUMSUZ OLUR’
Davutoğlu, Amerikan yönetiminin bu konuda daha etkin çaba göstermesini beklediklerini, bu çabanın birçok alandaki işbirliğini olumlu yönde etkileyeceğini ifade ederek, "Aksi takdirde karşı karşıya kalacağımız tablo birçok açıdan olumlu değerlendireceğimiz bir tablo olmaz" dedi.

‘YEREL SİYASETE KURBAN EDİLMESİN’
"Amerikan yönetimiyle her düzeyde değişik konularda iyi bir işbirliği yürüttük, Sayın (ABD Başkanı Barack) Obama'nın barış vizyonunu her zaman destekledik. Bu konuda ne kadar katkı sağladığımızı en iyi Amerikalı muhataplarımız bilir" diye konuşan Davutoğlu, "Her alanda yaptığımız bu katkıların doğru değerlendirilmesini arzu ediyoruz. Bu katkılarımızın Amerika'daki bazı yerel siyaset oyunlarına kurban edilmemesini bekliyoruz" ifadesini kullandı.

‘BU KARARLA YOL ALAMAYIZ’
Davutoğlu, Türkiye-Ermenistan arasındaki protokollerin bundan sonraki süreçte nasıl bir takvimde ele alınacağı sorusu üzerine, Türkiye'nin süreci yavaşlattığı iddialarının doğru olmadığını vurgulayarak şöyle konuştu: "Yüce Meclisimiz bunu ne zaman onaylar, bu Meclisimizin takdirindedir. Teknik olduğu kadar, siyasi atmosferle de ilgili bir husustur bu. Ve biz bu siyasi atmosferin sağlanması için her zaman hazır olduğumuzu da söyledik. Bu konuda da kararlılığımızı sürdürüyoruz. Karşılıklı olarak atılacak adımlarla bu sürecin başarıya ulaşması için elimizden geleni yapacağız. Ama bir kez daha söylüyorum: Dün alınan karar, bu süreci yavaşlatma değil, durdurma riskini de beraberinde getirmiştir. Bu kararlarla hiçbir yol alamayız. bunu da herkesin bilmesi lazım."

‘BASKIYLA KARAR ALMAYIZ’
Davutoğlu, kararın Türkiye üzerinde baskı oluşturacağı ve Türkiye'nin protokolleri Meclis’ten geçireceği yönünde bir düşüncenin yanlış olduğunu belirterek, "Türk dış politikasını takip edenler ve hükumetimizin tutumunu takip edenler bilirler ki, hiçbir zaman baskı altında karar almadık ve almayacağız. Ama eğer bizimle kalıcı ve kapsamlı barış kurma çabası varsa bunu da bütün detaylarıyla görüşmeye ve gereğini yapmaya hazırız. Ama bu Kafkasların bütününe barış getirecek bir hamle olmalı ve tek taraflı bir çıkar ilişkisine dayanmamalıdır" dedi.

Davutoğlu, OrtaDoğu ve Balkanlarda geçmişte yaşanan olumsuz tecrübeleri hatırlatarak, şöyle konuştu: "Orta Doğu ve Balkanlarda az mı tecrübe yaşadık. Şimdi aynı tecrübenin Kafkaslarda yaşanmasını düşünebilir miyiz. Madem barış isteniyorsa niye sadece Türk-Ermeni barışından bahsediyoruz. Niye Ermeni-Azeri barışını öne çıkarmıyoruz. Niye Türkiye, Ermeni-Azeri barışı da gerçekleşsin, 17 yıldır süren bu bunalım da aşılsın dediğinde hata yapmış oluyor. Bunu da Amerikalı ve Batılı dostlarımızın düşünmesi lazım. Soru net ve açık. Türk Ermeni barışı isteniyor mu. Evet Türkiye istiyor. Şimdi biz soruyu soruyoruz. Ermeni-Azeri barışını istiyor musunuz istemiyor musunuz? Çıksınlar ve desinler ki istemiyoruz. Biz de ona göre bilelim. Ama istiyorlarsa da gereğini yapsınlar."

ABD Temsilciler Meclisine seslenmek istediğini söyleyen Davutoğlu, "Yaptığınız her müdahale, Türkiye-Ermenistan normalleşmesinin önüne engel çıkarmaktadır. Gayri ciddi şekilde aldığınız her karar Türklerle Ermenilerin tarihi barışını engellemektedir. Lütfen bu konuyu yeniden gözden geçiriniz" diye konuştu. Türk-Amerikan ilişkilerinin, tarihin en kapsamlı ve geniş işbirliğini yaşadığını kaydeden Davutoğlu, Türkiye ve ABD'nin her bölgede, her küresel platformda birlikte çalıştığına işaret ederek, Türkiye'nin bu ilişkileri dünyanın en önemli olaylarının seyrettiği bir coğrafyadan bakarak şekillendirdiğini ve stratejik vizyon perspektifinden yola çıkarak hayata geçirdiğini belirtti.

Davutoğlu, "Ama dünkü karar maalesef en azından ABD Dış İlişkiler Komitesinde bir stratejik vizyon eksikliği olduğunu göstermektedir. Türk-Amerikan ilişkileri bu tarz kararlarla zedelenmemelidir" dedi.

Komitede tasarıyı reddeden 22 üyeye bu stratejik vizyon perspektifinden baktıkları için teşekkür ettiğini belirten Davutoğlu, bundan sonra gerek bölgesel konuların, gerekse kriz alanlarının Türk-Amerikan işbirliğine büyük ihtiyaç hissedeceğini kaydetti.

Bakan Davutoğlu, Türkiye'nin bu kararı Türk-Amerikan ilişkileri perspektifinden değerlendireceğini ve atılacak her adımı gözden geçirmek üzere Washington Büyükelçisi Namık Tan'ı Ankara'ya çağırdıklarını bildirdi.

"Ümit ederiz ki bundan sonra böyle bir stratejik vizyon eksikliği gösterilmez" diyen Davutoğlu, Türkiye'nin stratejik vizyonunu, hem Cumhurbaşkanı hem Başbakan ve Dışişleri Bakanlığı düzeyinde ABD'li muhataplarına defalarca anlattıklarını ifade etti. TBMM Dışişleri Komisyonu üyelerine, Türk-Amerikan Dostluk Grubu üyelerine, medyaya ve ayrıca ABD'de yaşayan Türk sivil toplum kuruluşlarına teşekkür eden Davutoğlu, gösterilen bütün bu çabalara rağmen Türkiye'nin bu stratejik vizyonunun Amerikalı muhataplarınca anlaşılamadığını kaydetti.

Davutoğlu, şunları söyledi: "Ümit ederiz ki bundan sonra bu konu daha iyi algılanır. Bundan sonra Türk-Amlerikan ilişkileri yeni bir sınavdan geçirilmeye kalkışılmaz. Bundan sonraki aşamayı yakından takip edeceğiz. Kendi tarihimize tam bir özgüven içinde yaklaşıyoruz. Her türlü konuyu konuşmaya, tartışmaya hazırız. Güzel günleri de acı anıları da paylaşmaya hazırız. Ama baskıya maruz kalmaya, konudan bihaber parlamenterlerin oylarıyla tarihimizin yargılanmasına kesinlikle izin vermeyiz. Türkiye ile Ermenistan arasındaki ilişkileri normalleştirmeye kararlıyız. Kafkaslarda kalıcı barışı gerçekleştirmeye kararlıyız. Bu kalıcı barış sadece Türkiye ve Azerbaycan'ın menfaatine değil en çok Ermenistan'ın menfaatinedir. Bu konuda da kararlıyız." Dışişleri Bakanı Davutoğlu, Türkiye'nin bu kararlılığının, üçüncü aktörler ve parlamentolarla baskı oluşturarak, istenilen normalleşme çerçevesine getirilebileceği bir kararlılık olmadığını ifade eden Davutoğlu, iki ülkenin birlikte yürüyerek bu vizyonu gerçekleştirmesi gerektiğini söyledi. Davutoğlu, "oylama sürecinde Yahudi lobisinin Türkiye'nin aleyhinde çalıştığı yönünde bir kanının" olup olmadığının sorulması üzerine, bu konu üzerinde bir hükümde bulunmak istemediğini belirterek, "Bu konuyu bir Türk-Yahudi ilişkileri konusu haline dönüştürmeyi de doğru bulmam. Ancak şunu bir kez daha söyleyeyim; Türkiye tüm bu konuları tek başına göğüsleme gücüne sahiptir" şeklinde konuştu.

ABD İLE İHALELER
Bir gazetecinin, oylamadan önce tasarının onaylanması durumunda ABD ile ihalelerin iptal edilebileceğinin konuşulduğunu hatırlatarak, bu bağlamda Adana'da bulunan İncirlik üssünün yapısının tartışılması, Afganistan'dan asker çekilmesi ve BM'de girişimlerde bulunulması gibi adımların gündeme gelip gelmeyeceğini sorması üzerine Davutoğlu, Türkiye'nin Washington Büyükelçisinin gelmesinin ardından kendisiyle bu konuyu ele alacaklarını, bunun yanı sıra Başbakan Erdoğan ile Bakanlar Kurulunda da bu hususu görüşeceklerini, Cumhurbaşkanı Gül'den de görüş alacaklarını ve gerek duyulursa muhalefet partileriyle de temas kuracaklarını aktardı.

"Bu bizim için bir milli onur meselesidir" diyen Davutoğlu, bu konularda görüş farklılıklarını bir kenara bırakarak, ortak bir tutum sergilemelerinin normal olacağını belirtti.

Davutoğlu, kamuoyunda şu anda konuşulan spesifik adımları, erken tartışmalar olarak nitelendirerek, gerekli değerlendirmeleri önümüzdeki günlerde yapacağını kaydetti. Büyükelçi Tan'ın ne kadar Ankara'da kalacağının sorulması üzerine Davutoğlu, Tan'ın bugün ABD'den ayrılacağını ve yarın Türkiye'de olacağını belirtti.

Davutoğlu, bugün AB Gymnich Dışişleri Bakanları toplantısı için İspanya'ya, ardından Almanya'ya geçeceğini, oradan da Suriye'ye gidip temasları olacağını hatırlatarak, Pazartesi günü yurda döneceğini ve Tan ile görüşeceğini bildirdi.

Türk-Amerikan ilişkilerinin boyutunun kapsamlı olduğunu ifade eden Davutoğlu, Büyükelçi Tan ile istişarelerin uzun sürebileceğini söyledi.

Davutoğlu, şöyle konuştu: "Biz Türk-Amerikan ilişkilerinin her bahar bir kriz yaşamasını istemiyoruz. Aslında Türk-Ermeni normalleşmesinin olumlu yan sonuçlarından birinin de bu bahar krizlerinden Türkiye-ABD ilişkilerini kurtarmak olduğunu düşünüyorduk. Ama maalesef bütün çabalarımıza rağmen, yeterince, en azından Temsilciler Meclisinin Dış İlişkiler Komitesi tarafından algılanmamış. Ümit ederiz ki bu Beyaz Sarayca doğru algılanır. Biz 24 nisanda bu krizi daha da büyütecek bir açıklamanın yapılmamasını bekliyoruz. Bütün bu gelişmeler Türkiye-ABD ve Türkiye-Ermenistan ilişkilerini ve Kafkasya'daki normalleşmeyi doğrudan etkileyecek gelişmelerdir."

Davutoğlu, Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı Feridun Sinirlioğlu'nun ve Müsteşar Yardımcısı Ünal Çeviköz'ün bugün istişarelerde bulunmak amacıyla Rusya'ya gittiğini belirterek, Kafkasların Türkiye ve Rusya'nın ortak alanı olduğunu vurguladı. "Rusya ile bu konuda ortak bir perspektif geliştirmeye inanıyoruz" diyen Davutoğlu, "Bu kadar kapsamlı ilişkileri geliştirmekte olduğumuz bir komşu ülkeyle ortak bölgemiz olan Kafkaslarda ortak bir barış vizyonu geliştirmemiz de doğal karşılanmalıdır" dedi.

'TÜRKİYE HER İHTİMALİ GÖZETİYOR'
Bir gazetecinin, sonucun bir oy farkla Türkiye'nin aleyhine çıktığını belirterek, tasarının genel kurula gelmesini nasıl değerlendirdiğini ve Türkiye'nin bu süreçte nasıl adımlar atacağını sorması üzerine Davutoğlu, konunun Temsilciler Meclisi Genel Kuruluna gelmesinin kendilerinin karar vereceği bir husus olmadığını ve yorum yapmak istemediğini belirtti.

"Bu konunun komite toplantısından sonra daha soğuk kanlı değerlendirileceğini düşünüyorum" diyen Davutoğlu, Türkiye'nin her türlü ihtimali gözeten çalışmalar yaptığını vurguladı.

"Ermenistan ile normalleşme sürecinin yavaşlamış ve yürümüyor gibi görünmesinin gerekçelerinden biri olarak Türkiye'nin Yukarı Karabağ sorunuyla bu konuyu direkt bağlantılı hale getirmesi" eleştirilerinin olduğunun hatırlatılarak, "Türkiye'nin bu hususta biraz daha esneme eğiliminin" olup olmayacağının sorulması üzerine Davutoğlu, protokolleri müzakere sürecinde üç amaç dahilinde çalıştıklarını belirterek, bu amaçları Türk-Ermeni normalleşmesi, nerede olursa olsun Türklerin ve Ermenilerin ilişkilerinin normalleşmesi ve Güney Kafkaslarda kalıcı barışın temini yönünde ivmenin artırılması şeklinde sıraladı.

Sayfa Yükleniyor...