Demirtaş: Yeni anayasa seçime kurban edilmesin

BDP lideri Demirtaş, anayasa tartışmalarını yüzeysel bulduğunu belirtip ''Yeni anayasa, seçim vaadine kurban edilemeyecek kadar önemlidir'' dedi.

BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmada, yeni anayasa ve daha fazla özgürlük isteyen insanların, partilerinin referandum için aldığı boykot kararının etrafında birleştiğini savundu. Bunun, ''tarihi bir dönemde tarihi bir cevap'' olduğunu ifade eden Demirtaş, ''Sandığa gitmemek, 'biz bu sürecin dışındayız' anlamına gelmiyor. Bu, yeni anayasa ve özgürlük isteyenlerin bir tavrıdır'' dedi.

Demirtaş, yeni anayasa ile ilgili tartışmaların başladığını ancak yüzeysel olduğunu ileri sürdü. ''Yeni anayasa bugün mü yoksa seçimden sonra mı yapılsın'' tartışmalarının, anayasanın içeriğini gözden kaçırmaya yönelik bir politika olduğunu iddia eden Demirtaş, şöyle devam etti:

''Biri diyor ki 'yeni anayasa çalışmalarına bu hafta başlayalım', diğeri diyor ki 'herkes hazırlığını yapsın seçimden sonra başlayalım'. Bu iki önerinin de 12 Eylül darbe anayasasının yapılış sürecinden hiç bir farkı yoktur. İkisinin de zihniyet olarak 'Kenan Evren Anayasası'ndan hiç bir farkı yoktur. Sivil anayasa, askerlerin hazırlamadığı anayasa değildir. Sivil anayasa, halkın hazırladığı anayasadır.

Biz diyoruz ki anayasada kendini ifade etmek isteyen herkesin bulunduğu demokratik sivil anayasa platformu kurulsun. Biz de önerilerimizi aynı platforma götürelim. Buradan çıkacak ortak metne, siyasi partiler olarak saygı duyalım. Seçimden önce mi sonra mı yasalaşacağı teknik bir ayrıntıdır. Yeni anayasa, seçim vaadine kurban edilemeyecek kadar önemlidir.''

'BİZİM DE TALEPLERİMİZ VAR'
BDP olarak yeni anayasada yer almasını istedikleri önemli talepleri olduğunu anlatan Demirtaş, bunların başında anadilde eğitim ve demokratik özerkliğin geldiğini söyledi. Her iki talebin de tartışılması gerektiğini kaydeden Demirtaş, bu projelerin bölücü düşünceler olarak yansıtılmasının da yanlış olduğunu ifade etti.

Seçim barajı konusuna da değinen Demirtaş, temsilde adaletin, çok sesliliğin sağlanması için bu barajın düşürülmesinin şart olduğunu söyledi.

Demirtaş, seçim yardımlarında da adaletsizliğin söz konusu olduğunu savunarak, ''Bunlar, devletin bütün olanaklarını soyarak siyaset yaparken, biz, konuşmalarımızdan dolayı para cezaları ödüyoruz. Devlet bunlara Hazine yardımı veriyor 'siyaset yapın' diye, devlet bize 'para cezası' veriyor siyaset yaptık diye. Böyle bir anlayışla siyaset yapılır mı?'' dedi.

'OPERASYONLARA TAHAMMÜLÜMÜZ KALMADI'
Düzenlenen bazı operasyonlarda partilerine mensup çok sayıda kişinin gözaltına alındığını ya da tutuklandığını belirten Demirtaş, bunların siyasi operasyonlar olduğunu savundu. Böyle bir anlayışla demokratik siyasetin güçlendirilemeyeceğini ifade eden Demirtaş, ''Siyasi operasyonlara tahammülümüz kalmadı'' diye konuştu.

Demirtaş, şöyle devam etti:

''Tutuklu arkadaşlarımız cezaevinde çürümeye terk edildiği müddetçe, bizim AKP ile diyalog kapılarını zorlamamızın boş çıkacağını artık birilerinin görmesi lazım. BDP'nin bu barış sürecinde elini güçlendirmek isteyen herkes artık bunları görebilmelidir. Geçen yıldan bu yana yapılan operasyonlarda sessiz kalanlara sesleniyorum, 'BDP rol almıyor, misyon üstlenmiyor' diyenlere sesleniyorum, ortada bir gün BDP kalmayınca sizin de elinizi uzatacağınız barış için tek bir insan kalmayacak.''

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün, TBMM'de yeni yasama yılının açılışında yaptığı konuşmayı anımsatan Demirtaş, konuşmada herkese yönelik mesajların bulunduğunu, bu mesajları BDP olarak önemsediklerini söyledi.

Mesajların büyük kısmının iktidara ve devlete yönelik olduğunu savunan Demirtaş, ''Hükümet, Sayın Cumhurbaşkanı'nın konuşmasına değer veriyorsa, onun gereğini yerine getirmesi lazım. CHP'nin de bu dönemde oynayabileceği roller vardır. Sayın Kılıçdaroğlu ve CHP'nin, 'nin temel sorunlarının çözümünde katkı sunacak bir tarihi rolü ve misyonu üstlenebileceğini düşünüyoruz. Umut ediyorum ki el birliği ile sorunları çözebilecek siyasi atmosferi birlikte yakalayabiliriz'' diye konuştu.

İFADE VE İNANÇ ÖZGÜRLÜĞÜ
Demirtaş, Türkiye'de başörtüsü ile ilgili anayasal ya da yasal değil psikolojik bir engelin söz konusu olduğunu savunarak, bu engeli aşmak için de bazı yasalarda ve yönetmeliklerde değişiklikler yapılması gerektiğini ifade etti.

Meseleyi inanç özgürlüğü çerçevesinde ele almanın daha doğru olacağını kaydeden Demirtaş, ''Bizim önerimiz şudur, gelin hem başörtülü kardeşlerimize özgürlüğünün hem Alevi yurttaşlarımızın talebi olan cemevinin ibadethane statüsüne kavuşmasının, zorunlu din dersleri konusunun, dini azınlıkların inançlarını özgürce yaşamaları önündeki engellerin ele alındığı, ifade özgürlüğünü genişleten bir paket hazırlayalım. Hepsini kucaklayalım. Herkesin inancına, yaşam tarzına saygı duyan, demokratik bir paketle Meclisi hemen bu hafta çalıştırmaya başlayalım'' diye konuştu.

Sayfa Yükleniyor...