Deri altındaki yağlanma riskli!
Yeni nesil obezite adayı... Ergenlik çağındaki kızlarda yağlanma yaşı 13, erkeklerde ise 12 olarak saptandı.
Dicle Üniversitesi Anatomi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Vatan Kavak tarafından hazırlanan ''Vücut Yağ Yüzdesini Belirleme'' projesi kapsamında Diyarbakır'daki 10-15 yaş arası bin 118 öğrencinin deri altı yağ kalınlığının ölçülmesi sonucu ergenlik çağındaki kızlarda yağlanma yaşının 13, erkeklerde ise 12 olduğu belirlendi.
D.Ü Bilimsel Araştırma Projeleri Koordinatörlüğü'nce desteklenen (DÜBAP) proje kapsamında ilköğretim okullarında 600'ü kız bin 118 öğrencinin vücudunun karın ve sırt bölgesi ile kollarından oluşan dört ayrı noktasından Lange Skinfold cihazı ile ölçüm yapıldı.
Yapılan incelemede 10-15 yaş grubu çocukların vücutlarında yağlanma artışı olduğu ve yaş gruplarına göre kızlarda yağlanma yaşının 13, erkeklerde ise 12 olduğu sonucuna varıldı.
Doç. Dr. Kavak, yağ kalınlığındaki artışın obezitenin habercisi olduğunu belirterek, kontrolsüz yağ kalınlığındaki artışı belirlemek amacıyla hazırladığı ''Vücut Yağ Yüzdesini Belirleme Projesi'' kapsamında ergenlik çağındaki öğrencilerin vücutlarındaki deri altı yağ kalınlığını ölçtüğünü söyledi.
Bu kapsamda araştırmaya Diyarbakır'daki çeşitli ilköğretim okullarında okuyan bin 118 öğrencinin katıldığını ifade eden Kavak, öğrencilerin sırt, karın ve kollarının iki bölümündeki yağlanmayı deri altı yağ kalınlığını ölçen bir cihaz yardımı ile tespit ettiğini bildirdi.
''YENİ NESİL OBEZİTE ADAYI''
Araştırma sonunda obezite ve buna bağlı birçok rahatsızlığın önüne geçilmesinde etkin rol oynayacak sonuçlara vardığına dikkati çeken Kavak, ''Risk faktörü taşıyan sınır yaş dediğimiz 10-15 yaş arası ergenlik çağındaki çocuklar üzerinde yaptığımız ölçümlerde kızlarda yağlanma yaşının 13, erkeklerde ise 12 olduğunu belirledik. Amacımız çocukların deri altında normalin üstündeki yağ düzeyini tespit ederek yağlanmaya eğilim varsa geç kalınmadan gereken önlemlerin alınmasını sağlamak'' dedi.
Ciddi bir rahatsızlık olan obezitenin kalbi, kan damarlarını ve damarları etkileyen kardiyovasküker rahatsızlıkların oluşma riskini de artırdığını kaydeden Kavak, sözlerine şöyle devam etti:
''Obezite kardiyovasküler sistemi bir çok açıdan kötü yönde etkiliyor. Kilo alımına neden olan gıdalar genellikle aşırı yağ, kolesterol ve şeker içeren besinlerdir. Doymuş yağ ve kolesterol bakımından zengin gıdalar damarların tıkanmasına yol açarak damar sertliği sorununu doğurur. Biz deri altı yağ kalınlığını tespit ederek obezite ve buna bağlı kardiyovasküler rahatsızlıkların önüne geçilmesini hedefliyoruz.
Ergenlik çağında obezite olunmasını önlemek olası kalp, şeker ve tansiyonun önüne geçmek için 10-15 yaş arası, sınır bir yaştır. Yeni nesil obezite adayı. Çünkü gençler hem hareketsizler hem de düzenli yemek yemekten uzak fast food gıdalarla besleniyorlar. Bu yaşta gençler günün çoğu zamanını hareketsiz geçirdikleri ve hazır yiyeceklere eğilimleri arttığından risk faktörü artıyor. Örneğin araştırmaya katılan öğrencilerden 152'sinin yağ kalınlığının yüksek, 105'inin de çok yüksek olduğunu belirledik. Bunun mümkün olduğunca erken tespit edilmesi için araştırmanın tüm okullarda yaygınlaştırılması gerekir.''
YAŞAM TARZININ ETKİSİ BÜYÜK
Kavak, obezitede genetik faktörlerden sıkça söz edilmesine rağmen yaşam tarzının da önemli bir faktör olduğunu belirterek, araştırmada çocukların yetersiz beslendiklerini, düzenli egzersiz yapmadıklarını ve düşük sosyoekonomik statüye sahip ailelerin fertleri olduğunu belirlediklerini söyledi.
Çocukların fast food gıdalar yerine evde pişirilen yemeklerle beslenmesini önerdiklerini ifade eden Kavak, obezitenin önüne geçilmesi için alınması gereken önlemleri şöyle sıraladı:
''Hazır yiyecekler ve hareketsizlik obeziteye davetiye çıkarıyor. Bu nedenle düşük sosyoekonomik statüye sahip ailelere ekonomik olarak destek verilerek aile bireylerinin yanı sıra özellikle çocukların dengeli beslenmelerinin sağlanması gerekir. Bunun yanı sıra Milli Eğitim Bakanlığı'nca öğrencilerin okuldan arta kalan zamanlarını değerlendirebilmeleri için spor yapacakları mekanlar oluşturulmalı. Bu sayede çocukların hareketsiz bir yaşamdan kurtularak hareketli bir yaşama kavuşmaları, yaşlarına uygun sportif faaliyetlere yönelmeleri sağlanmış olacak.
Bu önlemlerin hayata geçirilmesi ergenlik çağındaki çocukların maruz kalacağı yağlanmayı azaltarak kas gelişimini güçlendirecek, yaşam kalitesini de olumlu yönde etkileyecektir. Unutulmaması gerekir ki obezite gençlerin vücut kalitesinin yanı sıra ruh sağlığını, okuldaki başarısını ve öz güvenini etkileyen önemli ve önlenebilir bir hastalık.''
- Etiketler :
- Haberler