'Dersimliler Cumhuriyet'le 1. sınıf oldu'

CHP Lideri Kılıçdaroğlu, Dersim tartışmalarına değindi, uzun tutukluluk sürelerini eleştirdi ve tutuklu bulunan CHP İzmir Milletvekili Mustafa Balbay için eylem çağrısı yaptı.

'Dersimliler Cumhuriyet'le 1. sınıf oldu'

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu partisinin grup toplantısındaki konuşmasının hemen başında 'Başbakan'a geçmiş olsun. Umarım en kısa zamanda görevinin başına döner' dedi.

Kılıçdaroğlu'nun açıklamalarından dikkat çeken bölümler şöyle:

-AİHM Mahkemesinde görevli bir yargıç AB ile arasında hukuk anlayışı bakımından büyük fark diyor. Bunu ben söyleseydim AKP ve yalaka basın üzerimize çullanacaktı. 9 yılda AKP’nin Türkiye’yi getirdiği nokta bu.

-Tutukluluk sürelerinden herkes şikâyetçi, peki bu olay neden çözülemiyor? Çünkü bir kişiyi ikna edemiyorlar. Recep Bey'i ikna edemiyorlar. Onun için hukuk mu hayır hukuk yok. Onun ağzından çıkan hukuk oluyor.

'İSTİFA ET'
-TBMM Başkanı'nı göreve çağırıyorum. Şikâyet ettiğin konu hakkında ya gereğini yap, ya da koltuğu boşalt.

-Uzun tutukluluk sürelerinin çözülmesi için Hükümetle protokol imzaladık ama gereği yapılmadı.

-İnsan verdiği sözün arkasında durmaz mı? Bizim kitabımızda söz namustur. O sözün arkasında duracaksın, efendim biz protokolü imzalamadık o bir temenni idi. Peki altındaki imzalar kimin?

-Silivri toplama kampında adalet gerçekleşmez. Orada bir siyasi mahkeme var. Orada, belli bir dünya görüşü yargılanmıyor. Orada suçlular yargılanmıyor, orada AK Parti iktidarına karşı gelenler yargılanıyor.

-Silivri toplama kampı en büyük düşünce kampıdır. Artık insanlar orada düşüncelerini yazıyor, kitap yazıyorlar.

BALBAY İÇİN EYLEM
-Bugün 999. gün, Sevgili Mustafa Balbay'ın hapiste kaldığı süre. Yarın bininci gün olacak. Buradan bütün İzmirli kadın ve gençlere sesleniyorum. Yarın elinize kırmızı bir karanfil alarak Gündoğdu Meydanı'na bir karanfil bırakın. Ama sessizce bırakın ki sizin sessizliğiniz, birilerinin yüzüne şamar gibi insin.

-O kadar ileri gittiler ki Muharrem İnce hükümeti eleştirdi diye hakkında fezleke çıkarıldı. Böyle bir anlayış olabilir mi?

BELEDİYELER DAVA AÇACAK
-Başbakan belediyelerimiz hakkında bir iddia attı ortaya biz de gensoru verdik. Başbakan gelmedi bile. Yalancı adamdan başbakan olmaz. Şimdi belediyelerimiz Recep Tayyip Erdoğan hakkında dava açacaklar.

-Zaten böyle bir şey olsaydı davul zurna ile yalaka televizyonlarda yayın yaparlardı.

BASTIR PARAYI AL TEZKEREYİ
-Türkiye Cumhuriyet tarihinde bir ilk yaşanıyor. 30 bin liran varsa bastır parayı al tezkereyi. 30 bin liran yoksa doğru askere. Böyle bir şey olabilir mi?

-Burdurlu kardeşlerim 21 günü geri istiyoruz diyor. Buradan onlara sesleniyorum ilk seçimde gereğini yapın.

-Başbakan daha önce ne dedi: “Ben böyle bir şey yapmam. Yaparsam da referanduma giderim. Kimlerle görüştüysem, izbe yerlerdeki kimse buna sıcak bakmıyor.”

-Ben izbe yer demiyorum da fakir fukara vatandaşa diyorum ki, senin çocuğun askere gidecek.

KENDİ SOYUYLA SORUNU OLANLAR’
-Geçtiğimiz hafta Başbakan bana dedi ki, “Hangi aşirete hangi inanç grubuna ait olduğunu açıkla.” Ben de dedim ki; “Sen kin ve nefret tohumları ekiyorsun” Kimse görmedi bunu. “Sen bunu nasıl söylersin” diye beni eleştirdiler?

-İnsanların soyuyla, sopuyla inancıyla meşgul olmayı siyaset aleti edenler kendi soyuyla sopuyla sorunu olanlardır.

‘SADECE DERSİMLİ DEĞİLİM, TÜRKİYELİYİM’
-Böyle bir ulusun çocukları arasına kin tohumları eken ilk Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’dır. İnşallah sonuncusu olacaktır.

-Recep Tayyip Erdoğan unutmasın ben sadece Dersimli değilim, ben Konyalıyım, Hakkâriliyim, Trabzonluyum, Edirneliyim ben Türkiyeliyim.

-Kurtuluş savaşında Meclis’in taşınması gündeme gelince, Meclis’te “biz buraya kaçmaya değil savaşmaya geldik” diyen Dersim milletvekili Diyap Ağa’ydı.

-Sen de diyorsun ki “Benim dedem babam tavuk kümeslerinde nasıl saklandıklarını anlatıyordu.” Ben sana daha ne diyeyim.

-Biz din, mezhep, kardeş kavgasını tarihe gömen bir siyasi partiyiz. Herkesin inancı CHP’nin güvencesi altındadır.

-Biz Sayın Başbakan’ın soyunu sopunu neye inanıp inanmadığını da merak etmiyoruz. Biz Van’da Erciş’te çocuklar ne yapıyor onunu derdindeyiz. Yoksul vatandaşlarımızın derdindeyiz.

-Ama onun derdi farklı. Onun derdi de “Ben bu ülkeyi nasıl bölerim’... Biz vatandaşın cebini o kendi cebini düşünüyoruz.

-Bu milletin birliğini sana yıktırmayacağız. Dikta heveslerine boyun eğmeyeceğiz. Korku imparatorluğuna direneceğiz.

(Devam edecek...)

Sayfa Yükleniyor...