Dev bir eser: Kapital

İnsanlık tarihinin en önemli yapıtları arasında yer alan 'Kapital’in birinci cildi Almanca aslından çeviriyle Yordam Kitap'tan çıktı.

Dev bir eser: Kapital

Yordam Kitap, Karl Marx’ın ve Marksizmin temel yapıtı Kapital’in birinci cildini Almanca aslından özenli bir çeviriyle yayınladı. İnsanlık tarihinin en önemli yapıtları arasında adı ön sırada anılan Kapital, ilk cildinin yayınlandığı 1867 yılından bu yana dünyanın pek çok ülkesinde defalarca yayınlandı, yapılan yeni basımları bugün de geniş bir okuyucu kitlesinin ilgisini çekiyor, iktisat tartışmalarında en çok başvurulan kaynaklardan biri olma özelliğini koruyor.

Kapital’in I. cildinin yayını, Yordam Kitap’ın Kapital’in tamamını, Almanca aslından çevrilmiş olarak Türkçeye kazandırma, böylece Türkçe Marksist edebiyatın en büyük eksiğini giderme yolundaki girişiminin önemli bir adımını oluşturuyor.

Marksist iktisat alanına hâkim yetkin çevirmenler Mehmet Selik ile Nail Satlıgan’ın Almanca aslından Türkçeye kazandırdığı kitap, iki editör tarafından da gözden geçirildi. Erkin Özalp Almancasıyla, Oktar Türel ise İngilizcesiyle karşılaştırarak metni baştan aşağı gözden geçirdiler.

Kapital, çevirinin Almanca aslından yapılmış olmasının yanında, kapsadığı iki önemli ekle de dikkat çekiyor. Bunlardan ilki, Marx’ın başlangıçta Kapital’in I. cildine 6. bölüm olarak koymayı düşündüğü, ancak cilde dâhil etmekten daha sonra vazgeçtiği, Marx’ın ekonomi politik eleştirisinin mantığı ve “mimari”si açısından özel bir önem taşıyan 120 sayfalık el yazmasıdır. Diğer ek ise, Kapital’in temel kavramlarının Almanca, Fransızca, İngilizce ve Türkçe karşılıklarını içeren bir “sözlükçe”.

Karton kapak ve ciltli alternatiflerle okurlara sunulan kitap, Yordam Kitap etiketiyle kitapçılarda.

Karl Marx ve Kapital
Kapital, Karl Marx’ın (1818-1883) başyapıtı, Marksizmin temel yapıtıdır. Marx, Kapital’in ön çalışması sayılabilecek Ekonomi Politiğin Eleştirisine Katkı’nın 1859 yılında yayınlanışından 1883’teki ölümüne kadar yaklaşık çeyrek yüzyıl boyunca üzerinde çalıştığı bu yapıt için, “uğruna sağlığımı, mutluluğumu, ailemi feda ettiğim kitabım” ifadesini kullanmıştır.

Kapital Marx’ın bilimsel incelemelerinin en gelişkin sonuçlarını kapsar ve bu açıdan onun en büyük yapıtıdır. Genellikle üç ciltlik bir yapıt olarak bilinir. Birinci cilt 1867’de Almanca olarak yayınlandı; II. cilt, Marx’ın ölümünden iki yıl sonra 1885’te Engels tarafından, III. cilt gene Engels tarafından 1894’te yayına hazırlandı. Ama söz konusu olan aslında dört ciltlik bir kitaptır; çünkü Marx, iktisat teorisinin tarihini konu alan ve 1905-10’da Kautsky tarafından Artı-Değer Teorileri adıyla yayınlanan yapıtını kitabın bütününün dördüncü ana bölümü olarak tasarlamıştı.

Kapital’de Marx’ın en ünlü önermelerinin ardındaki muhakemeyi buluruz. Bu önermeler arasında, kapitalizmin ilerlemesi ve gerilemesinin temelinde üretimin yattığı; kapitalizmin tarihte iktisadi ilişkilerde sürekli altüst oluşlara dayalı ilk sistem olduğu; bir yedek işsizler ordusuna ihtiyaç duyduğu, iktisadi gücü tekeller hâlinde yoğunlaştırma eğilimi gösterdiği; ve bunalımların kapitalizmin ayrılmaz bir parçası olduğu görüşünü sayabiliriz. Marx, Kapital’in başından sonuna dek, kapitalizmin bu doğrultuda gelişmesinin emek ile sermaye arasındaki çatışmaya dayandığını gösterir. Anlatılan hikâye, işçi sınıfı ile kapitalist sınıfın, özellikle bunların iktisadi rollerinin nasıl doğduğu, geliştiği ve farklılaştığıdır.

Kapital, olgunlaşmış hâliyle Marx’ın tarih biliminin kapitalizmin, özellikle de onun iktisadi boyutunun tahliline uygulanışını temsil eder. Marx’ın Kapital’de okuru yüzleştirdiği sorular içinde, sürekli bir tema oluşturup yapıtın bütünlüğünü sağlayanları şöyle vurgulayabiliriz: Kapitalist ekonomi kendini nasıl yeniden üretir? Kapitalizm öncesi toplumların içinden nasıl doğmuştur? Gelişmesine, genişlemesine ve yozlaşmasına yön veren iç dinamik hangisidir? Kapitalizmin yüzeysel görüngüleri, temelde yatan ilişki ve güçlerden nasıl farklılaşır ve onları gizler?

Kapital’deki tahlil aynı zamanda Marx’ın diyalektik yönteminin uygulamalı örneğidir. Marx, kapitalizmi anlamak için onun en basit, soyut kategorilerini tahlil etmek, bunların karşılıklı ilişki ve çelişkilerinden hareketle, giderek karmaşıklaşan ve gündelik görüngülere uygun düşen kategorileri inşa etmek gerektiğini belirtir. Kapital’in üstünde yükseldiği ilke de budur.

Marx için, Kapital’in yazılışı, kapitalizmin mezar kazıcısı olma görevini yerine getirmede proletaryaya yardımcı olma yolundaki çabasının can alıcı bir parçasıydı. Günümüzde Kapital’i, aydınları ilgilendirecek akademik bir metin olarak ya da taşlaşmış bir komünizm anlayışının propagandacıları için bir dogma kaynağı olarak görenler bulunsa da yapıtın en güçlü yönü, yüz elli yıla yaklaşan bir zamandan beri, sosyalizm için mücadelelerin öncü kesimi içinde yer almış emekçi kuşaklarınca okunmuş ve özümlenmiş olmasıdır. Bu etkiyi gelecekte de sürdüreceği su götürmez.

Kapital için yazılanlardan...
“[Kapital’in I. cildi] kesinlikle burjuvaların (toprak sahipleri dâhil) kafasına şimdiye dek fırlatılmış en korkunç gülledir.” (Marx’tan Becker’e 17 Nisan 1867 tarihli mektup)

“Yeryüzünde kapitalistler ve işçiler bulunduğundan beri, işçiler için bu kitap kadar önemli bir kitap çıkmadı.” (Friedrich Engels, “Marx’ın Kapital’i”)

“Marx bize bir ‘Mantık’ bırakmadı; ama ‘Kapital’in mantığını bıraktı.” (V. İ. Lenin, Felsefe İncelemeleri)

“Elbette hepimiz ‘Kapital’i okuduk ve okuyoruz. Neredeyse bir yüzyıl var ki tarihimizin dramları ve rüyalarında, tek umudumuz ve tek kaderimiz olan işçi hareketinin çekişme ve çatışmalarında, yenilgi ve zaferlerinde onu her gün, şeffaf bir şekilde okuyabildik. ‘Dünyaya geldik geleli’ onu bizim için iyi ya da kötü okumuş olanların, hem ölmüşlerin hem yaşayanların, Engels, Kautsky, Plehanov, Lenin, Rosa Luxemburg, Troçki, Stalin, Gramsci’nin, işçi örgütlerinin önderlerinin, bunların destekçilerinin ve karşıtlarının: filozofların, iktisatçıların, siyasetçilerin yazılarında ve konuşmalarında durmadan ‘Kapital’i okuduk. Bölük pörçük, konjonktürün bizim için ‘seçmiş’ olduğu ‘parçalar’ hangileriyse onları okuduk. Hatta hepimiz ‘metalar’dan ‘mülksüzleştirenlerin mülksüzleştirilmesi’ne kadar birinci cildi az çok okuduk. Ama gün gelir, ‘Kapital’i harfi harfine okumak, metnin kendisini okumak gerekli olur.” (Louis Althusser, Kapital’i Okumak)

Sayfa Yükleniyor...