Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu: Şahsen idam cezasına karşıyım

Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu, Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi'nde idam cezasına yönelik soruyu yanıtlarken "Şahsen idam cezasına karşıyım" ifadelerini kullandı. Çavuşoğlu, parlamenterlere darbe girişimi sonrası eşiyle yaşadığı bir diyaloğu da anlattı.

Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu: Şahsen idam cezasına karşıyım

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi'nde (AKPM) soruları yanıtladı.

İspanyol parlamenterin darbe girişimi sonrası gündeme gelen idam cezasına yönelik sorusunu yanıtlayan Çavuşoğlu, "Darbe girişimi olduktan sonra böylesine bir travmayı atlatmak kolay değil. Vatandaşlarımızdan idam konusunda talepler geldi. Demokraside halkın taleplerine tamamen kulak tıkamak kolay değil" dedi.

Bu süreçte Avrupa'dan da tehditler geldiğini söyleyen Çavuşoğlu, "Zorlu süreci yönetmeye çalışırken Avrupa'dan bize tehditler geldi, sizi atarız diye. Bu kez halkın reaksiyonu daha zor olmaya başladı" diye konuştu.

Şahsen idam cezasına karşı olduğunu söyleyen Bakan, darbe girişimi sonrasında eşiyle yaşadığı bir diyaloğu da anlattı:

"Burada görev yaparken idam cezasının doğru olmadığını Belarus dahil anlatmaya çalıştık. Bu kolay bir süreç değil, bu süreci yönetmeye çalışıyoruz. Ben eşimi idam cezasının kötü olduğuna dahil ikna ettim. Eşim darbe girişiminin ertesi günü beni tehdit etti. Dedi ki idam cezası konusunda senin konumunu biliyorum. Ama bu sefer karşı çıkarsan senle ilişkilerimi gözden geçiririm. Ben hiçbir şey söylemedim. O anda tepki versem onun da tepkisi farklı olacak. 23 yıllık evliyiz ilk defa eşim beni tehdit ediyor. Benim eşim de o travmayı yaşadı."

Çavuşoğlu'nun açıklamalarından öne çıkan diğer başlıklar şöyle:

"Bugüne kadar sadece 179 milyon euro gönderilebildi, bürokratik sebeplerden ötürü. AB'nin kuralları var ama bu normal şartlar içn geçerli. Bu insanlara imkanları bir an evvel sağlamamız lazım. Biz AB ile bir anlaşma imzaladık. Aramızdaki Ege Denizi'nde yüzlerce insan öldü. Biz bunu durdurmak istedik ve AB'ye bir öneride bulunduk. 18 Mart'ta bir anlaşma imzaladık. Bu anlaşma düzenli bir şekilde uygulanıyor. Yunanistan'ın iade etmek istediği mültecileri geri alıyoruz. Biz AB ile 3 anlaşma imzaladık, birbiriyle alakalı. 

Binden fazla kaçak göçmeni aldık. AB ile de bir geri kabul anlaşmamız var. Vize serbestisi için şartları yerine getirdik, getiriyoruz. Bir tane terörle mücadele yasası kaldı. AB benim yararıma olan göç anlaşmasını uygulayalım gerisini uygulamayalım derse bu haksızlık olur. Biz bu sitemlerimizi AB'ye söylüyoruz. Cumhurbaşkanı Erdoğan biraz açık konuşuyor, rahatsız oluyorsunuz. En önemli adımları atan biziz bizim de isteklerimiz var. Sonra sizi tehdit etttiğimizi söylüyorsunuz. AB'nin cevabını bekliyoruz, umarım bu zorlu süreçte işbirliğimiz devam eder. 

"FETÖ'NÜN YARATTIĞI HASARI TAMİR EDİYORUZ"

Her şeyden önce Gülen bir terör örgütünün başıdır. Daha önce de 'de değişik girişimlerin arkasında olmuştur. 17-25 Aralık darbe girişimi ve Oslo görüşmelerini kaydedip, sızdırıp MİT Müsteşarı hakkında yargıç ve polisleri kullanan örgüttür. Gülen bu darbe girişiminin arkasında olduğuna dair yüzlerce belge ve delillerimiz var. Darbe girişimini Gülen'in talimatıyla yaptıkları itiraf ettiler. Gülen'in iadesini istiyoruz. Delilleri ABD'ye ulaştırdık. ABD'de dahil kimsenin darbe girişiminin arkasında Feto'nun olduğuna dair şüphesi yok. Gazetecilerin ve komutanların tutuklanmasına bunlar sebep oldu. Böylesine büyük bir şebekenin yarttığı hasarı tamir etmeye çalışıyoruz. 

"TERÖRE HİZMET EDEN YARGILANMALI"

Dokunulmazlık konusuna gelince... Kaldırılması genel bir durum değildir. Kürsü dokunulmazlığı deam ediyor. Herhangi bir konuda dokunulmazlık kalkmamıştır. Bugüne kadar suçlandığı dosyalarla ilgili dokunulmazlık kalktı. Bugün terör örgütüne silah taşımak milletvekili dokunulmazlığı kapsamında olmamalıdır. Teröre hizmet eden kişilerin elbette yargılanması lazım. 

BAŞKANLIK SİSTEMİ AÇIKLAMASI

Başkanlık ile ilgili referandum... ABD'de başkanlık sistemi var. Burada önemli olan demokrasi ve hukukun tamamen işlenmesi, güçler ayrılığının tesis edilmesidir. Bugünkü sistemde yürütme ile parlamento arasında güçler ayrılığı olduğunu düşünmüyorum. Sistemde var ama uygulamada tam tesis edilmemiş. Biz her zaman önemli konularda halka gidiyoruz. Halk ne karar verirse onu da kabul etmek durumundayız. 

"OHAL'İ BİZ DE İSTEMİYORUZ"

Olağanüstü hal bizim istediğimiz bir şey değildi. 3 aydan önce kaldırmak istedik ama 3 ay bile yeterli olmadı. Tehdidin tamamen ortadan kalktığına inanmıyor halkımız. Bu karmaşık bir çete. Bu konuda adımları atmazsak yine aynı durumla karşı karşıya gelebiliriz. Dikkatli ve titizlikle çalışıyoruz. Gerekli adımları atabilirsek ve tehdidin geçtiğinden emin olursak OHAL'i kaldırabiliriz. Milletimizin OHAL'e desteği yüzde 80'in üzerinde. Fransa bir yıla uzattı, eleştirmiyorum. Türkiye'de Fransa'daki saldırıya bir yıl içinde en az 10 saldırı oldu ama OHAL'i getirmeyi düşünmedik."

Sayfa Yükleniyor...