DİSK 1 Mayıs’ı nasıl kutlayacak?

Türkiye Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu yöneticileri yaklaşan 1 Mayıs öncesi bir grup basın mensubuyla bir araya geldi, o gün neler olacağını anlattı.

1 Mayıs Uluslararası İşçi Bayramı yaklaşıyor. işçi sınıfı ve solu 32 yıllık hasretin ardından geçen yıl Taksim Meydanı’na kavuşmuştu. 1977 1 Mayısı’nda binaların çatılarından kalabalığa ateş açılarak sebep olunan kargaşa ve katliamın ardından, 1978’de 1 Mayıs Taksim’de son kez kutlanmıştı. 1979’da Sıkıyönetim Komutanlığı 1 Mayıs günü sokağa çıkma yasağı ilan etmiş, yasağı kıranlar gözaltına alınarak şiddete uğramış ve böylece 32 yıllık büyük hasret başlamıştı.

1980 1 Mayısı’nın kutlanması da 1979’daki gibi yasaklanmış, zaten dört ay sonra da darbe olmuştu. 1980’lere gelindiğinde hem askeri rejim boyunca, hem de onun ürünü ve takipçisi olan Özal döneminde 1 Mayıs üzerindeki yasak devam etti. Türkiye’de anca 90’lara gelindiğinde yeniden kutlanmaya başladı işçi sınıfının enternasyonal mücadele ve dayanışma günü.

Salon toplantılarıyla başlayan 1 Mayıs kutlamaları zamanla meydanlara indi. İstanbul özelinde söyleyecek olursak Çağlayan ve Kadıköy gibi alanlarda kutlamalara izin verildi. Taksim ise yasaktı.

Katliamın tam 30. yıldönümünde DİSK ve KESK’in öncülüğünde ve bazı siyasi parti ve grupların da desteğiyle Taksim’i geri almak için harekete geçildi. Sonraki yıllarda da sendikaların ve sosyalist solun Taksim inadı sürdü. 2007’de ve 2008’de polis şiddetiyle karşılık verilen Taksim’e çıkma girişimine karşı 2009’da da güç kullanıldı, ancak bu sefer 3000 kişilik sembolik bir topluluğun meydana girmesine izin verildi.

Taksim inadı nihayet geçen yıl tam anlamıyla sonuç verdi. Üç yıllık zorlu bir mücadele sonunda Taksim 32 yıl aradan sonra yine ‘1 Mayıs Alanı’ oldu. Başını DİSK’in çektiği toplumsal güçler Başbakan’dan İstanbul Valisi’ne kadar devlet erkânının geniş bir kesimince hedef alındı, bazı köşe yazarları Taksim mücadelesinde “Ergenekon” parmağı aradı. Ama sonuç olarak, 2007’den beri hız kazanan ancak geçmişi çok daha eskiye dayanan Taksim’i geri alma hedefine ulaşıldı.

Yaklaşan 1 Mayıs öncesi bir grup gazeteciyle bir araya gelen DİSK Genel Sekreteri Tayfun Görgün toplantının başında tam da bu noktaya dikkat çekti: “Bizim 1 Mayıs’la ilgili üç öncelikli talebimiz vardı: Taksim’i geri almak, 1 Mayıs’ın resmi tatil olması ve 1977’nin aydınlatılması. İlk ikisini elde ettik. Şimdi sıra en önemlisi olan üçüncü talebimizde”.

"MİLYONLAR AÇ, MİLYONLAR İŞSİZ…"
Görgün’ün yanı sıra DİSK’in genel başkan yardımcılarından Ali Cancı ve İsmail Yurtseven ile Örgütlenme Dairesi Başkanı Ali Rıza Küçükosmanoğlu’nun da ev sahipliği yaptığı toplantıda, DİSK’in bu 1 Mayıs için, küresel bir perspektiften kapitalizmi hedef tahtasına oturtan bir ana slogan seçtiğini öğrendik: “Milyonlar aç, milyonlar işsiz, işte kapitalist sisteminiz”.

DİSK’in İşçi Bayramı’ndaki gündemini oluşturan ana konular ise; ifade özgürlüğünün önündeki artan engellere ve ülkedeki genel baskı ortamına karşı daha fazla demokrasi, güvencesiz çalışmaya karşı çalışanların hakları, nükleer santral karşıtlığı ve doğayı tahrip eden HES’lere karşı direniş.

DİSK’E BAZI ÖNERİLER…
Toplantıya davet edilen basın mensupları da gerek yaklaşan 1 Mayıs için, gerekse biraz daha uzun vadeli konu başlıklarında çok sayıda görüş ve öneri dile getirdiler. Davet sahipleri bu önerileri dikkatle dinleyip not aldı. Hepsine birden yer vermek imkânsız olduğu bu önerilerden bazılarını, anonimleştirerek buraya aktaralım:

- 1 Mayıs 1977’nin aydınlatılması talebi çok önemli ama bunun için geçmişten bugüne Kontrgerilla’nın / Derin Devlet’in işlediği bütün suçların aynı çuvala konup “hepsi aydınlatılsın” denilmesi sonuç verici olmaz. Odaklanılmalı, kapsam daraltılmalıdır. 1977 1 Mayısı kendi bağlamında ele alınmalı. Nisan 1977’de Ecevit’e Anadolu’nun çeşitli yerlerinde saldırılar düzenlenmesi ve İzmir’deki suikast girişimi, 1 Mayıs katliamı, Haziran başında Başbakan Demirel’in Ecevit’e “suikasta uğrayacaksın” uyarısında bulunması ve zamanın Kara Kuvvetleri Komutanı’nın apar topar emekli edilmesi bütünlük içinde değerlendirilmeli. 1 Mayıs 1977’de olan, yalnızca birkaç aya yayılan ve ordu içindeki MHP yanlısı bir cuntanın tertiplediği olayların en önemlisi. Bu cunta Haziran’da tasfiye edildi ve o günün olayları böylesi dar bir bağlamda kamuoyuna hatırlatılırsa / öğretilirse Taksim katliamının aydınlanması kolaylaşır. Günümüzün iktidarı spesifik olarak bu olayın ardındaki gizlerin açığa çıkmasına direnmeyebilir.

- Geçen 1 Mayıs töreninde kürsüden ‘1 Mayıs Marşı’nın Kürtçesi, Ermenicesi ve Lazcası söylendi. Ama ses sisteminde bir bozukluk oldu (veya yaratıldı) ve en öndekiler bile koroyu duyamadı. Bu sene gene bu dillerde marş söylenebilir, hatta günün enternasyonal boyutuna vurgu amacıyla İngilizce de söylenebilir. Bu coğrafyada yüz yılı aşkın bir süre önce 1 Mayıs’ı ilk kutlayanlar Gayrimüslim emekçiler olduğu için Ermenice 1 Mayıs Marşı bir kadirşinaslık da olacaktır. Farklı dillerde marşın söylenmesi “işçi sınıfının birleştiriciliğini” de vurgulayacaktır.

- Mitingde doğrudan AKP’nin hedef alınması yanlış olur. Sonuçta günümüzde emekçi sınıfının en çok oy verdiği parti AKP’dir. Mitingde ve konuşmalarda belli başlı talepler net bir şekilde ortaya konmalı ve hangi parti bunlardan yararlanacaksa yararlanmalıdır, ister AKP olsun ister CHP… Bunun vurgulanması gerekir. 1 Mayıs’ın seçimler öncesine gelmesi bir fırsattır bu bağlamda, ama “bu bir fırsat, hadi değerlendirelim” gibi bir yaklaşım ters teper.

- Özellikle Süleyman Çelebi’nin CHP’den adaylığının da etkisiyle, medyanın bir bölümü mitingi CHP ile özdeşleştirmeye, bunu bir anti-AKP etkinliğiymiş gibi sunmaya gayret edebilir. Medya bu bakış açısıyla miting meydanındaki bir takım manzaraları kollayabilir. 1 Mayıs’ın CHP ile özdeşleştirilmesi çabalarına karşı dikkatli olunmalıdır.

- Kürsünün yuvarlak kürsü olarak meydanın merkezinde bir yere yerleştirilmesi, ayrıca Mecidiyeköy gibi farklı yerlere büyük ekranlar konularak Taksim Meydanı’ndaki kutlamanın canlı yayınlanması yararlı olabilir.

- Miting bittikten sonra katılımcılar meydanı temizlemeliler. İşçi Bayramı’nın kutlanmasının ardından meydanın temizlenmesinin belediyenin temizlik işçilerine bırakılması hazin bir görüntü teşkil edecektir.

- Kürsüye gelenlerin konuşmalarını kısa tutmalarında fayda vardır.

Sayfa Yükleniyor...