Doğa yoksunluğu sendromu

Günümüzde şehir ve ilçelerde büyüyen çocukların doğayla temas imkanları son derece kısıtlı. Çocuklarımız artık bitkileri, böcekleri, çiftlik hayvanlarını, kurbağaları, dereleri, sadece kitaplarda ya da televizyonda görüyor, yediklerinin nereden geldiği hakkında bile bir şey bilmiyorlar.

Doğa yoksunluğu sendromu

Ne yazık ki eğitim sistemimiz de kapalı mekanlarda, soyut kavramların öğretilmesine dayalı. Yeni kuşaklar için doğa giderek uzak ve soyut bir kavrama dönüşüyor.

Çocuklarımızın zamanlarının çoğunu kapalı mekanlarda, elektronik aletlerle geçirmesinin birçok fiziksel ve psikolojik rahatsızlığı (örneğin obezite, hiperaktivite, kaygı bozuklukları, depresyon, uyum sorunları, şiddet eğilimleri) tetikleyen ya da ağırlaştıran bir etken olduğu artık biliniyor. Son yıllarda yapılan bilimsel çalışmalar şu gerçeği açıkça ortaya koyuyor: Doğasızlaşmanın çocuklarımıza bedeli çok ağır. Amerikalı araştırmacı yazar Richard Louv (2008) bu olguyu “doğa yoksunluğu sendromu” (”nature deficit disorder”) olarak tanımlıyor.

Sayfa Yükleniyor...