Doğal afet tehlikesi sürüyor

Birleşmiş Milletler’e bağlı bir kurum, felaketler bakımından en çok risk taşıyan ülkelerin listesini hazırladı. En riskli ülkeler: Bangladeş, Çin, Hindistan ve Endonezya...

Doğal afetler insanoğlunu tehdit ediyor. Birleşmiş Milletler’e bağlı bir kurum, felaketler bakımından en çok risk taşıyan ülkelerin listesini hazırladı.

Kısa adı “ISDR” olan BM'in “Uluslararası Afet Riskini Azaltma” Programı, bu konuda risk taşıyan ülkeleri sıralandırmış. Ve tabii doğal afetlerden en çok etkilenenlerin, yine en yoksul ülkeler olduğu ortaya çıktı.

Deutsche Welle'nin haberine göre;

Doğal afetlere kurban gitme riskini taşıyanların yaşadığı ülkelerin başında Bangladeş, Çin, Hindistan ve Endonezya geliyor. BM Risk Azaltma Program’ını kaleme alanlar, can kaybına yol açan başlıca doğal felaketler arasında depremleri, tropik fırtınaları, sel baskınlarını ve toprak kaymalarını sayıyor. BM Genel Sekreter yardımcısı Margareta Wahlström, bir ülkenin afet tehlikesiyle karşı karşıya olduğunu, sadece kayıtlara geçen doğal felaketlerin belirlemediğini vurguluyor ve devam ediyor:

TEHLİKENİN DERECESİNİ BELİRLEYEN FAKTÖRLER
“Tehlikelerin derecesini, insanların nerede yaşadıkları, kentlerin, okulların hastanelerin nerelere kurulduğu belirliyor. Tabii kamuoyunun tehlikeler konusunda bilinçlenmesine, eğitim ve yatırımla da ilgisi var. Ama tüm bunlar hayata geçirilmiş olsa bile yine de afetler devam edecektir. Bu yüzden de iyi bir doğal afet önleme programının ve iyi bir doğal felaket yönetiminin olması vazgeçilmez bir gerekliliktir. İşte bu önlemleri birçok ülkede gerçekleştirmek mümkün.”

Afetlerden toplumun özellikle yoksul kesimlerinin etkilendiği, doğal felakete uğrayan bölgelerde ülke hükümetlerinin de etkili olduğu belirtiliyor. Filipinli Senatör Loren Legarda, afetlerin en fazla meydana geldiği, en riskli ülkelerden birinde yaşıyor. Filipinli politikacı, tehlikelerle burun buruna yaşamayı da öğrenmek gerektiğini söylüyor:

“Doğal felaketlere karşı fazla bir şey yapamayız. Ama eğer afetlere karşı iyi hazırlanmışsak, orantılı olarak tepki gösterebiliyorsak ve afet önleme programlarını ülkelerin kalkınma programlarına dahil ediyorsak, o zaman doğal tehlikelerin mutlaka afetlere dönüşmesi gerekmez. Doğal felaket riskleri yoksulluğun da hem sebebi, hem de sonucudur. Kent yerleşim bölgelerinde hükümetin kötü yönetimi, ileriyi görememesi ve hatalı imar programları afet riskini daha da arttırıyor.”

FİLİPİNLER’İN JAPONYA’DAN FARKI
Filipinler gibi aslında Japonya da kasırgalar ve depremlerle baş etmek zorunda. Ama Japonya afet riskinin yüksek olmasına rağmen, BM’in tehlikeli ülkeler kategorisinin alt sıralarında yer alıyor. Japonya zengin bir ülke ve afetlerle mücadeleye yoğun maddi kaynak ayırabiliyor. Ancak BM Genel Sekreter Yardımcısı Margareta Wahlström, Japonya’nın geçmişte yaşadıklarından ders almış olmasının da son derece önemli olduğunu belirtiyor:

“Japonya'nın afet riski son derece yüksek, ama toplum iyi örgütlenmiş. Geçen 20 yılın ağır deprem felaketlerinden sonra büyük yatırımlar yapıldı. Afet erken uyarı sistemi mükemmel işliyor, Tsunami ya da deprem sırasında neler yapılacağı konusunda öğrencilere sık sık alıştırma yaptırılıyor. Tüm bunlar göz önünde tutulduğunda, afetlere karşı gerçekten de bir şeyler yapılabileceği anlaşılıyor.”

BM, örneğin iklim değişikliği sonucunda ortaya çıkan yeni tehlikelere karşı önlem alabilmek için doğal felaketler konusunda biriktirdiği verileri sürekli güncellemek amacında. BM’e bağlı “Risk Azaltma Programı”nı hazırlayan uzmanlar, dünya üzerindeki her ülkenin afet riski taşıdığını, sadece daha az ve daha çok riskli ülkeler bulunduğunu belirtiyorlar ve bu çerçevede afet önleme programlarının öncelik taşıması gerektiğini vurguluyorlar.

Sayfa Yükleniyor...